Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Golgeden guneşe kavuşturulan parçalar COCAELI VP TESİ yanıyla içcrde uyandırdığı yankılar ara sında bir denge değişimi olduğu ortaya çıkıyor. YazdiKİarımı bastan sona topluca okuduğumda, temel düşüncelerimin, toplumsal ve sanatsal yaklaşımlarının sürmesiyle birliktc, yaşamla değinme yu zeyimin daha da genişlediğini, birtakım kavram ve sorunlarla daha çok küçük gözlemler, gündelik ayrıntılar üzerinden etkileşime girdiğimi görüyorum." (Golgeden Güneşe, s.6, Istanbul, 1999) Sözgelimi, Ingiltere'de bir hekimin bekleme odasındaki insan gözlemleri, ozanı, insan felsefesinin sorunlarını düşünmeye götürüyor: "Bir sağlık kıırumu nun beklenıe odasinda. Karım içerde, denetimden geçiyor. Sırasını bekleyen kadınlarla bir arada oturuyorunı. O çok iyi bildiğim yapay ilgisizlik ortamında. Ingiltere, bunun en yoğun yaşandığı yer. Araçlarda olsun, böylesi kapalı yerlerde olsun, insanların suratları balmumundan birer maske sanki. Balmumundan, ya da bakışlann delip geçemediği bir sıvadan. 'Orda olduğunuzu konuşmayan, selâınlaşmayan birini oynuyorlar. Hepimiz ordayız, ama sanki oda için ordayız; birbirimiz için değil. O katılaşmış yumıırta akından sessizliği çatlatıversek, altındaki sesler birden boşalıp odayı dolduracak. Düşünüyorum: Insanlar nasıl buhalegeldi.kaçyüzyılda.hangiaşamalardan geçerek? (s.27) Bu yabancılaşmış insanlar günlüğün başka zamanlarında ve mekânlarında da lcarşımıza çıkıyorlar. Bazan ozanla selâmlaşıyorlar, bu değişik tutum da bir sorgulama konusu pîuyor. Golgeden Güneşe'nin, Kemal Özer'in dünyanın birçok yerindeki gözlemlerini biraraya getirmesi onun en değerli niteliklerinden biri bence. Şiirindtki cvrcnsel boyutıın yaşamına ve düşüncelerine de günlükler kanalıyla girmesini sağlıyor. Golgeden Güneşe'nin Londra, Bristol, Krefeld, Mulhouse, Kopenhag, Hamburg, Stutgart, Berlin, Bratislava, Köln'de yazümış bölümlerinde, gezi yazısı kalıpları içinde yazdmış izlenimler bulunmuyor. Yazarın düşünüŞÜndeki temel sorunları sorgulaması için oluyor buralardaki gözlemleri. Sıuçlarıkavramlann yeni tanımlarına göu sorgulama bazan yepyeni kavramlara veya lık kavramıyla karşılaştırıyorbizı. 60 yaşında olmanın nasıl bir şey olduğunu soran okuruna verdiği yanıtı günuiğe şöyle geçiriyor: "Çokça düşünmeden, ona ilk söylediğim 'Hız' oldu. Yaşlanmak, insanı yavaşlatacagına hızlandırıyordu. Çünkü ertefeme şansmız kalnııyordu artık. Ne yapacaksanız yapmalıydınız. "Şimdi dursun, sorna yapanm" deme şansınız her geçcn gi'm azalıyordu. Ve, irili ııfaklı o kadar çok 'yapmak istediğiniz' vardı ki! Bir de buna, yaptığınız işte ustalaşmayı, becerinizin doruğuna çıktığınızı eklemeliydiniz. Şöyle düşünebilirdiniz: yeni başlayan bir yazar adayının yıllar sürecek hazırlığını siz çoktan geride bırakmıştınız. Yıllar sürecek tasarlama sürecini bütünlemiştiniz. Üslup denemeleri yapmaya, anlatım tekniği olıışturma çabasina vakit ayırmanız gerekmiyordu. Üretim üzereydiniz. Tek sorun, eksilen zamandı ve çalışma gücünüzdü. Sizi tek düşündüren, tasarılarınızın sayıca çokluğuydu." (s.5152) Yazarın daha sonra, tngiltere'de bir kiyı kasabası Westonsupermare'da tanık olduğıı yaşldar (s. 150/152), bu yaşhlık kavramına yeni boyutlar ekleyıp onu zenginleştiriyor. Golgeden Güneşe, sanatçının olgunluk döneminde, yapıtının okurla buluşma anlanna tanıklık etmesiyle de önem kazanıyor. Şiir anlayışını işçi sınıfının bilinçli ve duyarlı kıfınması doğrultusunda geliştiren Kemal Özer'in, bu sınıfla ve genç okurlarla yüzyüze geldiği, başarılı bulusmalar gerçekleştirdıği bir döneme ışık düşürüyor Golgeden Güneşe kitabı. Bu, aynı zamanda, genel anlamda sanat çıizleyici ilişkisinin irdelenmesi için de veriler sağlıyor. Kemal Özer in emekçi toplantılarına katıldığını, bu sınıfın eşitlik, özgürlük mücauelesini bu boyutuyla süraürdüjünü görüyoruz: "Kendimi sahnede, kaabalığın karşısında görüyorum örneğin. Kemal özer, Kocaeli Üniversftesi Şiir Okulu'nun açılış konuşmasını yapıyor. B. SADIK ALBAYRAK Kemal Özer'in sanatı, yaşamdaki çelişkileri ve sorun yumaklarını toplumsal tarihi bir bakışla görünür ve bilınir kdıyor. Bu sanat yaratımında, insan tekini toplumla kaynaşmış., geçmişin, geleceğin sürekliliğinde ve bugünün gerçekliği içinde karşımızda buluyoruz. Yani kendimizi buluyoruz. Bu, Kemal Özer'in sanatının temel niteliİderinden yalnızca biri. Bu sanat yaratımı, elbette yalnızca bir sergilemc değil, o aynı zamanda etkinliğiyle insanın verili gerçeklikteki olanaklarını aşama.sını zorlayan bir etkileme odağı. Sanatçının, insanı tarihi toplumsal bütünlüğü içinde ele alma ve sunma yöntemini kendi yaşamına da uyguladığını görüyoruz. Kemal Özer'in günlükleri, sanatçıyı, yaşamına anlam veren sanat etkinliği içinde sorunları ve arayışlarıyla ortaya koyarken, ozanın sevdiği bir kavramla söylersek, "çağdaş" bir sanatçının dünyadan, toplumdan ve çağının insanından sorumlu yasamını da bütün insanlığa açıyor. 1980'den sonra yayımladığı toplu şiirlerine verdiği adla "çağdaş ve boyun eğmeyen" bir ozanın yaşam serüveninin içten sergilenişinin yanısıra, çağına tanıklık eden bilinçli bir sanatçının değerlendirmelerini içeriyor. Günlükler, iki ciltlik Tanık Günler'den (19631993) Golgeden GÜneşe (1994/" 1998) vol alırken, ozanın yaşamındaki içsel değişime de ışık tutuyorlar. Golgeden Güneşe'deetkinliğini sorgulayan ozanın, bunun yanısıra, yaşamın anlık gözlemlerinden kalkıp, yasam üstüne dana yeni ve felsefi düşüncelere ulaşma çabası ağır basıyor. Tanık GÜnler in ikinci kitabında dünyaya açıldığını izlediğimiz ozan, Gölge den Güneşe'de bütünüyle bir dünyalı kimliğiyle karşımıza çıkıyor. Küçük ayrıntılar üzerine gözlemlerinden kalkarak vardığı; zaman, insan, toplum, yaşam ve ölüm üzerine düsünceler bu evrenselleş,menin güncedeki yansımalan, Kemal Özer, güruüklerindeki bu ilgi gelişimini sunuda şoyle vurguluyor: "Son beş yılda bu yolculuğun daha çok bir iç yolculuğa dönüştüğü, dıştan görünen SAYFA 6 S yapan adam"a geçiş sürecini not ediyor; bazan "Haftasonu Evi"ne çekiliyor, geçen günlerin dökümü yapıyor. Gençferle buluşuyor, "sözcüklerin içinde eriyip gidiyor . Gözaltında kayınlann olduğu bir toplumda "gözönünde kayıplar"ın da olduğunu ortaya çıkarıyor. Fskı bir kalenin burçlarından çıkarken, çokkatlı beton binaların kuşattığı yaşamları dü şünüyor. Yeni şiir tasarılanyla uğraşının günlüğünü çıkarıyor. Adına düzenlenen bir edebiyat şenliğinde amaçlarına varmanın ortak mutluluğunu yaşıyor: "Oturduğum yerde, izlerken ve dinlerken, mııtlu olduğumu duyumsadım, Ama ilk kez duyduğum, değişik bir mutluluktu. Ben hep mutluluğu yararlı olmakla, başkalarına güzellik taşımakla, üretmekle, özveriyle gerçekleşen bir duygu olarak düşünürdüm. O gece ise, bana öyle geldi ki, bende eksik olan, yarım olan, özlem halinde kalan ne varsa ordaydı. Eksik bıraktığımı, üstesinden gelemediğini bütünlemek için. Özlemlerimi gidermek için." (s.5657) Golgeden Güneşe'de şiir dünyamızın bir büyük ozanının çömertçe golgeden güneşe çıkardığı, insanlıkla paylaşmak, zenginleşmek için ortaya koyduğu zengin ic dünyasını, yazma eylemini buluyoruz. Kemal Özer gerçekliğinin izlerini... Kemal Özer gerçekliği, şiir yapıtlanyla, yazılarıyla, mektuplanyla, öylcüleriyle bütünleniyor. Kemal Özer'in yeni şiir kitabı Onlann Sesleriyle Bir Kez Dana, ozanın gerçekliğinin dunyayla ve insanla buluşmasının yaratıcı eylemini şiirleştiriyor. Toplumu ve insanı sanatın güzel düşlerine yakısır kılmak için gerekli sesleri şiirleştirirken, ozana da bir bölüm ayırıyor. Ö bölümü aktararak bu yazıyı bitiriyorum: "Onlann Sesleriyle / bir yolculuk daha başlıyor ozan için. Elinde / bir tek sözcük. Bir dalga ucu, yürüyen / kalabalığın denizinde. Belü değil kımin / ağzın türüyor ozanı. .. Golgeden Güneşe kitabında Kemal Özer yazma ve yaşama ilişkisine kendi açıklamasını getiriyor: " Yazıva dökülmeyen benim için gerçeklik kazanmıyor. Yasamın anlamı DU bakımdan yazıda. Öyıeyse çok daha önemli günler önce sinde sayılırım. Çünkü şu dörtbeş ayda kendimi dile getinneye çalışacağım. Kendi gerçekliğimi sağlayacağım. Bugüne değin zaman zaman kafamın içinde evirip çevirmiştim, anlamını aramıştım. Kinıi ipuçları yakalamış, kimi yorumlar yapmıştım. Ama artık kesinleşecekti. Yaşamımın ne anlama geldiği gerçeklik kazanacaktı. Çünkü onu yazacaktım." (s.f 3637) Yazı ve yaşam ilişkisini içi bos gevezeliklere indırgeyenlerden geçinilmeyen bir dönemde son derece ciddi ve cesur bir yaklaşım. Çünkü yazar kendini yazdığının smırlanna mankum etmeyi göze alıyor. lamanın bir özgürlük olduğıı da bilinmeli. Sanatını bilinçli bir tutumla gerçekleştiren ozan açısından özgürlük, zorunluluğun bilincidir. Yazı ve yaşam ilişkisine böyle bakan bir yazarın günlükleri onun gerçekliği anlamına geliyor. Golgeden Güneşe'de Kemal Özer, gerçekliğini daha yetkin kılmak için kavramlarla hesaplaşmasinı sürdürüyor. Çarpıcı bir yaşlı Isa Çelik, Kemal özer ve Fahri Erdinç, Sofya'da Erdinç'in evinde Ama Kemal Özer açısından bu sınır Maskeler birer birer aralanıyor, aradan bunahmın yüzü görünüyor. Bu yüzü göstermek için hepimiz ordayız. Türkülerimizle, şiirlerimizle, görüntülerimizle, sözlerimizle. Daha önemlisi dayanışma, özveri, bağlüık, inanç, direnç duygularıyla. Evet, direnç bir duygudur. İnanç da, özveri de, bağlılık da. Bir duyguya dönüşmelidir. Yalnız kafamızda olıışmuş değil, yüreğimize de işlemelidir. Emek dünyasına dişlerini gösteren bunalımın yiizünü önce görmek, sonra da göstermek için ordayız. Aynı zamanda ona karşı savaşım vermenin altını çizmek için." (s.ll) Günlüklerde yaşamın yeşiliyle düşüncenin griliği sıcak, heyecanlandırıcı cşsiz bir renkte birleşiyorlar. Kemal Özer bazan "ev içi" kavramıyla hesaplaşıyor; bir bakıyorsunuz yollarda, bir toplantı öncesinde "yazı yazan adamdan söyleşi dan çıktı, nereye taşıyacak hanği titreşimi. / Belli değil, çünkü bir salkımın taneleri / nasıl benzerse birbirine, tıpkı öyle / söylenenlerin de söyleyenlerin de her biri. Bir tek sözcük bile olsa ozanın elinde / biliyor ki cıkılan yolculuğun sonu / o sözcüğü söyleyene varacak, o sözcüğün, taşıdığı titreşime. Çünkü döktüğü ter / sözcükler arasında yürüye yürüye / dönüştürecek onu da o kalabalıkta / sesini sokaklara taşıran birine." 1. Kemal Özer, Golgeden Güneşe, Yordam Kitapları, IstanLul, 1999 2. Kemal Ozer, Onlann Sesleriyle Bir Kez Daha, Yordam Kitapları, Istanbul, 1999 3. Kemal Özer, Tanık Günler 1 2, Yordam Kitapları, tstanbul, 1999 CUMHURİYET KİTAP SAYI 614