05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

siyasi tutuklulara hintyağı içirme işkencesinin uygulandığını öğreniyor; Osman Cenıal Kaygıh'nın Çingeneler'inden eski Istanbul'un eğlence yerleri hakkında bilgi ediniyor. Bunlar belki küçük aynntılar, aına ronıamn teınel özelliğinin böyle küçük ayrıntılar aracdığıyla hayatı gösternıek olduğunu bilen ve daha da önemlisi, bu özellikten her zaman zevk alan bir eleştirmenin gördüğü ayrıntılar. Fethi Naci'nin böyle aynntılara rastlandığında duyduğu, neredeyse çocııksıı sevinç ve heyecan da kötü romanlara duyduğu öfke kadar bdirgin ve içten. Yüzyılm 100 Roman ı'ndd eksikler yok değil. Roman olarak bir değeri bulunmayan onca yapıta birer belge olarak gene de yer verilen böyle bir kitapta popüler Türk romanından da en az bir örneğe, bir Esat Mahmut Karakurt ya da Kerjme Nadir, Enver Berhan Şapolyo ya da Ümit Deniz romanına da yer verilmesi gerekirdi. Bu romanların da belgesel bir değerirnin bulunmasının ve zanıan zaman Selim 1leri gibi "ciddi" romancıları da etkilemiş olmalarının yanı sıra, popülerliğin her zanıan roman rürünün önemli özelnklerinden biri olması nedeniyle de bu yerinde olurdu. Kitapda bundan daha önemli bir eksik de var. Fethi Naci, bir dizi başarısız romanla birlikte, Huzur, Aylak Adam, Tulunamayanlar, Cevdet Bey ve Oğullan ve Beyaz Kale gibi, gerçek romanlar oldukları yadsınamayacak yapıtlara da eğiliyor, ama Benim Adıtn Ktrmızı'dan söz etmiyor. üysa, bu kitap yalnız Türkiye'de değil, dünyada da son yıllarda yayınlanan en güzel romanlardan biri olmasından başka, konusu rcsim olsa da, bir yerde içten içe roman türünün arkasındaki dünya görüşüyle ilgili olması açısından da her roman okurıı ve eleştirmeni için özel bir öneminin olması gereken bir kitap. Gene de, bu tür eksikliklerin bile sonunda Yüzytlın 100 Romanı'nı "tamamladığı", önemli yeteneklerinin yanı sıra belli unutkanükları da olan, gerçek bir insanın gerçek kitaplara karşı gerçek tepkilerini dile getirdiği bir yapıt okutnakta olduğumuz izlenimini pekiştirdiği ileri sürülebilir. Roman türüyle birlikte tarihe karışan şeylerden biri de belli bir tür eleştirmen. Edebiyatı kendi beğenisine, sağduyusuna ve hayat deneyimine dayanarak değerlendiren ve Nurullah Ataç la Fethi Naci dışında Türkiye'de hiçbir zaman pek bir örneği olmamış olan bu eleştirmeıı türü Batı'da artık tümüyle ortadan kalkmış durumda. Bunıın yerine şimdi, öğrendıği bir "eleştiri yöntemi"ni uygu layan ve gerçek bir insandan çok, eleştiri üretmek için programlanmış bir makineyi andıran akademisyen eleştirmen var. Bu yeni türün örneklerinin ne yazık ki Türkiye'de de görülmeye başlandığı günüınüzde hâlâ Fethi Naci'ye sahip olmak bizler için büyük bir şans. Yahya Kemal geleneksel kültürümüzün "iki feci noktası 'nın resimsizlik ve nesirsizlik olduğunu belirtirken hayatı burjuva bireyleri gibi algılamak ve kayda geçiımek alışkanlığında olmadığımızı söylemek istemişti. Bugün artık eski şekliyle varulmayan Batılı burjuva bireyinin bakış açısının tek bakış acısı, bu bakış açısına dayalı sanatın da tek sanat olduğu tabii söylenenıez; ama her ikisinin de hâlâ özel bir yeri olduğu da yadsınamaz. Yalnız yeni bir yüzyıla değil, yeni bir binyıla da girdiğimiz şu günlerde birisi çıkıp, ardımızda kalan binyılın iki büyÜK sanatının eski Felemenk resmi ve bundan da daha önemli bir düzeyde, D. H. Lawrence'ın "hayatın aydınlık kitabı" dediği roman olduğunu söylese, buna kim karsı çıkabi lirr* Yüzyılm 100 Romant yalnız, naşarılarıyla başarısızlıklarıyla, 'I ürk romanının eşsiz bir npanoraması değil, aynı zamanda, içerdiği gerçek duygu ve tepkiler ve renkli aynntılarla kendisi de bir roman tadı taşıyan bir yapıt. Hayatın aydınlık ki tabı sizin için de önemliyse, okuyun. Yüzyıhn 100 Romanı/ Fethi Naci/ Adam Yayınları/ 692 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 514 Roman okumanın öğreticiliği TURGAY FİŞEKÇİ Roman okumak, bana tarıh ve toplumbilim kitaplarında bulamadığım benzersizbilgiler veıir. Bir romanı okurken, hayatta karşılaşmanız olasılığı çok az insanların hayatlarına girer, onların gözünden hayata, dünyaya bakarsınız. Bulunmaz bir zenginliktir bu okııyan için. Bir dönemin, bir çevrenin insanları nasıl yaşamışlar, ne yiyip icmişler, ne giymişler, nasıl yaşamış, nasıl duşünmüşler, bunlar hep roman sayfaları arasından göriinür bizlere. Bu nedenle, ne zaman hangi romanlar yazılımş, ne anlatmışlar nasıl anlatmışlar, nep ilgi çekecek konulardır. Fetni Naci'niıı 1981'de yayımlanan Türkiye'de Roman ve Toplum<:al Deği}me adlı incelemesi bu nedenle bulunmaz bir kaynak olmuştu. Uzun zaman okuyacağım romanları bu kitabın yolgöstericiliğinde seçtim. Bu yıl yayımlanan Yüzyıhn Yüz Romanı ise, Türk romanının bütününe yöne lik, öncekinden daha kapsamlı bir çalışma. "Yazınsal açıdan ilk Türk romanı" olarak tanımladtğı Askı Memnu (1900) ile başlıyor kitap. A$kı Memnu ile, toplumsal eleştiri amacıyla yazılan ve roman sanatının kurallarına uymayan Tanzimat romanları geride kalmış, roman artık gerçek konusuna, "sahici bireyler"e yönelmiştir. Gerçi, sonraki yıllarda yine yazınsal değeri düşük, yalnızca topfumbilimcilerin ilgi duyacağı romanlar yazılmıştır ama Fethi Naci, DU örneklere de kitabında yer vererek, yüzyıhn Türk romanını bütünüyle inceleme düşüncesini gerçek leştirmış. riüseyin Rahmi Gürpınar, Ebubekir Hazım Tepeyran, Mahmut Yesari böylesi yazarlardan ona göre. Cumhuriyet'le birlikte roman lconuJarı lstanbul dişina çıkıp Anadolu'ya geçiyor. Cumhtıriyet'in nemen öncesinde 1922'de yazılan Calıkuşu, "insanların 'iyilik' özlemini kullanan, melodram öğelerinden 'güç' alan, bir bakıma oku run nabzına göre şerbet veren, ilkel bir roman"dır. Fethi Naci'ye göre Reşat Nuri'nin, dahası Türk edebiyatınm en güzel aşk romanlarından biri ise Milas'ta başlayıp Istanbul'da süren Ateş Gecesi'd'u. Kavak Yellert ise "1920'lerin, 1930'ların 'Anadolu kasabası'nı en iyi anlatan romanlardan biri"dir. Kavak Yelleri incelemesinin sonunda Fethi Naci, "CUmhuriyet'in gerçek tarihi, biliyorsunuz, şimdilik ancak romanlarda okunabiliyor..." (s.193) diyor. Ben romanlarda daha da fazlasının olduğuna, hiçbir tarihin yazmayacağı tek tek insanları, onların türlü hallerini romanlarda görebildiğimize inanıyorum. nı'ndd da yer verilen Osman Cemal Kaygılı'nın Çingeneler romanında anlatılanları hangi tarih yazabilir? En sevdiğim romanlardan biri olan Tanpınar'ın Huzur'u kadar severim; Fethi Naci'nin, "Türkçede okuduğum en güzel aşk romanı. Ustelik sadece tek aşkııı, bir erkeğin bar kadına olan aşkının romanı da değil, iç içe iki aşkın romanı, birbirini besleyen, geliştiıen iki aşkın" cümleleriyle başlayan Huzur üstüne yazısını. Fethi Naci, bu kitabıyla 1900'den başlattığı Türk romanını yüzyıhn sonuna 1998'e dek getiriyor. Kitapta incelenen yüz romanı ilk yayımlanış tarihlerine göre sıraladığımızda şöyle bir görünüm ortaya çıkıyor: 1900 1910 arası, 3; 19911920 arası, 1; 19211930 arası 4; 19311940 arası, 11; 1941 1950 arası ,8; 19511960arası,9; 19611970 arası, 10; 19711980 arası, 25; 1981 1990 arası 14; 19911998 arası, 15. Bu sayılara bakarak romanımızın 1950'lerden başlayarak coştuğunu, veriminin arttığını, başarı çizgisinin yükseldiğini söyleyebiliriz. Dünyaca tanınan ilk romancımız Yaşar Kemal de 1960'larda Avrupa'da tanınmaya başlamıştı. Romanlar üstüne yazılmış incelemeleri okurken, yalnız bir romanı tanımış olmııyoruz, Fethi Naci'nin her zaman deneme tadı taşıyan anlatım güzellikleriyle de buluşarak Türkçe'nin tadına da varıyoruz. Ayrıca onun keskin dikkatinden kaçmayan binbir ayrıntıya dalın çıkıyor, kimi zaman da yazarlarla giruiği polemiklerin heyecanına kapılıyoruz. Yayınevinin bu önemli kitabı özenle bastığı, ciltlediği görülüyor. Bir başvuru kitabının sık sık ele almacağı düşünülürse cildi uzun kullanımlarda dağılmayacak denli sağlam görünüyor. Dizgi ve düzelti hataları da rahatsız edici ölçülerde değil. Gelgelelim böylesi temel bir başvuru kitabına bir dizin bölümü eklenmemiş olması yayınevi adına önemli bir eksiklik. Yüzyılımızın Türk romanı üstüne temel kaynaklardan biri olan kitabın sonraki basımlarda bu eksikliğin de giderilmesini dileyelim. Satılık Sütnine On bir kuruşa bir çerkez daye (sütnine) satılık nlup istekli olanların Süleynıaniye'deTiryaki Çarşısı 'nda esirci Cambaz Bası Ahmet Ağa nın odasına yahud Kocamustaja Paşa 'da hanesine bi'lazime (giderek) pazarlığını kesmeleri ilan olunmuştur. C ı n d ı l H a v ı d ı ı IIS 2 I I O I No 113 'Reklamcılığımızın İlkYüzyılı" 18401940 Reklamcılığımızın ilk yüzyılını ortaya koyan bu cser, tarihçiaraştırmacı gazeteci Orhan Koloğlu'nun sektöre ka/andırdığı çok değerli bir çalışma. 340 sayfalık, mat kuşe kâğıda renkli baskılı bu kitapta dönemlerini yansıtan 300 ilan örneği yer almakta. Osmanh'nın reklam anlayışını, Kurtuluş Savaşı'nda Ankara'nın ilanı keşfedişini ve ilk reklam gazetesini bu kitapta bulacaksınız. Eser sizlere Türkiye'de ticari iletişimin ilandan reklama evrimini vc tarihini, thap Hulusi ile gerçekleşen dönüm noktasını sunuyor. [Fiyatı 25.000.000TL] Yüzyılm Yüz Roma Fethi Naci Bu dafltflı ksynaflıfleklamcılarDerneflı ndan satın aiabılırsını; Tel 212 257 88 73. Faks 212 257 88 70 SAYFA 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear