25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Yaşadığı çağdan sorumlu bir şair: Ahmet Oktay Geleceain canlı tanmı... Ahmct Oktay'ın yaşadığı çağa karşı sorumluluk duyan, ülkesi için kaygıları olan bir aydın şair olarak oluşturur şiirini. Şiiri hem ağır hem de saydamdır. Içini gösterir. Görüntülerle, bcnzctmclerlc canlandırmayı temel alır. Kurguyu gerçekleştirenle, söyleyen aynı kişidir hcp. Avutmaz, avutmaya kalkışmaz. Duyduğu kaygıları hafif bir ezgiyle, ama aynı zamanda çarpıcı ve vurucu mecazlarla dondurur. Geleceğe canlı nir tanık bırakmak niyetiyle yapar sanki bunu. METINCENGİZ gun ıletileri, özü verebileceği biçimlerle şiirini oluşturduğunu söylemeK istiyorum. Biçime salt biçimin kendisi için önem vermediğini söyle mek istiyorum. Bu anlamda özc uygun ve rahattır biçim sel buluşları Oktay'ın. Bu da poctikasındaki en önemli yandır. Ses de bu anlamda yumuşaktır. Gerci, zaman zaman Ahmed Arif ve Attilâ Ilhan'ın şiirinden etkilendiği ilk şiirlerinde, tok bir ses yer alır: ancak Oktay'ın özgün sesi, anlatıma daha olanak veren yıımuşak ses örüntüleriyle kendini göste rir. Konuşur gibidir sesi. Bağırmaz. Sert sessizler bile söze dönüşürken yuınuşarlar neredeyse. Aydınlık ve duru bir scstir kısaca. Anlatıyı eritehilmeye yarayan. Hafif bir iz bırakan bir ses. Ozeüıkle son şiirlerinde ses kendine yönelince daha bir yunıuşar. Uzun bir vadide soluk almaya çalışan bir csintinın izlcnimıni ediniriz Oktay'ın şiirlerini okurken. Dil bir araç halinde olduğu için ses de bir araç halindedir daha çok. Oktay'ın söylcyişindc dil gebe değildir. Çeviriye ihtiyaç duymayan, ikinci bir dil sezilse de bu temel dil değildir. Şiir, yazılma anında doğurmuşlur. İhtiyaç dilde anlatı için olunca imgc dünyası böylc bir doğurganlığı şiirin okuma anında engeller. Dil imge kurgusuyla doğumu daha çok yazılma anında oluşturmuş, gerçekfeştirmiştir. Kısaca dil ilctmck istediği şeyi kendisini araç kılarak yapar. Kısaca şeyleri iletmeye hazır bir clildir Oktay'ın dili. Ve tinsel olanı okuyucuya bırakır. Burada ise hem iletken hem de doğurgandır. Çünkü şiir okunurkcn gcbc olmayan dil tinsel değil; ancak olaylar ve imgeler aracılığıyla tinsel olanı hissettirendir. Bu konuda son olarak ve açıklayıcı olması açısından şunu söyleycbilirim. Doğurganlık Oktay'ın şiirinde icselleştirilmiş olandır. Oktay'ın şiiri gelenekseldir. Bu anlam da da şiir kendi bilincini toplum hafızasında iz bırakandan alır. Gcçmişte ve kendi döneminde toplumsal belleğe giren her şey Oktay'ın şiirinde yeniden üretilir. Kaygıya karşı toplumsal, eşitci bir hazır lık vardır. Tematik bütünlük bunu imler, bunun icindir Oktay'ın şiirlerinde. Ancak Oktay, kendi tematik düzenini ortak olandan hareketle alsa da, özgünlcştirir, kendine ait hale getirir. .. Son dönem şiirlerinde, özellikle de Yol Üstiindeki Şemender'de (1987) psikolojik olan da girer tematik boyutlanyla. Ancak, kendi şiirinde bir açıklamanın imgesidirler bunlar. Dışsaldır. Teşhis için olduklan kadar toplumsal olanı da vurgulamaya yöncliktirler. Nevrotik bir şairden izdüşümler dcftildirler Oktay'ın şiirlerine son dönemlerde felsefi kavramların, imgelerin girdiğini de söylcmiştim. Bu da şiirde toplumsal olanı çağnştırma, toplumsal devindiricileri çağrıştırma kaygısıyladır. Yaratıcı olan insaınn öbür ama önemli yanını atlatmama kaygısıyladır. Kimbilir, belki de kendi olandan öbürüne bir çağrı ya da öbürü Ş iir üzerine yaptığı çalısmalar ve kuramsal yazılarla da edebiyatımızda yer etmiş olan Ahnıet Oktay da şiirini dcğiştiren, geliştiren, ancak kendine özgü olanı koruyarak şiirini si'ırdüren şairlerimizden. Kendi şiirinden kop mayan derken, daha ilk kitaplarında kendi özgün kimliğini ortaya koyan vc bunu değişikliklerle, gelişmeyle sürdüren demek istiyoruz. Bu anlamda da Oktay, baş ka poetikalara ilgi duysa da kendinin kJmaya, deneylcrc kendinin olmadığı noktada uzak durmaya çalışan bir şair. Ahmct Oktay ilk şiirlerinde (Gölgeleri Kullanmak, 1964) soluklu, uzun şiirler yazar. Anlatmak istediği şcyleri vcrebilmek için olacak uzun şiirlere eğilimlidir. Bu şiirlerindcki toplumcu temalar Ikinci Yeni anlayışını benimsedikten sonra da son şiirlerine değin siircr (Bir Sanrı için Gecc Müziği, 1993), yaşadığı toplumu, çağını, düşünce akınılarıyla ilişkıleri boyutunda da kavramaya çalışan Oktay'ın bu eğilimi toplumsal temalarla birliktc gittikçe şiirlerinde de duyurur kendini. Aslında, öteden beri pek ilgi göstcrmcdiği biçim oyunlarına son şiirlerinde, temanın bütümüğünü bozmayacak şekilde yer verir. Biçimin mesaja, tematik uütüıılüğe uygunluğu csastır Oktay'ın şiirlerinde. Fşjsafj kavramlar olanı çağrıştırma. Düşüncenin toplumsal olandaki gizli varlığını göstermeye de çalışır Oktay. Belki!?. Belki de insanın clüşünscl bir varlık olması, Oktay'ı düşünceyi temalaştırmaya götürmüştür. Ama düşünsel olan el kol nareketleriyle Oktay'ın şiirinde devinmiştir. Büyük kitleler imgesi bazen de tck insan boyutunda girer Oktay'ın şıirine. Kitleler olsun, imgeleştikleri insan olsun, saydamdır. Oktay, onlarla gayriinsanî konumda suç birliğinc girmeden, hareket halindc gösterir kitlelerı. Kurduğu bağ da yazılacak, yazılmamış tarih içindir. Sonuç olarak Ahmet Oktay'ın yaşadığı çağa karşı sorumluluk duyan, ülkesi için kaygıları olan bir aydın şair olarak oluş turuuğunu söyleyebiliriz şiirini. Şiirindcki ycrclllk de buradan kaynaklanıyor. 1 latta mcmleketçiliği de. Hem aktaran hem de yaşayandır şiirlerinde. Ancak aktaranın tanıklığı dana ağır basar. Gösterir, göstcrendir çünkü. Şirii ise hem ağır hem de saydamdır. Içini gösterir. Görüntülerle, benzetmelerle canlandırmayı temel almıştır. Kurguyu gerçekleştirenle, söyleyen aynı kişidir. Avutmaz, avutmaya kalkışmaz. Duyduğu kaygıları hafif bir ezgıylc, ama aynı zamanda çarpıcı ve vurucu mecazlarla dondurur. Geleceğe canlı bir tanık bırakmak niyetiyle yapar sanki bunu. İnsanın kalp atışlarını duymak Oktay'ın gclccek için kurduğu düşlerde somutlaşıyorsa daha çok, bundandır. Dünyanın bilicisi olarak düşünceyle ilgili olan da bu bağlamda girer şiirlerine. • Claude L6viStrauss: "Kurtanlması gereken çeşitlilik olgusudur; yoksa her tarihsel dönemin ona verdiği ve hiçbirinin kendisinin ötesıne geçemediği tarihsel içerik değil. Oolayısıyla, uç veren buğdaya kulak kabartmak, gizli kaimış potansiyelleri yüreklendirmek, taıihin saklı tuttuğu tiim bir arada yaşama eğilimlerini dürtüklemek ve aynca alışılagelmiş şeyler sunması kaçınılmaz olan bütün bu yeni toplumsal ifade biçimlerini şaşırmaksızın, tiksinmeksizin, karşı çıkmaksızın karşılamaya hazır olmak gerekmektedir." Ahıl'iıı Oıısii/iivlc Mecazlara, kapalı bir söylcme olan cğilimi ise ilk şiırlcrinden son şiirlerine ka dar pek bir deuişiklik göstcrmez. Söyleyiş biçimi geleneksel olanı kendi hancsine yazmaya çalışan bir poetikadan kaynaklanır. Anlamın şiirin ucrin yapısına ycdirilmesini gözetir de, örneğin anlaını hiçlemeye, dünyanın hiı, olarak kurgulanması bağlamında yüz vermez. Anlatmak, değiştirmek, değişmeye yöneltnıek şairin poetikasında tcmeldir. Gerçi, Ikinci Yeni et kisindc kaldığı döneınde yazdığı şiirlerin de simgeci bir söylem tutturursa da, bu dönemin Oktay'ın şiirinin gelişmcsindc öncmli bir rol oynauığını söylemek gerekir. Zaten bu dönem şiirlerinde de anlatı, izlenimci bir şiirin bağrında şairin söylemini, söyleyiş biçimini oluşturur. Nitekim, Oktay ın şiiri gitgidc zcnginleşir; özgün buluş, tema, ınce örüntülerle pekişir. Kısaca, şair her döneınde kendi özgün tutumıınu sürdürür. Biçimle oyalanmaz, dize yapmak için uğraşmaz. (Bu dizc kurarkcn özenli olmadığı anlamında değil, oyunu esas almamak anlamındadır.) Biçimle oyalanmaz dedinı. Bununla, Oktay'ın anlatmak istcdiğinc uygun biçimlere yöneldiğini, dünya görüşüne uyCUMHURİYET KİTAP SAYI 271 tzlenlmcl şllp Yazılına anında oluşan dU IRK, TARÎH VE KÜLTÜR Claude LeviStrauss Çeviren: H. Bayrı, R. Erdem, I. Ergüden Metis Yayınları
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear