22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Haytalarla Hatmiler'in Berdavam bölüınünden dc iki dize: tlki, sair Halim Şefik Güzclson için: "Hatmiiere su verin, yaseminler takının, Halim Şcfik geliyor." s. 77), ikinci dizc dc Cemal Süreya için: "(Çeşmeye tas bırakan şairler soyundan.)* Sina Akyol, okurunu, yaşanıın tünı uçıırumlarına uğratır, tünı patikalardan kolayca geçirir, tiim sarp kayalara çıkarır, imgedenizindcki dalgalara sarın sarmalar, diliyle yıkar ve ugurlar Ayda Tümör îzleri'ni (1994) izlemeye. Ayda Tümör Izleri, Sina Akyol'un 4. şi ir kilabıdır. Lirik şiirlerden oluşan kitap, şairin ötcki kitaplarında oldu&ıı gibi, yine özgiin bir bütünlügc salıip: Ses, inıge, kurgu bütiinliig'ünün olaganüstü uyumuııa eklenecek fazla bir sey yok dil işçiligini unutnıamak koşuluyla. Hol cağrışımlı, çarpıcı kısa dizelerin hâkiın olduğu şiir lerde, ıısra bir şairin kcndi şiir çizgisini nasıl kalıcı halc getirdiğini dc gözletnleıııck olası: "Dilinıdeki uçurum ürkütüyor beni/ çığhğım bu yüzden." (s. 9). ] laiku Iara yaklaşan ya da teg'et geçen liriklerde ki diinya, okııru hemen içine alıveriyor. Insanı giinlük sıkıntılardan uzaklaştırıp bir başka gü/.el dünyaya sokuyor: "Yaprağın/söylediğini/dal/duyar." (s. 14). Sina Akyol, kapah (sıkı) şiiri sürdürüyor gibi gö/.ükse de, aslında yalın şiirlcrdir yazdıkları. Onun, dört kitanlık şiir serüveni boyunca amaçladıjjı da bu gibi geliyor bana, dııru, saydam bir yalınlıg'a ulaşmak. "Kör montaj"lı bir vaşamı kııcaklıyorsak da, "dünyanın" "Kambur çanlar"ı "Kaybolan her şeyin tarihini" anımsatmak için çalıyordur durmadau. iilbelie, "tarih ki sorgulanmak içindir", solu£u surgularda tükenmişlerin düşündüg"ü pek gerçeklcşmedi bugüne dek. As lında "inceden geçi"len "Yaşamak"tır, ya da ince ince iistüne gidilcn, kekeme, kekrcmsi günlerin iirtügünü kaldırmadır. Bu da, Sina Akyol'u, "Oğrenmenin sevinciyle" geçirir "nayat"tan. Hayat, ne de olsa, "Nakşı derin bir kadın" defiil midir öylesine etKİleyici, öylesine kendıne çeken? Sina Akyol, Ayda Tümör tzleri'ndcki Yol Şairleri'nde, ustaca, Türkiye'nin dcğişik bir tablosunu serer gözler önüne. (), kasaba, köy, ketıt üçgenindcki Türkiye'nin "Ofis"leşmcsi vc Otcl'lerle çevrili çchresinin yılgınlığı, "perdesi örtük" evfcrin karanlık dünyası, "Kanayan/ dinmeyen/ bir yara/ gibi ağzı" olan ve Anado lu'yıı durmadan çckcn kentleri sırat köp rüsünden geçiriyor dizelerindc. Yani yaşanıın "Hazin şiir'M "sürer gider" onun kitaplarında. Yaşanıın "Evcil rüzgârı" eser durur imgelerindc, dizelcrinde, şiir lerinde, öylesine diri, öylesine canlı, öylc sine çarpıcı vc crkileyici! Ortaya çıkansa "Gergefinde ipek tenli şiir suyu." elbette, susamışlar, bağrı yanıklar içsiıı diye ser pişririlmiştir şürlerin özüne. Sözümü/ü nağlarsak, Sina Akyol, şiirini lıep belli bir düzeyde tutmayı başarmış, özgünlüğünii lıiç yitirnıemiş, yaşamdan hiç kopmamış, sevdalannıalardan lıiç va/ geçmemiş, olabıldi^ince yalın kalmavı oaşarmış usta bir şairdir. Son kitahımlaki koku şiiriyle onun şiir diinyaMiıdaki ge/imızi de bitırclim: "Kışı bekliyorum, ncrgis çiçeğini./ Onunla ovmak için, seni." • CUMHURİYET KİTAP SAYI 293 Herkesin icindekiTSevaz Otel' Uzun yıllar sadccc şiirleri ve ünlü Rııs şairlerinden yaptığı çevirilerlc tanınan D.M. Thomas 198()yıhnda "Beyaz Otel"i yayımlayarak usta oir rpmancı ulduğunu ispat etti. Özellikle ABD'de büyük ilgi gören roman, postmodernizmin edebiyat alanındaki en başarılı örncklerinden biri olarak değerlendirildi. FATMA ORAN 1920'lerde, nc zamandır eline almau,ıgı "Haz ilkesinin Ötesinde" konulu çalışmasına gcri dönmek için sabıriizlanıyorken, şiddetli bir isteriden mustarip olan hastası Frau Anna G. birtakım yazılar 'dofiurur' ki, bunlar Freud'tın kuramını dcsteklcnıcktcdir: Li bidoyla ilgili en ııç rantezilcrlc bir arada, en had aşanıada, mara/i bir karamsarlık. "Sanki Venüs aynasına bakıyor ve Medusa'nın yüzünü görüyor"dur... Roıııanm başlarmda Frau Anna G.'nin yazdıgı, Freud un deyimiylc 'doğurduğu' upuzun vc son dcreee açık saçık bir şiirle karşılaşıyoruz. ttiraf ctmeliyiııı ki, Anna'nın şiirini okudugumda cinscl bölüınlcrin keskiıı ve ııtanmasız encrjisindcn ırıiilhiş etkilendinı. Tabii her okuyanın da bu 'enerji'dcn nasibini alacağına eminiın... Siirin ve aynı olayların diizyazıyla anlatıldığı bir başka bölümün ardından Freud'ıın bu metinleri ve Frau Anna'nın hasralı£ını çözıınılcdi^i bölüıııler geliyor. llerleyen saytalarda ise "her şeyi bilen anlatıcı" devreve girıp 'hasta'nın çözümleıne sonrasındaki hayatını ve Freud'a anlatamadıklarını anlatıyor; psikaınılizin insan ruhu ve herkesin içiııdeki "beyaz otel"i ne ölçüdc anlayabileccgini sorgulaınaya itiyor okııru... Şiirdc göl kıyısındaki "beyaz otel"e gcfcn gcnc bir çiltin yangın, sel, çığ gibi bir siirii dogal ve doğaüstii rclâkct olurkeıı. bir rüya atmosterindc çılgınca seviş,meleri 'pornografik' bir dille anlatılıyor... Isterinin aslında utangaç, hatta mutaassıp biri olan Frau Anna'dan söküp çıkardıöı galiz vc aıııiyane sözlerin ötesine Freud'un çözümlemesiyle bakalım en iyisi: "lnsan ne zanıan rüyasında bir yer y.ı da ülkc görünce, "Burnsı bana bildik; daha önce de gelmiştim buraya," dersc, bu yeri annesinin cinscl organları ya da becfeni olarak yorumlayabiliriz. Şimdiyc kadar Frau Anna'nın şiirini ve güncesini incelcmc amacıyla okumuş olan kişilcrin hcpsi de "beyaz otel"in bildik bir yer ol duiu duygusuna kapıldılar; annelcriııin bedeniydı bu. Örncjtin kimileri otel girişinin ağız boşluj*u, merdivenin dc gırtlak ya da cinscl birlcşmc cylcmi oldu^unu, balkonuıı göğsü, çevredeki çam a^açlarının pübik tüylcrit cmsil ettiğini ileıi sürmüşlerdir; oysa burada asıl önenıli olan şey "beyaz otel"in gcncl havasıdır; oral zevklere, emme, dişleme, tıka basa ycme, vutma gibi cdimlere anne memesindeki liir bebecigin mutlu narsi/miyle, yürekten adan mış olınası. Omrümüzün ilk aşk ülkesi nin haritası; bir isteri hastasmın olanca kaygısizlığıyla çiziktirilivernıiş bir harıta...' Aslında karşımızda iki kadın kahraman var: Frau Anna ilc annesi. Frau Anna'nın kalenıe aldıg'ı giince, o güvcnlikli barınağa vani annesinin rahmine dönmek için duydugu ö/lcıni dile getiıiyor. Feki, nedir rrau Anna'yı ya da döıuüncü bö lümdcn itibarcnki adıyla Frau Elisabeth (Lisa) Erdman'ı kalıredip hasta eden ve 'çıktığı yer'e yeniden 'girmeye' iten sorunlar? ()ncelikle ailcsindeki 'özel' ilişkilcr, an nesini küçük yaşta yitirişi ve cn önemlisi, en acıtıcısı Babi Yar kıyımı... Babi Yar; hani su Ükrayna SSCB'de, Kiev'in kuzeyindcki büyük koyaj*ın adı. rjlazi barbarlarının 194143 arasında öldürdügü çogu Yahudi, yüz bini aşkın kişinin toplu mezarının oldugu koyak, hani... deki şiddetin dışavurumuyla başlayan roman, yüzyılıımzın en büyük kolektif şiddet olaylarından biri olan Babi Yar kıyımının ncrcdcysc belgescl tonunda an latılmasıyla vc yine rantczinin gerçekligi ycndiAi bir ütopyayla bitiyor... Romandaki o "her şeyi bilen anlatıcı"nın da bclirttijii üzre, iıısan ruhu bir uzak diyardır; ulaşılanıaz, keşfe çıkılamaz. Evet, bunu Bay Freud bilc yapamaz... Yazımın sonıında bu 'çok önemli' romanı sözcüklerin 'hakkını vererek', güzelim Türkçesiylc bızlere kazandıran Nihal Ycğinobalı Hanımefendi've dcrın saygı vc hayranlığımı sunmak is tiyorum...* Beyaz Otel/ D M Thomas / Çcviren: Nıbal Yeginohtilt / Ayrıntı Yaytnları/ 250 s. SAYFA 15 Frau A n n a G./Lisa E r d m a n ' m için D, M. Thomas'tan ilginç bir roman ya da... O kurken yüzümün birçok anlamda kızardıgı bir romanı büyük bir keyıfle tanıtacagım sizlcru... Post ımıdeıni/.nıin edebiyat alanındaki en başarılı örneklerinden biri olarak degerlendirilen bu romaııın adı; Beyaz Otel, ya/.a rı da 1935» dofuınlu tngiliz ronıaneı, şair, eevirınen, cditör ve efeştirnıen Donald Michael Thomas... Yazı hıiyatına öncelikle bir şair olarak giren Thomas, şiirlerinde bilinıkurgu öğelerine ve erotizme geniş yer vermiş. Ihomas, şiirlerinde gö/lenen nelirgın anlatı ustalığıyla faııtezi yetene^ini ronıanla rına da taşımıştır ve Beyaz Otel bunlar dan biriılir... Thomas'ııı bütün yapıtlarında öne çıkan bir tenıa olan "erotizm, şiddet ve ölüm ilişkisi" psikanalizden de son dere ee yararıcı bir bıçimde yararlanan Beyaz Otel'de çok çarpıcı bir biçimde işleniyor. Sigmund Freud romanın naşkişılcrinden biri vc tıatıa bir bölümün ıle "yazan"... 1919 yılının sonbaharında bir doktor arkadaşı Freud dan dört yıldan bcri sol gö^süyle kasıklarıııda şiddetli sancılar nissedcn aynı zamanda müzmin solunum rahatsızlıgı çckcn genç bir kadını görınesini rica eder: Babası ticarctlc uöraşan bir RusYahııdi ailesinden, yctcneklı bir suluboya rcssaını olan annesi de Ukrayna'da ycrleşmiş, kültüılü bir Polanyalı Katolik aileden gelme Frau Anna G. gerçek lıayatta bir opera sanatçısıdır, fakat Freud nastasının kimligini korıımak amacıyla bazı dcgişikliklere başvurur... Yirmi dokıız yaşında, uzun, düz siyalı saçlarınm çevreledi^i yüzü dolgunca, dudaklarınm tatlı biiküiTiii hıırunun büyüklüğünü pck telati ctmeyen, esmcrimsı yaglı tcnli bir kadırıdır, Frau Anna G. lîn güzel yanı gözleri olan yüzünde şiddetli bedensel aeıların i?.i okıınuyordur. Gerçckte o, st)iı tlerece namuslu ve saygındır. Yapısının bileşinıiııde biscksüel katnun bulunabılir aıııa agırlık noktası seks ıle ğildir |iek. Cîcncldc kadın dostlarının öte den bcri lıayatını daha dayanılır kıldı^m.ı inamyordur. lıepsi bu... Libitlo kadar güçlü anıa 'dahsı gizli' bir ölüm içgiıdüsüniin varlıj*ını öne sürmekle dogıu yolda olduğuna inanan Freud, Her şeyi bilen anlatıcı Donald Michael Thomas.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear