25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

ris'te açılan Cezanne ve New York'ta açılan Rembrandt sergilerine, güncellikleri açısından değil de, bu büyük ressamların yapıtlarına kendine özgü yorumlar getirerek yaklaştı. Gene Edgü nün, Paris yıllarında yakından tanıdığı Giacometti'yi; ölümünden sonraki ilk büyük retrospektifinde Ingiliz ressam Francis Bacon'ı ele alan yazıları ve son aylarda Avrupa'nın güneyinde açılan Akdeniz ağırlıklı sergflerindcn yola çıkarak kaleme aldığı "Akdeniz Işığı" da aynı nitelikte denemeler. Her sayımzda çağdaş Türk resmının öndegelen bır adınayer veriyorsunuz. Bu konuda rtasıl bir yolızlıyorsunuz? Burada, hiç kuşkusuz, çok güç bir seçim söz konusu. Ama temel ölçütünüz, özgünlük, haslık olunca, iş biraz kolaylaşıyor. Örnek vermek gerekirse, yayın hayatımıza başlarken, benzersiz bir sanatçı, Yüksel Ârslan'ın yapıtlarını özyaşamöyküsü eşliğinde sunduk. Ardından, Cihat Burak ı, Dİr sanat eleştirmeninin kaleminden değil, onu yakından tanımış bir yazarın, Tomris Uyar'ın kaleminden verdik. Sonra, Mehmet Güleryüz'ün son dönem resimlcrini Ahmet Oktay yazdı. Çağdaş sanatımızın çok yönlü ustası Abidin Dino'yu, ölümünün üçüncü yılında, "Çiçekler"iyle ve ünlü yazar ve ozanların Ö'nun için söyledikleri sözlerle selamladık. Sanat tarihçisi Nazan îpşiroğlu, Adnan Çoker'in sanatını geienekle bağları açısından inceledi; Çoker'in geleneğe çağdaşlık bilinciyle nasıl yaklaştığını ortaya koydu. Bu sayımızda, FeritEdgü, "Nejad'ınKentleri' yazısında, Türk resmine başyapıtlar armağan etmiş olan Nejad Devrim'in figüratif ve nonrigüratif dönemlerinden manzaralarına yorumlar getirdi. Bir de, Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren sergiler söz konusu. Televizyon ve gazetelerimizin bile pek yansıtmadtğı bu tür sergileri kapsanuı olarak ele alıyorsunuz... Elbette. Sözgelimi, Almanya'nın Dresden ve Bonn kentlerinde düzenlenen "Hilal'in Işığında" adlı sergi hem Avrupa'da büyük ilgi odağı olmuştu, hem de bizi ÇÖK yakından ilgilendiriyordu. Çünkü sergi, Avrupa ülkelerinin Osmanlı Devleti ile küıtürel ilişkilerini, özellikle de 17. yüzydda Saksonya Krallığı'nda Osmanlı sanatına hayranlık ve düşkünlüğü gözler önüne sermekteydi. Bu sergiyi, birinci sayımızda, konunun en saygın uzmanlarından, Türk ve Islam Eserleri Müzesi Müdürü Nazan Ölçer'in gözünden sunduk okurlara. Önce Schliemann tarafından Almanya'ya, oradan da Ruslar tarafından Rusya'ya kaçırılan "Troya Hazineleri" de, ülkemizin kültür gündeminden hiç düşmeyen bir konuydu. Rusya'ya kaçırıldıktan sonra ilk kez geçen yü Moskova'daki Puşkin Müzesi'nue sergilenen "Troya Hazineleri"ni P Dergisi'ne, Troya kazılarının tarihi ve Schliemann üstüne sayısız çalışrnası bulunan tngiliz arkeolog Donald F. Easton yazdı. Geçen bahar New York'ta, Metropolitan Sanat Müzesi'nde gerçekleştirilen "Bizans'ın Görkemi" sergisi ise, Bizans sanatına özellikle Islam ve Hıristiyan komşularıyla kültürel etkileşimleri açısından yaklaşımıyla büyük önem taşımaktaydı. tstanbul müzelerinden dört yapıtın da yer aldığı sergiyi, sanat çalışmalarını Metropolitan'da sürdüren Emine Fetvacı'nın izlenimleriyle getirdik sayfalarımıza. Bır de hazı ressamlarla şairleri buluşturdunuz sayfalarınızda Bunu ileride sü'rdürecek misıniz? Daha ilk sayıda, Avni Arbaş ve Nâzım 1 likmet'le başladık işe. Nâzım'ın 1958'de Çekoslovakya'da yazdığı "Avni'nin Atları" adlı ^iiri ile Avni Arbaş'ın "at "larını buluşturduk. Ardından Ömer Uluç, "Yanardağın Altında" romanının yazarı Malcolm Lowry'nin şiirlerini; Utku Varlık da Edip Cansever'irr şiirlerini CUMHURİYET KİTAP SAYI P Dergisi, yenl sayısında, Kraliçe Victoria, çaykovskl, Tolstoy, Einstein glbl ünlulerln bugün Patek Philippe Müzesi'nde bulunan değerli saatlerini tanıtıyor. üstte, Çaykovskl, Kraliçe victoria, Einstein veTolstoy. P Dergisi için resimlediler. "Bir Ressam/Bir Şair" başlığını taşıyan bu bölümümüz, Güz 96'da, "Hem Ressam/Hem Şair" oldu ister istemez. Çünkü bu kez, nem şair, hem ressam bir sanatçımızın, Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun 194550 dönemi şiirleriyle resimlerini bir araya getirmiştik. Banar 97 sayısındaysa, Batılı iki eski usta gelip yerleşti bu bölüme: Rönesans resminin DÜyük ustası Boticelli ile Batı edebiyatının büyük ozanı Dante. Boticelli'nin resimlediği "llahi Komedya"yı, Samih Rifat'ın sunuşu ve çevirisiyle yayımladık. "Bir Ressam/Bir Şair" bölümümüzü elbette sürdürmeyi düşünüyoruz. Ama burada bizim için değerli olan, ressamlarımızın kendilerine yakın düşen şairlerin şiirlerini dergimiz için resimlemeleri. Bu özgün buluşmayı yakaladıkça, bu bölümü sürdüreceğiz. Sanat Jeoleksiyonculuğu konusunda nasıl bir tutum izliyorsunuz? Gerçek koleksiyonculuk bir yaşama tarzı olmalı aslında. Bilgi, kültür ve tutku isteyen bir uğraş koleksiyonculuk. P Dergisi de, bu yaklaşrmdan yola çıkarak, Du işi havatının ayrılmaz bir parçası kılmış KoleKsiyonculan tanıtıyor okurlarına. ilk sayımızda, koleksiyoncuların iri sayılabüecek Hüseyin Kocabaş'tan aşladık işe. Tanzimat döneminde Courbet'lerin, Delaeroix'ların, Ingres'ların, Gerome'ların yer aldığı görkemli bir koleksiyon oluşturan Halil Şerif Paşa'yla devam ettik. 1996'da yitirdiğimiz Fuat Bayramoğlu'nu o çok sevdiği Beykozlarıyla andık. Islam" sanatı lconusunda dünyanın en büyük özel koleksiyonlarından birini oluşturan Nasser D. Khalili'nin Osmanh eserlerini, Ingiliz sanat tarihçisi Tim Stanley'nin kaleminden sunduk. Geçen sayımızdaysa, şaşırtıcı bir koleksiyoncuya yer verdik: Gerçeküstücülüğün kurucusu ve kuramcısı Andre Breton. Zaman zaman da, bazı koleksıyonlardan eserler tanttıyorsunuz? Böyle bir seçımde ölçütünüz ne olur? Burada, belki de tek ölçütümüz, bir koleksiyondan seçilecek eserlerin şaheser düzeyinde olması. En doğrusu da, bu seçimi konunun uzmanlarına bırakmak elbette. Sözgelimi, Sabancı Koleksıyonundan dört hat şahcserini, hat ve diğcr kitap sanatlanyla ilgili çalışmalarıyla tanınan M.Uğur Derman seçti ve tanıttı. Demirören Koleksiyonundan beş tombak şaheserini sunan ise, bu alanından önde gelen uzmanlarından Mehmet Tataroğlu idi. Ender Mermerci'nin Tuğralı Gümüş Kahvedan Koleksiyonundan seçtiği eserleri Raffi Portakal yazdı. Taviloğlu Koleksiyonunda yer alan çağdaş Türk resimlerinin seçimi ve yorurnlanmasını Ferit Edgü üstlendi. Bu yeni samızda ise, Kraliçe Victoria, Çaykovs, Tolstov, Einstein gibi ünlülerin bugün Patek Philippe Müzesi'nde bulunan değerli saatlerini tanıttık. Böyle bır dergi, okurlartyla nasıl buluşuyor? P Dergisi, aslında, aboneliğe çok yatkın bir dergi. Şu anda bine yaiun abonemiz var. Dergi, abonelere, çıkar çıkmaz kurye ile ulaştırılıyor. Böylece, dergi, daha kitabevi ve bayilere gitmeden abonelere ulaşıyor. Bir de, Armağan Abone adı altında gerçekleştirdiğimiz değişik bir uygulamamız var. Siz, bir yaktnınızı, dostunuzu ya da müşterinizi P Dergisi'ne yıllık abone yapabiliyorsunuz. P'nin her sayısı, üç ayda bir, o dostunuza sizin adınızı taşıyan bir kart eşliğinde gidiyor. Böylece, ona, yılda dört kez bir kültür armağanı sunmuş oluyorsunuz. Öte yandan, P Dergisi bir bakıma bir kitapdergi niteliği de taşıdığından, yeni abone olanlar, derginin eski sayılarını edinmek istiyorlar genellikle. Abonelik dışında, dergimiz, Türkiye'nin seçkin kitabevlerinde ve bayilerinde satılıyor. 2500 kadar basılan derginin her sayısı, aboneler, satışlar ve geriye dönük isteklerle birlikte tükeniyor. • S E P Derglslnde yerll, yabancı blrcok şair,ressam, yazar ve ara$tırmacilar da tanılıyor. Bunlardan biri de Istanbulda uzun yıllar yaşamıs olan Plerre Lotl. SAYFA 11 391
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear