Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Çetin Göksu dan bir güneş bilinci Güneş Yeniden Doğuyor "Güneş Yeniden Doğuyor", bize uygarlığımızla birlikte oluşan tehlikeleri haber veriyor ve bizi yeni bir "güneş bilincini"kazanmaya davet ediyor. Sorduğu sorular ve getirdiği yanıtlarla, çağımızın yaşanan sorunlarına parmak basmakla kalmıyor, o sorunlar karşısında nasıl bir yaklaşım içinde olmamız gerektiğini, getirdiği yeni bakış açıları ile tartışmaya açıyor. OKTAY ÇAĞLAR "Güneş YenidenDoğuyor" adını taşıyan kitap, yaşama yeni bir bakış açısı getirmeyi amaçlayan, deneme yazılarından oluşuyor. Yazar, aslında bir bilim adamı, yıllardır uğraştığı şehircilik, mimarlık ve encrji konularmda elde ettiği bilgi birikimlerini kullanarak, yeni bir denemeye yönelmiş. Yazarın, bu ilk popüler denemesinde, ilk bakışta dcğişik konuları işlediğini görüyoruz. Bu konular Evren, Sonsu/luk, Yaşam, Evrim, Olüm gibi genel konularla başlayıp daha sonra, Can, Ben, Bilinç gibi insanın iç dünyasına yöneliyor. Bütün bu konular, yaşamın çevresinde dönüp dolaşıyor, sık sık onu sorguluyor ve onu ne kadar az anladığımızı, bize anlatmaya çalışıyor. Yazar konuları anlatırken, bize yeni bakışlar ve görüşler sunmayı, bu yeni bakışları bizimle tartışmayı deniyor. Yaşamı sorgularken, aslında onun özünc ulaşmaya vc bu özü anlamaya, bu özün enerji ile güneş ile ilgili olabileceğini anlatmaya çalışıyor. Evren, güneş ve yaşam gibi ilk bakışta çok iyi bildiğimiz konular. Ancak konuları okudukça bu bildiğimizi sandığımız konuları, çok da iyi bilmediğimizi anhyoruz. Daha da ilginci, bu birbirinden uzak ve birbirleriyle ilişkisini kuramadığımız alanların, aslında birbirleriyle ilgüerini kurmaya ve bu ilişkileri anlamlandırmaya başlıyoruz. Bilindiği gibi insanlık, binlerce yıldır yaşamın ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Binlerce düşünür, filozof, bilim ve din adamı bu konuda çok çeşitli iddialarda bulunmuş, tezler geliştirmiş ama bunlar yaşamın ne olduğunu tam anlatamamışlar. Genelde yaşamın tamamına ilişkin gencl bilgilere sahibiz, ancak bu bilgiler, yaşamın arkasında yatan gerçekleri tam olarak açıklayamıyor. Yazarının dediği gibi yaşamın ne olduğunu anlayabilmemiz için, onun içindeki özü, yaşamın özünü, yaşamın bu özden nasıl ortaya çıktığını, fışkırdığını bilmeliyiz. Göksu'ya göre yaşamı kavramak, ama bütün derinliği ve zenginliği ile kavramak çok önemli. "Yaşamı iyi bilmediğimiz için onu iyi değerlendiremiyoruz, daha da önemlisi bu bilgi eksikliği yüzünden birçok yanlış yapıyoruz." Bugün insanlığın doğaya ve dığer canlılara karşı acımasızca davranışınm arkasında onu bilememek, anlayamamak SAYFA 8 yatıyor. Ayrıca yaşamı bilmek, onu bütün boyutlarıyla farketmek için de gerekli, "Onun ne olduğunu bilirsek, nasıl yaşanması gerektiğini öğreneceğiz, belki ilk defa, farkında olarak yaşayabilme şansımızı elde edebileceğiz." Sayın Göksu bu konuda, bize söylediklerine dikkat edelim: "Sadece ben değil, çevredeki diğer insanların da, yaşamın ne olduğu konusunda yeterli bir kanıya ulaşamadıklarını farkettim. Bu kitabı yazmamın nedeni, işte yaşam hakkında ulaştığım yeni düşünceleri, diğer insanlara aktarmak, onlarla tartışmak ve paylaşmak istememdir." Yazara göre yaşamı anlayamamazın nedeni iki önemli faktöre dayanıyor: Birincisi dinlerin getirdiği bağnaz düşünceler ve onların gerçekle ilgili olmayan hikâyeleridir. Bu metafızik tanımlar, insanın bilincinde, yaşamı anlamamızı ve hissetmemizi engelleyen şartianmalara dönüşmektedir. tkinci önemli faktör, çağımızın mala ve paraya odaklı, maddeci düşünce sistemidir. Bu sistemde getirdiği, maddeye bağımlı, kuru ve soğuk bakış açıları ile insanları doğadan ve onun güzelliklerinden uzaklaştırmıstır. Doğayla birlikte kendine yabancılaşan, son derece bencil, "yeni bir insan tipi" ortaya çıkmıştır. Bu yalnız kendisini düşüncn, kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan maddeci insan da, en azından diğer bağnaz insan kadar, yaşamın gerçeklerinden ve güzel liklerinden uzaklaşmıştır. Göksu, bugünün insanını eleştirmekle yetinmiyor, gerçeklerden uzaklaşmış insanın, nasıl yeniden kendisine, yaşamın öz değerlerine dönebileceğini de araştırıyor. Ona göre çözüm, yaşamın temel sürükleyicisi olan güneşi, eskiden olduğu gibi, yeniden keşretmektir. Göksu'ya göre yaşamı anlamak istiyorsak, yüzümüzü güncşe dönmeliyiz ve güneşten çıkan ve bize ulaşan ışınlann yolunu takip ederek, bu ışınların yaşama nasıl dönüştüğünü yeniden düşünmeliyiz. Yaşamın aslında güneşle ilgili bir sistem olduğu gerçeğini yeniden düşünmek zorundayız. Çünkü gerçekten de yaşam, "Özel bir enerji fenomenidir" bu fenomen güneşten bize kesintisiz akan, göriinen ve görünmeyen ışınlarla yakından ilgilidır. Halbuİci biz yaşamı ya maddesel ya da dinsel bir gerçeklik olarak düşünüyoruz. Her iki tanım da birçok yönüyle eksik bir tanımdır. dedir. Ash, temeli, özü, siz ne derseniz deyin, "Bir enerji olgusudur." Bu tanı, bugünün insanına ters gelebilir. Ancak kendi içine bakabilen herkes bu gerçeği görebilir. Ayrıca bilimsel kanıtlar, "Yaşamın güneşle ilgili, özel bir enerji boyutu" olduğuna dair tezimizi doğruluyor. Evet gerçekten de, kesintisiz olarak uzaydan dünyaya akan enerji, insan ne ruhtur, ne de sadece mad dünyanın özel koşullarında, özel bir oluşumu, yani yaşamı gerçekleştiren güçkaynnğı, bizim bildiğimi/ ama yakından bir türlii tanıyamadığımız güneşten başkası değildir. Yaşamın güneşle ilgisini kurmamız neden önemli.* diye sormak istcrscniz, Sayın Göksu, hiç duraksamadan yanıtlıyor: İnsanlık, tarihler boyunca, yaşam hakkında oldukça yanlış düşüncclerc kapılnııştır. Bu nedenle kafası oldukca karışıktır. Yaşamı gerçekten anlamak istiyorsak, onun hangi kaynaklara dayanarak varolduğunu, hiçbir kuşkuya kapılmadan, hiçbir yanlış düşüncenin etkisinde kalmadan anlayabilmeliyiz. Bu nedenle, yaşamın güneş enerjisiyle ilişkisini belirlemek ve bu gerçeği anlatmak, son derece önemli bir insanlık görevidir. însanların, safsatalardan, yanlış düşünce vc inançlardan arındırılmasında kullanabileceğimiz en önemli silah, yaşamın güneşle ilgili olan, öz gerçekleridir. Gerçekten de başkaları sizc, dünyadaki varlıkları, evrenin dışından gelen çok akıllı birisi ya da birileri tarafından yaratıldığını söyleyebilir, diğerleri uzaydan gelen daha gelişmiş varlıklar tarafından yaşamın gcliştirildiğini iddia edebilirler. Onlar "CîünL'i; Yeniden Doğuyor" adlı kitabı okuduktan sonra, bu yanlış görüşlere artık inanmayacaklar, yaşam1a ilgili gerçeklerin, çok uzaklarda değil, hemen yakınımızda, hatta içimizde olduğunu, hiçbir ayrı kanıta gerek duymadan, farkcdebilecekler. Sayın Göksu devam ediyor, "Bir bir linç aydınlanmasına ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Çünkü insanlık bııgün, kendi geliştirdiği düşüncelerin kurbanı oluyor, kurduğu uygarlığın dayattığı bir yokoluşa sürükleniyor. İnsan kendisiyle birlikte bütün canlı dünyayı yoketmek tehlikesiyle karşı karşıya. İşte bu insan, safsatalardan, yanlış düşüncelerden kendini kurtarması, kendi özüne sahip çıkması gerekiyor. Kendi özü ise, doğayla ilgilidir. Bu apaçtk gerçekler, ona yaptığı yanlışları gösterecek tek yoldur. Çünkü, insan kendi yarattığı belki de yanlış olan kültürüne göre değil, varoluşsal temellere dayanan bir dünya görüşü ile dünyadakt "Canlı Yaşamı" anlayabilme ve onu, içine düştüğü tehlikelerden kurtarabilme şansına sahip olabilir. Dünya dışından birilerinin gelip bizi kurtaracağını zannetmek bir hayaldir. Damarlarımızdan akan enerjinin gücünü kullanmasını öğrenmeliyiz, aksi takdirde kendimizi yok edebiliriz." "Güneş Yeniden Doğuyor" adlı bu kitap, bize uygarlığımızla birlikte oluşan tehlikeleri haber veriyor ve bizi yeni bir "güneş bilincini"kazanmaya davet ediyor. Sorduğu sorular ve getirdiği yanıtlarla, çağımızın yaşanan sorunlarına parmak basmakla kalmıyor, o sorunlar karşısında nasıl bir yaklaşım içinde olmamız gercktiğini, getirdiği yeni bakış açıları ile tartışmaya açıyor. Herkesin okuması ve tartışmalara katılması, katkılarıyla geliştirmesi gereken "Yeni Bir Düşünce." Siz nc dersiniz? Güneş Yeniden Doğuyor/Dof Dr Çelın Göksu/Kendı Yayını/96 s Not: Kitap "Cumhuriyet Kitap Kulübü"nden temin edilebilir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 332