05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Perihan Magden Kapak konusunun devamı. '•* antipsikiyatr olııp çıktım üniversiteden, fclsefi olarak tabii." Okul da bitincc ortada kalıveriyor, hummalı bir "varoluş kriziyle" birliktc: "1 layatın sana sunduğu yollar belli. Robert'i, Boğaziçi'ni bitirmişsin. Vatan scndcn bir reklam şirketinde parlak bir 'executive' (yctkilı) olma yolunda cnıin adımlarla ilerlcmeni bekler. 'Allah'ım bcn nc olacagım?' derken, annem Hindistan'a gitmişti o dönemde, bcndc topladırn tası taruğı, Sultanahmet'tcn bir Al man kız hulup otobüse atladım. Sonra kı/I.ı müthiş bir kavga, bir Alman scvgilinı olmuştu, yola onıınlii devam ettim. Bcnim için güzel hayat aynı gü/ergâh üzerinden yiirüyiıp durayım, evimde, arkadaslarınıla olayım. Anıa Istanbul'dan o kadar bezmiştim ki, bu yüzden iki yıl gclmeditn geri. Oralarda dolaştım." Dcrken seyyahlık onda bir iptila olıııaya başlıyor: "Yoksul seyyah olarak dolasırsan ayrı bir hayata girtniş olursun. O kadar bağımsız oluyorsun ki bir müptclalık yaratıyor. 'f layat budur Allahım, düncmeyeceğim' duygusu. Ayakkabı giymemek mcscla. Belki bu şahanebirözgürlük değil, ama ayağın alışıyor. Uykun geldiği anda istediğin yerde kıvrılıp yatıyorsun. Fakir seyyahlık aslında ÇOK zor. Şimdi sırt çantalı insan gördüğüm zaman tiiylerim diken dikcn oluyor. Minimum paralarla dolaştım bcn. Oradan aldıklarımı burada sattım lalan. Ayda maksimum 100 dolar harcayarak yani." Durup dururkcn Hindistan... Anncsi dc gitmiş. "Tası tarağı toplayıp yollara düzülmek sizdcgcnetik birolay galiba?" diye sorunca laf gclip dayanıyor bir "vaka" olarak Perihan Magden'in annesine. "O dcğişik bir kadın. Allah içın kimscnin annesine benzemiyor. Hindistan'a bir öğrctim üycliği için gidiyor. Bakıvor ib falan yok. Gezmeye başlıyor. 5 ay kadar kakıı orada. Komik tarafı 10 kelime falan tngilizce biliyor." Hindistan'dan lalloş sandaletlerle dönüp sistemin göbeğinc otııruyor lVrihan Magden. Reklamcılığa başlıyor: "(/)k komikti. Beyaz canvas ayakkabılar, Mikey Mousc tişrirtü altına llint nan tolonuyla iijcgidiyorum. Uykum geliyor örneğin, bir gardroba girip uyuyorum. Anlamamı^ım iş dünyasını. Odanm bü tün duvarlarına Şiva, 1 lint lanrıları ralan asıp oturdum. ()yle çalıştırırlar ıııı ıcklarıı ajaıısında..! 4 av sonr.ı kovuldıım /a ten." Reklamcılık işirıi takdire ijayan bir hırsla yapıyor Perinan Mağdcn. CMyim tarzına hiçbir zaman muvallak olamıyor ama, nc /anıan reklam çalı^malarını yoıiettiği AN'AP'lı Papatyaların toplanıısı na gidccck olsa, Bcsikla^'taki toptancılardan topuklu ayakkabı alıp gidiyor, akşam da ayakkabılar çöpe. Barlarda ycmck yemcyc, duyduğu bütün müzikleri, gördüğiı bütün güzel şcyleri reklamda nasil kullanaoı^ını düşünmeyc başlıyor. I lırs kiınü bir kadına dönüyor. Olııp cı kıyor reklam âlemine layık bir acar reklamcı: "Aa, bu bcn değilim, başka bir kadın, basjka bir gi\im. Hiperaktif kötü bir hayat. Kitap okuyamaz halc gcldim. Bir makaleyi bile takm edecck nalin yoksa, kafan zır zır orada buradaysa, sen sen degilsin. Senin ruhunıı biri araklamış. Biı lıipcr kabıık olarak oradan orayado Ia^ıyorsun." ledavi amaeıyla yinc tası taragı topla\ıp bu kez Japonya'ya yelken açılıyor. l'erihan Magden, müstehzi bir gülü^le dünyada kcndine en yakın halk olarak Japonları gördüğiinü anlatıyor. (/>k ince ve sonsu/ ho^görülü oldukları için, ona gclince, "Ben incc lalan oldugumdan değil" diyor. Ve hayatınm Japonlar bölumündeki incclik araba^lığını geeeyariM metroda geeen bir olayı anlatarak kaj)atıyor: "Melroda bir adam, ayakta duramayacak kadar sarhoş. Yuvarlandı yerlere, Yazın dünyamızın Zeynası Hindi8tan'dan sonra Japonya 1'ıtılı.ııı M .R<lrn Mıtîfıtk Kazatart Haberci Çocuk Cinayetleri / Perihan Maiden / AFA Yayınları/115 s Refakatçi / Perthan Magden /AFA Yaytnlan/157 ı. Mutfak Kazaları/ Perihan Magden / Kahala Yayınevı/ Pazartesi Yazıları ya da Hiç Bunları Kendine Dert Etmeye Değer mi?/ Perihan Magden/ llettşım Ytiyınları/120 \ elindcki viski sişesi kırıldı. Ayağa kalkıp kırıkları tck tck toplamava haşladı. Ama ayakta duramıyor. Tabii bcn dc bu %aha nedavranı^a katılmak iein yerlcrdcn kırık toplamava ba^ladım." Bu arada "Perihan Mağdcn konsomat rislik yapmış" söylcntilerine dc "açıklık gctiriyor": "Konsomatrislik meselesi ozamaııdan kalma. llk röportajımda orada yaptığım i^ Türkiyc'de olmadığı için konsomatrislik dcmiştim. Aslında sadece iş adamlarının masalarında içki koyuyorsun ve konuşuyorsun, ondan sonra da spor ayakkabılarını giyip son metroya koyuyorsun. Bu kadar yani." 7 ay Japonya'dan sonra yinc reklamcılık batagına saplanıyor. Ama kısa sürcdc "bu defteri kapatmaya karar vcriyor": "Hn dibe vurdum. Ama en dibe vuracaksın ki yukarı çıkma potansiyelin olsun. Insanların çoğu en dibe vurdurmazlar, o zaman da defteri kapatamazsın, yukarı çıkma şansın da olmaz. I lep aynı defterle bir hayatı bitirirler. Batmaz, çıkmaz bir mantar gibi. Aynı havuzda mesut bir mantar olarak yaşamaya devam ederlcr. Ne kadar kötü olabilırsın, nc ka dar aşağılanabilirsin bunu gormck la zım. Müthiş kavgalar ve gitmelerin nedeni i'vi kapaııyor, cşyaları satıvoı. Niyet, artık "kapağı muassır bir medeniyetc at mak". Cîclincn yaş Asya'daki fakir lukarasürünmcleri kaldıracak kadar gcnç değil artık. Maccra dolu New York'a gidior; "en scvgili" arkadaşının yanına. l'a;at k kısa sürc sonra yinc "mütniş bir kav " gayla" ondan ayrılıp başka bir arkadaijinın evinc. Münzevi bir New York hayatından sonra istanbul'a ana kollarına ditnüyor. Annesıylc de müthiş kavgalarından birmi edip anncyi evden göndcri yor. Bu paldır küldür müthiş kavgalar, şıpınişi gitmeler falan nasıl oluyor yani? "Bcnim ve arkadaşlarımın hayatını geçimsizlik belirliyor. ("jcçimsizlik yüzünden hareket içindesin. Çünkü geeimli olsan oturursıın oturduğun ycrde. Ama o eskidendi, şimdi geçimliyiz. Birkcreçok riyakârlaştık, hayatımızı kontrole aldık. Çok az insan görüyoruz. Çok az insan görünce de gereğinde riyakâr olabiliyorsun. Çocuk olunca zaten aniden çok efendi bir hayata giriyorsun. Melekdoğduğunda dört ay hiç evden çıkmadım. Sonra birgün bakkala indim. Epi tonu bakkala ineceğim, bulaşık dcterjanı alacağım. Gözümdc yaşlar. 'Iştc özgürlük, mutluluk buymuş diye." Annc evinde günde 20 saat uyuvup, dcprcsvonun uyuşturucu kueağına kendini salıvermişken bir eümle yazıyor: "Kadri bilinmemiş kelimelerin gizli anlamları var." SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI 386
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear