Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
"Kalk Gclcccğc Oturdun", Müştak Ercnus'un Ekim 199]'dc Akış Yayıııcılık tarafından basılan altıncı siir kitabı. Içinde elli üç adet şiir var. Bu kıtaptan bir örnckle, toplumsal taşlamayı nasıl sürdiir düğiinü gösterelim MüştaK Erenus'un: ' Sıraseıvilere ycni dikılen Bcşyıidızlı otelin kapısına 'Pıısh it' diye yazmışlar eliıı Amerikanı It'e puş der. Oysa bizdc puşt lki okka gaza Koca dünyayı çocuklari)l.ı Olüme ataıı it'e derlcr." (Itiııiz, s. 8) Broy Yayınları, Miıştak Ercnus'un "Toplu Sıırlcrı"ni Nis.ın r>95'te (Ikiııci basım) "Taşlı Yazı" adıyl.ı bır araya getırdı. Müştak Krenııs okıııl.ırına ve cdcbiyatçılara, edebiyat t.ırihçilı ııne bir kolayllk saglamış oldu böylece Bu kitabın son bölüıııünde (ki daha öıue aynı şekilde "Kalk Geleeege Otuıdun" adlı kitapta ycr almış olan) 'Yüccl'dcıı başlı&ı altında toplanan on ycdi şiir var. Bunları yıllar öncc Behçet Necatigil "Şiiıler" kitabına ncdcrı almadıgını sormuş. "Yıllar sonnı bu görevi yerine gctiriyoruın" diyordu Müştak Ercnus "Kalk Geleceğe Otur dun 'da. Bir sır da bcn vercyim: Müştak Erenus'un "Şiirler" adlı kitabının isimbabası IVyami Safa'dır... Bütün bu kitapları dışında, Gerçek Sanat Yayınları arasından "Oncc Umut Vardi" adlı bir şiir kitabının daha basıma hatırlandığını duydum Müştak Erenus'un. Şiir evrenimize katılacak ycni bir zenginfik olarak ve merakla bekliyorum bu kitabını. Şairimizin son eseri (bu yazıda ince lcnen), Ekinı 1991 yılında Akış Yaymcı lık'ın bastıöı "Kör Beyazı Sordu adlı 'anı' kitabı: Dog'umundan, çocukluğunun geçti£>ı yıllara ve ycrlere, aılcsinc, okul yaşantısına, sanat ılc ılk ilişkik'rinin başlangıcına kadar; bıınun yanında evhlikleri, edebiyatçı kimliği içine girdigi ortamlar, tanıştıöı edebiyat adamlarının yakın bir taniK.liK.Ui çi/.ilnıiş portrclcıi kitabı zenginleştiren konular. Kitabın adı üzerine okııduğum. Güngör Gençay'ın "Kör Beyazı Sordu tçin" adlı yazısındaki tespiti sor dum Müştak Erenus'a. Giingör Gençay'ın tespiti şuydu, bir talınıin yüıütü yordu o: "Kör, beyazı neden sorar diye düşündüm önccleyin. Körün dcgneği bcyazdır. Cîözleri görmese de bcyaza karşı duyarlıdır. Ayrıca, bu beyaz bastonla hcm kaışıdan gelenin dikkatini çeker, hem de kendine yol açar." diyor ve "Böyle bir çıkarım yaptım diye ckliyoı: "Cîeçmişi olmayanııı geleceğe adım atamayacağını söylüyor.' diyordu Bunıı sorduğumda, "Hayır. Öyle de^il" diye cevap verdi M.Ercnus. "Kelimenin tam anlamıyla, bu isim, kitaptaki amlarııı 'kontras'ıdır. Çünkü bize körlüöü yaşatanlara, bize karanlı ğı rcva görcnlcre aydınlık acılar içinıle gcçse de aydınlık olan yaşantımla, anılarımın ışığıyla şöyle diyoruın: Şimdi de beyaz anlatın. Karanlık yctcr. Beyazı anlatın. körlüöümüz yeter, "Beyaz"ı anlatın bana biraz da..." Seksen yaşına basmış olan, kendini öyle nitelcmese de 'toplumcu Bcrçekçi' çizgidc ürünler ortaya koyan Müştak Erenus'u onun şu dizeferiyle selamlayalım: "Çoeuklar ağlamasın Hiç ağlamasın Güncşte yanınış bir damla su, Ama siz aglayın payınr/a düşeni" • CUMHURİYET KİTAP SAYI 289 Müştak Erenus'la şiiri üzerine namusudur ve bu namıısun gereği de aydın sınıfının ve toplum içinueki yazar çizcrlcrin omuzlarına yüklüdür. Bir yazar, bir şair insanlarının ncrdcn "Gögün bu yamalı ucunda ;elip ncrelere gırtiğını bilcrck, onlara bu Sözeüklcr anlatamıyorsa eöer argaşada reva görülen çamur haksızlıkBir SLI daha yıkayıp karanlıkları ların karşısında ycrini alacaktır. Asnıak gerckir aydınlıja." Bugün bir avuç kalan bu gariban dünyanın patronu olmak sapık gayretindeki, üştak Flrenus'la ilkgençlik yılla namustan habersız kisilcrin türlü çeşitli rında, "Ölmeye Vakil Yok^' adı oyunları ıçindeyiz. I Icle şu tükericsi zıkkıtabıyla tanıstım. "Duyuru" adkım pelrolün bizlcre taşıdı^l bu aklımız lı kitabının da bende bir ycrı var elbette. dışındaki çilede, nelesimizi aldığımız ha"Çagırın Gideııleri", "Serm.ıye Destanı" vadan, yutabildiöinıiz lokmaınıza kadar Müştak Erenus'u yakından tanıdığım, şaher nesncnın mariası nöbettcdir. ir olarak tavrını/durusunu izleyebildiğim Esasia, haşa min huzur, bu çamur oyuzamanlan içerir. "Kalk Gcleccğe üturnıın sahibi tektir ve de bu haşmetli patdun" adlı şiir kitabı da bana bir şeylcr ronun dinli dinsiz, donlu donsuz bir yı söylenıiştir. ilümanist bir şairin, nayatı gın uşa^ı vardır. vc insanı kueaklanıaü anlanıında Işte batıp da cıkası böylc bir dünyada Müştak Erenus'a, toplu şiirlerini iceren yaşayan bir yazar ve bir şair olarak yü"Taşlı Yazı"dan ötürü bazı sorularım olkümlülüğünıüzü biliyoruz. tnsan aklına, du: Müjlak Ağabcy, 1940'larJa farını insan nanuısuna tarilı boyunea oynanan açıklayan bir scıirsıniz. Buraclan başlaya bu oyunun bır sonu olması gerektiğine inanıyoruz. Şiirimizden, elimizdcn gcicni rak nclcr wylenıek tstentuiz? yaparız. 1940'laı sanatın renkli yılları. tnsan sevgisinin kucaklandığı güzelım yıllar. ŞiSaysan yirmiyc varmaz ir, ronıan, resiın ve heykelin dopdolu olYılum tekellcrin sayısı dugu günler. Savaşın kapımızda 'nöbet' Bir avuç onursuz insan tuttugu; birbirimizi daha eok, daha giizel Düşman canımıza. sevdifiimiz o günler. Parsellenmiş bu güzel dünyamız Ikinci Dünya Sava$ınw yajandtğ: yılSokağımızdaki bakkala kadar. lar... SLlah üreliyorlar durınadan tnsan sevgisini buna karşın kucaklıyorSavaşalım diye duk, direniyorduk. Hünıanizma 'roman Şilah satıyorlar bin marifctle tik', ıslak bir sevgi dcgildi. Yurdumuzıı, üldürelim diye birbirimizi. halkımızı kucaklamanın da bir ifadcsiydi. Konakları yatları Sanatın, aneak halkın içindc ve onunla tşveli gclinlcri birlikte yapılabileeek bir gerçeklik olabiŞımarık döllcri için. lece^ine inanıyorduk. Bu inanç, V)^Vlerden 1956'lara kaclar Vc de nasıl utanmıyorlar yayınlanan Yüccl Dvrgt\ı yazarlanntn, $a Bu savasjardan. irlcrinin önc çcktikleri bir ycrdı Sız de, "Yürel Şaıri" olarak anıları biri olarak bu Yüccl Dcrgisi, yirmi bir yıllık saygın yeri günümüze kadar tsrarla ve onurla ko çabasında, insandan başka hiçbir şeyi kaygı edinmcdi. Her şcy insanın gclecegi rudunuz içindi. Toplum içinde yaşadığının farkında Burada derginin sahibi Muhtar Enaolan ner yaratık, taşıyacafiı yükiimlülükta'nın adını saygı ve sevgi ile anmak istelerın de rarkındadır ve de farkında olarim. Bu arada ilave ctmek isterim: Millet caktır. Bu büyük gerçek düpedüz insanııı LEYLA ŞAHİN l M olarak degerini bilip edemediöimiz 1961 Anayasamız'ın gctirdiği özgürlüklerlc ye rc basan ayaklarınıız, iyiyi kötüyü bize daha bir bilerck ayıttı. Vc bu bilinçlcnmc ile de yapıtlarımızı tlaha bir belirgin, insana, halka, onun emegine ve cme^in üreiıiği değerin kulsal paylaşınıına yönel tcrek bu çabamızı bugünlcre getirdik, yarınlara da götiircceöiz. Yarından umudu hıç kesmcyen bır ,SÖinıniz (Ultikçe yayımlır olma'klan cıkaıı yeryüzihulen, yarın adına bir şeyler bekle yebılmek, olsa olsa sızın gtbı "saglatn Iti feh"lcnn ısrart, ınadıolabılır Bu umudu, innruı, yartnı çiçeklendircn yirhrın naiıl yazıldıklartrn da dğrcnelim Naul çali}t yorsunuz )iıre, periniz var mıJ Şiiri nasıl yazıyoruz derken, önee o meşhur tül kanatlı, şcffaf fistanlı ilham pcrisinı baş köşcden alıp, kırmadan ciıneılcn yerine oturtmak gerekir. Çog'ıımuz bu pericagıza, şımartan ölçüler için de, gcrcŞinden fazla önetn veririz. Şair şiirle yürüyüp yaşayan, onunla nctcs alan bir yaratıktır. Ünun bu kutsal çilesi, bu renkler içindeki yangını, ona bir başka harckct hakkı bırakmaz. ü her anını şiir le yaşayandır. Şiirdc 'hissctmek' deyimi, dünden kal ma hali ile, süsc karmış o bicim sairanc bir sözcüktür. Şiirde hissetmek öylc güçlü bir eylemdir ki, bugün bızlcrc, bu yorgun, bilmiş tükennıiş bu hissetme lalı ye rinc, bir başka sözeük bulma görevi düş mektcdir. Şair toplum içindc insanlarıyla yaşayan bir yaratık olarak siirlerinı yazarkcn, her çcşit sevgilerimizi, her türlü çilc vc sancı larımızı, hissetnıenin ötesinde dııymak, dile gctirmck zorundadır. Bir şair, bir yazar kendini, okumak, okumak ve yine okumakla yetiştirır. Vc de bu yaşanıı yo^uran ustahğında, her günün gclcn güne taşıdığı o renkli heye canla kendini ötelere götürcndir. Şair dilıne bütiinü ile ustaca sahip olacaktır. Yoksa her şcy boşuna. Öncc dil. Aydınlık, anıımış, özentiden çok u/.ak, abartıdan üte, yalın bir Tiirkçe. Bireyscl sevgi ve hasretlcrimizi ınıneık lamadan, kırıtan sözeük vc deyimleri ko varak, beğenir haldc tckrarladığınıız söcüklerden uzak, şair yüregimizin o yaman kapısını, yıkanmış Türkçemize açmamız gerekir. Vc dc bu yaşamda yer yüzünün insanı olarak, karşı cinse taşıdığımız scvgidcn ayrı, çok daha genişinde ve de çok daha derıninde sevgi ve sorunlarımız var. Bunlara oyunsuz, insancıl sıcak biı mcramla ulaşmamız gerek. Temelinde şiir kendi konuşur. Uzun söz istemez. Lafa tahammülü hiç yoktur. Ve dc kimin var ki. Seksen yaştnıza hoj geldiniz Müjtak Ağabey. Söyleşi için de teşekkür ederım. l l o ş bıılduk. Ben de, şiir yazan, şiir okuyan, şiir dinleyen; şu ya da bu şekilde şiire emeöi geçmiş, geçrnekte olan herkese tcşckkür ediyorum.* SAYFA 7