25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

yor kitap. Aradn ayrıca, mekânı tanımlayan dört de sahne bölümii var. Işte bu ncdcnlc, bu bütünlük içiııdc, kitap "sah ne şiirleri" diye nitelcndirilmiş. Once "scs" sahncde: Yiizüm benim: Ne suskun ne karanlık. Yiizüm benim: Yürc£imin sözcüsü. Iştc çıkarıyorıım yüzünıü yüzlerimizin karşısına Belki görmediniz daha önce. Belki de bir çizgisini benzettiniz tanıdık bir yüzdeki bir çizgiye. (...)" Analar, birer bircr sahncyc gclirlcrken, onları bize anlatıcılık görevini üstlencn "sözcü" tanıtıvor: lar, on şiir içeriyor. Çocukları öldürülen on annntn, her biri farklı kesimleri, nitelikleri simgeleyen on anoninı ananın şiir lcrini... On ana sesleniyor, ancak kitap bıı on seslenişin sıralanmasıyla bitmiyor. Şiir ler, bir senaryo oluştıırarak sözcü adı veri lcn bir anlatıcının dizelcriyle birbirlerine eklcmlcniyor. Baştaki yüzlcşme ilc sondaki sondcyiş gibi koronun bölümleri olarak görülebiiecek şiirleri de eklediğimizde 24 şiiıe ulaşıcdebiyata bakış açısı da belirleniyor. Sorularm Gündemindc'dc ycr alan ilk söyleşi 15 Şııbat 1959 tarihini taşıyor. Köprü dergisinin, Kemal Ozer'in ilk kitabı (iül Yordamı için yaptı^ı bu söylcşide, ozan, kitabının özelliğini şöyle açıklamış: "Cîül Yordaıııı'ııdaki ^iiıleı kavraınlarla yiiklü, onlarla büyük aliijverişi olan şiirlcrdir. Bıına, bir bakıma kavramların bir şiir duyarlığiyla baş başa bırakılması da diyebiliriz. 1 latta o kadar ki, kitaptaki sıliilama bile bımıı gösteriyor. Once kadınlardaıı söz a«,ılıyor. Sonra adamlnr, öliiler, çocuklar, scvilıneler ve soıılura doğrıı karmaşıklı, kalabalıklı, karanlıklı bir kişinin, sokaktan vc scçilcrık toplanmış bir şiir kişisının çizilmeyc başlanan h.ıritası. Bcnre kitap bu sonu getiren bir dag'ılışla işc başlıyor. Sonda anılan o kişi, öncelik kazanan şiirlerde lıep dagılılnııstır (...) Da ğıtılan, kavramlara bölüştüıülen bir kişi nin toplanııniM var undaıı sonra. Baştaki korku ilc sondaki korku bir değildir ar tık. Kavramlar tanımlanmış, bir tek kişi nin kavramı olmuştur. Bu artık hcm bir kişidir, henı de birçok kişi." Kcmal Ozer'in, bir kitabı, bir kavramın açıklanması bürünlüğünde düzenlemesi, hep sürecektir. Onıın kitapları, hiçbir zaman rasgele bir şiirler toplamı de^ildir. Bir kavıaııuıı, bir olayın şiiıleıie açıklan masıdır. Şiirini, bireyselden loplumsala degiştirdi^inde de, kitaplarında aynı biitünlüğük ortıyacak, aynı konu/temadaki şiirleri bir araya gctirmek için yıllarca beklemeyi göze alacaktır. Bu arada yayımlanan kitaplarına, konıı dışı şiirler girmeyecektir. Kemal Ozcr'i.n söyleşılerinın bir arada yayımlanması, Özcr'in şiıre bakış açısının tutarlılığını da kanıtlıyor. !Şiir yaşanıının CUMHURİYET KİTAP SAYI 285 ilk ışıkların haberini. Birikmeyc başlıyor sonra cıvtltılarîa duraklarda öğrenciler, gcleccktcn bir rcngi, bir sesi tasıyarak düşlerinin içindesabahın ilk serçeleri. (3 Aralık sabahı da öylcydi Istanbul'da Baglarbaşı duragında patlayana kadar o silâh... Ogulları, kızları öldürülen onca anayı simgeleyen on anadan biri, Sıvas toplu kı yımıııda öldürülcn bir ozan kardeşimin anası, lıenı Haslet'in anası olarak, hem Behçet'in, Asım Bezirci'nin, Rıfat IIgaz'ın, Aziz Ncsin'in anaları olarak dile geliyor: OĞLUSIVA.STA YAKILAN ANANIN SÖYLEDlGl'NDIiN Soruyorlar neden 2 Temmuz gününden sonra sıyırdın bıınca yılı üstüııden sıyırdın da gclecegi kuşandın bir ogul yitirmiş gibi degil bir ogul getirmiş gibi dünyaya yeniden Ben anayım oysa bilirim ncreye giderse gitsin yüregiınle birliktedir oğlumun yüregi epeyce. " Bu soruları, sıradan sdiularıian ayırmak, okur için oldukça zevkli bir uöraş. Ama bu söyleşileri okuyanlar, söyleşi konusu şiirleri de okumak istc^ini duvarlarsa. YazarLırla, ozanlarla yapılaıı söyleşilerde,genel amaç, sanatçının d ö n e m i y l c ve öteki yazaılarla çatıştığı ve uyuştuğu noktaları saptamaktır. Bu amaç, kimi sorularla, yazar "kışkırtılmaya çalışılarak" sajîlanır kimi zam.ın. Oysa, zaten hcr kitap bir "hesaplaşmadır". Kemal Ozer, bu hesaplaş mayı, söyleşilerinin bütünü ile vermek istemiş, yeniden: " (Sorııların G ü n d e m i n de'ye) baktıgmıda, 1955 95 arasmdaki bir yaznıaserüvcııinin hesaplaşmasını görüyorum. Zaman içinde degişenlerle degişmeyenler, genişleyenlerle gclişenler daha bir belirginlik Kazanmış. Kişisel bir hesaplaşma gibi görünmesine karşılık, yaşaııan çcşitli dönemlerin yer yer yansıdıfiı söylenebilir. Ürünler kadar bu ürünlerin açtığı sorular, getirdifiı sorunlar da öncmli oldu^una göre, sonuçta bir birikimin gcncl gölünümüne do^ru atılan adımlardan biri bu kitap." Kemal Ozer, şiirindeki titizliği kadar, anı, inceleme, araştırma konularında da titiz ve sabırlı bir yazar olarak bilinir. Kuşkusuz, kırk yıllık yazma serüveninin bir şenliğe çağırdıkları zaman bilirim ne sazım esirgerdi ne sesini paylaşmak isterdi elinde ne varsa adınua taşıyordu özlemiııi yaşamı bir scmah gibi yaşamanın dönc döne turna kanatlarıyla. (...) En son sözü koro alıyor: sondeyiş Haydin bir türkü söylcyclim değişen sözciiklerle bir türkü ezgisi daha önce bilinmeyen bir türkü söyleyelim hep birlikte Kuruyan dudakları ıslatmak için so^uyan alınları ısıtmak için bir daha söyleyemeyecek olan kızlar için söylcyclim, oğullar için. (...) Kemal Ozer'in, son şiirlerinde (Bir Adı Cnırbet'te, insan yüzünün tarihindcn Bir Cümle'de oldııgu gibi) tek şiirden destan şiirc yol aldığı gözleniyor. Ogulları Oldürülen Analar da, bu çizgi üzerinde bir ugrak. Ojkıllan Öldürülen Analar, ses ola rak da biçim olarak da Kemal Ozer şiirinin yüksclcn grafigini s ü r d ü r c n bir kitap.* Duyuyorsuııuz değil mi? Ycni bir güne uyanıyor dünya. Tanycri ışımadan kasılıp açılan bir atardamar gibi kentin alanlarından dağılıyor işyerlerine emekçiler, taşıyarak kaslarının içinde bicimc cn eok yer veren ilk döııenıimle bile, içerig'in biçiınden suııra geldi^ini va da bieimin "tek başına" bir olgu olıııadı jiını anlarmaya (,'alışmış: "(...) Bence "bi cim" tek başına ele alınmamalı. Nitekim (iül Yordamı'nıLı salt biçim, biçımden çıkmış rastgele bir şiir yok. Yııkardaki soruda açıkladıgım bilinci izliyor hepsinde. Dikkatli bakınca, bu bilinç görmezlikten gelincmez sanırını. Bieiın o şiirlerin ya/ıl masıyla kendini getirıyor." (15 Şııbat 1959) Kemal Ozer. Sorularm Gündeminde'yi düzenlerken, dergiler için yapıl.ın söyleşilerin ortak özelliklerini de santa ıııış. Bu özellikleriıı bir bölümii söyleşi lerdeki genel aksaklık: "Soruları soranlar, koııuşmaya vesile olan yapır ii/.t'rindc ya da onun yazarı üzerinde bir ön hazırlık yapmamışlar genellikle. Daha önce sorulanları yinelemeyi yeğlemişler, araştırıp yenı ycnı sorulara kapr açıııak yeriııe ' Söyleşi vapanların, yazar üzerinc hazırlık yapmamaları, Kemal Özer'e, özcllikle belıi bir clönemde, hep aynı sorularm sorıılmasına yol açmış: "Okundu^u zaman göıülecektir, ya bas makalıp genel sorular ya da birkaç ka\ra ma indirgenmiş ozel sorular. 'Güııcel' gi bi, 'slogan' gibi, 'bilinç' gibi. Bir yanıtımda dcui^ım üzere, bunl.ır benim için ncredeyse yazgısal sorular olmuş. "Ozer'in bu tür sorulardan yakınması yalnız kendi açısından degil : "()ysa ılaha önce yanıt lamadıjiım sorular aranıp bulunsaydı hem bana hem okuyana yeni ycni ufuklar açıl ması söz konusuvdu. " Ozan, bütün söylc şılcri aynı biçimde de^erlendirmiyor: "Doğaldır ki, derlemede özgün ve araş tırnıa ürüniı saptayımlarla soru yöncltcnler yok denemez. I latta yanıt verirken insaııı zorlayan ve araştırmaya, yeni dejScrlendirmeler yapmaya yo açan sorular Özcr/ 64 s: Ogulları Öldürülen Analar/ Kemal Yordam Yayınalık/ Haziran 115/ Bir hesaplaşma Ozanın tutarlılığı başka hesaplaşma açılarını sergileyen ki taplar da yayıııılavacak. Iki ciltte oplatlığı güııcesi Tanık Giinler 12 gibi, Sorııların Cîündenıinde'uin getirdiği soruları sorunları edebiyat dünyamıza katıyor şimdilik.» Sorularm Giindeminde/ Kemal Ozer/ Yordam Yayınalık/ 224 s. SAYFA 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear