Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kapak konusunun devamı. •" lizınden, sevgiden, kardeşlikten, ay ciınlıktan" yanadır. Insanfara, insanlann yaratıcı gücüne inanır. Eöitimde herkese cşit fırsatlar saftlanmadı£ını, kendisine sağlanan olanaklar dan başkalarının yoksun kaldıgını anladığı an sosyalisl olmuştur. Anılarmı anlatmaya, çocukluk yıllarından dcgil, vasjılık yıllanndan başlamış. Çocuklıık yıllarını da anlarıyor elbette, ama sayfalar epeyce ilerlcdilucn soııra. Böyleyaptığı için kendisiylealay ermekten çckinmiyor. Bana kalırsa böyle bir kuraldışı davranış kitabın hiçdealeyhincolmarnış. Tersirıc, tatlı bir .söyleşi havasına daha baş ta giriyorsunuz vc kıtabı kcyifle okumayı sürdürüvorsunuz. Minâ Urgan kiiçük yaşlarındayken babasını yitirmiştir. Babası Tahsin Nahit, şair ve yazar olııp, edehiyatımızın Fccrı Ati adını alan kusağındandır. Çok ilginç bir kişiliği olan annesi hiç okula gitmcmiştir. Ama bir yandan Fransızca'yı vc piyano çalmayı öğrcnmiş, bir yandan da eve gelen sarıklı hocalaıdan Kur'an, lıkıh, divan edebiyarı ve ()sman lı tarihı dcrslcri almıştır. Konserlcre, ti yatrolara gitmektedir. ü r u ç tuttuğıı gibi, Saint Anroınc Kilisesi'ndeki Noel ayinini de kaçırmaz. Kocasını kaybedcn anne, ikinci evliliğini ünlü yazar l'alih Rıtlcı Atay ileyanar. Falıh Rıfkı, küçük Minâ'ya baba yokluğunu hisscttirmcmi^tir. Bir sürc Notrc Dame dc Sion'da, yani Fransız Kız Lisesi'nde okuyan yazarı, üvey babası oradan alır, Arnavurköy'clcki Amcrikan Kız Koleji'ne yazdııır. Benzersiz araştırmalarından sonra, anılanyla karşımızda Mîna Uraan Minâ Urgan dost zenginidir, Dünya yazın tarihinde de dostiarı varciır. örneğin. Montalgne. Thomas Moore. Shakespeare baş dostlandır. De^işik bir ögretmendir o. "Öme^in sınav oldugıı gün, daha soruları sormadan, hadcnıcnin ögrencilcre, çay vc bisküvi servısi yapmasını ister. Çünkü, onlardan bir kısmının, özcllikle kız öğrencilerin, a^ızlarına bir loktna koymadan, aç olarak sınava girdiklcrini bilir. Kitapta adı gcçenlcrin çogıı, scvdif>i, saydıj*ı dostlandır. Sayfalar dost övgüsü ilc doludur. Ailc çevresindc, aydınlar arasında, ünivcrsitcdcki çalı^malaııııda, ayrıca politika çcvrcsinde, bırçok kimsc tanımış, bunların ozclliklcrini yakından gormc iırsatı bulrnustur. Ahmer I laşım, Yanya Kcmal, Halidc Edip, Nccin Fazıl, (kvat Sjakir, Abitlın Dino, Sabanattin Eyüboğlıı, Mehmct Ali Aybar, Bchicc Boran gibi kimsclcrlc ba^ layan tanıdıklar çevresi, Akşıt Cıökturk, Oğtız Atay, Ecc Ayhan gibi yazar vc şairlcıe kadar u/.anmaktadır "Onbır yaşındaykcn tanıdığı, sınıl arkadasji Halct Çambel ilc yetmiş yıllık o güzcl dostlıığıı, çok oviındüğü bir rckordur." Yalnız aydınlarla dostluk kurabildiği sanılmasm. Bir kimscnin duygusal yctcnekleri, bcyinsel yetencklcrindcn daha çok ilgilcndirironu. Bu ncdenlc halk arasında da unutamadığı dostları vardır. Asfstanlık yılları Minâ.bu okulu bitirdiktcn sonra is tanbul Univcrsitcsi Edcbiyat Fakültesi F'ratısızca Böliimü'ne girer. lngilız I.debıyatı Bolümü, fakültcdc hcnüz kurulmamı^tır, 1940 yılında kurulabilecektir. Fransızra Bölümü'nü bu ncdenlc scçmi^tir. c l >35'tcn sonrakı on yıl tstanbul Univcrsitcsi'ndc öğıcnim görmek biiyük bir şanstı. Hocalar Alnıanya vc Avus turya'dan gclip Türkiyc'yc sığınan ünlü prorcsörlcıdi. Yalnız kendilcri gelmcmiş, çalışma arkadaşlarını da gerirıniijlcrdi, bu yüzden, kitapta da bclirtildigi gibi "bütün öğretim kadrosu mükcmmeldi." "Yurtdışında okumak isteseydim, Avrupa'nın va da Amerilca'nın hiçbir ünivcrsitesinde bu kadarüstün hocaMina urgan 1993yılındaTUYAPKltapFuannda AltınKltaplarödülü'nü larla karşılaşamazErdal Atabek'ten alırken. dım." dıytrı yazar,osıradakcndisine verilııiLk istcnen Amcrikan bıırsunu bu ncdcnlc rcddctmiştir. üncc, Alman büyük bilgin Leo Spitr zcr, sonra yinc Alman büyük bilgin E ic Aucrbach hocası olur. Edebiyat alanıntla çığır açmış ünlü profcsörlcrdir bunlar. Minâ Urgan bu iki profesörün ders vcrtne biçinı vc yöntcmlerini, üstün kişıliklerını uzıın ıızıın anlatmaktadır, bir vcrdc ş(iylc diyor: "Spitzcr'in banayaptığı asıl büyük iyilik; ögrctmcnlik kunusunda vcrdiği ipuçlarıydı. Ders vermek içın kürsüye çıkmanm, biraz da sahncyc cıkıııaya benzcdiğini ondan öörendim. Bu hocanın oğrcncisi olmak, lıcr bakımdan nıutlu luktu." Bohımiı bitirmesi biraz olaylı olmuş tur. Bunun ncgibihirolayolduğunuburada soylcmcycccgim, kitabı okuyunca öğrcniısiniz. $u kadarını söyleycyim kı, Aucrbach ın hangi koşulları önc sürerck "pckivi notu" verdiği gülümseme dolu bir dıllc anlatılmaktadır. Spit/cr'in saycsinde girdiği öğretmenlik mcslcğmi tutkuyla sürdürcn Minâ Urgan, "oğiL'tmenliktcn vazgeçmek ya şamdan vazgcçmcktir bcnim için" diyor vc "okuduğumuz anılarının da öğrct menliginın devamı oldu^unu" söylüyor. Minâ Urgan, 1940 yılında Edebiyat Fakültesi'nin ycnı kurulan lngilız Edebiyatı Bölümü'ndc asistan olur. Dolayısıyla bu bölümdeki ilk asistan odur. Yıırtdışında yaşavan ünlü yazar Halide Edip Adıvar bölümün başına getirilir. Halide Edip'lc ılgili cpcycc anı ycr alıyor kitapta; bir yerde şöyle diyor: "I Ialide Edip'in kişiliği öylcsinc güçlüydü ki, valnız lngiliz Edcbiyatı Bölümü'nün cfeğil, bütün fakülrenin başına geçmiş gibivdi. Dcdiği dcdikti, hcr istcdiği yapılırdı. Öylc ki. ona dekaniçe adını vcrmiçjlcrdi." Bu hocayla uyumlu bir işbirliği içinde çalışmas! zor oldu Minâ'nın. Böyle bir durum, ikisi arasmdaki bilgi, görü^ ve yöntcm farklılığından ilcrı gclıyordu. Ku^kusuz ondan öğrcncccklcri çok şey vardı, ama lngiliz Edebiyatı tarıhi dcğildi öğrcncccklcri. "Kcijkc bu görcvi kabul ctmeseydı dc evınde oturup roman yazsaydı." diyor. Troçki gibi ünlü kişileri dc görmuş, tanımıştır, gcnçligindc. Ankara'da vcrilcn bir baloda Atatürk'lc dans ctmiştir. Bir dc "Yavru'nun Çayhancsi" laslı var. Bu çayhaneyi ben de bilırim. Edebiyat Fakültcsi'ndcki ö^rcncilik günlcrimde oraya gittiğim olurdu. Veznecıler'de yol üstunde ktıçuk bir yerdi. Sahibinc nedensc "yavru" derlcrdı. Biraz Bekta şi, daha çok Mcvlevi ncşcsi taşıyan hoş, bir adamdı. Ncyzen Tevfik buraya ol Mîna Urgan, 1951 (ustte) Yanda Ise Aziz Neslnln Olumunun ikinci yıiı anma toplantısında Mîna Urgan, Cencay Cursoy. Zeynep Oral ve Ataoi Behramoğiu SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI 43i