Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Haxırlayan: Cevaff Çapan Adonis/ Şiirler/ Çeviren: Metin Fındıkp Nerde biter uzaklar, nerde vorulur korku? Asıl adı Ali Ahmet Sait Eşber olan Adonis 1930'da Suriye'de, Lazkiye'nin Kassabin köyünde doğmuş. Ondört yaşına kadar orada yaşayan 1944'te Suriye'nin bağımsızhğa kavuşması üzerine ilk Cumhurbaşkanı Şükrü ElKuvvetli'ye yazdığı şiirle onun övgüsünü kazanmış ve öğrenimini önce bir Fransız okulunda sonra ua Şam Ünivcrsitesi'nde sürdürmesini sağlamış. 1956'da Beyrut'a geçti. Adonis adını aldı. Lübnanlı şair Yusuf ElHal'le birlikte Şiir adlı bir dergi yayımladı. 196061 yıllarında Paris'te kaldıktan sonra Beyrut'a dönen Adonis Lübnan vatandaşhğına geçti. 1968'de Mavakif adlı aylık bir dergi çıkarmaya başlayan şair uzun bir süredir Paris'te yaşıyor. 1971'de "SyriaLebonan Award of tne International Factry Forum", !986'da "Le Grand Prix des Biennales Internationales de Poesie"ödüllerini alan Adonis 1995 yılında da Nâzım Hikmet Vakfı'nın Uluslararası Şiir Odülü'ne layık görüldü ve ödülünü almak üzere tstanbul'a geldi. Daha önce Necla Işık'ın çevirdiği Kutlamalar (Gölge Yayınları, 1991) ve Özdemir tnce'nin çevirdiği New York'a Mezar (Varlık, 1989) adlı kitapları yayımlanan Adonis'in bu şiirleri Metin Fındıkçı'nın çevirdiği ve îyi Şeyler Yayınları'ndan çıkacak Rüzgârda Yapraklar kitabından alınmıştır. MEZAMÎR Nerde biter u/aklar, Nerde yorulur korku? Nağmcm boş boşalır doldurulan, genişleyen ova bi~ le, suda birlcşen kum bile ne bu yol, ne bu varış? Gider gider ve bize döner. Munalifım olur dclirir ve yırtar dcrimi. Şimdi dchşet kimde ilaneder ölümün cazibeliğiniben şimşeksız bir bulut bende, ben ıssız bir yerde olmayan bulut. Saklanırım vc görürüm yalanı, mevsimlerın sağlam cübbesi altında saklanırım söktiiklerinde, onların sınırladıklarıyla atarım adımlarımı. Ve denize izlemesini söylerim. Ağaçların yaprakları defterimdc şiirler benim gibi taşlaşır. Ufkun derisini yüzeceğim kanı aksa bile. Yara vc yaranın arasında uçacağım. Boşluğu paylaştıracağım, ölüm Ve bana. Bayrağını dıkeceğim açlığın, ekmek ve bana Yarında asacağım güzün gyisilerini. Sicim örgüsünü çözeriz, bana söyleyecekler iznimle toplanan mezamir taşlarıAh! Hangi delilik ey atam hangi mesihi. Güneşin yanında araştırırım gözlerde direneni, göilerdeki ışığı görürüm bütün ışığı. arastırınm hurma ağaçlarını cesedim olurlar, kör araştırınım sözler verir uüşmanın cinsiyetinı, körlüğüm gökyüzünü deler. Kör arastırınm taşlar verir çocuklann dudağını ve tarihin gök kuşağını, nağmclcrim ağaçların hançcri. Kör araştırırım ıızanır yoklarım dalgaların sınırlarını, göremem sınırların izlerini, denızin ve kayalıkların arasında, bulut ve kumun arasında, gece ve gündüzün arasında. Kör araştırırım yalnızlaştıran dağlarımızı Ben ve Tanrı, Ben ve Şeytan, Alem ve ben, ve körlüğüm aramıza fitnc vc fesatı eker. Ah! Ey insanlar araştırıyorum ey uyarıyorum. 1 RUYA Rüyamda ellerimde yıldızlar Güvercin kanatları üstünde giden Ufukla kaplanan Yangın kokusunu koklayankartaca çağları Aynada yansır Saçları gemi olur diyor Ayna onunla yansırkeserek bağırsaklan SAYFA 14 Kaldırırım yüzünü şahdamarı aşkın, taslaşır rüzgâr Yanar, Büyür ufuktaçocuklaşır ufukta Ne zaman kusacak sabah Benimle çıkar, Ukin, kanatlar Örneğin gibi uyarmıştım Ey dost insan. Uyardım sizi, ey uyardığım Sevincim yanında uzakta harabe ve karanlık Yerlebir olanın yanında Zamanın sizde toplandığını gördümbu ağaçtan sağılan Kaynak gibi Söndürür yangını Gördüm sizinle alcvin battığını LJzaktaki kumda harabe ve karanlık Kuşluk vaktiyle binlerce gülüş Uzakta birikir yığılan harabe ve karanlıkta Görüyorum görüyorum külünü Şimdi de mutluluğunu Şimdi de dönüşünü. Uyardım sizi, gitgide azalan görüntünüzde, azalan görüşüm: Silindi ateşlerin arasında kayboldu böyle gizlenerekböyle Sararak yaralarınızı, Silindi yığılan kum ve gece Tanrının karanlık ipiyle bağlandı, tanrı böyle giyinir yeminlerinizi Yangın tıkar soluğunu çıçek hastahğıyla Giyinirsin ve görmezsin. Ve sevinirsin... "Atalarım, kalınlaşan kollarınızla, ey demirden bellcrinize dayandığım Yıkıldı, kaydı hayatımızın ömrü. Atalarım benim adım yenilenir Benim adım yarın Yarın böyle yaklaşıryarın böyle uzaklaşır. Ruhumda yangın ve boğazı kesilmiş Uyarmıştım ruhumun gizini Bcnde yalnızlaşan, gülüşümle tanıdı şuan bulunduğum ycşilin şekli Gülüşümle yaşar şuan ycşilin ateşi Atalarımızın şiiri yaşlanmadı Anımsarlar nasıl yıkıldıklarını, bu cllcrim uzanır el lerine Yıkılır kanlarıyla Bu yürüyen benim, sürekli vürüyen adımlarım Sevindirir, yaklaşan aşkın naberleri, dağıtır üzüntüleri Şiirin gücüyle dara düşmez Bağrım onun yüksekliğinde Ve cephem Lübnan selvisi gibi" Seviniyorum... 3 YAŞAYAN KÜL Bizde duydum şimdi Aramızda duydum şimdi Üçü de birikmiş aşık olur ölümüne Yalnız kırmızılaştı Son ses: "Yetiştirilmiş olsa bile ölü, otopsi olur Etimiz çakıllarla Yetiştirumiş olsa bile ölü, önümüzde bekleyen Dedelerimizden bize dönen geçmiş sonsuzlaşsa yardım istediğinde" Üçü de boşalsa Yalnız kırmızılaştı Son ses: "Büyüttü öfkcmizden sallanır gibi bir duvarı Kandil söndü sabahın gözlerinde Atcş dondu kalınlaşan gelecekte Kalplerimizi unuttu bu adımlar Umutun sözünde soylu bir at" Üç biriken de, büyüyor çakıl taşları gibi Çakıl taşları gibi düşündürüyorlar, yalnız kırmızılaşan Son ses, bu ses: "Ey tanrının sonu oldu: (ayrıldı çivilenerek üstüste dizilen ahşaplar) Oturduğumuz yeri sallar altından avuçların nimeti Dağıtır, Debek ve dedelerimiziEy insanlar, sevginin bahçesinden yaşlı eser rüzgâr" Üç boşalan iğrenç ömürden Bizde boşalan Şahdamarları yıldızların, ateş boşalır ve ölüm gönderir: CUMHURİYET KİTAP SAYI 392 Rüyamda yıldızları gördüm Ucan denizlerinde batırır beni şahdamarıyla,Şandamarı kcsik, Önda uçtu diyor ölcn dcğerler Yeni bir adla yarını yeni adla gönderdi Yanarak Ekın güneşte ve ufukta. 2 GARÎP ŞARKI Uyarmıştım, eğer alcv sana sarılırsa hangi kalemi tutacağını? Kayıp ince tüyün tchtidi nasılsa? Ne zaman batarsa sendc kiiller, hangi öğrettiğim uyaracak seni Oysa böyle isteyecek elbiseleriniböyle sevecek rengini? Hayatın ortasında küllenecek mi bütün şüpheler? Büyüler bu sahiplendiği güneşin aynasını Uyarmış, olsam da? Ve olsa da bu son sözlerson şartlar? Kimsesizliğin Kimsesizliğin Kimsesizliğin Kimsesizliğin öldürür şimdi, kimsesizliğimi sevindirir şimdi, dağılırım ölür şimdi, başka telaşla ölür şimdi, tuhaflaşır yalan Kimsesizliğin böyle ölür, kimsesizliğimin önü yok bağrın üstünde boğulan Araştıracak babanın yufka yüreği yok Kimsesizliğin, onda yalnız, Kimsesizliğin Yanar kimscsiz yaratılan herkes Onda çocuklaşır ufuk. Şarkılarım, söyler şarkılarının yanında, Kimsesizliği, Onunla olmadı yandı ve dağıldı susuz Cephem söyler gibi kimsesizliğin benzerini Kimsesizliğin öldürür şimdi kimsesizliğimi Biçerler bedcnimizde yığılan sevinç ve karanlığı Dağdır dümdüz olursevgim gayretim, kapatmaz ardından kapıları Büyük kavnakboşalttı birikcn gcceyi Gözetler beni, yavaşlayan adımlarımı asar Sarkıtır sevgiyi hatta milyonlar akar cephemden Iki pusu arasında kaynayan savaşta akar bebeklerin yüzü Tanrım senin mübarek sözünde kulların üzgün