Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Vitrindekiler Diyaioglar/ Giordano Bruno/ Çeviren: Sedat Umran/ Ber/ın Yayınlan/ 1X3 s însanın diişiinme yctisini kazandığı günden beri, kimi düşünceleri taşımak ve dile getirmek risk haline geldi. Bu riski göze almak, doğal olarak bir kahramanlığı gcrekli kıldı. Ycni ve farklı düşünceler için yapılan kahramanlığın bedcli ise, hep ağır oldu. Dönemine göre boğazlanmanın biçimi değişegeldi; boğulmak, asılmak, derisi yüziilmek, kıırşuna dizilmek, başı vurulmak, linç edilmek, yakılmak... Ateşli düşüncelere sahip olmak, ateşle oynamaktır. Yüzyıllardır kanıtlanageldi ki, dünyanın dün olduğu gibi bugün de, yarın da ateşle oynayanlara ihtiyacı var. Mitolojideki Prometheus, îbraniler'in Mot'u, Amazon'un yeşil cehenneminin Milomaki'si, Urfa Balıklı Gölü'nün Hz. Ibrahim'i... Her toplum ateşle ilişkili mitolojik bir kahraman, bir simge yarattı. Bir ateş htrsızı varsaydı; Prometheus, Koyot, Tavşan, Yah Çaplunı... Yazılı tarih, yüzyıllar boyunca düşüncelerinden dolayı boğazlananların belgeli öyküleriyle dolu. Avrupa'da Bruno, Jeanne d'Arc, Vanini, Doğu Avrupa'da Michel Servet, Rusya'da Avvakum, Ortadoğu'da Hallacı Mansur ve Türkiye'de 37'ler. Bruno'nun hayatı ve mücadelesi, Eski Yunan ve Roma'dan Anadolu'ya, 11indistan'dan Arap Yarımadası'na, Ispanya'dan Kuzey Amerika kıyılarına, Almanya'dan Sıvas'a kadar düşüncelerinden dolayı yakılmışların, insanlığa nasıl meşale olduklarını gözler önüne seriyor. Yakanlar ise, sadece lanetlenmck için hatırlanıyor. Dinlerin Kökeni ve tslam'da Reform/ Abdullah Rıza Hrgüven/Berfin Yayınlan/ 557.?. Abdullah Rıza Ergüven 1925 yılında Avanos'ta doğdu. îstanbul Universitesi Türkoloji Bölümü nü bitirdi (1952). Isveç'e gitti (1967). Stockholm Üniversitesi'nde öğretim görevlisi ve araştırmacı olarak calıştı. Çcşitli dergi ve gazetelerdc şiir, çeviri, inceleme, araştırma, eleştiri ve düşünbilimsel yazılannı yayımladı. Yapıtlarının sayısı 80'i geçer. Yasak Tümceler romanıyla yargılanıyor. "Dinlerin Kökeni ve tslam'da Reform" adlı yapitında Abdullah Rıza Ergüven, sorunu ayrıntılarıyla inceleyip araştırıyor. Şöyle diyor Ergüven: "Türkiye'yi VII. Yüzyıl ilkel Arap yağmacılığına açık tutanlar, Şcriat diye bağınp duruyor sokaklarda. Bunlar çıkarlarını Suudi Şeyhlerinin petrol paralarına dayayan, kendini bilmeyen kişiler! Dinde, Kuran'da "reform" yapmamız için soyunu sopunu bilmemiz gerek din olgusunun. Bu nedenle dinlerin kökenini inceledik Dinlerin Kökeni bölümünde. Yetersiz insan, umutsuz, korkulu insan; dine sarıldığı gibi büyüyc de sarılıyor! Büyüyle gerçckleştiremcdiğini dinle doyurmak istiyor. Kimlcr bunlar; düşlere, düşlemlere, imgesel olurlara yaslananlar? Dinsel Eğilim bölümünde inceledik bunu da! Doğa Yıkımları, Muhammed'in Peygamberliği, Nasıl Oldu da Müslüman ülduk, Gizemciler, XIXXX. Yüzyıllar, Tanrıların Ölüm bg. bölümlerinde olayları, olguları bütün gerçekleriyle yansıtmaya, yüzyıllarca durmadan çarpıtılan tarihi açıklayıp aydınlatmaya çalıştık. Din sözcüleri doğa yıkımlarını, ölümü kendi çıkarlarına yontarak Otedünya düşlemleriyle gerçek yaşamı yadsıyıp CennetCehennem, HuriGılman isterileriyle yazıklı insanları 1400 yıldan beri oyalamaya, aldatmaya çalıştılar. Her şeyi, insanı, onun değerlerini kötüleyip Otcdünya denilen kör kuyulara aktardılar. Din sözcüleri ve SAYFA 16 yandaşları imgetanrıları kana boyayıp egemenliklerini yoksul insanlar üstünde kurarak dini işkence makinesine dönüştürdüler. Halkı Arap ve dili Arapça olmayan Türkiye, bütün Anadolu; çağdaş uygarlığa taş çıkartırcasına, Arapça bağırtılı hoparlör tarlasına döndü Edirne'den Ardahan'a! Böylesine yitirmedi kimliğini hiçbir ülke, hiçbir halk!..." Islam'da Reform'u ilgiyle okuyacağınıza inanıyoruz. Osmanlı Imparatorluğu'nda Reform2 Cilt/ Koderic II. Davison/ Çeviren Osman Akırthay/ Papirüs Yayınevi/260s. + 279 s. "Batı'nın Batılı olmayan bir bölge üzerindeki etkisiyle ilgilenen topimparit reform . lumbilimcilcr, geç Tanzimat dönemi hakkında yapılan bu analizde yararlı karşılaştırma noktaları bulabilirler. Bu çalışma, büyük ölçüde Batıhlaşmayı, özellikle siyasal alandaki Batılılaşmayı ele alıyor ve belki, ondan daha kaypak bir kavram olan modernleşme kavramıyla ilgili bir çalışma diye de düşünülebilir. Yinede bu çalışmayı bir örnekolay incelemesi şeklinde nitelendirmedim Burada Batı'nın siyasal ve kültürel etkisinin güçlü olduğu başka bölgelerle karşılaştırma yapma yoluna hiç başvurmadım. Oysa o tür örneklerle kurulacak birtakım paralellikler olduğu gibi, aralarında keskin karşıtlıklar da vardır. Yine, tek tek kişilikler ile salt tarihsel olayların art arda sıralanmasının, o dönemde Osmanlı Imparatorluğu'nda reform yapmak ve imparatorluğa yeniden hayat vermek amacıyla girişilen çabaları bir hayli etkilediğinin okuyucunun gözünde açık olacağını umuyorum. Örneğin, 1876 Anayasası'nın doğuşu başka türlü açıklanamaz. Modern Türkiye'nin tarihinin anahtar bir dönemiyle ilgili olan bu denemenin,kendisinden sonraki reform çabalarını ve Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişme aşamalarını anlamakta gerekli temeli bir ölçüde sağlayacağı da güvenle iddia edilebilir. Gelgelelim, burada sadece modern Türk ulusunun doğuşunu önceden haber veren gelişmelerde yoğunlaşmakla kalmayıp çok geniş ve hetorojen bir yapıya sahip olan Osmanlı Imparatorluğu'nun o zamanki sorunlarına göz atmaya çalıştığımı da eklemeliyim " diyor Roderic 11. Davison. Aleviliğin Sosyal Mücadeledeki Yeri/ Rıza Algiil/ Pencere Yayınlan/ 250 s Son beşon yıllık sürede Alevilikle ilgili istisnalar dışında bu dokümanların ağırlıklı bölümü Alevilik Nedir sorusuna cevap olabilecek nitelikte değildiı; Çünkü bu konuda yazıp konuşanlar, sorunun temelinde ekonomik çatışmaların, daha açık deyimiylc de (bu yazarların pek hoşlanmadığı) sınıflar mücadelesinin yattığmı görmek istemediler. Ali, Hüseyin, Hallac, Nesimi, Şah Kulu, Bedrcddin, Pir Sultan ve daha nicelerine methiyeler diziyorlar, ama onların yaşadıkları dönemi kabul etmeyip daha ileri bir toplum özlemi duyduklarını ve bunun için mücadele ettiklerini gözden ırak tutarak, sınıf ayrımı yapmadan herkesin kabul edebileceği soyut ve kimscye batmayan dikensiz bir "Alevilik" ortaya çıkarıldı. Bu kitap bu yaygın, olumsuz şekillenmeyi reddetmek amacıyla bir taslak sunuyor. Günümiizdc Kadına Uygulanan BaskıMarksist Feminist Çözümlemede Sorunlar/ Mıchele Barrel/ Çeviren: Şen Süer/ Pencere Yayınlan/ 246 s. Marksizm ile feminizm arasında, son günlerde neden yeniden bir uzlaşmanın yükseldiği sorusunu, kadın ö/gürlüğü hareketiyle solun kendi politik amaçlarına ulaşmak için savaşım verdiklcrı politik bağlamı göz önüne almadan kavramak ola naksızdır. Sosyalistlerin böyle bir uzlaşmayı istemelerinin çeşitli ne denleri var. Sol, sosyal demokrasinin amaç ve stratejisini yeniden değerlendirmeyi başaramamasından etkilendi. Ingiltere'de lşçi Partisi hükümetinin çöküşü ve derinleşen durgunlukla artan işsizlik döneminde sağkanat Muhafazakâr bir yönetimin seçilmesi, kolektif özeleştiri koşullarını yaratmıştır. Sosyalistler artık fraksiyonculuk ve sekterliğin sorunlarının daha fazla farkındadırlar ve popüler ittifaklar aramaya (nerdeyse umarsızlıkla) yönelik istek duymaktadırlar. Kadın özgürlüğü hareketi ise kendisini popüler ırkçı karşıtı hareketlerle birlikte, solun geleneksel olarak kullandıkJarından farklı yöntem ve düşünceleri bir dereceye kadar başarıyla kullanmış politik bir hareketliliğin bir örneği olarak sunmaktadır. Kusur bulmak amacıyla yaklaşırsak, sosyalist örgütlerin feminizme karşı bugün var olan ilgisinin bir nedeni de eskiden yalıtılmış ve tutucu olan, fakat artık "gerçek bir savaşım" için kullanılabilen bir seçim çevresini politikleştirmeyi başarmasıdır. Dersim Tertelesi/ Haydar Iştk/ Belge Yayınlan/ 240 i Haydar Işık 1937 yılında, tam da "Dersim Tertelesi" îirasında doğdu. Yıkımın, vahşetin, acı ve korkunun, baskının izleri çocuk belleğinde derin izler bıraktı. llkokulu Nazimiye'de okudu. Akçadağ Köy Enstitüsü'nü bitirdi. Nazimiye, Nallıhan ve Izmir'de ortaokul öğretmenliğini sürdürürken, 1974 yılında Ege Universitesi Eczacıhk Yüksek Okulu'nda öğretimini tamamladı. Ve aynı yıl Almanya'daki Türkiyeli işçi çocuklarını eğitmck üzere Türkçe öğretmeni olarak atandı. Daha önce yayımlanan "Dersimli Mcmik Ağa" adlı romanı, büyük ilgi uyandırdı ve Almanca'ya çevrildi. Kendisinin de birçok çevirisi yayımlandı. "Dersim Tertelesi" halk söylencesi, halk anlatıcılığı geleneklerinden de yararlanılarak kaleme alınmış bir roman. Haydar Işık bu kitabında sözel tarih yaklaşımından da yararlanarak Kürt kimliğinin bastırılışının trajik, insani yanlarını ön plana çıkarıyor. Hayat Boyu FlörtAşk Omür Boyu Sürebilir/ Zıg Ztglar/ Çeviren. Auye YücelKay/ Ststem Yayıncılık/ 2H2 i. "Bir uçak yolculuğu sırasında yanımdaki adamın alyansını sağ eliHAYAT BOYU FLOHT nin işaret parmağına taktığını farkettim. O an yorum yapmaktan S g Ziglar kendimi alamayıp "Bayım, alyansınızı yanlış elinize takmışsınız," dedim. Adam bunun üzerine, "Yanlış kadınla evlendim de ondan," diye karşılık verdi. O ada mın yanlış kadınla evlenip cvlenmediği konusunda bilgi sahibi olma şansım yoktu, ama, pek çok insanın evlilikle ilgili yanlış fikirlcre sahip olduğundan, mutlu ve başarılı bir evlilik için neler gerektiğini bilmediğinden eminim. Yanlış seçilmiş bir insana doğru insanmış gibi davranırsanız, sonuçta doğru insanla evlenmiş olursunuz. Diğer taraltan, dogru seçilmiş insanla evlendiğiniz halde yanlış davranıyorsanız, kesinlikle yanlış bir evlilik yapmışsınızdır. Doğru insan olmak, doğru insanla evlenmckten çok daha önemlidir. Kısacası, evlenmek için doğru mu, yoksa yanlış eş mi seçtiğiniz sizin bakış açınızı belirler." diyor kitabın yazarı. Gladio (Kontrgerilla)/ Leo A.Müller/ Çeviren Emın Karaca/ Pencere Yayınlan/ 186 v. "GladioSoğuk Savaşın Mirası, ellili yıllardan itibaren tüm Batı Avrupa üzerinde ağlarını ören, yeraltında CUMHURİYET KİTAP SAYI 366