05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Kapak konusunun devamı. ka Arapça ve l'arsça biliyoıdu. Gazetelerde yayımlanmış yazıları vardır. Fski Türk edcbiyatı konusunda bir antoloji yayımlamış, Fransızca'dan beş roman çcvirmiştir. Ataç'ın iki kaıdcşindcn bıri olan Galip Ata ünlu hekimlerimizdendi. () da Fransızea biliyor, tıp, felseie, toplumbilim konusunda çevriler yapıyordu. Oteki kardeşi, Galatasaray Lisesi'nde okıırken askere alınarak Çanakkale cephcsine gönderilmişti, orada şelıit oldu. Birinci üünya Savaşı sürerken Ataç da Galatasaray Lisesi'nde öğrenciydi. Ailesi onu, liseyi bitirmesini beklemeden 1917de tsviçre'nin Cenevrc kentinc gönderdi. Bu kentte beşbuçuk yıl kaldi, aralıksız beşbuçuk yıl. () yılların Cenevresi nasıl bir yerdir1 Savaşa girmeyen tsviçre, özelfiklc Cencvre kenti, kültür etkinlikleri bakımından, savaşa giren Fransa'nm ycrini biröl(,iidc doldurmuştu. Her türlü barışçı felscfc, politik görüşler, özgürce konuşulup tartışılıyor, eleştiriler yapılıyordu. Birçok ulustan çeşitli kültür ve politika adamı buraya sığınmıştı. üadaistler, gerçeküstücüler, geleneksel edebiyat ve sanat etkinliklerine başkaldıran yapıtlarını burada yayımlıyorlar, rcssamlar resimlerini sergiliyorlardı. Cenevre Universitesi'nin ünlü dilbilim profesörii Ferdinand Sausbure kısa bir süre önce ölmüştü ama, dilc yapısalcı vc toplumsal bir görüş getiren derslcrinin yankıları ve etkisi gittikçc güçlenerek sürmekteydi. Ataç, delikanlüık çağının ilk yıllarını ışte böyle bir çevre içinde gcçiıdi. Ccncvre'nin kültür atmosteri onun içın verimlı bir okııl oldu. Çok güçlü bir belleğc sahip olan genç Ataç ic,in "entelektü el" ııyarılarla dolııp taşan bu yenilikçi vc aydınlanmacı ortanı, ctkisini o ölünceye kadar sürdürdü. Ilk vc ortaokul dısında bir diploması yoktur Ataç'ın, otodıdakt ıdi, yani kendi kcndisini yctiştirmişti. Tıpkı ünlü bir başka otodidaktıını/ sosyolog Ziya Gökalp gıbi. Yukardaki bilgileri vcrirken felsefeci Nusret I Iızır'ın yazısından (2) yararlandım. Yazısının bir yorirıde şöylc diyor Nusret Hızır: "Ataç'ın ruhundaki temel cizgiler Ce ncvıc'cfc geçirdiöi yıllarda büyük ölcüde saptanmış, bclirlenmişti. Zamanla dcğiijikliklcr olması sadcce aynntılardadır." Nurullah Ataç'ın yurdadönmcsi 1922 sonlarındadır. Kurtulıış Savaşı bitmck iizeredir ve yeni bir Türkiye doğmaktadır. Ataç'ın Cenevre gunlcrinı, savaş yıllarının olumsıız ko^ulları altında oraya na sil gittigini, nasıl döndüğünü hcp merak etmişjmdir. lsviçrc'dc beşbuçuk yıl geçirmiş, bu süre içinde görüp yaşadıgM olaylara ilijkin bir anısını hcrhangi bir ycre yazma dı mir1 () yıllarda kalcmc aldığı tck günccsi bile yok mu? Ailesinc, dostlarına gönderdiği mektupları saklayan olmadı mı.' Onun gibi bir kimsenin bu kadar uzun süre kaldığı CÂ*nevrc dekı yaşamına ilişkin bir ş,ey yazmamasını aklım almıyor. Anılarını dostlarına anlatmıştır belki, ama onlar da bir şey yazmadılar. Bir ijey dalıa var: Yurtdısında kaldığı sırada bat;ka Türklcr, Türk öğrenciler yok muydu Ccncvrc'dc? Yalnız Yakup Kadri Karaosmanoglu'nun bir anısı var, kısa bir anı. Ondan yazımın sonlarında sö/ edcccğiın. Cenevrc'dcn doncn gcnç Ataç, ayagının to/.u ile ya/.ı hayatına atıldı. Dergâh dcıgisine ve başka yerlere yazdıöı yazılarda öne sürdüuü dü^üiKclcrdeki yenilik ve tutarlılıkla, Fransız cdcbiyatıyla SAYFA 4 ı* Dogumunun 100. yılında bir düşünce adamı Nurullah Ataç Canevre yHları beslenen biçeın vc bilgi zenginliğiyle il gi çekiyor, okuyucıılarının sayısı yukarda da soyledi£im gibi gittikçc artıyordu. Açıklıgı ve tutarlıliğı, akılcılığından kaynaklanmaktaydı. Başka yazarlarda olnıayan bir sadelik vardı yazılarında, gcreksiz yinelemclerden, uzatılnıı^ tüm cclerdcn, anlamı bclirsiz sözcüklcrden kaçınıyordıı. Eleştirilerini dc l)u ilkclerc dayanarak yapıyordu. Fransız edebiyatının çeşitli yazarlarını gürıü gününc i/liyordu Ataç. Kitaplar getirtiyordıı Fransa'dan, dergilere abone oluyordu. Evinde zengin bir l'ransız Edebiyatı kitaplığı oluşturmııştu. Montaigne den Paul Eluard'a, Aragon'a varıncaya kadar birçok yazarın yapıtını o kitanlıkta görebilirdiniz. Böylc olnıakla birlıktc ycni Türk edebiyatını izlemekten geri Kalmadı. Anadolu'nun uzak köşclerinde yayımlanan kitap ve dergilere varıncaya kadar clde etmcyc çalıştı, onların okuyucusu oldu. Edebiyat gibi dil de onun baş konusu idi. Yalnız sözcüklcrin değil, düzyazıdaki yapının da Türkçeleşmesini istiyordu. Sentaks yani tümce kuruluşu da değişsin diyordu. Devrik tümceyi önermesi, yazılarında kullanmaya başlaması bu nedcnledir. Rir istegi de cski Yunanca vc Latıncc'nin okullannıızda okutulmasıydı. Bu humanıst duşünte, yazarlığının daha ilk yıllarında ba^layarak çeşitli yazılarında dılc getırılmistir. "Batı uygarlığına girnıe yolunda olduğunıuza göre, temeldeki klasik külturıı ıçtcn kavranıaınızgere kir" diyordu. (icıçck kültür düniin humanist bilgısinden yararlanılarak ıncydana gclccckti. Çevirilcrinde dc bu bilinçle harckct etmiş, YıınanLatin klasiklerinden epeycc çeviri yapmıştır. frransız edebiyatından 24, Rus cdebiyatından 2, lskandinav cdcbiyatından 2 vapıt çevirırken cski Yunan klasiklerincfen 5, Latin klasiklcıin den 20 yapıt çeviıdigini görüyoruz. 1941 'de Yüccl tarafından bakanlık çeviri bürosunun başına getirildiğinde, her şeyden önce YunanLatin klasiklcrinin çevrilmesini istcdi. Birçok kimse bu çcvirileri onun etkisi ve özendirmesi ile yapmıştır. Eleştiımcnliğinc gelince, Ataç kuşkusuz önemli bir elcştirmcndi. Bu alanda öznel davrandığı, izlenimci olduğu soylenebilse de eleştirmcnliği hiçbir zaman yadsınamaz. Edebiyat tarilümizin ilk büyük eleştirmeniydi. Eleştiri yaptı, cleştiri konularını tartıştı, yazılanyla birçok yazarı, özellikle gençleri, dolayısıyla edebiyatımızı etkiledi. Aynı zamanda büyük bir deneme yazarı idi. Montaigne'in 16. Yüzyılda başlattıgı dcnemc türünii, edebiyatımı/.a, düşünce hayatımıza o getirdi vc çok sayıda dcncme yazdı. Ayrıca onun güncc leı iyle dıyalogları da deneme sayılabilir. Kimi kitaplarındaycralan "Kczban'la Konıışmalar", "Allı tleKonuşmalar" düşünceye özellikle öncm vcrilnıişdiyaloglardır ki, edebiyatımızda ilk kez karşımıza çıkmaktadır. Bunlar edebiyat yazı sı olduğu kadar, düşünce yazısı niteligi de taşır. Yazılarındaki hareketlilik, birönermeııin karşısına hemcn başka öncrmeyi gctirmcsi ilgi çekici bir diyalektiği scrgilc mektedir. Başlayan, biter gibi olııp yeniden başlayan bu diyalektik edebiyatımız da o zamana kadar görülmeyen bir şeydir. Denemeci Montaigne ve Bacon gibi filozofların yanında diyalektikçi filozof "Herakleitos "u da sevdiğini, onun yazı larını okudıığunu biliyoruz. Oyle ki, bir yazısının başına bu lilozoftan alıntıladı ğı bir tümceyi koymuştıır. Buraya kadar söylediklerimle daha çok, Ataç'ın edebiyat alanındaki işlevine, bu alana ncler getirdigine değindim, bunu özellikle yaptım. Düşünceyönünii anlatmak için edebiyatçı yönünü belirtmek gerekiyordu. Zira onun edebiyat kitabı diye elinize aldıgınız yapıtlarında düşünürlü^üne tanıklık edecek tümcelerin hiç de az olmadığı hemen belli olmaktadır. Yalnız Günceler'ini, Söyleşilcr'ini okumamız bile düşünür Atac'a ulaşmamızı sağlayacaktır. Bu ncdenlc, ben onun salt düşünür olarak da ıncclenebileceği kanısındayım. Hakkında çok vazı yazıldı. Bu yazılar arasında üç felsefecimizin yazısı var ki, "düşünce adamı Ataç'ı" incelerken üzerinde dıınılması vc yararlanılması gerckiyor. Nusret Hızır, Araç'ı çok yakından tanıyan, seven, yazılarının hcmen lıepsini okumuş olan bir felsefecidir. Ataç'la ilgili onemli yazısından yukarda s>öz cttim. Bir de Konuşması vaıdır, bu konuşma sonra Akılcı Ataç başlıgı altında yayımlanmıştır ()). 1 Iızır, sözü gcçen konuşmasının bir ycrinde şöyle diyor: "Tanınmış fılozof Reichenbach bütıin dillcr arasında cn iyi kurulmuş birinın, belki de en iyi kurulmuş olanın Türkçe oldugunu Söylerdi. Bu filozof, ölümünden az önce yazıp yayımladıöı mantık kitabmdaki dilin elcştirisi bölümünde, Türkçe'den güzel örnekler vererek bu düşüncesini bir kez daha kanıtlanıak istcmişti. Ataç da Reichenbach gibi düşünüyordu. Ona göre Türk dili, sentaks bakıınından, mantıksal görüş açısından cn mükemmel dillerdcn birisidir. Ne var ki, içine girmiş olan yabancı ögclcr bu özelli^ini örtmekte, açığa çıkmasını cngelc mektedir. Bu ncdenlc dilimizi onlardan temizlememiz gerckir." Nusret Hızır sözünü şöyle süıdüıüyor: "Ataç, çapı hiç de küçük olmayan bir mantıkçıdır. Çiinkü mantjk bir bakıma, düşünceninyani aklın tutarlığınıgösternıck isteyen bir dilden başka bir şey değildir." Hızır'ın yine bu yazısında bclirttigi gibi, yakın dostu Ataç'ın, daha 1923 30 yıllarındaki baş kaygıLırından biri aklın reformu idi. Latince ve eski Yunanca ög rcııimini bu reform »çin gerekli görüyordıı. Çok tlikkate dcğcr bir başka nokta şudur ki, "Bu düşüncesiyle, aklın refoımunu her türlü relsefcden ve lelsctcciderı önce öne süren rasyonalist fılozof Spinoza'ya yaklaşmıştı. Ataç'a akılcılık nitelendirmcsi, en te * CUMHURİYET KİTAP SAYI 443 'Düşünce adamı Ataç" Aklın relormu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear