Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
kadar çeşitlidir" (s. 76). Fcyerabend, kitabının hiçbir yerinde bu sözcüğü kullanmamış olmasına karşın, bir antiemperyalist. Onun üzerinde dıırduğu, karşı oldug'u, Batı aklının, Batı bili minin emperyalizıni. Bunlar dogrultusundaki hcr gclişimin mutlaka iyiyc bir gidiş olduğuna inanmıyor, "Amerika yerlilerinin 'eğitilmesi' Fikrinin pis kokusu'ndan söz cdiyor (s. 333) ve diyor ki: "Eğer Al rika kıtasmdaki uluslar ncrhangi bir kültürcl ya da daha başka bir tcmas kurmaksızın yan yana yaşamaktan memnunsalar, bu onların bileceği iştir ve 'ne idüğü be lirsiz birtakım düşünürlcr'in onların bu tutumlarını nasıl gördüğünün önemi yok tur" (ss. 3 30, 331). Feyerabend, "... En sağlam inanclarımız (...) bile, ilk bakışta sıı katılmadık bir deli saçması gibi göıünen bir şeyle yapıla cak bir mukayeseden değişerek çıkaiMİir (...) tümüyle anlamsız olduğu görülcbilir" (s. 35) ya da "... Galile (...) birtakım yalanlarla durumu kurtarmaya çalışmıştı (...) Italya dışına gümrük kaçakcılığı yapmaya devam etti. Bruno'dan (...) daha az cesarediydi. Fakat bir kahramana ihtiyaç duyan ve bilimsel bilgiyi kilisenin kutsal ekmcği gibi lekesiz addeden modern bilim adamları, can derdindeki bir sahtekârın sıkıntılarını devler arası bir İikir mücadelesine çevirdiler" (s. 137) ya da "Sorunlar karşısında," 'Bir şeyler yap', her zaman 'Çekiver kuyruğunu'dan üstün değildir" (s. 362) ya da, "Sağlam gerekçeler temelinde (doğru olduğuna) inanılan tıer ifade, teori ya da bakış açısı için, onunla uyuşmayan bir alternatifinin en azından onun kadar, hatta ondan daha iyi nldıığıınu gösteren argümanlar vardır" (s. 99) diyerek, sürek li şaşırtıyor okuyucusunu, sürekli sarsıyor, onun aklını, mantığını sürckli zorluyor. Yazar, kitabının bir yerinde, "Heıhangi bir neden görmck ya da vermcksizin bir fîkri savunabilirim" diyor ama, hemen arkasından, kendi tavrının bu olmadığını ekliyor, onun, kitap boyunca ortaya koy duğu birtakım kanıtlar, gerekçeler elbette ki var. Ama sarıırım, şu sözlcri son dcrecc tipik: "Ben hayatım boyunca aklından geç memiş, kitaplarda taril edilmeyen, bilim adamlarının hiçbir ycrde karşılaşmadlğı vc karşılaşsa bile kavrayamayacağı du rumlar tahayyül edebiliyorum. Ve bu tür durumların çok sık ofdug'una inanıyorum" (s. 369). "Arkadaşlarımla din, sa nat, siyaset, seks, cinayet, tiyatro, kuantum fiziğinde ölçme ve daha bunıın gibi bir sürü şey üzerinde tartışmak pek hoşu ma gitmiştir. Tartışmalarda birgün başka, diğer gün daha başka bir yakJaşıını savu nuyordum; yaklaşımlarımı hatta hayatımın şcklini değiştirip duruyordum, kısmen can sıkıntısından kıırtulmak için, kısmen (Karl Poppcr'in bir delasında üzüntüyle bclirttiği gibi) bir baymuhalefet olduğtımdan, kısmen de giderek daha lazla veTcaygısızca savunulmayı hak ettiği kanaatine vardığımdan." (s. 382) Sizleri bilmem ama, ben, bu sözlerin al tına imzamı atabilırım. • Müştak Erenus'un yarım yüzyıllık şiir serüveni: Müştak Erenus, 1915 Şam doğumlu. 80. yaşında şimdi; ve direngen sesiylc sürdürüyor şiir serüvenini. Çocuksu bir sevinç çığlığıyla dcney aktarma çabasındaki bir babacanlık iç içe Müştak Erenus'un şiirinde. "Taşlı Yazı"da bir araya getirilen altı şiir kitabında, bu gerçek, olanca yalınlığiyla görülüyor. ÖNER YAGCI Pekl bütün bunlam neden yapıyor? Y ücel dergısınde yayımladığı Belki adlı şiirinin son dörtlüğü şöyle Müştak Erenus'un: "Bir gün insanlar kerametlerinden kurtularak/ Yeni baştan kuracaklar dünyalarını/ Kuşlar dumansız göklerini dolııuracak/ Ağaçlar ııuıtlu bir dünya için çiçek açacaklar.' (Şubat 1948, sayı 136) Bu mııtluluk duygusu ve arayıştyla şiir yazan Müştak l'.renus, 1915 Şam dogumKi. 80. yaşında şimdi ve dircngen sesıyle bürdürüyor şiir serüvenini. Çocuksu bir sevinç çıfilıgıyla deney aktarma çabasın daki bir babacanlık iç içe Müştak Ere nus'un şiirinde. Taşlı Yazı'da bir araya getirilcn altı şiir kitabında, bu gerçek, olanca yalınlığiyla görülüyor. Broy Yayı nevi, F.renus'un "Toplu Şiirleri"ni sunarken şöyle diyor. "Bu yarım yüzyıllık şiir ırmağl boyıın ca, 80. yaşında Müştak Buba ve şiirsever lcrlc onun sevdalı yürüyüşüne katılmak tan gurıır duyuyoruz." lar/ Gözlcr içinde./ Sana anlatamıyorum/ Bütün bu köşeler/ Bu karanlık/ Bu ıslak/ Bu gürültü./ tutsana ellerimi, ellerimi/ Ciörmüyor musun." Hemen ardından, "Bu sessiz/ Bu sağıı/ Bu kör deıinlikte/ Boguluyorum." diyor Müştak Erenus. Bu ses bu sevgı, dostluk, aydınlık arayısı hemen rüm şiirlerinin temel ekseni olarak karşımıza çıkıyor daha sonııı d.a. İlk basımı 1976'da yapılan Olıneye Vakit Yok'ta, arayışı bireyselliğini azaltarak toplumsallığa yönelıyor. Toplumsal sorunlar içinde gerçeği arayışın egemcn oldu£u bir şiire varıyor Erenus. Orncg'in, "ülıneye Vakit Yok " şiirinde, "tnsanlar güzeldir/ İnsanlar iyidir/ İnsanlar güçlüdür/ Inanmak gcrekir güne/ ...Insanın ıımudu insanda./ Gerçek korkmadan soyunur/ ...Kocaman bir yürck taşulım getirdim." diyor. "Toplu §iirler"e de adını veren Taşlı Yazı'da Atom Bombası'm an latıyor ve şöyle bitiriyor şiiriııi: "Ve işte görüyorsunuz Kinıse bir şey diyemeui/ Allah belanızı versin!" "Işıklar İçinde" adlı şiiri ise şöyle: "Çıkar kafanı şu pencereden/ Gir gerçeklere./ Büyü./Büyü." Üçüncü kitap olan Duyuru'daki (ilk basım 1979) "Gelincik Bayrakların Türküsü"nde 1 Mayıs 1978'i anlatıyor Erenus; destan gibi. "Içimiz bir ışık seli/ Bastıgımız yer toprak/ Ve yollar insanlarla dolu/ Şarkı söylüyorlar/ Unıut taşıyoruz karıncalar gibi yarınlara..." diyor. "Yanna Açan Gül" şiirinde; "Bir çelik ki bu zineirin halkaları/ Bilek bilek korkusuz/ Yılmayan bir yürck güzelliğinde/ Böyle el ele" dizeleriyle özlemini ve arayıştnı bir kez daha fısıldıyor. tin llkin'in de hep övgüylc sözettiği so luklu şiiri deniyor Erenus, başarıyor da. "Sermaye insanların çahnmış emeğidir," diyor temcl kitaplar "vc bu eşkıyalık hâlâ sürüyor bugün yangınında" temel inancıyla başlayıp bununla sürcn destanşiirinc sanki sömüriiniin ve insanlıgtn tarihinı şiirleştiriyor. "Olüm ve kanla toplanan, u^ursuz ve acımasız para"nın tarinini de. Destanı şöyle bitiriyor: "Iştc sabahı clindcn tutan/ Bu gelin yıldızlar/ Aha önümüzde yeni bir dünya/ Emeğe, alınterine/ Merhaba." 1991), altıncı ve son kitabı Taşlı Yazrnın. Halka ve insana inanışın, halkın ve insanın güzel yaşama için çırpınışm sürdügTı şiirler yer alıyor bu kitapta da. "Yanna Açan Gül" şiirinde örneğin, "Geıgefte kırmızı gül gibiyiz/ Umutlu ve keyifli/ Onurluyuz bu kavgamızda/ ...Yılmayan bir yürck güzelliğinde/ Böyle cl ele." "Bir Sana Bir Bana" dörtlüğü ise şöyle: "Güvercinin kanatlarına barışı takan/ Hangi budaladır bilinmez/ Barış böliiş mektir/ Bölüşmeyi bilmez güvercinlcr." Kitabın son bölümünde ise Erenus'un 19481956 arasında yayımladıöı 17 şiiri konulmuş. Müştak Erenus'un daha önce kitaplarına almadığı bu türlerle ilgili açık laması anlamlı: "Dost insan, şiirin sanihi Behcet Necatigil, 1965'te çıkan ilk kitabında, Yücel'de yayımlanan şiirleriminin konmamış olmasını noksan bulmuştum. Yıllardan sonra bu haklı eleş tirinin gereğini yerine getirmek istedim. Nccatigıl'e kucak dolusu sevgi." Okuyun Taşlı Yazı'yı, iyimserliğiniz, umudunuz artsın vc sevginiz, scvinciniz.* Taşlı Yazı/ Müştak Erenus'un Toplu Şiirleri/ Broy Yayınları. Kalk G e l e c e ğ e ü t u r d u n (ilk b a s ı m tlk şiirleri 1940'larm, 50'lerin dcrgİM Yücel'de yayımlanan Müştak Erenus'un, Taşlı Yazı'da yer alan kitaplarmın ilki Şiirler adını taşıyor. İlk basımı 1965'tc yapılan Şiirler ya yımlanali 50 yıl olmuş. tlk şiirine ise şöyle oaşlıyor bu kitabında: "Sana bu karanlık/ Bu gürültü içındc/ Akla Veda/ Paul l'eyerabencJ/ Çeviren Ellerimi u/.atıyorum./ Sen bu karanlık/ lirlufcrul Başer/ Ayrınlı Yayınları/ Islan Bu gürültü içinde/ Cîörmüyorsıın./ Bü bul, tün köşeleri tutmuşlar/ ürtada ıneydan KİTAP SAYI 2 7 8 1987'de ilk basımı yapılan Çağırın Gidenleri'nde sevgi vc öfke dolu şarkısmı söyle meyı sürdürüyor Ercnus, aynı içtcnlikle. Kitabına ad olan şiirinde örneğin, "Koyvermcyin gidenleri/ Çaöırın" diye sesleniyor. lroni uc ka tılmaya başlıyor şiirine. Örneftın "Bak Hele" adlı şiiri şöyle bir dörtlük: "Uzay ve mekânlar ötesı zaman/ Sizin diyorlar./ Ulan sıkışın kaldığımı/./ Şu bir avuç dünya/ Kimin?" "Elin Bozuğu" şiirinde de aynı soru ve çagrı var: "Scn karanlıkta hiç türkü söyledin mi/ Türkü söyledin nıi hiç karanlığa/ Hiç yemin ettın mi gönlıinden/ Katıldtn mı bir inanca/ Yürek dolusu binlerle/ Hiç sevdin mi ha/ Sevdin mi/ Hadi be." Ve ki tabını "çocuklar a^lamasın, hiç ağlamasın " dilegiyle biti riyor Erenus. Mutluluk duygusu ve arayı$ıyia $lir yazan Mü$tak Erenus, Tek bir şiirden oluşan Mc 80 yaşında. SAYFA 11 Çağırın gldeırteıH C U M H U R İ Y E T