05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

"Mysia ve Işık Insanları" yaşama gösterdiğimiz ilgiyi dana bir yoğunlaştırma gücüne sahip, yerleşik bakış açılarını değiştiren özgün bir yapıttır. Ve gene "Mysia ve IŞIK însanları" tepeaen tırnağa ışıltılarla dolu, aydınlatan, bir daha aydınlatan, bir daha aydınlatan kocaman bir şiirdir ve Sefa Taşkın iyi bir yazardır. MUZAFFER BUYRUKCU zerinde doğduğumuz, büyüdüğümüz, gezindığimiz, koştuğumu, oyun oynadığımız, döğüştüğümüz, seviştiğimiz, evlendiğimiz, güldüğümüz, ağladığımız, acı çektiğimiz, mutlu olduğumuz, ekip biçtiğimiz, meyvelerini yediğimiz, sularını içtiğimiz, uğruna kanımızı döktüğümüz, ölünce de törenle törensiz içine gömüldüğümüz toprakların öyküleri çok çarpıcıdır, çok düşündürücüdür ve toprakla insan arasındaki ilişkilerin hangi boyutlara ulaştığını göstermesi açısından çok ilginçtir. Ve bu öyküler, insanların lconuşmayı, yazmayı öğrendikleri çağlardan beri, kesintisiz akan bir ırmak sürekliliğiyle hiç durmadan anlatılmaktadır. Söz konusu öyküler, gündelik çırpınışların girinti ve çıkıntılarında meydana gelen olaylardan; Hazret'i Nun'a gemi yaptıran sellerden; var olan her şeyi kül yığınlarına dönüştüren yangınlardan; yangınlar kadar yıkıeı, bitirici, öldürücü olan depremlerden; kavimlerin, milletlerin bireylerini evleriyle, tapınaklarıyla, çeşitli kurum ve kuruluşlarıyla birlikte haritadan silen ve arkasında ortadan kaldırılması olanaksız bunalımlar bırakan savaşlardan; insanın ve insanlığın baş belası korkunç hastalıklardan; eşsiz kahramanlıklardan, eşsiz serüvenlerden, cşsiz yolculuklardan, Ulis'in destansı yolculuğu anımsanmalı masallardan; ölüm Dİlmecesini çözme girişimlerinden; tutkuların doruklarında evrenin beynini oyacak cinsten kötülük üretenlerin tavırlarından; özverinin ve sevginin kılına dokunulmaması için vazgeçilen yaşamlardan; doğanın saymakla bitmeyen şaşırtıcı harıkalarından; gereksinimlerin zorlaması, bastırması, sıkıştırması sonunda elde edilen buluşlardan; buluşlar birbirini izleyince ve 'dün', 'bugün'ün yanında yoksullaşınca ruhları saran 'uygarhğı yayma' eylemlerinden; dünyayı birkaç kez dolanan, birkaç kez eski yerleşim bölgelerinden uzaklaşıp yeni yerleşim bölgeleri açanların büyük göçlerinden; uzun süre bir arada soluk alan halkların benimsedikleri, dört elle sarıldıkları alışkanlıklarından; törelerinden, maddi ve manevi güzclliklerinden; isteklerin, özlemlerin, duyguların, düşüncelerin tohumlarından doğan efsanelerden; memleketlerin uğradıkları saldırılardan, parçalanmalarından, dağılmalarından; yengilerinden ve yenilgilerinden; törenlerinden, bayramlarından söz eder. Sefa Taşkın'dan bilinmeyen, az bilinen geçmişten kesitler Mysia ve Isık İnsanları U Bergama BeledlyeBa$kanısefaTaskın Doflu Berllndeklzeussunağında... Balıkçı'nın açtığı bu yoldan Sabahattin Eyuboğlu, Azra Erhat, Ismet Zeki Eyuboğlu, Vedat Günyol ve daha başkaları gider, Balıkçı'nın düşüncelerini güçlendiren düşüncelere varırlar. Bu kervana "Mysia ve Işık İnsanları" kitabıyla Sefa Taşkın katılır. Bergama Belediye Başkanlığı görevini başanyla yürüten Sefa Taşiun'ın "Sürgündeki Zeus", "Bergama Hümanizması" adlı iki kitabı yayımlanmıştır. "Ey, sen Kaikos ve siz Mysia'mn akarsuları Aisklhylos Mal sahibi, mülk sahtbi, hanı bunun ilk sahıbi? Yunus Emre Keşıfler yapmak istiyorsan, yaptığın yanhilara çoğu kez sevinmen gerek' Archibal Henry Sayse..." gibi kitabın neyi amaçladığını özetleyen alıntılardan sonra girer Sefa Taşkın "Mysia ve Işık tnsanları"na. Ve okuru aydınlatmak açısından 'önsöz'de şunları söyler. "Mysia bölgesi yaklaşık olarak Izmir'in kuzeyi ile Marmara Denizi arasında yayılan, Kuzey Batı Anadolu'dur. Mysia, insanlığın geçmişinde, kültür dediğimiz birilcimin ilk filizlendiği, serpildiği, boylandığı yerlerin başında gelir. Bu çevreyle ilgili ayrıntılar insanlığın ilk bırikimleridir. Bu ülkede üretilen tarih, günümüze kalan sözel ve kalıntısal izIer insanlığın varoluşuna ilişkin çok önemli bildıriler verir. Mysia dünyanın ilk halklarından biri sayılabilecek 'Işık İnsanları' Luvi'lerin dc yerleşim çcvresidir." Ve okuru tutar elinden belirttiği bu bölgede dolaştınr, gösterir ona; 'Kutsal Şakran' yerleşimine götürür. Sevgili Raif Ertem yazları orada geçirir. Cemal Süreya'yla beni de çağırmıştı ama ben gidememiştim O topraklardaki zeytin ağaçlarıyla kaplı yamaçlara, dağlara yaklaştırır. "Akşamüstleri güneş ışığı altında gümüş gibi parlar ince zeytin dallarının sık yaprakları. Soğuk kış günlerinde bu yapraklara sarılmış yeşilli, karalı zeytin tanelerinden dünyanın en şifalı yağı akar. Bu, mis gibi doğa kokan sarı sıvı, hiç ölmeyen zeytin ağacının özüdür." Az aşağıda zeytinlerin nasıl çırpıldıöını, nasıl toplandığını, yağının nasıl çıkarıldığını bu işi çok iyi bilen bir uzman edasıyla sergilcr ki böyle bölümler kitabın en Bu öykülerin önemli anlatıcılarından birisi Halikarnas Balıkçısı'dır. "Anadolunun Sesi", "Arşipel", "Anadolu Tanrılan", "Anadolu Efsanelcri", "Merhaba Anadolu", "Altıncı Kıta Akdeniz", "Hey Koca Yurt" gibi yapıtlarında Anadolu insanının kökenine iner, orada saklanan hazinelerden renkli, büyülü bir üslup üretir. Dünyaya, uygarlığın ilk ışıklarını yollayan kaynağın Anadolu'da olduğunu ileri sürer ve aksi kanıda olan yabancı bilim adamlarıyla, yazarlarıyla tartışır. SAYFA 10 tatlı bölümleridir. Söz gelimi her yanı kaplayan kekiklerden, kekiklcrin etlere kanştırılıp pişirilmesinden, kekik yağlarından dem vurur ve okuru geçmiş çağlarda dolaştırırken oradan bir saniyede geri döndürerek yaşamın gerçekleriyle kucaklaştırır. Kitaba adını veren 'Işık Adamları'na şöylc değinir: "Doöal ışık; evreni aydınlatan, cana güç katan, görünen yaşamın kaynağı bir nesnedir. Güneşten aydan, gezegenlerden, yıldızlardan, yıldırımlardan düşer dünyaya. Tanrısaldır doğal ışık. tnsan varlığının nedenidir. Tutuşan ormanların alevi, yapay ateşin ışıltısı, sonradan insanın yarattığı gereçlerin verdiği aydınlık; görünmezi görünür kılan, soğuk doğayı ısıtan, varlıkların içlerinde sakladıkları gizli erke'yi açığa çıkaran büyülü bir pırıltıdır. 'Işık Adamları' mıdır Luviler? Bugün adlarını Luvi diye yazdığımız, andığımız insanlar 'ışığın insanları' mıdır? Tarihte sessiz bir iz midir onlar? Acaba Avrupa'nın güncşi, Hitit ya da Luvi güneşinden mi doğdu?/ Dil kalıtının yanı sıra, artık 'kutsal yazı', resimli işaretler de Luvi'lerin çok eskiden beri Anadolu'da varolduKİarını söylüyordu. 'Işık Adamları' çok eskiydiler. Sonsuzdan gelen Anadolu'nun sessiz bekçileriydi onlar. Yeni ışıklar yeniden aydınlatıyordu Anadolu'yu. Bilgi biriktikçe yok edecek karanlığı." Elbet Sefa Taşkın'ın sıraladığı bir sürü etken bizi doyurabilir ama Dence Luvi'lere 'Işık Adamları' adının verilmesi güneşle, aydınlıkla hep içiçe yaşayan, karanlıkla niç karşılaşmayan Ege'nin coğrafi ve iklimsel konumundan ötürüdür. bu yoruma şunu da ekleyebilirim. Belki de felsefenin, filozofiarın yurdu Ege'nin karakterinde bulunan toprağı ve insanı yüceltme tavrının altında, Sefa Taşkın'ın 'Işık Adamları'nın yaktıkları ateş vardır. Ayrıca filozoflar, 'ışık saçan' kafalar değil midir? Yorulmayan bir araştırmacı "Mysia ve Işık lnsanları'ııda Sefa Taşkın, bilinmeyen, az bilinen geçmişten kesitler halinde ya da bütüne yakın tablolar serer gözler önüne. O tablolar, yamaçlarla, tepclerle, dağlarla, ormanlarla, ovalarla, akarsularla, göllerle, denizlerle, tapınaklarla ve bunların o yörcye, yerleşim birimlerine, o yörenin insanlarına kattığı malzemeyle doludur. Ve o yöredekiler, oranın yerlisi midirler yoksa çok uzaklardan göçe zorlayan birtakım önemli nedenlerle mi gelmişlerdir? Gelirken neleri getirmişlerdir? Nelerle karşılaşmışlardır? Karşılaştıklarıyla nasıl kaynaşmış, nasıl özümsemişlerdir bulduklarım? Hangi kalıplara dökmüşlerdir? Bu soruların karşılıfiını arayan Sefa Taşkın, kendisi de bazı sorular sormakta, o soruların yanıtları sandığı gerçeklerin başlangıçlarına, doğdukları ve eyleme geçtikleri anlara yönelmektedir. Orneğin otun, çöpün, bitkinin, derenin bir adı vardır. Peki bu ad, bu adlar niçin, hangi gerekçeyle, hangi olgu yüzünden konulmuştur? Ne zamana kadar o konulan adlarla anılmıştır nesneler, yerler bölgeler? Bu 'ad'lar eski Anadolu dilinde, Helen'lerin dilinde, Luvi'lerin dilinde hangi anlamlan içerir? Sefa Taşkın, yılmayan, yorulmayan bir araştırmacıdır; adların birbiriyle olan bağlarını, bağlantılarını, ilişkilerini, onların diplerinde yatan tarihsel oluşumların beslendiği kaynakları, sabırla kurcalar durur. Bir örnek: "Kayseri yakınlarındaki Kültepe'dc bulunan kil yazıtlar 'Ana Tanrıça'ya 'Kubaba' der. Bin Tanrılı Hitit'lerde adı 'Arinna'dır. Dofiu Anadolu'nun ilk yerli halkı 'Hurri'lerin dilinde 'Hepat'tır. Hitit sonrası Orta Anadolu'da; Frygia'da, 'Kyble', kıyı dışı Ege'de; Lydia'da 'Kybebe'dir. Çok uzaklarda, Arabistan yarımadasında 'Hubel'dir adı./ Ana Tanrıça adı günümüz dünyasında da yaşar. Avrupa'da 'Cybele, Türkiye'de 'Sibel' koyuyorlar yeni doğan kızların adını./ Kimileri, günümüz insanlarının 'Isa' Peygamberin annesi bakire 'Meryem Ana'ya olan derin inancını Efes'in Artemis'ine, dolayısıyla 'Ana Tanrıça'ya bağlar. 'Meryem Ana'nın, Hıristiyanlığın yükseldiği Filistin'deki adı 'Maria dır. 'Maria' adı 'Ana Tanrıça'nın adlarından biri olan 'Ma'nın çeşitlemelerinden biri olabilir." Sefa Taşkın'ın bu araştırması, incelemesi, on bölümden meydana gelen "Mysia ve Işık insanları" kitabındaki elli bir hem bağımsız hem de birbirinin dcvamı olan metinde surer temposunu bozmadan. Isa'dan önce îsa'dan sonra o yörede yaşayan halkların kimliklerini, karakterlerini, çalışkanlıklarına, barışçı mı savaşçı mı olduklarını; dışa vurduklarıyla varlıklarında sakladıklannı, eşeler. Dirliklerine, düzenliklerine, törelerine, şölenlerine, alışkanlıklarına bir öğrenci merakıyla sokulur. Ve kimi efsaneleri (söylenceleri) zamanların beyinlerinden sökerek okurlara iletir. "...Tanrı adı ister 'Ma' olsun, isterse Kybele, bir kadındır. Kadının erkcği olmalıdır. Kadın Tanrı, Ana Tanrıça bir delikanlıya tutulur. Erkeğin adı Attis'dir. Attis, Sakarya ırmağının, eski 'Sangarios' nehri Tanrısının Kizı Nana'nın oğludur. Attis, Nana'nın koynuna sakladığı bir nar tanesinden olnıuştur. Ama ırmak Tanrısı baba, bu doğuma çok kızmış, çocuğu yaban doğaya bırakmıştır. Ço J C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 376
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear