24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

t Vıtrın sıdır. Cıeçmışi şimdıdc yas,atmaya, geçmişin ve ijimdinin ezilmiş,lerini özdeşleştirmeye önem verdi. Yaşamına Istanbul da dahil birçok kent girdi. 1933'te yine îskenderiye'de öldü. Kavafis, yazdığı ve yayımladığt şiirlerden 154'ünü kabul etmiştir. Bu şiirIer kitabın ilk bölümiinde; ölümiinden sonra "Yayınlanmaınış Şiirler" adıyla çıkan 75 şiir ise ikinci bölümiinde yer alıyor. Masonluk ve Rotaryenlik///«/^/ Cevizoğlu/Beyaz Yayınları/25Os. Masonluk din midir? Türkiye'dc masonluk hangi aşamaları izleMASONLUKVE miştir? Atatürk mason muydu? ROTMYENLİK Masonluk ulusç,u mu? RotaryenHtUCninpı lik ve masonluk arasındaki bağ nedir? Bütün rotaryenler mason mudur? Bu sorular ve daha niceleri bu kitapta yanıt buluyor. Kıdcmli mason Dr. Necdet Egeran, gazeteci ve tarihçi Orhan Koloğlu, Uluslararası Rotary Eski Başkanı Orhan Karul ve yazar Adnan Akfırat'ın sözleri konuya bakış açılarının çeşitli olduğunu gösteriyor. Ancak iddiaların ve tartışmalartn ötesinde hem masonluğun hem de rotaryenliğin bir gerçeği, tarihi, felsefesi ve hedefleri var. Masonluk duvarcı ustalarınin oluşturduöu meslek kuruluşundan bugünkü halinc nasıl geldi? Masonların Fransız Ihtilalindeki ctkinliklerini biliyor muyuz? Türkiye'de uzun yıllar masonluk ve siyonizm eşdeğer tutuldu; masonların her hareketlerinin ardında bir îsrail bağlantısı arandı; dini yönünün ağırlıklı olduğu öne sürüldii. Masonlar da uzun yıllar ortaya çıkıp bir açıklama yapmadılar. "Masonluk, gizli değil, din değil, kuliip değil... meslektir" derken Dr. Egeran son noktayı koyar gibiydi Araştırmaların, tarihin, görüşlerin ışığında masonluk ve rotaryenlik üzerine söylenenleri tartışan bu kitap, bir sonuca varmak için değil, fikirleri toparlamak, okuyucuyu fikir sahibi etmek için yola çıkıyor ve son noktayı koymayı yine okuyucusuna bırakıyor. Doğmamış Ktistof/Carlos Fuentes/Çeviren: Aslı Biçen/Ayrıntı Yayınları/511 s Yirminci yüzyılın ikinci yarısında roman sanatına kendi damgaslnl vurmu^ sayılı yazarlardan biri olan Euentes'in, onu "önemli" yazar olmaktan "büyük" yazar olmaya çıkardığı söylenen iki başyapıtından birisi de "Doğmamış KnstoP'tur. Roman 1992'de "ters ütopik" bir Meksika'da geçiyor. Kuzey Amerika'nm Meksamerika olduğu, ABD'li pctrol şirketlerinin güney eyaletlerini ele geçirdiği paramparça olmuş bir Meksika bu. Borç yükü altında eziIen; çevre kirliliğinin öldürütü boyutlara ulaştığı; siyasetçilerin yoksul halkı simgesel eylemler ve yarışmalarla oyalamaya çalıştığı, başarısız kalınca da katliamlara başvurmaktan kaçınmadığı, hepimize tanıdık gelecek bir "tatlı vatan". Bu yarışmalardan biri de, Kolomb'un Amerika'yı keşfedişinin 500. yıldönıimii olan 12 F.kim 1992'de doğacak ve soyadı Kolomb'a (tspanyolca "Paloma") en çok benzeyen bebeğin 21 yaşında ülkenin yöneticisi olacağını ilan eden yarış,madır. lijte bu yarışmanın ürünü olan, hcııüz doğmamış Kristof Palomar, romanın anlatıcısıdır. Rahmin içinde her şeyi görür ve anlatır cenin Kristof: "Geçmişi olmayan" ve başının üzerinde bir hale taşıyan anncsi Angcle.s'i, "asi muhafazakâr" babası Angcl'i, siyasi ilişkileri sayesinde mültimilyarder olmuş işadamlarını, ülkeyi yetmiş yıldır yöneten kâbus parti PRI'yı, nefes alınmaz hale gelmiş, çöp ve lağım kuşatması altındaki Mexico City'yi, para Kimlik/Mı/cin Kundera/Çcuiren: Aykut Derman/Can Yayınları/]67 s Ünlii çek yazarı Milan Kundera'yı, bu yeni romanında, yinc bir içe bakış ustası olarak görüyoruz. tnsan ruhunun dcrinliklerinde dolaşmayı scvcn bir yazar. Usta bir kurgucu ve söz cambazı olan Milan Kundera, düşünceleri, tartışmaları, gevezelikleri seviyor. Bize hep şunu anımsatıyor: "Insanlar düşününce Tanrı gülcr." "Kimlik" adlı bu son romanında Milan Kundera bir aşkın yıpranışını, bitişini anlatıyor. Erkek, kadından on dört yaş küçüktür. Bu bü yük aşkın arasına uzunca bir ayrılık girer. Yeniden buluştuklarında bir şeyler eskimiştir. Geçen zamanın getirdiği değişiklikler, aralarındaki her şeyi sorgulamaya başlamalarına yol açar. Bu mutlu çiftin arasındaki giiven dııygusu, giderek kuşkuya donüşür, artık birbirlcrini gözetlemektedirlcr. Yaşadıklan, gcrçck bir karabasandır. Milan Kundera, bu güzel romanında kimliğin, aşkın, dostluğun nasıl dağılıp gittiğini gösteriyor bize. Sosyal Demokrasi ya da Demokratik SosyalizmNedir Ne Değildir//rwa// Cem/C.an Yaytnlan/511 s. "Sosyal Demokrasi ya da DeNınall (Vııı mokratik Sosyalizm Nedir Ne SOSYAL Değildir", ülkemizde çok tartışı ÜKMOKRASİ lan bu kavramlara açıklık getiren bir kitap. Sosyal Demokrasi'nin genel tanımı; ideolojik kaynakları; sınıf, parti, mülkiyet, ekonomi, toplum anlayışı; temel tercihlcri; "mantığı ve işlerliği"; dünyadaki baijlıca örnekleri ve son olarak da "Türkiye'deki olabilirliği" kitapta inceleniyor. lsmail Cem bu çalışması için şöyle diyor; "..Kitabın amacı, sosyal demokrasiyi savunmak ya da eleştirmek değil. Onu anlamak ve anlatmaya çalışmalc... " Edebiyat Üstiine Yaztlar/Murat helge/Uetişim YayınIarı/5l5s Edebiyat Üstiine Yazılar, "hayata bir edebiyatçı olarak başlayan" Murat Belge'nin 1%0'lardan günümüze dek yazdığı edebiyat yazılarından oluşuyor. Dönemin egeınen sosyalist gerçekçi akımına karşı "dogmatik olmama" çabası ile tanımlanabilir Belge'nin eleş tirmenliği. Değişik eleştirel disip lin ve okulların yöntemlerinden yararlanarak oluşfurduğıı yaklaşımıyla metin incelemeierine girişiyor. F.debiyatın tcorik mcseleleri de Belge'nin uzak kalmadığı bir alan. Kitap, Roman Üstiine, Dünya Romanında Son Durum, Sanat vc Politika, Sanatçılar ve Sorunsallar, Eski Edebiyattan, Metin Incelemeleri ve Epik Üstiine bö lümlcrindcn oluşuyor. Böliim başlıklarından da anla şılacagı gibi, edebiyatın neredeyse tiim veçhelerine girip çıkan yazılardır burılar. Çoğıı kez yerlerinin daraldığmı hissedip felsefenin, siyasetin, tarihin, ctikin, gündelik hayatın alanına taşınırlar. Bu çoğulluk vc dağılma gibi görünse de, Belge'nin yalın yalın, ama kuru olmayan üslubu, onları sahici bir edebiyat eleştirisinin elzem öğelerine dönüştürmeyi başarıyor. Bütiin ŞııAeri/Konstanlinos Kavafis/Çeviren: Herkül Millas, ÖzJemir Ince/Varltk Yayınları/319 s Konstantinos Kavafis, 1863 yılında lskenderiye'de doğdu. Çağdaş Yunan şiirinin en özgün ve en "gizli" şairi, silik bir memur hayatı yaşadı. Eşcinsel deneyimlerinde yaşadığı cndcr anları da dizeleştiren Kavafis'i asıl çağcıl yapan özellik, Büyük lskender'in fetihlerinden, doğduğu kenti işgal eden Victoria Çağı Medler'ine kadar gcçcn süre içinde Helen dünyasının ya şadıği değişkenlikleri sürekli olarak düşünmüş olma CUMHURİYET KİTAP SAYI 452 nın tatil yeri Acapulco'yu, sokak çocuklarını, yok sayılan Yerlileri, ağzından ycşil salyalar akan polis şefıni... görür ve anlatır. Hatta Ccrvantes, Rabelais, Sterne, Diderot, (îogol vc Dickens'ı anarak romanın soykütüğünü bilc çıkanr. Peki nedir bu romanı başyapıt kılan? Fucntcs'in memleketi Meksika'ya duyduğıı nefret ve acı yüklü sevginin insanı sersemleten yoğunlıığu belki; belki geçmişin ve bugünün mitleri karşısında takındığı büyülenmişlikle kanşık eleştirelliğin romanın dokusuna kattığı zenginlik ya da yazarın okura da bulaşan öfke ve enerjisi; ama galiba en önemlisi Fuentes'in dille durmadan oynarken, diğer postmodern romancıların tersine, sadece haz ve keyif değil; aynı zamanda bir şiddet, bir elektrik de ileten saplantılı oyunculluğu. 21. Yiizytl Anarşizmi/Derleyen: ]un Purkis, james Boıvcn/Çeviren: Şen Süer Kaya/Ayr;ntt Yaytnları/310 s. Hemen belirtelim: Bu "yıkıcı" olmayı amaçlayan bir kitap. Otoriter hiyerarşik, şiddetin kurumlaştığı yapıları yeni bir "hayat tarzı" ile yıkmayı öneriyor. "însan doğasının özgürlüğü ya da otoriteyi seçmesini önleyecek hiçbir şey yoktur," saptamasından harcket edcrek, "devrimin ekonomik ve toplumsal koşullardan çok 'bir irade', 'bir kişisel seçim', 'bir kendini var etme tarzı' olduğunu" savunuyor. Yeni bir bin yıla giriyoruz; Anarşistler, giderek parçalanan bir dünyanın karmaşıklıkları ve çeîişkilerine kendi çeşitlilikleri ile müdahale ediyorlar. Toplumun mutlak ve mckanik yorumlannın çöküşünden söz eden postmodcrnizm, kaos kuramı, çevrecilik vc fcminist post yapısalcılık gibi felscfi akıınlar hakkında söz alıyorlar. Modern dünyanın sorunlarına klasik şabloniarla bakmaktansa yeni fikirler üretmekte cesur davranıyorlar. tnsan doğasından refah devletine, sivil itaatsizlikten popüler kültüre, ulaşımdan aylaldığa, teknolojiden cinselliğe kadar çeşitli konularda "uçuşa geçmekten" ve "yıkıcı olmaktan" çekinmiyorlar. Söylemlerinin merkezine ise şu bakışı oturtuyorlar: Devlet devrimle yıkılabilecek bir şey değil, insanlar arasındaki bir ilişki tarzıdır. Devlet, bu ilişki tarzıyla var olur, beslenir, güçlenir, sömürür ve öldürür. Devlet, otoriter ve hiyerarşik örgütlenmelerle iktidara talip olunarak değil; insanlar arasında devletin kendini yeniden üretemediği yeni ilişkiler, özgürlükçü ve dayanışmacı yeni bir "hayat tarzı" kurularak yıkılabilir. Asıl olan "iktidarı almak" değil, gündelik hayat devrimleridir. Zira, yaşanacak bir hayatımız vardır. Anarşistler 20. yüzyılın diğer "devrimci önerileri" kullanıp geçersizleştirdiğini söyleyerek, 21. yüzyıl için meydan okuyorlar: Artık, "güç ilişkileri üretmeyecek bir toplumsallığı amaçlayan yeni bir soldan yana olma zamanı geldi," diyorlar... Bendeniz ve Marco Po\o/Paul Gnffiths/Çevıren: Güzın Özkan/Aynntı Yaymlan/167 s. Her büyük edebi eser gibi bu kitap da ele avuca sığmıyor. Onun m W "Hakikatın çoğulluğunu ve değişkenliğini anlatıyor" ya da "Doğu ile batıyı karşı karşıya getiriyor" ya da "Ratının temel değerlerini sorguluyor" ya da "Okuyucuyu zamanda vc mckânda yolculuğa çıkarıyor" diyenler olacaktır. Ama tarihin koca bir dilimi vc dünyanın yarısı bir kalcidoskobun içine sokulmu;;, insanlık durumu bütün karmaşıklığı ve renkliliğiyle seyrimize sunulmuşken, böyle klişelere söz düşer mi? En iyisi sözü yazara bırakalım: "Kıskandığım, onun şahsı değil, sureti, hatırasi. Belleğimin yarattığı mahluk ruhumu biirüdü. Bana ait olanı tanımaz, keyif vermcz, scvilmez kıldı. Şu ana kadar yaptıklarını ilelebet yapılabilir; Kinsai'nin ada mabetleri ile durgun sulara bakan sarayları arasında mekik dokuyabilir, refakatçisinin kerametlere ışık tutan incelikle açıklamalarını dinleyebilir, ülkesinden sonra aklına da hâkim olamadığını hissetmeye başlamış bir hükümdarın maiyctinde ycralabilir, Beihai parkında dolaşabilir, bir cariyenin kollannda kendindcn geçcbilir. Bcnim derdim, hatırladıklarımın özgürlüğünc ortak olmak, onun gibi bir bcllck kahramanı haline gelmek. Belki elinizdeki kitabi yazmamın nedeni de bu, başka zihinlere girme, oralarda gezip tozma arzusu. Boşuna mı uğraşıyorum? Göreceğiz. Siz ve ben." • SAYFA 21
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear