Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Vitrindekiler Ezgiler Ezgtsi/SchoLfn Alc/ıhcm/Çıv t Hakkı ihı.sal/Tc/oi Yayınları/125 \ "Ezgiler Ezgisi", Scholcm AIcjc hem'in Tevrat'ın (Eski Ahit'in) "Neşideler Neşidesi" bölümüne dayanarak yazdığı bir aşk öyküsüdür. Bu öyküdc, yazar, Yahııdi ve Hristiyan dinbilimcilerin alegorik yorumlarından uzaklaşarak "Neşi dcler Neşidesi"nin doğal anlamını kendinc gıkış noktası almıştır. Yahudi yorumeıılar bu merinleri Tann'nm halkıyla konuşması, Kilise de Isa'nın halkıyla konuşması olarak yorumlamıştır. Yazar, Ezgiler Ezgisi'nde şarkılaruı gerçek anlamına yöncliyor: Bıısi ilc Şimek kardeş gibi büyümü^lcrdir; Busi'nin ana babası yoktur. Bazcn oyun oynarkcn Busi'nin üzüntiisü yiı/ünc vurur. Bu dıırıım Şimck'in yüreğini par çalar, ona göre Bıısi dünyanın en güzel premcbidir, I la/ıcti Siileynıan'ın sevgililerinden degüzeldir. Birlikte büyüıken MJVgilerini dc büyütürlcr. "Damdaki Kenıancı"nın (Sütçü Teyze) yazarı Scholem Alejchcm'in bu kısa romanında, büyük yazarlara özgii derin hümani/ma hıılunnıaktadır. Yazar, ronıanı basılmadan Newyork'ta öldü (1916). Vasiyetine göre, mezarının ba^mda bu yapıunın bazı bölümleri okundu. Bet Şeba/Tnrgny Lındgren/Çevircn. Ali Giir/Tclos Yıiyınları/274 \ () sırada elli sekiz ya^ında bulunan Yalıudi peygamberi Davud canı sıkıldıgı bir gün sarayının da mına çıkmasaydı kendibinden ta nıı tanıına utuz yedi yaij daha küçük olan Bet Şeba'yı görmeyecck ve Pevgambcr Süleyman da dün yaya gelemeyecekti. Tevrat'ın 11. Samııcl kitabının on biıinci bölü ıııü bu müthi^ olayı atılatır: " Ve akşamleyin vaki oldu ki, Davud yatağından kalktı vc kral cvinin damı üzerinde geziniyordu; vc yıkanmak ta olan kadını damdan gördü; ve kadının bakışı çok güzeldi. Ve Davud gönderip kadın hakkında soruş turdıı. Ve biri dedi: Bu kadın Hitti Uriya'nm kariM, l'.liam'ın kızı Bet Şeba dc&il mi? Vc Davud ulaklar göııdcıip onu getirtti; vc kadın onun yanına geldi, vc murdarlığmdan tallıir (tcmi/lcnmiş) oldııgundan Da vııd onıınla yatrı; vc kadın cvıne döndii. Vc kadın ge bc kaldı, ve göndcrip Davud'a bildiıdi, ve: Bcn gcbe kaldım, dcdi " Çağııııızın cn büyük romancılarından L>iri, Torgnv Lindgren Tevrat'ın fl. Samııcl vc Birincı Krallar bölümlcrinde anl.ıtılan bu yakıcı aşkı Bet Şcha'da ycnıdcn anlatıyor: Davud'un dcnetim tanımayan ve bir Kutsal Kitap pcvgambcrinin, scvdigi kadının kocasını öldürtecek kadar göziı kara tutkusu, .saray ccvrcsi, karıları, oğulları, halkı, aşkın olümle birleştigi bu olağaniıstü seriivenc tanıklık cdiyor. "Rab'bim Bet îjcba'yı neden karşıma (,ıkardm? An cak kara tckeleıin gidecegi bu dcrtli karanlıkların ılibinc hrlattm? Bııak kurtulayım, bırak krallı^ımı ya^a vayım!" Alevin ve Acının Içinden//^// Özgentürk/Telos Yaytıı/</rı/2V \ sorunları... Bütün bunlar bilimkurgıınun tısta isimle rinden Clarkc'ın kısa öykülerden oluşan kitabında. Kemalizm ve YimlMuhamnıcd Dafi/Ardıç Yayınlan/HU. Atatürkcü Emekli Vaiz Muham med Dafi, (Aimhuriyct gazetes.i başta olmak üzere, kimi gazetc ve dcrgilcrde cıkan ve ulusal yapılanmamızda şcriatın, bir ortaçağ il kclligi, bir dış dayatım olduğunu, bilimsel bilgı ve belgelerle sergile yen elliye yakın yazısını "Kemalizm ve Din" adıyla kitaplaştırdı. "Cemaatleşmek, ilkellcşmektir." diyen Dafi: örtünmcnin din vc inanç nesnesi olamayacagını, namaza çagnnın ve tapınç dilinin Tiirkçeleş mesi sagianmadıkça şeriatın yolunuıı kesilmeyecejîini, imam okullannın yasal olmadıgını... Yetkin din bilgisi ve engin kültür birikimiyle vurguladıktan sonra, yazı larının bir yerindc "AkıIIı adam olamadık, yoksa sa kallı, başı bohçalı cudam mı oluyoruz?..." diye soruyor!... Kaptan (Arkan)/tletıpm Yaytnla "Beyoglu bizinı gözümüzde neydi? Sinema, tiyatro, birahanc, gcnelev, kalitcli dükkânlar, bitirimhancler, azınlık okulları, kolejler, gizlice at yarışı oynatılan izbeler, müzisyenlerin iş beklcdigi kahvchaneler, taşraya kız gönderen organi/.atör büroları, Narmanlı Yıırdu'ndaki yontucu işliklcri, pasta ne, muhallebici ve sinemanın yii rcğinin attığı yer Yeşilçam. Evet... Bunların tümünden bırer parça... Ama inanınız, Beyoğlu'nun gözümüzdeki en önemli nitetiği, bunların hiçbiri değildi. Bizim için Beyoğlu'nun en agırlıklı yanı, Batı'nın, Do gu'daki cn uç noktası olmasıydı. Calata ve Beyogİu, Bizans ve Osmanlı dönemlerinin bir bölüınünde, nasıl çoğu zaman Onova'nın, en Doğu noktası olarak, hatta oradan atanan bir vali (podesta) yönetiminde varlıklarını sürdürmüşler.se; bizim kuşagın gençliğin de de, Bcyogiıı, Batı türii yaşanıı vc tepkileri ilc bu ni tcliğini yitirmemİ!; görünüyordu. Üstelik, Beyoj>lu hcm Batıh'ydı hem de Batı'nın iınparatorlukJara ba.1}kcntlik yapmı^ kentlerinin kimi özclliklcrini taşıyor du. Burada, kentin başka kesimlcrine göre, tlcğişik bir giınlük yaşam anlayışı ve uygarlık hüküm sürüyor du. Daha kozmopolit ve daha ho^görülü. Vc burada, çok açık bir biçimde olmasa bile; dar sokaklarda, o çoğunluğun bilmcdiği pasajlarda, loş avlularda ve ka ranlık merdivcnli taş apartmanlarda, ıılııslarötcsi bir uygarlık anlayışı gizli gizli varlıg'ını siirdürmeye çalı^ı yordu. Bıırası, çok çcşitli vegörkcmli kültürlerin, giinlük yaşamın vazgeçilme/ ve tüınüylc kapatılama/ kapılaıında, birbiriylc karşılaijtıkları, birbirlerinegö/ atıp, cl verdikleri bir alandı. Bu kültiirler, Bcyoğ lu'nda giinlük yaşamtn yalın, ama çok şeyler borçlıı olduğumuz; sonsuza uzanan ölümsüz çerçevesi içinde, birbirleriyle alışverişte bulunuyorlardı. Zcnginle ^iyorlardı. Iştc bizler için Bevoğlu, boylc bir külrür zenginliğinin yaşandı^ı alandı Bu nedenle çok öncm liydi. ...Vc bizlere başdöndürücü, görkemli geçnıi^inin imbiğinden süzülerek oluşnıu^ bir bilgi vc dencyim birikimini aktardı. Ona teijckkürlerimizi sıınarı/" diyor Ozdemir Kaptan, Medyakronik/Kürşat Bumın/llctı$ıw Yayi)iları/2e>4 s. lar'dan esip gelen rüzgâr ne zaman gecikse, 'yola dü^menin zamanıdır', dcriın kendi kendimc, düşcrim yollara." deyip yollara düşmiış Işıl Ozgentürk ve elimizdcki kitapta yer alan yazılar çıkmış ortaya. Akan Sular Şarap O\sa/Muzaffcr Buyrukçu/Telos Yayınları/372 s. "Akan Sular îjarap C)lsa"da Muzaffcr Buyrukçu, mekan olarak 'meyhane'yi secmiştir. Aslında 'meylıanc' cvrenscl bir mekandır. Milyonlarca insanın zihinsel ve duygusal gosterilcrini sergile diği bir pazardır aynı zamanda bu 'mekan'. Orada bulunan, oıayla iletişim kuran topluluk, hcm yalnızlığın üşütücülüğünü lıcm dc birlikteliğin kaynaştıran sıcaklığını yaşar. Iç kisini yudumlayan kişi, ça^rışımlaıla, geriye dönüşlcrle bugünün kılıfının dışına çıkar ama bugünün bütün vcrimlcrini koruyarak gecnıişinin, geçmişlcrin degişik döncmlerine uzanır, o dönemlere damga.sını vuran içeriklcri kurtalar. Arkadaşlarının, dostlarının, sevgililerinin bakışlarında, kahkahala nnda devinen çarpıcı resimlcri içinin duvarlanna iliştirir. Akan Sular Şarap Olsa yepyeni, okııyanın her satırında kendisini göreccgi vc unutmayacagı, unutamayacagı bir roman. Muzaffcr Buyrukçu Akan Sular Şarap Olsa ilc yirminci yüzyılın son çcyreğinde yeni bir "tnsanlık Komedisi "ne tanık edivor bi/.i. Elektronik Eros/Claıuha Sprtnger/Çcviren Hakaıı Yayınevı/ll)l v Siborgların, insanların kcndi teknolojileriyle bütünlc^mesini simgclcycn bu yarı insan yarı makinc yaratıkların kurgusal dünyasında erotizm nasıl bir yer lutuyor? Popüler kültürün bu yeni biyimi, cinsellik ve cinsiyet kavramları üzerinden yürüyen cağdaş kültürel çatışmalara gerçekten son veriyor nıu? Insanoğlundan yoksun bir gclecek vizyonu kuran bilim vc bilinıkurgu; bilgisayar tcknolojisiyle cinselli^i biılcijtiren cğilimivle, hcm cinsel tatmindeki artı^tan sö/ cdip hcm dc insanoğlunun artık miadını doldurduğunu ilcrı sürerken açık bir çelişki içinc düşınüyor mıı? Elektronik Eros, Terminator, Robocop tiplemeleri ba^ta olmak üzcrc sinemanın ycnilmez /.ırhlı siborglarmı; biri yirminci yıızyılın erken, öbü rü geç döncmindcn iki makine katlın kar^ılaştırma sını elc alıyor, inceliyor ve tartışıyor. Kitaptaki ince Icme süreci, tartışmanın doğası gcreği resimli kttaplardan bilimkurgu romanlara, dcrgilcrdcn Hlmlere vc televizvon programlanyla bilgisayar yazılımlara kadar bütıin alanları kapsıyor. Böylece çok yabancısı olmadı£ımi7 postmodernizm, feminizm, psikoanalitik kuram ve sincma kuramı da incclemenin ieine giriyor ve onu zenginlcsjtiriyor. Tanrının Dokuz Milyar Adı/'Arthur C Clar hc/Çcvıren M Alpcr Çopıır/Sarmal' Yaytncvi/2^H s Tibctli rahipler yüzlcree yıldır u^raştıkları işi hızlandırmak ıçin bir bilgisayar satın almaya karar verdiklerinde ne olur ? Bir uzay gemisi pilotuııun yabancı bir gezcgenıleki kızla yaşadı^ı utanç verici aşk ilışkisi... Ay'a yapılan ilk Amerikan, tngiliz ve Rus ucusjlarının aıdında yatan ger(,eklcr... Uzaytlaki platlormlar, kcşledilıncmi:} bir cvrene yolcultıklar, sınırsız dünyalarda yaşayan kadın veerkeklerin alışkanlıkları ve "In.sanların birlikte olmayı hcp sevdim. Birlikte gülmeyi, söylemc yi de. ("anıın sıkılıııca bokaklara vurdum kcndimi, sokaklarda her zanıan bana gülümseycn bir yüz, sırlarını paylaşacak bir yiirek bul dnjn. Dostlarımın ınapusluklan na, sevinçlcrine tanık oldum. Diyarbakııiı Zara'nın bana verdig'i hayat dersini unutmadım, lzmit mapushancsindc bir bayram sabahı yollanan güllü aynanın da sırı hiç dökülmedi, 'Mecnunu bol dagCUMHURİYET KİTAP SAYI 457 Medyanın günlük hayatımız üzerindeki "ağırlığı" vc "kapsama alanı" arttıkça nıcdyanın işlcyişini, çalışma tarzını sorgıılayan; çarpık lıklarını, bayagılıklarıııı, dil bo/ukluklarını eleştircn hatta "karşı medya" olarak konıımlanan çalışmalar da artıyor. Ancak Kür^at Bumin'in Yeni Şafak gazetesindc kaleme aldıgı "Medyakronik" yazılarını başka bir çerçevede değerlcndirmck gerekiyor.Çünki Bumin'in makaleleri yüzeysel vc kalıplaşmış mcdya cleştirilcrinin çok ötesinde. Doğası gereği "güncel" olması gereken yazılar, gerek felsefi, gerekse ' J SAYFA 19