24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

îyi Şeyler Yayıncılık, yayımladığı nefis şiir ve sanat kitaplarıyla, yayıncılık yaşamımızın vazeeçilmeyen yayınevlerinden oiri haline geîdi. Yayınevinin iki yöneticisiyle yaptığımız söyleşiyi sunuyoruz aşağıda. HİLMİ TEZGÖR SELAHATTİN ÖZPALABIYIKLAR Hilmi Tezgör: Neden "îyi Şeyler?" Selahattin Özpalabıyıklar: Cevat Hoca, Memet Fuat ve Turgay Fişekçi'nin Adam Yayınları'nda böyle bir projeden söz ettiğini hatırlıyorum. Cevat Çapan: Bir Doğu Alman dizisi vardı. Gültekin Emre benzerini yapmayı önerdi. Böyle bir çılgınlığı kim yapar diye düşündüm. Paul MacMillen aklıma geldi, başvurduk ve basımızı kaptırdık. îyi oldu. "îyi Şeyler diye başka bir girişimleri varmış. îyi Şeyler, "kötü şeyler"e karşı düşünülmüş bir şey. Paul McMillen: Ama bu projeyle maksatlandı, nosyon oldu. Cevat Çapan'a danıştık, ne yapabiliriz diye. Görev bölümü, editörlük seçimi çok güzel. Ben edebiyat açısından prententious (ıddıalı) değilim. Olması gereken kitapları, doğru bir şekilde ve belli bir kalitede, sıfır hatayla, çıkarabilirse bir yayıncı (burada ben) işini yapmış olur. Bir de tabıi hedef kitleye ulaşabilmek gerekli. Birinci vazifemi iyi yaptım, ıkinciyi daha yapmak üzereyim. Âslında bütün sektörün derdi bu. H.T.: Kamikaze bir dalış söz konusuydu vayın dünyasına... P.MM.: Fizibilitesiz yaptık. Olmalı, olması lazım dedik, yaptık. Zaten bütün iyi şeyler böyle olmalı. Menfaat olmamalı. Ideolojik bir hareket bu ve tabii bir de şiire inanmak var. C.Ç.: Asıl kaynak şiir ve şiire yakın şeyler. Antoloiifer yapacağız. Başka diziler. Oyun, deneme, eleştiri ve kültür sorunlarını içeren kitaplar basacağız. H.T.: Komet gibi?.. C.Ç.: Daha sınırlı. Belki fotojgraf... P.MM.: Fotoğraf dünyaya bir feno Cevat Çapan ve Paul McMillen ile "îyi Şeyler" üzerine ya da.. İnsanlar "İyi Şevler"e lavıktır men olarak geldi; kendiliğinden gelmedi. Fotağraf, eleştiri, edebiyat birbiriyle ilintili olarak geldi. Dünyada en çok yükselen trendlerden biri "fotoğraf kitabı". Çok önemli yazarlar fotoğraf üzerine yazdı. Fotoğraf ve edebiyat çok iyi yan yana yaşayabilir. Bu yıl Türkiye'nin ÜK fotoğraf bienali olacak. Kültür Vakfı düzenleyecek. Organizasyondayım. Sergiler ve çeşitli aktıviteler olacak. Bizim düşüncemiz eşdeğer olabilmek. Fotoğraf ve üzerine yazılanlar... Bir de... fotoğrafı seviyoruz tabii. Fotoğraf önemli Dİr yere gelecek! Konu üzerine son duşüncem: Türkiye'de fotoğrafa özgün bir yaklaşım var. Biz çok daha iyi yerlere gelebiliriz. Milli tabiatımızdan ötürü... Güney Amerika'da benzer bir durum söz konusu. Akdeniz insanı, nedense, bu konuda iddialı. Genç fotoğrafçılara baktığımızda bunu görebiliyoruz. (Yanlıs anlaşılmasın: Paul McMillen "biz", milli tabiatımız" vb. derken, "anasıl" mensup olduğu Irlandalılar'ı değil, sonradan dahil olduğu Türkler'i kastediyor.) H.T.: Tekrar başlangıca dönmek istiyorum ben. Ilk kitap: Judith Herzberg'in Sanki'si. îlk kitap olması bir tesadüfmü? C.Ç.: Hayır, değil. Ülkü Tamer'in çevirisi elimizde vardı. Ben de kendisiyle Rotterdam'da tanışmıştım. Istanbul'daki Poesium'da, ona bir cemile yaptık. Ama elimizde başka çeviriler de vardı. îlk on iki kitap çok çabuk çıktı. Sonra 5 Nisan darbesi geldi, ama zamanla toparladık, kendimize geldik. Şimdiye kadar düşe kalka götürdük, ama bu yıl artık "istİKrarlı" bir yayınevi olacak îyi Şeyler. H.T.: Klasik soruları bitirmek istiyorum. Şair seçimi nasıl oluyor? C.Ç.: Yaymevinin adı iyi Şeyler olduğu için, adına uygun şiir kitapları çıkarmak ilk yazgımızdı. Yeni çeviriler, tanınmamış şairler, iyi şairler giriyor bu tanımın içine. Örneğin, Haıkular tek cevat çapan şairin değil, ama bastık. Zaman zaman çevirmenin önemi de söz konusu olabiliyor,. S.O.: Tekrar basılan çeviriler de var. Mesela Rimbaud'nun Tufandan Sonra'sı. Yıllarca önce basılmıştı. Can Alkor'tın iyi bir çevirmen olması ve.her halükarda Rimoaud'nun önemi. Öyle mi? C.Ç.: Evet, böyle. S.Ö.: Katı bir ilke yok öyleyse? C.Ç.: Esnek bir yayınevi iyi Şeyler. P.MM.: Kanser araştırmaları gibi bir durum söz konusu. Kimsenin duymadığı şairleri bastık. Mesela EBeyati. Ama bir yayınevi şiire inanıyorsa, illa bilinen isimleri basmaz. Yoksa işimiz çok kolay olurdu. Brecht iyi mi satıyor, tamam öyleyse; yalnızca Brecht basardık. Ama öyle değil. Türkiye'nin büyüklüğünü düşününce bizim rakamlarımız komedi. Patetik bir vaziyet. Bunu da söylemek lazım. Sektör bir önderlik yapmak, bir şeyler icat etmek zorunda. "Biz sadece postmodern şairleri yaymlarız..." Af buyurun, böyle bir yaklaşıma gerek yok, çünkü biz böyle yaşamıyoruz. iyi Şeyler bu açıdan şanslı. Bu kitap, ElBeyati'nin kjtabı, satmadı mesela. Dünyanın sonu değil. Ali Gevgilili'yi unutmuyorum: "Bu ElBeyati çok iyi oldu." Sonra Sepehri... Bu zihniyet güzel bir zihniyet. Türkiye'de bunun olması lazım. H.T.: Mali problemler yok diyebilir miyiz? P.MM.: Her zaman var. Şımarıklık yapmıyoruz. "Aslan gibiyiz" dersek dişlerimizin olması lazım. Ara sıra bir geyik yemeliyiz. Sonra korka korka ılerlemek olmaz, Mac Donald's'a gidip hamburger yemek... Aslan koskoca bir hayvandır ve yiyeceklerin peşinde gezer ve alır. Biz şiir dünyasının hizmetkârlarıyız. C.Ç.: Dünyada azalan bir şeye karşı, onların tarafında dıreniyoruz. P.MM.: Mesela bir Trakl kitabı yapmak isterdim ben. C.Ç.: Seamııs Hcaney ie ilgili bir kirap yapmayı planhyorduk önceden. Onunla birlikte. Ama artık bılcmiyorum. Paul McMillen ile hemşeriler. Bel fast'tan ikisi de... H.T.: Türk şiirine gelmek istiyorum. Neler düşünüyorsunuz? C.Ç.: Bir antoloji ısmarladık: "Genç Türk Şiiri (Şairleri) Antolojisi". Ramis Darq.hazırlıyor. S.Ö.: Danimarka Şiiri Antolojisi özel diziden çıktı. Farklı boyutta. Bu tür farklı dizfler olacak mı? P.MM.: Formatlarla oynuyoruz. Hesse (Ressamm Şiirleri) var mesela. Eliot (Çorak Ülke)... Başka boyutlar da düşünüyoruz. Kaliteyi düşürmeyeceğiz. Türkiye'de bu konuda teknik açıdan büyük problemler var. Cıltleme bir dert. Kim ne derse desin. iyi kâğıt..muteber edebiyat ürünleri... Bir tane hardcover Emily Dickinson var. Deneysel bir hareketti. Onun haricinde paperback, cep kitapları. Komet'in kitabı ise "olması gereken" bir kitaptı. Herkesin peşinde Koştuğu kitaplar, mesela Harold Robbins basmak istemiyoruz. Şiir herkesin favori konusu değil ve şiirin korunması gerekıyor. Büyük yayınevleri kurumsal ve muhafazakâr oluyorlar. Faber çok büyük bir yayınevi değil ama şiire çok büyük katkıları var. Bu dinamik elcsik olmamalı. Yoğurt şiirden daha büyük alan. Remzi Kitabevi bir büyük kitabevi actı, helal olsun. Şaşırdı herkes, konuşufdu. Istanbul'un ortasında böyle bir kitabevi bu kadar dehşet verici bir durumsa eğer, düşünün vaziyetimizi. H.T.: Sırada neler var? C.Ç.: Pessoa var. Alvaro de Campos adıya yazdıgı Denize Övgü. Sonra Gennadi Aygı var, Rusça.yazan bir Çuvaş şair. Eavan Boland, Ömer Hayyam, Zbianiew Herbert, Mahmut Derviş var. Abdülhak Şinasi Hisar var. Memet Baydur ve Memet Fuat'ın deneme kitapları, Timur Selçuk'un müzik yazıları... S.Ö.: Deneme kitaplarında daha "deneysel" denemeler olacak mı? Mesela John Berger'in Görme Biçımleri gibi? C.Ç.: John Bergcr gelebılır vc bir fotoğrafcıyla Anadolu'yu dolaşmayı düşünebilir! P.MM.: Mesela A.S. Byatt'ın kıtabıyla Samuel Palmer'ın desenleri... BirbiriC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 3 1 8 Paul McMillen SAYFA 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear