05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

kitaplar yayımlamış, böylece yayıncıhğa bir canlılık da gelmiştir. Ferit Edgü ve Erdal Öz gibi sanatçıîann yönettiği Ada ve Can Yayınları'nın bu düzeydeki naylan da anımsanmadan geçilmemelidir. Devletin olanaklarıyla daha düzeyli işler yapılacağına inancımı yitirmemekle birlikte, 19781980 yıllarında, nice düzeyli girişime karsın bir sonuca varılamaması bende düş kırıklığı yaratmıştır. Bilgi, Ada, Can Yayınları örneğinde oldıığu gibi, dar olanaldarla da olsa, sanatın ve yayıncılığın özgür koşullarda ureyebileceği bir gerçektir. Nice sanatçının darlıkları yenerek, nice baskılar altında sanatsal emek verdikleri de bilinmektedir. Yapı Kredi Yayınları Birçok banka anahtarlık, takvim, masa saati, birer ölü tüketim sayılan nice "armağanlar" dağıtırken, ta başından beri, Iş Bankası, Alcbank gibi, Yapı Kre di Bankası da yoğun kültıir hizmetlerinde bulunmuştur. Vedat Nedim Tör yönetimindeki Sanat Dünyamız dergisi, içeriği ve babkı düzeyi ile nitelikli bir dergi olarak hep anılacaktır. Ayrıca, on yılı aşkın bir süredir, Yapı Kreui Bankası, yayın işini temel konularından biri sayarak, Tiirkiyc'de kitapçılı^ın gelişmesine büyük katkılarda bulunmuştur. Ya zarlığı kitapçılığıyla örtüşen Enis Batur'un özerk yönetiminde Yapı Kredi Yayınları 1000'in üstünde kitap yayımladı. Edebiyatın ağırlıklı olduğu bu yayınlar, ilk seçimlerdeki dar alanlılık bir yana yazınımızın temel eserlerini yayımlamakta yetkinlik göstermiştir. Yapı Kredi Yayınları, ölçiiyü, kitaplardan çok, örneğin Sabahattin Ali, IIhan Berk, Nurullah Ataç, Adalet Ağaoğlu, Oktay Rifa... "Yapı Kredi'nin yazarlan" diye adlandırılan şairlerin, yazarların yayımlanmasında kullanmıştır. Bu arada Doğan Kardeş geleneğini de sürdürerek, çocuk yayınlarına nitelikli eserler kazandırmıştır. Önce bülten olarak parasız verilen Kitapltk her sayısında ağırlıklı bir konunun yer aldığı Cogıto, eskisine göre daha yoğun içerikli Sanat Dünyamız, yalnızca nitelikferiyle değil, etkileriyle de özel amaçlarla çıkan dergilere duzey kazandırmıştır. Bir konuşmasmda, "Benim yapım bir ahtapot yapısı mesela. Bir tek noktaya yoğunlaşıp, onunla ilgilenen biri olmadım hiçbir zaınan. Böyle gereklililderi, kuralları sevmiyorum. Benim zihnimin çalışma biçimi, karakterim çok şeyi birarada yapmaya elverişli." (Milliyet, 14 Kasım 1999) diyen Enis Batur, gerek nitelikli yayıncılıkta, gerekse bu niteliği sağlayacak kişileri arayıp bulmada kendini kabul ettirmiştir. Yayıncılığımızın, "kitapçılığımızın" demek daha doğru olacaknitelik kazanmasında Enis Batur'un bu çok yönlü, çok alanlı ve göze alıcı "ahtapot" yapısı etkili olmuştur. Türkiye'de artık kimse Batı'da yayımlanmış kitapların çekiciliğine kapılnuyorsa, bunda Yapı Kredi Yayınları'nın özenli baskılarının göz ve gönül doyurucu niteliğinin etkisi DÜyüktür. Enis Batur, "Kalıcı, soluk gerektiren proielere ağırhk vermek daha anlamlı gözüküyor, beş yıl öncesi James Joyce Herman Melvllle ne göre. Dolayısıyla biz şimdi bazı alanlardan geri çekilip derinlemesine birtakım çalışmalara ağırhk vermek istiyoruz. Sayıca azalıp nitclikçe daha zorlu işjere yönelmek, kimsenin pek yanaşmadığı şeyleri yapmaya çalışmak, rutin anlamdaki kitaplardan biraz geri çekilmck, başka yayınevlerinin de rahatlıkla yapacağı birtakım şeyleri daha az yapmak düşüncesindeyiz" (aynı yazı) diyor. Bu söz leri yayıncılıkta ayrıcalıklı bir girişimin muştusu saymak gerekir. Bankaya büyük paralarla bir katlunız yoksa, size verilecek şeyler göz boyayıcı bir iki araç gereçtir. Kitap ise devingendir; duygudan duyguya, düşünceden düşünceye aktanmların aracıdır. 1940'larda klasiklerin yayımlanması, Varlık yayınları, Bılgi'nin girişimleri bu aracı etkili duruma getirmenin çabalarıdır. Yapı Kredi Yayınları ise, Atatürk'ün "çağdaş uygarlık" demeyip, "çağdaş uygaruğın üstü" dediği gibi, Batı'da yapılanları aşmayı amaç edindi; kuşkusuz bunu da başardı. Düşünsel ve sanatsal aktarımın aracı olan kitabın, içeriği ve görünüsüyle sağladığı saygınlık, doğal olarak, bir toplumun davranışını da etkileyecektir. Uygarlığın ölçüsü, insanın kâğıtla (kitapla) olan ilişkisidir. Şu sıralarda, birçok özel girişimin bunulcazanç amacıyla yaptığını befirtirken, Yapı Kredi'nin, kültiırümüze değerli yapıtlar kazandırma yolundaki çabasını da yüceltmek gerekir. Yapı Kredi Yayınları 'nin dizizlerinden biri olan "Kazım Taşken Klasik Yapıtlar Dizisi"nde bunun gözetildiği açıktır. Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi Kazım Taşkent uzun yaşamış (18941991), ama yaşadıklarını anlamlı kılmış bir kültür adamı, bir girişimci, gerçek bir Atatürkçüdür. Almanya'da lcimya öğrenimi gördükten sonra yurda dönmüş, Alpullu Şeker Fabrikası'nun kuruluş ve işletilmcsinde görev almış, kısa sürede fanrikayı iıretime geirtmiştir. Atatürk'le başlayan çağdaşlaşma sürecine ekonomik çalışmalarıyla katılan Taşkent, 1944 yıllannda Doğan Sigorta Şirketi'ni ve Yapı ve Kredi Bankası'nı kurmuştur. Bu yazıda belirtilmeye çalışılan Yapı Kredi Yayınları'nın verdiği kültür hizmetlerinin temelinde Kazım Taşkent'in alın teri vardır. Atatürk devrimlerinin büyük emekçisi Taşkent yalnızca bu üretici çalışmalarıyla kalmaış, 1940'tan bu yana günü gününe notlar almış, 1972'de de bunlarıkitaplaştırmıştır. Günlüklerinde, başta "Atatürk" ve "Doğu/Batı" olmak üzere toplumun gelişimiyle ilgili birçok konuya değinen Taşkent, yer yer büyük acısını da dfle getiriyor. laşkent, 1939 yılında, öğrenim gördüğü yıllarda Isviçre'de çığ altında kalan büyük oğlıı Doğan'ın acısını hiç unutamaz. Onun adını verdiği Doğan AK Şİ.YTAN NARTI \R tcDeney Georses Bataitle YKYKazım Taşkent C U M H U R İ Y E T Amphitryon H von KleıU YKYKazım Ta}kent K İ T A P Ak Şeytan John Wcbster YKYKazım Taşkent Gencl Dilbilim Sorunları E. Benventste YKYKazım Tajkent Nartlar Çevtrcn. Kayhan Yükseler YKYKazım Taşkent Altay Destanı Hazırlayan: Emıne Gürsoy YKYKazım Tajkent Kardes dergisi için şunları söylüyor: "Karşıma çıkan her güler yüzlü çocuğu kendi çocuğummuş gibi sevmek isterim. Onun merrueketine neler vereceğini düşünürüm. Içim umut sevinci ile ısınır. Hemen arkasından sevincim kaybolur. Onlar için ne yapıyor, onlara ne verebiliyoruz? Doğan Kardeş'i böyle duygularla, küçük bir hizmet olsun diye kurmuştum." (Kazım Taşkent, Yasadığtm Günler, YKY, îstanbul, s.38). Yapı Kredi Yayınları da, 1992'de, Taşkent'in anısını yaşatmak amacıyla, "ortak insanlık mirasının ürünü temel klasik yapıtların yer aldığı bir diziye 'Kazım Taşkent Dizisi' adını verdi." Destanları (Altay Destanı, Narllar / Asetin Halk Destanı), temel edebiyat yapıtlarını (Don Quijote / Cervantes, Portekız Mektupları, Nıteliksız Adam / Robert Musil, Ulysses / James Joyce, Bir Kadının Portrest / Henry James, // Rıchard / William Shakespeare, Moby Dick / Herman Melville...), düşü/felsefe ve dilbilim yapıdarını (Ruh Dinginliği Üzerine / Lucius Annaeus Seneca, Ecce Howo/Friedrich Nietzsche, BılimselArastırmanın Manttğı / Karl R. Ropper, Denemeler / Francis Bacon, Genel Dilbilim Sorunları / Emile Benveniste, Yazınsal Uzam / Maurice Blanchot...) kapsayan diziye neden özellikle bu dönemde gerek vardır? Falih Rıfkı Atay bir yazısında," Acaba niçin düşündüğümüzü ve duyduğumuzu, yazı üe derli toplu anlatamıyoruz?" sorusunun öğretimsel nedenlerini açıklarken bunu, "anlayabildiğimiz iyi metinler üzerinde çalışmalarla buna alıştırılmadığımız" gerçeğine bağlar. Onun açısından bu, "Kültür Açığı"dır. Atay'ın "yazı ile" anlatma sınırlamasına "sözlü anlatma"yı da katmalıyız. Bir ölçüde de olsa, kendimizi yabancı sözcükleri kullanmaktan kurtarabildik. Ama, öz Türkçe de olsa, içi boşaltılmış bir anlatımla iletişimi nasıl sağlayabiliriz? Gençlerin kulakları birtakım medyanın, llhan Selçuk'un dediği gibi, "pireyi deve yaparak haberi ve btlgiyi istediği gibi yoğurabilenlerin" kısır anlatımı, rilm seslendirmelerinin yapay tonlama ve vurgulamalan ve yabancı ağzı kullanarak Türkçe'yi SAYFA 9 S A Y I 5 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear