05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Y R I N N M POSTMODERN TEORİ Eleştirel Soruşffurmalar İnceleme/Çev.: Mehmet Kuçük Steven BestDouglas Kellner ikinci Dünya Savaşı sonrasında dünya çapında kurulan dehşet dengesinin sabitlediği politik konumların 1980'li yıllardan itibaren çözülüp dağılmasıyla birlikte bir "yeni" duygusu, dünyada hemen her düzeyde patlak verdi. Biteni anlatmak için kullanılabilecek terımlerde sıkıntı çekilmezken, başlayanı, "yeni"yi tarif etmek için başvurulan ve bir tür şemsiye işlevi gören bir terim alabildiğine muğlak kaldı: PostModern. Bu muğlaklığı gidermeye yönelik bir kitap sunuyoruz: "Postmodern Teori". Best ve Kellner, radikal bir tarihsel kopuşun yaşandığı fikrine katılmamakla birlikte toplumsal ve kültürel boyutlarda önemli değişimlerin olduğunu kabul ederek, bu değışimlerın toplum ve kültür teorisinin yeniden inşa edilmesini gerektirdiğini savunarak, postmodernist olarak sınıflandırdıkları teorilerı toptan karalayıp yadsımak yerine, bunların "rasyonel çekırdek"lerini araştırıp çıkarıyorlar. "Aşırılıkçı" ve "yeniden inşacı" postmodemistler arasında yaptıkları ayrım uyarınca, modern dönemi karakterıze eden teorik söylemlerin indirgemecı ve mekanıstık boyutlarına saldıran postmodernistlerin haklı itirazlarını işe yarar birer rasyonel içgörü olarak kabul ediyorlar. Buna karşılık, postmodern teorınin daldığı çıkmaz sokakları da analiz et mekten geri kalmıyorlar. Sonuç olarak bu kitapta, yaşadığımız çağın sorunlarını çokboyutlu bir eleştirel teorinin inşasıyla analiz etmeye ve kapitalizmin küresel evresini tüm karmaşıklığıyla kavrayarak bir sonraki yüzyılda yaşanılası bir dünyanın ku rulmasına katkı yapmaya yönelik bir çaba var. ,, TOPLUMSAL CİNSİYET VE İKTİDAR Teplum, Kişi ve Cinsel Polilika İnceleme/Çev.: Cem Soydemir R. W. Connell Döllenme anında basit bir mekanizmaya bağlı olarak belirlenen cinsiyet, toplumsallaşma sürecinde insan denen "toplumsal hayvan"ın başına bela olmuştur. Tarihsel sureç ıçınde ıkı cins arasında, dişinin doğurganlığına bağlı olarak gelişen işbölümü, kadın ile erkeğe toplumsal yaşam, kültür, psikolojı vb. alanlarda da tamamen ayrı roller biçti. Kural olarak bıyolojik cinsıyetle örtüşmesine rağmen ondan ayrı bir kavram olan "toplumsal cinsiyet" işte bu tarihsel sürecin ürünüdür. R. W. Connell'ın Toplumsal Cinsiyet ve iktıdar başlıklı bu çarpıcı çalışması, toplumsal cinsiyet kavramının açıklanmasına bir giriş niteliğindedir. Kadın ve erkek olmayı nasıl öğreniyoruz? Toplumsal cinsiyet rolleri tarih içinde nasıl bir evrim geçirmiştir? Toplumsal cinsiyetler arasında böylesine bir eşitsizliğin kök salması, kadınların tarih boyunca ekonomik, kültüref, toplumsal ve siyasi yaşamda hep ikincil ve tabi konumda kalması, teknolojı öncesi toplumlarda biyolojik cinsiyetin kaçınılmaz sonucu mu olmuştur? Bir başka deyişle, evrensel bir yapı oluşturan ataerkillik toplumsal evrim sürecinde insanlığın kaderi miydi? Yoksa pekâlâ bambaşka bir gelişme de gerçekleşebilir miydi? Connell, bu soruları tartışmaya açmakla kalmayıp ataerkilliğin tarih ten silinmesi ve ıki cınsın bütünleşmesıne dayalı, tam anlamıyla eşitlikçi, demokratik, insanca bir yapı kurulması için ezilen cinsin ve cinsel kategorilerin kadınların, eşcinsollerin ve ataerkil cinsiyetçi kategorilerden "sapma" gösteren bütün gruplarınönündeki açılımları da irdeliyor. * % \ r\ I AŞKSIZ ILIŞKILER Edebiyat/Çev: Uğur Un Samuel Beckett Samuel Beckett'in tüm sanatı, bireyin anlamlandıramadığı, sancılı bir varoluş serüveni içinde acı cekmesi üzerine kuruludur. Beckett, Descartes'ın ünlü söylemini, "Acı çekiyorum, o halde varım" biçıminde yeniden dile getirmiştir âdeta. Yarattığı kb şilikler dış dünyanın "fiyasko"sundan kaçmaya çalışan, yalnız, yorgun ve tekbenci karşıkahramanlardır. Bir ılk yapıt olmasına karşın Aşksız İlişkiler Beckett'in yazarlığında ve dünya yazınında küçümsenmeyecek bir yere sahiptir. Öykülerin kahramanı Belacqua Shuah, modern yazında yabancılaşmayı uç noktalara taşıyacak olan Beckett karşıkahramanlarının öncüsüdür, modern dünyanın anlamsız kaosuna teslim olmak istemeyen, usunun dışında akıp gıden günlük yaşam karşısında yalnızca bir izleyici, hatta kimi kez bir röntgenci olmayı yeğleyen eylemsiz bir isyankârdır. Dante'yi sevgiyle okuyup anlamaya çalışan bir şair ve Batı dillerı öğrencısı olan Belacqua Shuah, içkıye çok duşkün, sarsak ve pasaklıdır. Sürekli ağrıyan ayaklarıyla, Dublin'in alaycılıkla betimlenen küçük burjuva ve entelektüellerıyle başı derttedir. Bedeni ve bedeninin ait oldu ğu dış dunyayla usu arasındaki uçurumun farkındadır hep; kalbinin ait olduğu yerin bir akıl hastanesi olduğuna inanır ınatla. Tıpkı tanıdığımız öteki Beckett kışilıklerı gıbı bir bısıkletı, bir kadınla birlikte olmaya yeğler; aşk ve sevgi ondan çok uzak kavramlardır; grotesk birlikteliklerdir kadınlarla yaşadıkları. Belki de içinde yitip gitmek istediği o karanlık dünyayı asla anlayamayacakları, onun acı dolu varoluş serüvenine hep kuşkuyla bakacakları için, birlikte olduğu kadınlar ironık bir biçımde ölüp yaşamından çıkar. . . • • . , , ERGINLIK YAŞI Edebıyat/Çev.. Yaşar A vunç Mıchel Leırıs Leiris'in otobiyografik nitelikli Erginlik Yaşı, Rousseau'nun İtiraflar'\n\n ardından, Fransız yazınındaki en içten itiraf örneği olarak nıtelendirilebilir. Leiris, yazında itirafı, kinık bir katılığa düşmeden gerçekleştirilmesi gereken ödünsüz bir katharsis (arınma) gibı görür; onu, kökenleri ortaçağ İspanyası'nın ötesinde, kutsal tören niteliğiyle Girit'e ve Mıthra'ya değin uzanan corrida (boğa güreşi) ile karşılaştırır. Ölümun, sımgesel bir değer taşımanın da ötesine geçip cinsel bir tutkuya dönüştüğü, ölümsüzlükle arasındaki sınırın bir pamuk ipliğine bağlı kaldığı corrida arenasında, gerçek bir tragedyayı örneklendiren torero gibi, yazar için de yazma ediminin, hem kendisi hem başkaları hem de yazın adına bir eyleme dönüşmesi, ancak "boğanın boynuzlarının gölgesinde" gerçekleşebilir. Corrida imgesi, yazının yaşama katıldığı önemli bir kesişim noktasıdır Leiris'e göre. Erginlik Yaşı'nĞa, cinsel ve toplumsal yaşamına damgasını vuran önemli kişileri, geçirdiği ruhsal bunalımın tedavisi sırasında yakından tanıdığı psikanaliz yöntemi aracılığıyla gerçekleştirdiği düş çözümlemeleri ışığında ve erotizmin egemen olduğu bir bakış açısından mitolojık kışılerle karşılaştırırken, Leiris örtük bir biçimde okuru, insan yazgısınmjjeğişmezliğini sorgulamaya itmektedir. AYRI NTI . 17/2 34400 Cemberlıtas/lstanbul Tel. (0 212)518 76 19Fax (0 212) 516 45 77 AYHNTI YAYINLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear