22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

yctçiliğinin geleceği olmayıp belki dc asıl Suudi devletinin geleceğidir." Kitabııı 111. bölumu, "Rus Kafkasyası' nın Sonu"ndan "Rusya'nın Kafkasya'ya Dönüşü" arasında geçen yetmiş yılı aşkın bir tarihsel kesit içinde, "günümüzdc bile sınırlarm henüz kesinleşmcdıği" bir başka kaotik bölgeyi clc alıyor. 1. Dünya Sa vaşı'ndan başlayarak Batılı güçlerin oldu ğu kadar, bölgeyle tarihsel akrabahk ıddlasındaki Doğulu devletlcrin dc, hcr dü zeyden çıkarlarıııın devreye gırmesiyle ta raflanıı herbiri açısından adeta bir "ka pan" halitıi alan Kafkasya'nın, Sovyetler Birlig'i'nin 1917 soıırası zaman ve zcmirıc uygıın olarak çok yönlü ve amaçlı olarak yüriirlüğe koyduğu milliyetler siyasasının da yardıınıyla sıcak bir gcrılim ve çatışma bölgesine dönüştüğünün bilgisine ulaşıyoruz .Yerasimos'un kalemiylc, Louis S. Snydeı'in The Ncw Nationalism'de (1968) Çarhk Rusyası'na atıfta bulunaıak "mesihçi ulusçuluk" olarak tanımladığı Sovyet politikasının, Bolşevik önderlerin "tcrritoryal devanılıhk" kaygısının da yardımıyla Balkaıılar ve Ortadoğu'da olduğu gibi Kalkasya'da da sınırların "halkların iradesi dışında" çızildiğine tanık oluyoruz. H.A. I Iııttenbach'ııı Soviet Nationality Policies, Ruling Ethnic Groups in the USSR (1990) adlı derlemcdc yer alan makalcsindc de, ortaya koyduğu gibi, es ki Sovyet topraklanndaki çatı^maların te melinde Batılı devlerlerin nüfuz alanı yarattııa kaygılarının ötesinde, başta Lenin olmak üzere Bolşevik yönetimin, kendisini daha ilk andan itibarcn Çaılık Imparatorluğu'nıın gerçek ve mesru ardılı olarak görmeleri ve iktidara gcluikten sonra bu iddiayı "tarihsel" Rus toprakları üzerin deki yöııetimlerini meşrulaşttrma yönün de kullanmaları, etnik unsurlarm bir kez daha yapay bir bıçimde biı arada tutulmalarına, dolayısıyla da, bölgcnin her an patlamaya hazır bir alan halıne gelmesine yol açmıştır. Sovyet lidcrlerinin ilk kuşağı bu sürcçtc en gcleneksel "yerine geçme" iddiasını kullanmışlar, dolayısıyla yalnızca askcri başarıları nedcniyle değil, ama aynı zamanda Çarhk lınparatorluğu'nun "bölünmezliği' nedcniyle de in loco yönetim hakkına sahip olduklarını öne sürmüşler dir. Ötc yandan Yerasimos'un da iiade ettiği gibi, 1917 yılı ertesinde Çarhk Rusyası'nın ortadan kalknıasıyla birlikte ortaya çıkan boşluğa, 1918'de Osmanlı Imparatorluğu'nun çokmesinin yol açtığı ikin ci bir boşluk eklcnirken, her ıki güciin de Kafkasya'da kaybedilen toprakları geri almak çabal.ırmı, 1918 sonunda Büyük Britanya'nın bölgeyi denetlemek üzere giriştiği diploınatik manevralar ızlemıştir. İn gilizlerin, görünürde Hindistan yolu iize rinde bir koridor olduğu geıekçesiyle korıınmasını savundukları Katkasya'nm gerçekte Bakü pctrollcri ile değer ve anlam kazandığına is>e hiç kuşku yoktur. 1917'de Çarhk Rusyası'nın yıkıhşıyla bağımsızlıkJarını kazanan Kafkasya halkları, 1980'lcrin sonunda benzer bir süreçlc SSCB'nin çöküşünün ardından bir kez daha bağımsızlıklannı ilan ederken, eski çatışmaların su yü/üne çıkması vc bölgedcki istikrarsızlıktan yararlanmak isreyen Rusya'nın Kafkasya'ya yenıdcn dönme çabasına girişmesını "tckerrür edcn ta rih" bakışıyla açıklamaııın kısırlığı bir kez CUMHURİYET KİTAP SAYI 278 Bir başka kaotik bölge daha ortaya çıkıyoı. Otc yandan Yerasimos, Kalkasya'da bugiin cercyan eden et nik catışınaları, ultısal kimlik ve bağımsuhk özlcmiyle açıklamanın bölgede yaşa yan halklarm yakın tarihini tek Doyuta indirgemc gibi bir açmaza sürüldedigini ileri siirüyoı. Keııdini tanımlama ve olumla ma yolundaki cıı kestirme yohın "ötekinden nehet etme" olduöıı gerçe^inden ha reket cden yazar, bölgenin tnrihin iki iarklı anındakı durıımunıı şöyle özetliyor: "Bu yüzden, Çarhk ve Sovyetler Rusya'sı halkiar için bir hapishane aynı zamanda bir müze oldıığıı ölçüde, Sovyet sonrası alan da karşımıza bir etnik temizlcmc laboratııvarı olaıak eıkıyor." Rcsmı söylcmde yeı aldıöı biçimiylc "ulusal sorun'un çöziimünde, özelliklc Stalinist döncmden başlayarak son kertedc bir uragmatizmin egemen olduğu Sov yetler Birligi'ndc, "Cıürcü cmperyaliz mi"ndenlrmeııi Azeri çatışmasına kadar bir dizi etnik çatışma eksenıni söz konusıı toplulukların 'özel tarih"leriyle açıklayan yazar, aşagıdaki de^erlendirmebiyle Kuzey Kafkasya'daki ıstikrarsızlığa aeıklık gctiriyor: "Gürcü milliyetçili^i, Cîürcüle re tabi halkiar ve Rus milliyetçilikleri ara sında bir orta yol lutturup uçların ıttifakı nı eneellemeyen tersine onu mümkün kılan bir hiyerarşi oluşturmaktaykcn, Ernıcni ve Azcri milliyetçilikleri, ıkiz aynaiardan yansıyan göriintüleri ça^rıştırıyor; sanki, bir ötckıne karşı çrkmadan var ola maznıı^ gibi... Böyle olıınca, çatışmanın Azerbaycan topraklan için de kabul edil mez bir dıııumduı yanı Da^lık Karaba^ konusunda patlak veıınesi cok dogaldır. Yerasimos'a giire, lumenilerle Azcriler arasındaki ezcli mücadelcııin gerisinde, söz konusu tarihsel ıç içelik bulunmakta dır. Her ikı topluluk da kendı cumhuri yetlcriıule ya^ayan halkları alabıldıfcıne türdcşleştirmek aıııacıyla etnik temızliğc girişirkcn, "Karabag soıunu varhgını, Sovyet re]imindc meydana gclen her gö reli liberalleştinnede yenıdcn su yü/.üne çıkarak siirdür(müştür)." Rusya'nın Kalkasya'ya dönüşünü, "ikti dar boşluğundan yaraılanarak gcleneksel olarak ontın niifus bölgesinde yer alan bir alana ycrleşebılecek başka giiçlerden öıı ce davranıp yerlcşme davası"yla açıklayan yazar, "komşuluk hakkı"ndan yararlanması muhtemcl Iran ve Tiirkiye nin oluşttırduğu tehdit ve caydırıcılık unsuru konusunda ise, ABD kartına dikkati çekiyor. Yerasimos'a göre, Türkiye'yi Rusya açısından daha tehlikeli kılan kiiltürcl "akrabalık'tan çok, ABD'nin de etkisi ve onayıyla Kaltasya ve Orta Asya'yı Rus etkisinden çıkarıp Batı'ya bagTamak üzere "taşeron" rolii oynayan bir bölgcsel güç ohnasıdır. Özelliklc petrol boru hattı pro iesinin de ortaya koydug'u gibi. pazarlık ların bclirli bir aşamaya gcldıgi hcr noktada, çatısjmaların şiddctleıımesi, bölge petrolünün üretim vc taşımasını denctim altında tutma çabasının Rusya'nın Kafkasya'ya dönme sürccinde öncmli t?.ir etken oldu^unu düşündürmcktedir. ()te yandan, "Rusya'nın Kafkasya'daki stratciik boşlufiu doldurmasında, 19171971 donemini politik boşluCıı dışında bir başka unsur da, öbür büyük güçlerin, yani Batılıların boşlugun kendi tarafından doldu rulmasını gerekji ya da mümkün görme mclcri ve başta l'ürkiye olmak uzere böl gcscl guçlere umdukları destcöi vcrmcmeleridir. 1993'ten itibarcn Batılılar, Sov yetler'in eski nüfuz alanlarını ellerinde tutma isteklerine boyun eğmektedirler." Yerasimos'un, Şirin Tekeli'nin özenli çevirisiyle Türkçe'ye kazandırdan bu ça fışmasının belki de en önemli katkısı, diinyanın en sıcak bölgclcrıni oluşturan, Balkaıılar, Ortadoğu ve Kafkasya'daki çatışmalara "irrasyonel" ya da "barbar" eylcmler mantığı dışından bakabilmesi. "Öteki"ni haklı değil, ama anlaşıhr kıl ması. Stefanos Yerasimos'un Milliyetler ve Sımrlar, Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu kitabı, titiz ve uzun soluklu bir çahşmanın ürünü. Dolayısıyla okurundan da aynı özeni ve çabayı talep ediyor. Dost meclislerindc bilge ik taslamaya değil, sessiz kalıp düşünmcyc zorluyor. • kasya ve Ortadoğu/ Stefanos Yerasimos/ Çeviren: Şirin Tekeli/ tîetifim Yayınlart/ 1994/ 504 s. Milliyetler ve Sınırlar, Balkanlar, Kaf DÜNVHVI DEÖİŞTİRMEH İSTEVENLEHE. HlTflP Toplulukların "özel tarHTIeri ROMEO ROMEO. VE Rhmer Güofan "Sabahın erken saatlerinde karyolasının kenarında sebepsiz olarak oturan otuzbeş yaşlarında bir adamdı." Ahmet Güntan son şiir kitabı Romeo ve Romeo'da Shakespeare'i anıyor. Hem de uyku halindeyken. Bir geriye dönüş uykusu bu. Gerçek aşk'a... Adalete... Romeo ve Romeo kitapçılarda... Y A P I K R E D I Y A Y I N L A R 1 (.alaıasaray 8 0 0 5 0 U ı a n h u l Tcl ( 0 2 I 2 ) 2 Q 3 0 8 2 4 ( 4 h a t ) F a x ( 0 2 1 2 ) 2 4 1 0 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear