25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cezmi Ersöz adında bir istiridve AKGUN AKOVA ezmi Ersöz'ünyenikitabı "Hayallerini Yak Evi lstt"\ elime alınca, nedense bir fotoğraf düştü aklıma. Yıl 1992. Mart'ın 21'i. Cezmi ile Gebze'de çektirdiğlmiz bir fotoğraf... Kar yağıyor, ellerimizde bircr çanta, kol kola girmişiz. Ikimizin katıldıg'ı bir söyles,i sonrası: "Vnutulan ve Dısta Kalan tnsanlar"... Nercdcysc yedi yıl olmuş... Yedi yılda üreteceğimiz onca kitap, yüzlcrimizden okunmuyor, ama Cezmi'nin yüzü bugünkü gibi; hüzün dolu dalgın bir çocuk yüzü... O hüzün dolu dalgın yüze bakınca, Cezmi'nin el kitabı olan "Son Yüzler"dcki kırk yıllık tebessümün sahibi Madam Anahit'in, varoluşçu boyacı Hayri Tonozlu'nun, martıları tentürdiyotla tedavi eden Balıkçı Özcr'in ya da klarnetiyle çaldığı caz ezgileriyle şimdi öbür dünyayı şenlendiren Hrant Lusikyan'ın yüzlcri düş"üyor belleğime. Benim için önemli bir söz söylüyorum: Cezmi Ersöz'ü "benim yazarlarım" arasınakatan yazı "Rus Gelinler"dir. tlk kez Cumhuriyet'in Pazar Eki'nde yayımlanan ve Kayseri Sümerbank tşletmesi'nin 1933'de Moskova'daki tekstil okullarında okumak üzere gönderdiği yedi mühendisin evlenip Türkiye'ye getirdiöi yedi Rus kızının trafik öyküsü... Gittıkferi ülkede "hepsizalim birmeleg'in elinedüşmüş gibi hırpalanan" yedi genç kız... Bu yazı, Cezmi nin daha bir kitaba konacak en güzel adlardan birini sahiplenen Hayat, Bir Emrin Var mı?"s\na konuk oldu. "Son YüzleAc, "Aykırı Yazılar'iz, "Istisnalar Kaideyi Bozar'ia çizilmeye başlanan Cezmi Ersöz çizgisi, "Saçlarımn Kardeş Kokusu", "Annelik Öyunu Bitti", "Kafk.a Market", "Kırk Yılda Bir Gibisin"\e bir ıslak çamaşır ipi gibi sürüp gi. derken karşılaştığı tepkilcrle bana hep Özdemir Asaf'ın "Susu" adlı şiirinin başlangıcını anımsattı: "Yazmasam değil,/ Yazıp üstünü çizsem ./ Ne olur. ../Yabirşey, ya birşey dc g"il.../Birigelir, altmdakiyaztyt,/Btri, üstîtndek.i çızgıy( okıtr." C f Cezmi Ersöz için dc böyle oldu. Leman'daki yazıları sürüp kitapları ardı ardına ekleıımeye başlayınca, kimi altındaki yazıyı, kimi de üstündeki çizgiyi okudu. Cczmi Ersöz, genç kuşaeın gözünde bir prototipe dönüştü. Çünkü, yazar ve okur ilişkisinde özgün bir açı yarattı: Okurların karşısına ultrason, t o mografi ve röntgen cihazlarından geçmiş gibi çıktı! Bir yazarın "iç kanamaları bu denli "dışa açık tutması", okurlarca büyük bir samimiyet duygusunun işareti olarak kabul görürkeiı, özellikle genç kızlar, belki de ilk kez kcndilcrinc bu kadar yakın ve duygularını bu kadar şaşırtıu bir gerçekliklc dile getiren bir yazarla karşılaştıklannı düşündüler. Kautalizmin ve yükselen değerlcrin yalnızaştırdığı, yabancılaştırdığı ve örgütlü lükten uzaklaştırdığı bu genç insanlar Cezmi Ersöz'ü bircdebiyat peygamberi olarak kutsaddar. lçinde bulundııkları, ama neye benzedigini bir türlü anlaya madıkları kafesin duygusal koordinatlarını bir yazar onlar için çiziyordu. Bu kııtsanma, Ersöz'e kronik okurlar kadar, edebiyatçı düşmanlar da kazandırdı. (), birçok yazar gibi okura tepeden bakmak yerine, onlarla birlikte ağlayan, tartışan, içki içen, sarhoş olan bir yazar portresi çizdi. Ulkenin en "yazar görmedık' yerlerine bile gitti, konuştu, söyleşti, kitap imzaladı. Hatta yaşamı ve insanı savunan önüne gelen her metni de imzaladı! Sokak eylemlerinde, (^umartesi Anneleri'nin yanında, üniversiteli gençlerin yaSAYI 474 Ersoz'ün kronik okurları nında yerini hep aldı. Kim ne derse de sin, kcndine özgü bir aydın ciııyarlılıöı var Ersöz'ün. Herkesin akıllı olmakla övündüğü bir dünyada, o duygulu olmanın erdemlerinden sözediyor, "Ey Türk Gençliği, birinci vazifeniz sevişmektir!" diyordu, "Bir daha o acımasız köylüler devrim düşüne asla el sürmesinler!" diyordu. "Sevgilerine kaza süsü verilen bu nayattan dışarı çıkmam gerek" diyordu. "Yağmurun sesıni duymak için susmak gerelcir" diyordu. Ersöz, erkek egemcnliğinin kol gczdiği dünyada, birer kirpi gibi dikenlerini saöa sola batıran yazarların aksine, okura karnının yumuşak bölgesini, zayıflık larını göstercn bir yazma biçimi seçti. Kendini gizlemedi, kaçmadı okurdan. Ve belki de, insanların kendilerini kcndilerinden bile gizlediklcri bu dünyada bu denli su yüzüne çıkmanın becfelini yasamı boyunca ağır ödedi. Çünkü, al çakgönüllülük ve samimiyet, görüldüğü yerde ezilmeye çalışılıyordu. "Şehirden Bir Çocuk Sevdin Yine" ve " Yok Karşdığı Yüzünün"le "herkesin ilk aşkına benzeyen ve kendisine rağmen var olan" yüzlerini yüreğin vuruşlarıyla dizelere dökmcye çalıştı. Şimdi, "Hayallerini Yak Evi Isıt"la gözgözeyiz. Kitap, Cezmi Ersöz çizgisi nin yeni bir uzantısı olarak okıırun karşısına çıkıyor ve şiirlerle düzyazıların içi çe yaşadıgı bir kâ^ıttan ev görüntüsü veriyor. "Hayallerini Yak Evi Isır", bir aşk kırgınlığının, ihanete uğravıs,ın ertesinde içilen demli bir çayın, "duvara çarpınca kalbin ne kadar acıyacağını biımenin" kitabı... Daha da içe dönüşün, bir cam gibi kırılıp dağılışın kitabı. Birbirlerine duydukları scvginin anne ve babalarının hayaletlerini aramaktan başka bir şey ol madığını anlayan kadınlarınla erkeklerin; herkesin birbirini yok cttij^i, yıktığı biroyunun içinden çıkıp gelmiş sözcüklcrin; kapanmayan aşk yaralarının, sonsuzaertelenmişhayatlarm kitabı.... Kita bın yazı başlıkları bile bu duygusal atmosferi bize anlatmaya yeter: "Kalbini Bir Tssızlığa Emzirirsin", "Sevgilinin Hasta, AcıÇeken,EksikYanı...","Uyur, Bir Daha Uyanmazdın", "Yctim Sevinçli Aşkımız", "Yıllardır Terkedilmiş Bir Istasyon Gibiyim", "Biliyorum Bu Vara Hiç Kapanmayacak!", vb... "Büyümek Dedikleri Aslında Hep Bir aşk kırşınlığı yer böyle, hem hep birlikte güçleniyoruz \us ve sıranı bekle, derler. Büyümek derler adına, kuşlardan, mev•itmlerdcn, deniz kıyılanndan, özgürlükten, düşlerden, sokaklardan bile korkııturlar ıntam. Duygusallık kesin sonuç vermez, bize kesin sonuçlar gereklıdir, derler Somut, nesnel, elle tutulur olmalıdır her sey... Sonra hayatın üstüne perde çekilır. Bayağılık örter her seyın üzerini. Boğuntu, kasvet... Büyümek derler adına, pahalı oyuncaklarla değiş tokuş edilir heyecanlar, ö/keler karşı çıkii, serserilik düşleri. . Benlik içeri çekilince ve üzeri boşluklarla örtiitünce büyük bir yorgıınluk ve korkıı başlar... Korkularveyorgunluklarla değisto kuş edilir çılgın aşklar, alıp başıııı bılmedigin yollara düşmek, kazandıklarını tek bir jesl için bir anda kaybetmeyi göze almak... Binalar yükselir, yatınmlar büyür, gelışrne hızlantr, iktidarlar güçlenir, ama insanlar ıtmutsuzluktan delirmış defıne avcıları gibi birbirlennin gövdesinde kayholmuş aşklannı ararlar... Büyümek derler adına, kımse kimsenin gözlerinın içine bir daha kurkusuzca, saf bir su gibi bakamaz... Aşk aslında birınin gelip yarana dokunmasıdır... (Jzamanyarant örten, seniboÜşümektir" başlıklı yazıya bir göz atmaffan o büyük bnşluk aralanır. îste o zaman mız sanınm yaraılı olacak: korkuların biter, utançdiner Anlarsın ki, "Yaraltsın Yaralıyım. Çünkü yaşıyor o boşluk sana aıt değıldir. Asltna döner olmak bazı kalpleriyaralar Bu hayatı bnysin, ilk haline, yaralı haline... Yara iytlelc çınlçıplak gnrmck, hiç kontnmadan ona öylecc ve yıllarca maruz kalmak ya şir mi peki? Hayır, ne kadar büyük ve güçlü olursa olsun hiçbir aşk bu yarayı raîar bazı ın%anlan .. Yara Açıklır ve hep içerlere isler l \aya iyileştiremez Buyara yaşamaktandtr çünkü, yaşamanın ta kendisidir..." tı scnin gibi görmeyenlere anlatsan dinCezmi Ersöz, bir istiridyedir! Aslında, lemezler, dıtuescler ınanmazlar: Bız öyle gnrmüyoruz, senin ruhun hasta, derler. bütün yazarlar birer istiridyedir! Çünkü onların yapıtlarını yaratım süreci, istiKcndın gibi birini bulana kadar haitaunridyenin inciyi oluşturma sürecinin ayni dır... sıdır. Bu konuyu önce Virginia WoEvet, aşk yoksa hayat hep bir akşamtn oluşu gibidir, ömrün anlamsızlı$,ı o kızıl, olPdan okuyalım: Psikologlara kalırsa yazar bir istiridyeo düş yorgunu ışıklar gibi vurur yalntzlık pencerene. Kalbındekı yarantn acısı, o yü dir, onu kumlu çakıllı olgularla besleyin, rek yanması daha da büyür... Oysa dtşa çirkinliklerle rahatınt kaçırın Sıze bir inci üretecektir." rıda küçümsenır duygulann, alaya altntr gözya$tn. Çünkü kalkınma, güçlenme zaYazarın mutsuzkığu manıdır. Binalar yükselir, çelık kablolar Yazarlarla inciler arasındaki bağı yavaş sararşehrı Yatınmlar büyür, gelişmehtz yavaş kurmaya başladığımız şu sırada, Unır, ug"ultıdar yükselir ve berkes gizlice sözcük evimize bir bilim adamını konuk evinın altına derin siperler kazar. Dyugu edelim. Babasının "Calypso" adlı gemi lar, anlar, sayıklamalar, tuhaf rüyalar, her sinde bir balıkçocuk gibi büyümüş olan seyt bıraktp bir eve, biradaya, uzun biryo Jean MicheleCousteaıT, Woolf'un ta la kapanma düslcri gömülür içine telaslı nımının doğruluğunu nasıl da kanıtlıyor: bir nefretle ".. Inci, başlangıçta ıstıridye için can sıGömülür, gömülür en derine insana kıct bir şeydir. Istiridye kendisıni rahatsız kendisinı hatırlatan her şey. eden bir maddeyi örnegin bir kum taneEn yakın arkadaşm beyaz adam olur, sini ya da mercan parçasınt anıden dışarı sen ktzılderilı kalamay inatettikçe. Ailcn fırlatamazsa kabuğunu oluşturan kalsısömürgea efendilerin olur, sen siyah ol yum karbonat ve aragonit salgtsıyla, onu dugımu mklamazsan. Topraklarından, va çepeçevre sararak nötralize eder. fstiridyetanından sürmek ister seni iklidara göz di yi rahatlatan bu savunma sis/emi inciyi ken i$ arkadaşların Savunursan yaralı oluşlurur, bu kaplama ya da dev sedef, kalbint, Kavunursun gözyaşını. özgün nüvenin etraftnı sarar ve sertlcşir. Şımdi güçlenme zamant, şimdi kalkınBu süreç on yıl, hatta daha fazla sürer." ma zamanıdır onlara göre; ilerlemek, kenArtık, inci için şunları söyleyebiliriz: dini kanıtlamak ve "adam olmak"için onInci, istiridyenin mutsuzluğundan doğar lar gibi olmalısındır Tıpkı şiirin, öykünün, romanın yazarın liüyümek denır adına, bcnlig'ini içeri, mutsuzluğundan dog'dug'u gibi... Cezmi Ersöz de, bir istiridyedir, ama onun in çok daha içeri çekersin. Saklarun yaralı cisi bcyaz değil, yüzeyinden sıkınrı sızan kalbını, gözyaşını içine akılırstn. Perde iri, gri bir incidir. Belki de, onu degerli üstüne perde çekersin. Saklarsın yaralı kılan budur. Ersöz adındaki istiridyenin kalbini, gözyaşını içine akttırsın. Perde üstüne perde çekersin çocuksu düşlerine, içinde sürekli gezinen sis, o inciyi okurdan gizleyemez, çünkü o sis istiridyenin aykırılıSına, ıçınden konuşmalarına... Kapalı kapılar ardında ararsın hakkını iç sıkıntısının bulutlaşmış halinden başBüyük, küçük ödünlere hölersin hayatını. ka bir şey deöildir. Cezmi Ersöz adında Vzlaşarak, susarak, görmezlikten gelerek, ki istiridve de, bu sisin içinde yazar yasıranı bekleyerek ilerlersın. Zehirlene ze zılarını. Hayallerini yakar ve hüzün de nizinin üstündeki evini ısıtır. Ve belki de, hirlene, adım adım batarak... o evin içinde kendisi de kül olur ve Alternatijın yok, derler, gidecek yerın yok, derler, insanlar unutkan, derler. Aç denizin köpüklerine karışır, kimbilir..." kalırsın, kapını kimseler çalmaz. tşsiz ve para.sızkalırsan wnıgören insanlaryolla Hayallerini Yak Evi Isıt/ Cezmi Errınt değiştirir, derler. Bozma oyunu, her söz/ Çtnar Yayınları/ VJV8/ 104 s. SAYFA S CUMHURİYET KİTAP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear