29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

FERMA LEKESİZALIN Sandra M. Lynch'ten "Dostluk Üzerine S n'ndan çıkan "Dostluk Üzertne"aıilı inccJcmcsi bu konuda Türkçe'deki tek kitap. Yazar, dostluğun nc olduğunu ya da ne olması gerektiğini sorgulamaktan çok, onu yaşanmış pratiklcr üzerindc dıırarak ve bclli bir kültürdc ycr alan anlayış vc görüşleri sergileyerek tartışıyor. Dostluğa dair çeşitli ideallcri değcrlcndiriyor ve sonunda bir senteze varıyor. Bu yaklaşım, kitabın, tarihsel açıdan dostluk kavramlanna ışık tııtmasını sağlıyor. Lynch güçlü analiz yeteneğiyle uygarlığın çeşitli dönemlerinde dostluğun nasılgörüldüğünebakıyorve dostluk konıısuna oldukça derli toplu bir çcrçeve çiziyor. Lynch incelemcsine eski Yunan'daki dostluk anlayışıyla başlıyor. îlk olarak, Homeros toplumundakı toplumsal rol ve sorumlulukfara dayalı dostluk biçimini, yani güvenliğin olmadığı, süreldi tchlike arz eden bir ortamda işbirliği ve karşılıklı dayanışmayı içeren konukdostluğu ele alıyor. Buna karşın iki kişi arasında samimi bir ilişki olarak da dostluğun mevcut olduğunu, llyada'daki Akhileus ve Patroklos'un arkadaşlığını örnek vererek ortaya koyuyor. Böylece iki tür dosduk belirmiş oluyor: îlki karşıhklı çıkara dayalı, ikincisi ise bencillikten uzak, sevgi ve samimiyete. Her kavrama olduğu gıbi dostluk kavramına ait ilk sistemli, nct ve açıklayıcı düşünceleri eski Yunan'ın iki büyük fifozofu Platon ve Aristoteles'te buluyoruz. Platon eros ile phılia'yı erkekler arasındaki ilişkilerin temeli olarak ortaya koymaktauır. Eros, yani aşk uyum ve işbirliğini destekleyen bir güç olsa da rekabet, kıskançlık ve cesaret ortamı yaratma potansiyeline de sahiptir. Dolayısıyla haz ve arzuyu ikinci plana atarak düşüncenin ve sorgulamanın peşinde, daha akılcı bir ilişki kurma yolları aramak gerckir. "Aşk, kendimizi aşarak evrensel giizelliği takdir edebilme düzeyinc gelme sürecini" içerir. Platon'un strateiisi iyi'ye duyulan sevgi olarak metafizik bir eros kavramı oluşturmak ve bu sayede crotik olmayan dostluğun önemini azaltmaktı." (s. 20) Platon oıtak bir iyi'ye yönelmenin aracı olarak dostluğa vurgu yapar. ()nun ideali, eros'tan phılia'nın doğması, yani karakterleri, hayat tarzları birbirine benzeyen, ortak çıkar ve düşünceleri paylaşan iyi ve soylu yurttaşların geçici hazlardan çok, sabit olana ve sonsuza uzanan özlem duymaları ve ilişkilerini de bunun belirlemesiydi. Onların kuracağı dostluk ilişkisi gerçek bir yurttaş bağlılığı olacak vc düzenin korunmasına yardımcı olacaktı. Aristoteles'in dostluk tanımında da öncelikle vurgulanan dostluğun pu/fVtoki düzenin korunmasındaki öncmidir. Aristoteles, konuyu siyasi düzleme taşıyarak, Yunanpo lı.s'i idealinde yurttaş dostluğu üzerinde durur. "Po/zVteki yurttaşların hepsinin birbiriyle dostluk ilişkisi içinde olduğu dijşünülürdü. Bu dostluk, aynı zamanda, özellikleerkek,eıdemliyurttaşlarıiyikavramanın paylaşıldığı ortak bir zeminde birleştiren siyasi bir bağ olusturuyordu." (s. 22) Peki nasıl bir ilişki olmalıdır bu? Aristoteles'e göre, kişinin her şeyden öncedostununiyiliğiniistediğivebunu,yalnızca onun adına istediği bir ilişki. Lynch, bu düşüncenin, iyüikle dostun özdeşleştiği vc "bir insanı kendi için ya da erdem ve iyiliği için sevme arasında hemen hiçbir fark kalmadığı" imasını taşıdığını ileri sürer. Aristotetes'in dosdukla ilgili yargılarında daha başka paradoksal durumlar da vardır, ama bunların en önemlisi, şüphesiz dostun belli niteliklere sahip biri olarak tanımlanması ve bundan dolayı sevilmesidir. Yani sırf üstün tuttuğumuz ve yeteneklerini beğcndiğimiz insanları sevcbiliriz. Lynch, burada dostu varlığından hoşlanma anlamında sevme duygusuna sahip çıkılmadığına işarct eder. Sonuç olarak dostluk Aristoteles için bir KİTAP SAYI 398 andra M. Lynch'in Ayrıntı Yayınla Bir yaşama alanı: Sandra M. Lynch'in değişik görüş ve tanımları biraraya getiren ve oldukça ikna edici bir biçimde tartışan kitabı "Dostluk Üzerine", genel olarak etik üzerine düşünmck için de bir ilk adım olabilir. Dostluk konusu, temel insani durumları açıklamak ve esinlendirici tartışmaları gündeme getirmek açısından eşsiz bir öneme sahip çünkü. toplumsal uzlaşma imkâmdır ve belli niteliklere ve erdemlere sahip olmayanların dışlandığı bir ilişkidir. Buradan da, Aristotcles'in sivil toplumunda farklılığa pck ycr olmadığı ortaya çıkar. O halde, Aristoteles'in görüşleri kişiscl, samimi anlamda dostluk ilişkisini sınırlandırmaktadır, çünkü olduğu gibi tanıma ve kabullenmeyi reddetmektedir. dığında, siyasi otoriteyi tehdit edcr bir duruma gcldiğini" söyler. (s. 42) Lynch, Rönesans'taki dostluk anlayışmı sergilemek için Montaigne'in bu konudaki fikirlerine başvurur. Cicero ve Aristoteles gibi, o da dostluğu erdemli insanlann kurdukları ilişki olarak tanımlar, ama bu ilişkiyi iyice abartır, çünkü ona göre gerçek dostlukta her şey güllük gülistanlıktır, niçbir çatışma vaşanmaz. Dostluğu "iki ayn bedende telt bir ruh" diye tanımlayarak özdeşliği dostluğun temeli haline getirir, böylece ilişkinin gerçek ve pratik yönünden uzaklaşır. Lynch'e göre, dostlar çok şey paylaşsa bile, onlardan böyle bir ruhsal ve iradi kaynaşma beklemek hiç gerçekçi değildir, çünkü "farklılığın tesiim edilmesinin dostluk ideali ve pratiği içinde yer almasını engeller." (s. 48) Dostluk Lynch'e göre, Roma döneminin ünlü düşünürü Cicero'nun dostluk görüşüyle Aristoteles'inki arasında önemli dcvamlılıklar olmakla birlikte bazı farklar da vardır. Ciccro da dostluk kavramını öncelikle siyasi bağlama yerleştirir ve erdemli insanlann lcurduğu birer ilişki olmaktan çıktığı için Roma devleti içindeki dostluk pratiklerini eleştirir. AristoteModern Dostluk les'ten farklı bir biçimde, o devletin "farklı karakter ve erdemlere sahip bir insanKlasik dostluk tanımları modern dünlar topluluğu" olduğu fikrini benimseyanın gerçeklerini açıklamada yetersiz miştir. Ama devletin vc düzenin çıkan kalmaktadır. Lynch'e göre, klasik dostluk daima ön plandadır, devletin çıkarıyla anlayışı ile modern anlayış arasında bayadostunun çıkarının çatışması dostluğun ğı keskin bir ayrım vardır. Lynch, modern siyasi hayatı yozlaştırmasına neden olur. toplumda dostluk ilişkisinin kamusal Ayrıca Roma İmparatorluğu gibi tebakodlardan iyice sıyrılarak tamamen kişiasında çeşitli halkların bulunduğu büyük sel ve duyusal bir ilişki olarak kavrandıbir devlette Aristoteles'in şart koştuğu ğını öne stinnektir. Modern toplumda kauyum ortamının sağlanamayacağı açıktır. musal hayatı, onun temelini oluşturan Cicero amılıcıa ilkesi altında biraraya gelhakların eşitliğini ve adaleti kurumlar dümiş, rekabet halindeki siyasi grupların çezenlediği için bireyin bunlar üzerinde kişmcleıinc, hatta ülkenin bunlar yüzündoğrudan bir denetimi yoktur. Birey anden neredeyse bir iç savaşa doğru gitmecak kişisel hayatını düzenleyebilir, öbür sine tanık olmuştur. Bunlar arasındaki tarafta ise kendini tamamıyla kurumlann gizli suç ortaklıkları devlet kurumlanndaelinc bırakmıştır. Kişisel ve kamusal haki yozlaşmanın başlıca nedenidir. O halyaün bölünmesi modern toplum ve külde dostluğa dayalı yurttaşlık bağı bu dötürün parçalanması olarak da görülebilir. nemde çözülmüştür diyebiliriz. Cicero'ya Bu, bir yandan ileri derecede bir farklıgöre, "yurttaş dostluğu samimiyetsizliği laşmayı teşvik etmiş, ama öte yandan aşıya da siyasi hırsları kolaylıkla maskeleyerı bireyciliğe yol açmış ve ortak bir yurtrek bir çatışma kaynağı haline gelebilir." taşhk tutumunun yok olmasına neden ol(z. 41) Roma devletinde dostluk adı altınmuştur. Bu durumda modern dostlukta da yürütülen çıkar ittifaklarından bunafarklılığa hoşgörü göstermc sorunu günlan Cicero için sideme gelir. Bu yaset dışı, kişisel hoşgörü olmabir ilişki olarak dan modern dostluğu yüceltdünyada dostmekten başka çaluk olanaksızdır. re yoktur. O da Lynch modern Aristoteles gibi dostluk bağlaerdem ve iyilik mında, çatışma, sevgisi bakımındeğişim ve kımdan karakterleri lik gibi sorunlabirbirine benzerı tartışır. Özçıyen insanlann kar ve dostun kurduğu dostiyiliğini isteme lukları ideal dostarasındaki çelişluk olarak görür. ki üzerine çeşitli Ancak Aristotegörüşlere yer veles'in aksine, bu rir. İlk olarak idealin "siyasi haAristoteles'in teyatın bölücü gerorisinde ifade çeklerinden soedilen "kişinin yutlandığı takdirdostunu sırf de korunabilir" dostu adına sevolduğunda ısrar mesi" anlayışını eder ve "kamusal anaüz eder. Nidünyaya aktanlSandra M. Lynch hayet dostlukta Dostluk pratiktori etik üzerinde durur. Etik konusunda, Lynch Kant'ın görüşlerine yer verir. Kant'a göre duygulann karıştığı herhangi bir eylem ahlaki değil, ama iradi olarak vapılan bir eylem ahlakidir. Bir şeyi öyle gerektirdiği için, ne olursa olsun görcv duygusuyta yapmak ahlaki bir değere sahiptir, çünkü evrensel yasalara uymayı zorunlu kılar. Kant katı bir tarafsızlık gözetmektedir ve dosta karşı iyi niyet eğiliminin ona göre tarafsızhkla pek bir ilgisi yoktur. "Dostluktan ötürü eylemde bulunma dürtüsü Kantçı an.lamda bir görev, yani evrenselleştirilmiş bir yasaya saygı olamaz." (s. 74) Dosta duyulan özel hoşlanma ve eğilim duygusu' olumsuz şartlara vc alışılmadık durumlara maruzdur" ve "salt zorunluluk"a bağlı değildir, o halde ahlak yasalarının dışında kabr. Lynch dostlukta ahlaki, dost olduktan sonra uyulması gercken kurallarına değinerck yeniden kurmaya çalışır. Elbette, dost olmanın da belli kuralları vardır, yani diyelim, ona karşı sadık ve dürüst olmak, onu kollamak ve onun için kaygılanmak gibi. Bunlar içimizden gelmiyorsa, zaten dost olamayız. Dostlanmızı tamamen içimizden gelen duyguları dinleyerek özgürcü seçmemiz tarafsızlık ilkesiyle çelişmektedir. Sonuçta, tarafsızlık ilkesi modern anlamda dostlukta Svallamaktadır, çünkü her önümüzegeıi sevemeyiz ve herkesle içten bir ilişki kuramayız, yine de Lynch'e göre, bu aurum, tam anlamıyla özel bir ilişki olan modern dostluktaki eylemlerin ahlaki önemini eksiltmez. "Dostları birbirlerine destek vermeye ve ilgi göstermeye iten şey genellikle aralarındaki bağın sağlamlığı ve güven duygusudur." (s. 83) Ne var ki, sadakat, güven, dürüstlük, sevgi ve saygı gibi insanlann hayatta kalmaya çalıştığı Ukeler çok zalim hayat şartlannda hiçe sayılabilir. Lynch bu duruma örnek olarak Kenya'daki bir kabileye ait saha araştırmasını vermiştir. Kıtlık ve açlık topluluktaki her türlü insani ilişkivi yok etmiştir. Böylesi koşullarda dostluktan söz etmek neredeyse bir lükstür. O halde dostluk olanağını, bunun koşullannıaraştırmakgerekir.J.P. Sartre, bırakın gaddar hayat şartlarını, hiçbir koşulda dostluğun olanaklı olamayacağını ileri sürer. tnsanın varoluşuna iliskin ontolojik bir araştırmayla bunu kanıtlamaya çalışır. Özbilinç ancak varlığının kabul edilmesiyle, yani başkası tarafından tanınmayla varolur. Ama kişi kendini asla başkasıiçin olduğu gibi görmez, tıpkı başkasını nesne olarak görmek dışında onun kendi için olduğu şeyi kavrayamaması gibi. Bir özne olarak başkasını tanıyamamak vc başkası için aynı şekilde daima bir nesne olmak aşılamaz bir çatışmadır. Sartre'in analizleri insan ilişkilerini yeni bastan düşünmeyi ve tanımlamayı zorunlu kılmaktadır. Eşit ve bağımsız bir ötcki tarafından tanınma ya da onu tanıma mümkün değildir, çünkü bilinç öyle kurgulanmamıştır. Ama Lynch yine de bu çatışmayı gözden yitirmeden dostluğun olanaklı olabileceğini düşünmektedir, yeter ki ruhsal birlik, özdeşlik, kaynaşma gibi fazla iyimser ve gerçek dışı taleplere girilmcsin. Lynch'in değişik görüş ve tanımlan biraraya getiren ve oldukça ikna edici bir biçimde tartışan bu incelcmesi genel olarak etik üzerine düşünmek için de bir ilk adım olabilir. Dostluk konusu, temel insani durumları açıklamak ve esinlendirici tartışmaları gündeme getirmek açısından eşsiz bir öncme sahiptir. Dostluk, her ne kadar türeme bir kavram olsa da evrensellik, öznellik, dünyada varoluş, ben ve öteki, kimlik, özdeşlik, toplumsal ve bireysel gibi temel alanlara yönelmek icin son derece zengin ve yaratıcı bir temadır. Kitabın bu anlamda okurlara yeni düşünme olanakları sağlayacağına hiç kuşku yok. • Dostluk Uzerine/ Sandra M Lynch/ Ayrtntı Yayınlan SAYFA 13 CUMHURİYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear