24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet'in 75. yılında Kültür Bakanhğı Roman Büyük Ödülü, C. Hafifbilek'in "Ankara l920"sinin Bir dcvrimin, bir ulusal uyanışın fırtınalı, her an her şeyin nızla değiştiği, zıddına dönüştüğü; hacının Bolşeviğe, Bolşeviğin hainc dönüşeDİldiği bir sürcç. 1920'nin o dipdiri, umut dolu, aydınlık dolu, cesaret dolu ve alabildiğine sevcccn havasını solumalc isterseniz 'Ankara 1920'yi okuyun. MEHMET ULUSOY edcn Sıvas, Kayseri ya da Konya değil dc Ankara, Kıırtuluş Savaşı'nın, Anadolu lhtilali'nin merkezi ve daha sonra (Cumhuriyet'in başkenti olılu.'' tlk akla gelen cografi konumu olabilir. ()ysa bu ilk sanı, Anadolu lhtilali'nin çoköncmli birgerçeğini gözlcrden saklar. Ankara halkının Sevr'e ve işgale karşı gösterdiği tarihi direniş, örgütlenme yeteneği ve kararlılığı konusıında birçoğumuz yiizeyscl bilgilerc snhibiz. Ankara halkı, 1920'lerin daha başında, Istıınbul'ii, Islam I lalifesine baş kaldırıp kendi devrimci yönetimini kurarak, "Hakan ını (Valisini) seçip silahlı birliklcrini (çetelerini) oluşturmasaydı, Ankara, Kurtuluş Savaşı önderliği için güvenli bir üs olamazdı nclki de. Yedi göbekten değilsc dc beş göbekten Ankaralı olan Celal Hafifbilek'in, Telos Yayınları'nca bu yıl içinde yayımlanan Ankara 1920 kitabı, bir bakıma bu sorunun yanıtını vcriyor. Kitabın, Ahiler ve Seymenler kcnti Ankara'yı, ulusal direnisjn vc Cumhuriyetin Ankara'sı yapan kavganın destansı hikâyesi oldıığunu söylemek pek yanlış olmaz. Destansı diyoruz, çünkü gücünü toprağının ve tarihinin derinliklcrindcn, eşitlik ve özgürlük geleneklcrinden alan büyük bir ııyanışın, bir yeniden doğuşun, varolıışun dcstanıdır anlatılan. Büyük yıkımlar gctiren, sonıı gelmez savaşjarda binler cc gencini yitircn, kırlıklarda vc yangınlarda bitkin düşnıüş bir halkın, elinde kalan tck varlığı, yurdıı vc onurıı için bir başkaldırı destanıdır Ankara 1920. N Bir kentin işgale, Osmanlı'ya başkaldırış ve başkent oluşunun ovkusu Mafyanm, rarikatların, vurguncuların en güzL1 yerlerini elegcdrdikleri, yağma ladıkları, saltanat kurdukları bııgünkü Ankara'ya; o tcrtcnıiz, gülcc yüzlü, yiğit insanlann Ankara'sı, Hanfbilek'in kalcminden, insanhğın, scvginin, dürüstlüğün.mertliğin, illedearkadaşlıgın, vefanın aydmlıgını gönderiyor. Cclal Hafif bilek'i böylesi bir dönemde, tam da ihtiyacını duyduğumuz, Dcvrim tarihinin bclli öldkle karanlıkta kalmtş arka cep hesini, halkın tarihini, Ankara'nın ogüzel insanlarını, bilgi dolu, usta, akıcı di liylc yazarak bızlere ulaştırdığı için kutlamak gcrckir. Ankara, başkent Ankara olmadan önce bir büyük Ahi kentidir. Yolgösterici büyük düşünür Hacı Bayram Vcli'dir. Osmanlı'ya nicc yiğitlcr, dervişler verir savaşlarda; biıçoğu gcri dönmez. En son Doksanüç } larbi'nde 200 bin kişi askerc alınır Ankara Sancagı'ndan. Cîcri dö nen üç beş kişidir. Doksanüç I larbi öncesi yapılan sayıma görc, Ankara'nın nüfusu 150 bindir, 1920'Icrde bu sayı 20 bine inmi^tir. C) ncdcnlc, Osmanlı'ya vc paşalara güvenmez Ankaralılar... Birinci Dünya Savaşı bitmiş, Osmanlı yenilmi:}, Anadolu dürt bir yandan işgal cdilmcye başlanmıştır. Osmanlı ordusu dağılmış, halk bitkin, pcri^an, umutsuzdıır... Ancak dayatılan köleliği kabul etmek mümkün dcğil. Az sayıda da olsa, Mustafa Kemal'ler gibi, Osmanh'nın artık bittiğini, Anaaolu'da yepycni, bir SAYFA 14 Bugünkü Ankara ulusal dcvlct yaratmak gerektiğini düşüncnlcr vardır. Bunun nasıl gerçekleştirileçeğinin arayışı içindedirler. Ote yandan 1917 Ekim Devrimi'nin çağrısı Anadolu'nun devrime gebe toprağma bcrckctli bir tohum gibi düşer. Yıınan işgaliylc birliktc doruğuna çıkan emperyalizmc, Batı'ya tepki ve öfke, Bolşevizme karşı ilgiyi vc sempatiyi olağanüstü artırmıştır. tşte, umutsuzluğıın ve umudun, dircnme ve boyuneğişin yan yana, kucak kucağa olduğu, her şeyin her an tersine dönüştüğü 1920 Ankara'sının içinde yer aldığı tablo bııdur. Kitabın kanramanı Bekir Efe, kocası Kızıl Ali'yi Doksanüç Harbi'nde kaybetmiş ve Ankara'nın en yaşlısı, aynı zamanda canlı tarihi olan "Dünya Güzeli Sabire Büyükana"nın torunudur. Bckir Efe'nin kişiliği vc mücadclcsi, dircncn Ankara'nın; başı dik, bağımsızlığına vc onuruna düşkün Ahi kültürünün, devrimci Ankara'nın öyküsü dür aynı zamanda. Bckir Fic, ÇanakkalcSavaşı'nda, Mülkiyc son sınıhavken askere alınır; o savaşta sağ kalan birkaç Mülkiyc öğrencisindctı biridir... Dünya Savaşı'nın bitiminde Kartal'da Yahya Kaptan'ın komutasında, Ermeni Çetelerine karşı sa vaşırken görüyoruz, daha sonra onu. Yanya Kaptan'ın, Padişah yanlılarının da yardımıyla pusııya düşiirülüp öldürülmcsiylc Ankara'yı evine döner. Cepheden cephcye koşmuş, durmadan savaşmış, haklı haksız birçok insan öldürmüş Bekir Efe; bütün bu savaşların, katliamların, yı kımların ncdenini düşünmektedir durmadan. Elinc nc gcçcrse okunıaktadır. Yi ğittir, gözüpektir, örgütçüdür, derin bir insan sevgisiyle doludur, aynı zamanda savaşmaktan boş zamanı kaldıkça düşüncelcrini yazmaktadır. Yeni bir dünya düşlcmcktcdir, paylaşmanın, cşıtli ğin, insan scvgisinin egcmen ol dıığıı. Bunların nasıl gerçekleşe ceğini bilmektedir. Taa ki, Rus cephesinde sava şırken, ona dostça yaklaşmak vc dcrtleşmek istcyen, ama dilini bilmediği için korkup öldürdüğü F.rmeni kökenli Bolşcvik bir askerin çantasında nulduğu Bolşevik Partisi broşürlcrini okuyana kadar. Onları okuduktan sonra Bekir Efe'nin kaf ası büyük ölçüde aydınlanır. Arrık neyi istediğini ve ne yapılması gcrektiğini Dİİmcktedir. Yunanlıların tzmir'i işgaliyle birlikte, Ege'de çeteler önderliğinde direnişler başlamıştır. tşgal, aslında, emperyalizmin kışkırtüg'ı Ermeni çetelerin de harekete geçmesiyle Anadolu'nun her yanında söz konusudur. Ankara'ya da sözde denetleyici ya da göz lemci adı altında Fransız ve lngiliz birlikleri gelip yerleşmiştir. Padişah yanlısı Vali Muhittin Paşa,emperyalistlerletam bir işbirliği içindedir. Işgalcilerle birlik te Ankara'da her türlü Kuvayı Milliyeci faaliyeli bastırmakta, cn ufak bir kuşkuluyu hcmen tutuklamaktadır. Ankara'ya lngiliz vc Fransız birliklcrindcn daha sonra gelen Ali I'uat Cebcsoy'un komu tasında isc 150 kişilik birlik vardır; bu kuvvct, i'ıansız ve Ingilizleıin "gözlem ci" birliğinden bilcdana azdır. Bıına rağmen Ali Fuat Paşa'nın birlikleri Ankara'ya girdiğinde bütün halkta büyük bir umut ve güvcn duygusu yaratmıştır. Ote yandan, Vali Muhittin Paşa'nın korumasında Fransız vc lngiliz askerlcıinin hal ka, kadınlara yönelik aşaöılayıcı hareketlcri giderck çckilmez halc gclmiştir. Aynıgünlerde Mustafa Kcmal vc arkadaşları Sıvas Kongresi'ni yapmış, se çilenTemsil Heyeti Ankara'ya gelme hazırlıkları içindedir. Ancak gerek Ankara'da gerek Sıvas'ta Temsil Heycti'nin çalışmaları için güvenlikli bir ortam tam olarak yaratıltııiij dcğildir. Bu, Sıvas'taki heyet için krilik birso ı undur. Ankaralıların gözünde Mustafa Kcmal, Çanakkale zafe rindcn bu yana saygın bir yere saniptir, bir umuttur; Ittihatçılar'dan, özelfikle binler ce gencin can vcrdiği yenilgi dolu, kırım dolu savaşlardan sorumlu Osmanlı paşalarına duyulan derin güvensizlik, ona karşı yoktur. Alttan alta nıayalanan ve yer yer cylcme dönüşen ulusal başkaldırının zafere ulaşmasına inanç, onun kişiliğinde somutlaşmaktadır. Bütün Ankaralılar Temsil Hcyeti'nin Ankara'ya gelmesini dört gözle bekle mektedir. Ancak bundan öncc, Istanbul'dan yeni kuvvetler isteyen ve Sıvas'ı da bastırmak vc Mustafa Kemal'i tııtuklanıakla görevlendiıilen Vali Muhittin Paşa'nın halledilmesi gerekmektedir. Olaylar çok hızlı gelişmcktcdir. Dcngc ler bıçak sırrındaoır. Ya yeni kuvvetlerin Ankara'ya ulaşmasıyla Vali Muhitin Paşa, hızla gelişen direnişi ve Sıvas'ı bastı racak vc yok cdcccktir; ya da Ankara halkı elini çabuk tutup onu altcdccek ve ulusal direnişin önü açılacaktır. Bu günlerc çoktan hazırlıklı, kafası açık, ne yapılması gerektiğini çok iyi bi len Bekir Lfe'nin yoğun çabaları ve zorlamasıyla, Ankara'nın en sevdiği, saydığı önder kişilcri bir araya gclir: Deftcrdar Yahya Galip, Mültü Rıfat Efendi, Hacı Atıf Bcy, Atıf Ahmet Efendi... Bunlar henüz padişah ve halifeden umutlarını tam olarak kcsmcmişlcrdir. Son bir olay bütün bu umutları vc altı yüzyıllık Osmanlı'ya bağlılığı söküpatar. Bu hcyet, son bir kez halifeyle dogrudan görüşmek için birkaç kcz telgraf çekcr. Sadrazamın telgraflara vcrdiği kcsin cc vap, "halk dogrudan doğruya zatı şahane ile görüşemez"dir. Ve karar verilir: "Yaz oğlum ' der Hacı Atıf Hoca, oradakilerin şaşkın bakışları altında "Senin gi bi sadrazamı, senin padişahını, bu halk, Ankara Halkı tanımıyor... Halk yoksa, padişah da yoktur." Böylece altı yüz yılIık koskoca Osmanlı Imparatorluğu, koskoca Islam halifeliği, hacısıyla hoca sıyla halkın iradesi karşısında crirgidcr. Büyük bir yük atılmıştır, bir rahatlama bir coşku sarmıştır. Ankara'nın yamaçlarını, çarşılarını, evlerini.... Ama hcmen yapılacak işler vardır; silahlı birliklcr oluşturulmalı ve vali tutuklanmalıdır. Görev Bekir ICfe'dedir. () da, Ankara'nın çetecilikte ünlü Hamit Rıza ve Kara Sait Efe'si komutasında 15'cr kişilik iki birlik oluşturur. Çorum'da gezide olan Vali'nin yolıı kcsilerek tutııklanmalı vc Sı vas'a göndcrilmclidir. Bu eylem büyük bir hızla gerçekleştirilır. Ozverl ve yaratıcılık Artık Ankara kendi bağımsız yöneti mini seçebilirdi. Halk scvinç içindedir, büyük bir özgürlük rüzgârı csmektcdir. Halk kcndi y<>nctimini seçmek için, kadın erkck ayrım yapnıaksızın loplanlıya çağrılır... Yahya Galip Bey Ankara "Hakanı" seçilir. Bir belediye başkanı ve Bekir Efe'nin de içinde olduğu dört kişilik yönetim seçilir. Yüzyılların kulluğunu, uyuşukluğunu üstünden atan Ankaralı lar, ilk kcz kendi kaderlcrini cllcrinc almışlardır; kcndileri için yaşamayı, ken dileri için savaşmayı seçmişlerdir. Olağanüstü bir özveri, inisiyatif ve yaratıcılık hamlesi gözlenir hemen her tarafta. Kıyıda köşedc saklanan ne varsa, yiyecek, giyecek, para, ev, silah vatan için ortaya konur. Daha Temsil Heyeti Ankara'ya gelnıcden Yunan'ı Ege'de dıırdurmak vc Ankara'ya yaklaşmasını önlemek için, Bckir Efe ve arkadaşlarının komutasın da 3(X)0'e yakın gönüllü Egc içkrinc crtc savaşlarına gönderilir. Hafifbilek o günlerin özveri ve yaratıcılığını şöyle anlatıyor kitapta: "Ankara 'nın lüm evleri atölye olmuştu. Don dikiliyor, vömlck dikiliyor, pamuklu hırkalar dikiliyor, yün kazaklar örülüyordu. Esnaf, her akşam kazancından bir bölümünü ayırıp Gönüllü Alaylar Komu tanlığı'na venyordu. . Demirciler süngü yaptyor, btçak yapryor, j/'j yapıyordu. Dö' CUMHURİYET KİTAP SAYI 463
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear