25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bunun yaııı sııa Canki, uyıışturucu maddc (özclliklc dc eroin) bağımlılığına ncsncl, abartısız, onu önceliklc bir yasak olarak değil, bir olgu olarak tanımlamaya yarayacak bakışın/duruşun gerçckleştiri lebilnıcsi için yctcrli düzeneklcri kuruyor okuruna. (Adını andığım bu sanatsal üretim güdüsünün temelindc dc yaşamda çirkin olarak nitelendirilen her şeyi öncelikle birer olgu olarak masaya yatırma is teği, onları anlama zorunluluğuııun önsel olarak yaşama getirmc kaygısı yatmaktadır). Uyuşturucıı dünyasının içyüzünü, varoluş nedenlerini birer birer gözler öniine seriyor. lliçbir zaman ehlilcşeme miş vc chlileşemcyecek olan kapitalizmdcn vc dolayısıyla kendi yaşamlarından kaçmak ıçin yapay ccnnctler yaratmaya çalışan insanların, bu cennetlere yaşam karşısında, kcndi yaşamlaıı karşısında na sıl sımsıkı sarıldıklarının gcrçeğini bize veriyor Cankı. Bu cennetlere sığınabilmek adına insanın nasıl acımasızlaşabildiğinin, çaresizleşüğinin resmini yapıyor Canki. Varolan ahlakın, kurulu hukukun insanı anlamaktan nc kadar uzakta olduğıınıın, yaşamın öjteki yüzüne göre ne kadar boş vc palavra olduğunun anlatısıdır Canki. Tckrar ediyorum evct, yaşamın rcsmidir o. Bir uygarlığın, bir ctiğin üzerinde büyük pay sahıbi olduğu 'ycnilmiş insanlık' hezimetinin, içı kolayca doldurulamayacak bir çöküntünün belgelerinden biridir o (Ve tüııı buıılara Karşın, uyıışturucu kııllanımı hâlâ polisiyc tcdbirlerle kökündcn kazınmaya çalışılıyor, yanlışların üstiinc başka başka yanlışlar daha eklcncrek). Cîirişte yeraltmda üretilcn sanattan ve bıına bağlı olarak da ycraltındaki yaşama kültüründen söz etmiştim. Bir süredir ka tamda toparlamaya çalışarak, temcllcrine ulaşmaya çalıştığım 'Kara Gerçekçilik' ürünü sayabileceğim yapıtlarla kan bağı olan Canki, öncclikli olarak yeraltı kültürün bir ürünüdiir kıışkusuz. Ancak onun yeraltı kültüründe harmanlanarak üretilmiş olması, yaşamın az öncc adını andı ğım yakasına yüzünü dönmemiş olması da yeter bir gerekçedir böylcsi bir sınıflamanın içine sokıılması için. F.şyanın tabiatı bunu gerektiriyor çünkü: Ycraltında üretilen sanat yapıtı hcr nc olursa olsun yaşamın aykırı yakasından çıkmaktadır. Ve aykırı yakaya aıt olan ne varsa yaşama ilişkin yeni bir şeyler söylemek adına söz almıştır/alacaktır mutlaka. Sanatta mııha lif olan güzcldir daima, iyidir.Canki de kendinc özgü bir dünyanın kendiiçin oluşturdıığu ctik ve bıına koşut olarak da gelişen hukuk kuralan çevresindc varolan insanlararası ilişkileri (yabanıllaşmış iliş kileri) içcrdcn bakaıak kuşatmaya çalışı yor ve başarıyor da. Yapay cennetter 'Canki' nasıl günısmına kavustu? ALLEN GİNSBERG ill Burroughs'la 1944 Nocl'indeu beri tantşıyorduk vc cllili yılların başında yogun biçimdc mektııp la^nıaya başlaını^tık. Onu her zaman bcndcn yana daha büyük, görmüş geçir miş biri olarak görüp saygı duyardım, onun isc bana saygı göstcrmesinc bile saşarciım. Zaman geçip de kader bizi farklı yerlere sürüklcıliğinde beni bir süreliği nc tnnarlıancyc, onu kcndi trajedilerinc ve yolculuklarına bana bir ecsarct gcldi ve Bıırroughs'a düzyazıya a^ırhk vermesini söyledim. () sıralar Kerouac'la ben şairyazar olarak almıi; başımı/ı gidiyoı duk, Bill ise kendisiyle ilgili böylcsi gös terişli işlere kalkışamayacak kadar mahçup birisiydi. Hcr neyse, mektııplarıma ccvabcn Canki'dcıı böliimlcr yolladı Burroughs, olay galiba luhaf cskizler ola rak başlamış ama nrofesyoncl bir yazarlık çabasına, konıııu bir anlatıya uönüş müştü. Böylece müsvedde parça parça gelıneye başiadı. Ona ecsarct vcrcnin ben oldug'u.mu sanıyortluın. Bugün diişünüyorum da, hippi kimlıfiınle polislc girdi^im dalaşnıa sonııcu akıl hasrancsindc gcçirmek zorunda kdldı^ım seklz aydan sonra babacvindcki nekâhat dcvrcsindc dış dünyayla ilişkiyi koparnıamı söyleycrek bana ecsarct veren asıl o olnıııştu bclki de. Bürün bunlar çcyrck asır öncc oluyor, yazışınanıızın gıdişatını tam olarak lıatırlaırnyorum yıllarca siirdü, kı tadan kıtaya, Amcrika'nın bir ucundan ötekıne, sadeee ("anki'yc dcğil, Yagc Lctters'in, (^ııccr'in, Naked Lunch'ın da büyük kısmını bu mektuplaşmalar sırasmda loparlaınıştık. Nc ayıptır ki, Burro ughs cllilcrin ortalarında yazdıgı ve onun arşıvıne emanet ettiöim mcktuplann çoğunıı bu mektuplard.ı okuyueusuna sunduğımdaıı çok daha scvımli bir kimliklc belirir karşımızda yok etti. Müsvedde tamamlaııır tanıamlanmaz, onu ünıvcrsiteden ya da akıl hastanesinden tanıdı^ım, yayıncılık hayatında söz salıibi olan bcnim dc amacım bııydu, ama bcccrcnıcmiştim, çesitli arkadaşlara göstcrmeye koyulduın, düııya isjlerinde onca bcceriksiz olan ben gizli cdcbiyat ajanı olmuş çıkmıştını. Burroughs'u, hakkuıda duydugu birçok scyden ötiırü tanıyan bir arkauaş, Jason hpstein, (]anki'nin nıüsvcddcsini okudu ve eöer Wis ton C]hurchill yazsa ilginç olabilirdi, sonucıına vardı; oysa ki Burroughs'un düzyazısı "özclliksiz " nldıığu için (Doublcday yaymcvindcki odasında elimden gelBu da verili olanın dışında bir şeyler di^incc kariji eıktım bıına, rakat onca söylemek/anlatabilmek/anlaşabilmek Dünyah'lık karşısında pcs cttim; ürkütü üzcrc hiza almaktan başka bir şcy değil cü, zcki editörlerin yaydı^ı hardal gazı... dir. Yaşama ilişkin söyleyccck sözü olan kcndi paıanoyanı... ya da New York tş lara, yaşama ilişkin söz söyleyebilmek Çevreleri Binalarının Engin Duyarsızlığı adına söz almak isteyenlere ya da hiçbir karşısındaki dcncyimsizliftim...) kitabın şey söylemek istcnıeycnlere, susanlara, basılmasını ilginç kılacak bir yanı yoktu. bakanlara, bakmayanlara, ayrılanlara, O dönem Kerouac'ın, daha sonradan On korkanlara, korkmayanlara... • the Road'a (Yolda) dönüşecek Visions of Cody adlı romanının Proustvari bö Canki / Wdlıa»ı S Rurroughs / Çevi lümlerini de ycdcgimdc gczdiriyordum. On the Road'ı da o yayınevi scnin bu yaren: Ayşe Düıkan / lletışim Yayınları / yıncvi bcnim gezdirdim. O müsveddclcr160 s. B dc de 'sanatsal değer' bulan çıkmadı. Büyük yarıs eseri, o sıralar hastaneden tanıdıgım yakın bir arkada^ım, Carl Solo mon, amcasının salıibi oldugu Acc Bo oks'ra çalışmaya başlamiijtı. Solomon, Burroughs'la kcrouac'ın, kendi bcnimscdiöi dadacı, lcttıist ve paranoyak Sı cleştırcl aijirılıklara uygun dü^meyen suç ve serscrilik ronıantizmlerinc kar^ı bir gü vensızlik beslemekle birliktc, bu kitapları dcğcrlendirecek edcbi zcvk vc cspriye dc sahiuti. Ku^ku yok ki bu kitaplar Birleşik Devlctler eapında psikolojik çöküntüyü haberlcyen bir kimlik bunalımının tam göbeğinde oldugumuza işarct ctnıek isti yorlardı. Ote yandan Acc Books genellikle piyasa işi ıvır zıvır kitaplar yayınlar, Carl ara sıra korka çekine listeye I'ransız ca'dan ecviri bir aşk romanı ya da iyi sayı labilceek bir polisiye roman sokar, amcası ıla bıına göz yumardı. l'Aİitörümü/ bizim (Bill, Jack ve bcnim) onun bu tür yayınlar basmakJa ilgili paranoyasına Carl'ın ailesi ve psikiyatrlarla olan iliijkisi, yayınevi sorunılulukları, anı cası tarafından yeniden deli sayılmak kor kusu, Hiç aldırış etmcdiöimizılen sikayetçiydi, onun içindir ki "bu tip bir kıtabı", Canki hakkında bir kitabı basnıak ve Keroııac'a da romanı için 250 dolar avans vermek, onun açısından gcrçektcn ccsa ret işiydi. "Allahın cezası kıtap az kaldı sinirlerimc mal olacaktı, " diyordıı Carl. "Yeniden paranoyak olacaktını." O zamanlar Narkotik Büronun bcsle diği polis dcvleti paranoyasından arta kalma litreşimlcrle günümüzdc de ramamen yabancısı olmadığınıız oldııkça ağır basan bir tlüşünce ya da varsayıın vardı; otobiiste ya da metroda yüksek scslc 'es rardan' (bırakın 'cank'ı) söz edccck olsanız, tutuklanabilirdiniz yasada yanılacak bir degiijikliği tartışıyor bile olsanız. Uyuşturucudan bahsetmek yasadışı gibi bir şeydi. Yıllarea dcvlct televizyonunda bu konulardan bahscdcmczdiniz, Narkotik Büro haftalar sonra dahi olsa tartışılanları yalanlardı. Solomon'un bahsettiği tcrör o kadar gerçekti ki, özcllikle ıvır zı vır yayınlayan yayıncvleri bu terörü iyice ıçsclleştirmişler, yazarın "tıp otoritcleri"ne ters düşcbilecek göriişlerine okuyu eunun da "kapılması", yayıncımn da ya zarla birliktc sııçlu bulunması ihtimalinc binacn kitapların önünc kitapta sözü edilcnlcrın y.ıyınıcının görüşünü yansıtmadığırıı belirten ck metinler koymaya başla mışlardı. "Tıp otoriteleri" ise o zamanlar Narkotik Büro'nım tutsağı gibi bir ^eydi lcr (iyj55J yılları arasında (lanki'lcri tcdavi ermeyc ycltencn 20.000 doktor yasal iijlem görmiiş, binlcrccsi para ya da lıapis cczasıyla cezalandırılmıştı.) tşjin apaçık gerçej^i %u ki, örgütlü suçla işbirlij*i içinde olan Narkotik Büro el altından uyustıırııcu ticarctinc ortak oluyor, bu yüzcıen ıle tıbbi tedavi yoluna git mcktcnse ba^ımlılarm "suçluluğu" cfsa ncsini güçlcndirmck işinc geliyordu. Hc dcfler açık ve basitti; para nırsı, bağlanatı ,ıylıklar, şantaj & yasadışı kârlar, bu arada harcananlar basın ve polis tarafından "sefih "liklc damgalanan bir gıırııp vatan daş olacaktı. Polislc örgütlü suç arasında ki tarihi bağlar ancak 1970'lerin başında çeşitli resmi raporlar vc kitaplarla bclgcfenecekti. (Başlıca, 1972'deki Knapp Ko misyonıı Rapoııı vc Al McCoy'un I lindiçin'dc Afyon Politikası kitapları). Konu böylesinc 'eüretkâr' sayıldı^ı için, Burroughs'dan seçkin bir ailedcn geldiğini anlatan ve böylc 'normal' bir vatanda^ın nasıl olııp da uyuşturucıı düş künii olabilecc^ini anlatan bir önsöz yaz ması istcnnıişti; böylece okuyueulara, sansürc, kitap tanıtım yazısı yazanlara, polise, yayınevlerindeki clcştırcl göz & kulaklara ve kimbilir kimlere indirilecek olan darbcnin etkisi hafifletileeekti (^arl alelaccle sagduyunun scsi kılığmda bir yayımcı önsöz kalcmc aldı. Kimbilir, bclki dc öylcydi. 'Ajan' olarak ben ise, biitün bu degişjkliklcri onaylayan ve 100.000 kitap lık ilk baskı iciıı Burroughs'a 800 dolar avans getiren bir anlaşmaya imza atnıış tım. Kitap, eski bir Narkotik Büro ajanının uyuşturucıı hakkındaki bir kitabıyla sırt sırta, 69 pozisyonunda, demck lazım yayımlanacaktı. Tabii ki kötü bir pazar lık; örc yandan, o zamanlar ne kadar saftirik oldug'umuz düşüniilccck olursa, ınetnin basılmış vc on yıl içinde bir milyonun üzerinde ilgili taraıından okunmuş olması da cesaretimizin do£urdu£u bir mucizc olarak cle alınabilir. Bu okurlar Canki'de gerçcklerin elc alınışındaki sağduyu pırıltısını, algılamadaki keskinlifti, kitabın sadc, süs süz dilini, dolaysız anlatım ve betim lemelcrini oldugu kadar, yazarın konıınun sosyolojisine olan hakimiyctini, bürokrasi & yasalar karşısındaki kül türcldevrimci tutumunu ve suça olan scrinkanlı, yansız bakısı da sevmişlerdir, sevmeye dcvam cdcccklerdir. • (Dcrlcyvrck çcvircn: Sabıba Mengcnlı) SAYFA 11 CUMHURİYET KİTAP SAYI 289
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear