05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

"Olmaz Böylc VakaJar"daki okudukça "pes vallahi" dedirten, gerçek olaylar, Doğan Katırcıoğlu'nun özgün anlatımında kâh güldüren, kâh düşündürcn, kâh hüzünlendiren ayrıntıları da kapsadığı için bir solukta okunuyor. ORHAN ERİNÇ clikli demiıicat oldu mertlik bo/ıılılıı"cliyen Köroğlu'ya na/irc olarak "tclclon yaygınlaştı, haberlcryavanlaştı" dersek fnz la abartmıs; olıır mııyuz? 1 laber kaynagının o anki davranışjarı nı, olay yerinin durumıınu, taraf olanlarla tanık olanların ruh halini, kılık kı yafctlcrini görmedcn yazılan vc çoğıı kcz cküik kalmaya malıkum haberlcri bu de ğerlendirme ile vıırgıılamak istiyorırm. Ustalarımızdan Nezih Demirkent'in gazeteciliğe başjadığı gün yaşadığı bir ölüm haberiyle Ügili deneyimi vegazetclerde bırakın santralı, servislerde telefon bıılıınmasının liiks sayıldtğı günleri anımsatnıasından etkilendim. Sevgili Doğan'la kapıyoldaşjığı yaptıöınıız Son Posta'da, yazı isjeri katında birparaleliSporServisi şefi rahmctli Adnan Fuat Aral'm masasmda duran tck telefon vartlı. Haberc telelonla değil, çoğu zatnan kan rer içinde kalının yiirüyerek ıılaşılırdı. Dolmıışa binmek bile lüks bir mas raf sayılırdı. Taksinin Iafı bile olmazdı. îjimdilcrdc pek rastlarımayan haberatlama tedirginliğine karşın keyifli bir ga zerecilik yaşamı vardı. Telefon haberöğıcıımek için ogünler de dc kullanılırdı. Ama kastettiğim haberitı tümünii almak değil, haberin tpuç larına ulaşmak. Bundan sonra yapılacak is; kalemi, not defteriııi kapıp dışarı fırlamak ve en kısa yoldan naber yerine ulaşmaktı. Telefon özellikle geceleri polisadliye mııhabirlerinin cankurtaranıydı. Sansaryan 1 ları kapanıp el ayak çekildikten sonra sıra karakolların aranmasına gclirdi. Anıa haberi değil, varsa olayı öğren mek için. Cîazeteciliğc basjadığım 1957 yılında, acemi bir polisadliye muhabiriyken hepsi birer usta olan dencyimli gazetcci lerin arasına düşmiiştiim. Ustalarımız Vasfiye Ozkoçak, Hasan Pulur, ()zer ()ztep, Ali Karakurt, Aydoğan Örıol, Kemal Savcı, Rahmi Berksoy, • KemalOzbayraç, İbrahim ()rs'tü. Daha önccki kıışaktan Ferdi ( )ner, Yılnıaz (jetiner, Ulvi ()kar ve l'eyyaz Tokar da ad ları anılanlar arasındaydı. Türkiye, Berbat Süleyman'ı, Kamyon Faresi fjahabettin'i, Börekçi Ali'yi, Salacak (ianavarını, Süliin Osman'ı ve daha nicelerini onların kalemindcn tantmışrı. tstanbul'ıın ı'ıç ağır eeza mahkeiTiesi vardı. Baheekapı daki Büyük Posta ne'nin iki katına ılağılmışlardı. Yalova'dan, .Şile'ılen, (iatalea'tlan, Silivri'den getirilen ağır cezalıksanıklarda buralarda yargılanırtlı. Ancakogiinlcrin dıyimivlcstoriycgclen, yani hikâvesi ilgi ile i/lenip okunan olaylar daha cok sııllı ve asliye eeza rnahkcmi'lcrindc vaşanınlı. Kadıköy, Uskü dar ve Beyoglıı aıllıveleri bıı işler için birebirdi. Sarıver'deti hııktık mahkemeleri ibe daha çok zenginleıin gözlerdcn uzakta boşanmak için seçtikleri yerdi. Işte Doğan Katıreıoglıı, o günlertle ve yııkarıda özctlodij*im ko^ııllarda izlediği olayların notlarıtıdan ve duruşma tııtaııaaı sııretleriıulen çiinkü o günlerde fotokopi makinesi de yoktu, yola çıka rak, tanık oldııgıı olayları "()hır Böyle Vak'alar" di/isinitı ikinci kitabı olaıak SAYFA 14 Doğan Kattrcıoğlu "Olmaz Böyle Vakalar"da başından geçenlerianlatıyor Eline saöiık Dofian Usta Insanların ders alacaöı yanları ve benzerleri ile kanjilaijinamak için unutulma ması gereken yönleriyle ilginçliği daha da artıyor. Cienç polis, adliye nıuhabirleıine, ha berlerin ayrmtılarına nasıl inilebilece^iııi, sııadan sanılan bir olayın arkasında her açıdan önem taşıyan nedenler bulunabilecegini önıekleriyle anlatan bir seminer kitabı olma özelliğini dc gözardı etmemek gerek. Kline saglık Dogan Usta. Yeni kitaplarını okumak dileğiyle... • "D: okurlarına sunuyor. Bu kezadı "Olmaz Böyle Vak'alar" ola rak belirlenmİ!;. Okudukça "pes vallahi" dedirten, gerçek olaylar, Dt> ğan'ın özgtin anlatı mıhda kâh güldüren, kâh düşündüren, kâh hüzünlendiren ayrıntıları da kapsa dı^ı için bir solukta okunuyor. kalar"ında, emeklilik ikramiyesini alınca, kırk yıllık karısı Melek Hanım'dan ha bersiz yurtdışı gezisine çıkan devlet memuru Daniş Bey'in öyküsünden, altı yıl lık' binicisi ölünce ağlayan ata değin yine bir solukta okunacak ilginç yu^uın kesirleri vâr. "Komşusunun damım delmiş, içeri su stkmış, sonra bir dc işemişti... Savcı giil mcktcn alamadıkencfini. Karşısında 'hazırolda bekleyen sanığa, 'Nasıl yaptın bu işi?' dcyince aldığı yanıt, 'işim budur elendim' oldu. (...) 'Ben mahkenıenin çı karamadığı kiracılara, bir giinde cv tahliye ettiriyorum... Ev sahipleri gelip be ni buluyorlar.' " (1) "Ben Osman Ozkan... Otuz iiçyıl öncc Gemlik'te kansını, kaynanasını öldii ren katil. Otuz üç yıllık kaçak. Otuz üç yıldır konuşmayan adam. (...) ()tuz üç yıldır canına bir türlü kıyamayan korkak!.. Şimdi kanun namına dinleyin be ni! . yeasın!.."(2) Aragon, "Mutiu aşk yoktur" demiş. "Olmaz Böyle Vakalar"da, kinıi trajikomik, kimi acıklı ask öyküleri de var. Trajikomiğe örnek: Sarıyerli Naciye'nin yerine bir başka "beyaz çantalı kız" olan arkadaşı Pcrihan'ı kaçıran gençlerin davası... (3) Acıklıya örnek ise şu: 14 yaşındaki bir kız çocuğu, Istanbul'un gecckondu semti Kuştcpc'dc başlık parası için bir gece bekçisinin oğluna verilir. Kızla oğlan birbirlerini severler. Kızın ya^ı resmi nikâha uygun olmadıfiı için imam nikâhıyla evlenirler. An caK oğlanın ailcsi basjlık parasını ödeye meyince, kızın anncsi gelini geri alır. LJstüne üstlük damadı aleyhine "kızlık bozma ve ahkoyma" davası açar. Yargıcın barıştırma önerilerinc karşılık ise, Nııh der, peygamber demez. Böylece yaşamının banarındaki iki insanın dünyası kararır. (4) İki gencin dünyası böyle karardı Olmaz Böyle Vakalar' Yüreğinizden Yakalar KERİM EVREN D ogan Karırrıo&lu, "Olıır Böyle Vakalar'ın ardından, bu kez de "Olmaz Böyle Vakalar"ı ile gerçek yaşamdan polisadliye koridorlarına yansıyan çarpıcı öyküler sunuyor. Klya Yayıneılık'tan bastığı bu yeni kitaba geçnıeden önee, "kırk üç yıllık ga zeteci" Katırcıoğlu'nun kitaplarmm nasıl doğduğuna deginmek istiyorum. "Kitap" ekindeılahaönceyayımlanan "Olıır Böyle Vakalaı'la ilgili ya/ımda; Katırcıoğlu'nun yazılarındaki biçemi, Sait Faik'in öykülerindeki biçeıne ben zettigimi bclirtmiştim. Sonradan og'rendim ki, yalnız biçenı değil, ya^aın biçiıni olarak da Sait l'aık'c koşııt bir yönii var, Doğan Katırcıoğ lu'u,un. Ya/.ın ele^tırıncni rahınctli oğrctmenim lalıir Alangu; bize Sait I?aik'i anla tırken, iınlü yazarın cenaze törenine çok sayıda yoksul, halktan insanın kalıldığını, onıın gerçek dosrlarının bu insanlar olduğıınu söylemi^ti. Doğan Katıreıoglıı ılcbırgiın (lıımhııriyet gazetesinden, Kazım lsıııail (iıiı kan (!addesi'ni izleyip yarım ay çizerek İstanbul Adliye Sarayı'na yürürkeıı !nı nu dü^ündüm. (Jiinkii her on bes yirmi metıede bir durnıak /orunda kalJık. Manavından otcl yazıcısına, avııkarından hamalına, eezaeısmdan meyhaneusine, değnekçisinden büfecisine değin karşıla^tığı pek çok ki^iyle ayaküstü de Dlümsüz' kılınan sıradan laniler 1 olsa konıışmadan geçemedi, Dogan Kalırcıoğlu. Katırcıoğlu'nun, bu kişilerle yaptıgı da lal ola beri gele muhabbeti olmadı. ()nlaıia konuşmalarından; kiminin hasiasını haslaneye yatırttığını, kiminin davasıyla ilgilendiğini, kimine karakolda iyi davranılmasını sağladığını vl). öğrenuim. F.n cok dıkkatimi çeken de ^u oldu: Söz koııusu ki^ileıin hemen hepsi, Katırcıoğlu'nun kitaplarında adı geçcn kiijilerdi. Yaz.ar, ictenlikleselamlaştığı b'irinin ardmdan, "l^le bu, öltlü diye morga kaldı rılaıı geııç..." divordu. "(iördiiğün, lalanca öyküdeki talihsiz gazinocu" diye bir bajkasını tanıtıyordu bana. "Karakolun bahçesinı[e sevişirken ya kalanan, beyaz saçlı beyefenııinin kardcşjydi" diye yine öykülerinden birinin kahramanını anımsatıyordu. Bu duruında, sö/. koııusu ki^ilerin, neden ya/ara böylesine saygı gösterdikleri de anla.şılıyordu. OiRcliklc, yııkarıda değindiğinı gıbi, onların her "mus;kiil"ımdc vanında olan biı dosttu, Katırcıoglu. Sonrası ve bclki daha önemlisi ise, şuytlıı: Yazar, çoğu sıradan in.san olan bu kiijilerin gerçek övküleı ini ya/.arak, onların "her bırmı oliımsü/ kılıvordıı... " Kitaptan bir başka örnek de aileleri parçalayan "ikinci vatan Almanya" vakaları... Biri, Sevgili Hanım'ın, Almanya gur betçisi kocasından, altı çocuğu ve kendisi için nafaka alabilmek için verdiği hııkuk savas;ımı... (5) Bir başkası, kendisini kıskandırın ha , karetleryağdıran Alman kansını öltlüren Türk'e, bugünün Demokrat 'l'iirkiye Parrisi Cîenel Başkanı Flüsamettin ("in doruk'ıın avukatlık günlerinde y.aptıgı unutulmaz savıınma: "(...) Bu dosya, ıııilli bir dramın ibıet verici hikâyesidir. Yıırtdışında ekmek kavgasına koşan Tiirk insanını ve ailesini korumasız bıraktığımız gurbette 1 lal dıın bizim kıırbanımızdır. Bizim devletçe ve millctce bugüne ka dar Haldun'a vcrdiğimiz lıiçbir şey ol maılı. ()na Tiirk milleti adına siz ilk dcra bir !;ey.vereceksini/.. l J/günüm, bu bir eeza olacak. Bu cıv.ayı atlalet duyguları içinde öl çeıseniz gene ona bir şev verebiliriz. Ülkesinde mutiu ve fıiir bir gelecek ümidi!" (6) Doğan Katırcıoğlu'nun "Olmaz Böyle Vakalar"ını herkese öneririm. • (1) Sayfa 3438., (2) Sayla 61., (3) Sayfa 39., (4) Sayfa 154., (5) Sayla 77., (6) Sayfa 149. Olmaz Böyle Vak'alar / Dofcan K<ı lırao&ltı / lUya Yayınalık / HCi s CUMHURİYET KİTAP SAYI 457 Avukat Hüsamettin Cindoruk'un savunması Iijle, böyle bir ki^iliğe sahip olan Dogan Kaiııcioğlu'nun "()lmaz Böyle Va "Işim budur efendim, ev tahliye ettiririm"
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear