Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
lamda. Gürsel Aytaç: Buııu, bizde bugünün edebiyat iırünlerinc gcreken önemin ve rilmeyişine tepki bağlamında söylcdim sanıyorum. Akademik çcvrelcrın, cdebıyat bilimi ölçiitlcrıylc yapacağı eleştiride, gelecegin cdcbiyat tarihi için yol gösterici olacak biçimde "ciddı" olmaları, "bütüncül" olmaları gereğiydi vurgulamak istcdiğim; yani saga ya da sola angaje olarak eleşurmek değil. Nuran Ozyer: F.dcbiyat biliminin önemli dallarından biıi olan edebiyat tarihi alanında yayımladığınız "Yeni Alman Kdebiyatı Tarihi" ve "Çağdaş Alman Edebıyatı" başlıklı kitaplarınız, 'ders kitabı' işlevlerinin yanı sıra, Tiirk okurunun yalnızca çevirilerinden tanıdığı bu edebiyatı, rarihi gelişimi içinde rarklı bir boyuttan da tanımasına olanak saglıyor. Gürsel Aytaç: Alman edebiyat tarihi kitaplarımı, dönemyazareser esasında, bu edebiyatı "tanıtnıak" amacıyla kaleme almıştım. Bu tür kitaplar öfçüsünde değerlendırirsek, "çok okunan" sayabilecegimiz baskı sayısına ulaştı vc sanırım öğrencilere olduğu gibi, çevrilecek eserleri seçmede yayıncılara da yararı dokuy nuyor. Nuran Ozyer: Edebiyat tarihlerinizde bir eseri incelerken kullandığımz yöntemle, eleştiri yazılarımzda kullandığmız yöntem sanırım birbirinden farklı. Gürsel Aytaç: Doğru; edebiyat tarihindc uyguladığım yöntem pozitivist yöntcmdi. Oysa eleştirilerimde, eseri temel alan, metnc bağlı çalışmayı yeğliyo I 11 CAGDAS Çağdaş Alman Edebiyatı / Giirsel Aytaç / Gundo^an Yaymlan / 550 s. 1 ALMAN EDEBİYATI 1 BPfl*fW5B f £ H1 İIUİH E 0 f B1 v u T I.«A!H! 1 m Edebiyat Yazıları 1 / Gııncl Aylaı, / (îundfjğan Yayınları /472 i HaHlîH Yeni Alman Edebiyatı Tarihi / Gürsel Aytaç / Gündoğan Yayınları /46h Edebiyat Yazıları 2 I Gürsel Aytaç / Gürıdoğan Yaymlan /472s. Öykü Seçkisi/ Gürsel Aytaç / Gündoğan Yayınları / 226 s. Gezi Notları Seçkisi/ Gürsel Aytaç / Gündoğan Yayınları / 292 s rum. Nuran Ozyer: Sizin edebiyata girişiniz, Tiirk edebiyatından önce Alman dilindeki edebiyatla oldu. Bir anlamda 'ilk göz agrınız' Alman edebiyatı. Bu süre içinde hangi yazarlara kendınizi daha yakın hissettiniz? Gürsel Aytaç: Alman edebiyatı alanında yaptığım araşnrmalar sırasında çok beğendiğim yazarlar oldu tabiî. Alman edebiyatı tarihi kitabımı yazarken de bu edebiyatı tarihî akışı içinde yakından inceleme hrsatım oldu. Şimdi, Almanca ürün veren edebiyatların hepsini, uzak açıdan değerlendirince diyorum ki, Klasik Dönem vc Romantik Dönem'de Almanya, ama 20. yüzyılda Isviçre, edebiyat dünyasına büyük isimler kazandırdı. Goethe'yi çok yönlülüğü, bilgeliğiyle "asjilmaz" sayıyorum. Thomas Mann, yirminci yüzyıl Alman yazarları arasında en çok begendiğim, Isviçrelilere gelince Dürrenmatt'la Max Frisch'te her okuyuşta yeni boyutlar seziyorum. Avustur ya'dan Barbara Frischmuth, Türkiye'yi tanıyan bir yazar olduğıından beni çekiyor. Tuna Ertem: Siz aynı zamanda bir çevirmensinız. Bu alanda sık sık dile getirdiginiz bir görüşünüz var: Sizce, edebi çevirmenlik her şeyden önce filolog olmanın geregi. Eaebi çevirilerin, o dilin ve edebiyatın uzmanları olan filologlarca yapılmasının daha uygun olducu kanısını taşjiyor, ayrıca da çevirinin bir kültür politikası olarak devfetçe desteklenmesi gerektiği görüşünü sık sık yineliyorsunuz. Gürsel Aytaç: Buna "devletçe" yerinc "toplumca" dcmck istivorum. Dcvlct desteği çeviriler Kültür Bakanlı2ı, Milli E^itim Bakanh^ı; Dil Kurumıı vb. ile sınırlı kahyor. Oysa "toplumca destek" derken bankaların, kültür hizmetinde payı olsun isteycn ktıruluşjarın bu işe yardımını kastediyorum. Tuna Ertem: Bu bağlamda "Finlandiya Modeli"nden söz ediyorsunuz bir yazınızda. Gürsel Aytaç: "Finlandiya Modeli" bir uluslararası çeviri sempozyumunda duyduğum bir şey. Edcbî çevirmeni, yapacağı çeviri süresince maaşlı iziııli say nıa, ona maddîmanevî imkânlar saglama türündcn özellikler içeriyor. Bizde ütopya etkisi bırakan bir yaklaşım. Tuna Ertem: On bir kitap çeviriniz olduğunu biliyoruz. Goethe, Thomas Mann, Stefan Zweig, Max Frisch, Fricdrich Dürrenmatt, Barbara Frischmuth, Elenore Dörncr ve Elisabeth Haucr çevirdiginiz yazarlar arasında. Son üç yaza ıı Türk okuruna ilk kez tanıtan bizMiıiz. Bunun dışında sormadan cdcmeyecegim bir saptamam var: Onbir çevirinizden beiji, kadın yazarlarm cscrlcri. Bu seçiıni yjparken özel bir nedeniniz oldu ınu? Gürsel Aytaç: Ben de şimdi fark.ettim, ama bu hırhaldc bir rastlantı. Öte vandan, rastlantılann da bir oranda ha/ırlayıcıları olabilir. Çeviri, yazarla öz^ deşleşmeyi gerektiren bir iş. Belki kadın yazarlarla özdeşlcşmek bcnim için daha kolaydı. Tuna Ertem: Çevirmenliğiniz konusunda öğrenmck istcdifim bir nokt.ı daha var: Şiir çevirİM ü/erinde lıiç çalı^mıvorsunuz. Bunun nedeni, çeviri üzerine yaptığınız konıışmalarda ve yazılarımzda /aman zanıan dile getirdiğiniz gibi, FLgon Schwarz'ın deyişiyle "Şiir, çevrildi ğinde kaybolan şeydir" görü^ü mü? Kısaca, şiirin çevrilmesinc karşı mısınız.' Gürsel Aytaç: Şiir çevirnıek ayrı bir iş. Kanımca önce ijair olmayı gercktiriyor. Ayrıca uzmanlık alanım nesir. Bu da be ııı çeviride alan değiştirmektcn ürkütüvor olabilir. Tuna Ertem: Çeviri yapurken sö/cük scçiminde belırli bir ölçütünüz var nur1 Gürsel Aytaç: Çeviri yaparken bugünkü Tüıkçenin kelime hazinesinin darlığını hissetmemeye iınkân yok. Batı'nııı kültür dilleıi, özellikle "soyuı"u aıılatmaya clverişli. Oyle bir dılden Tiirkçeye çeviri sırasında, t'arklı biıkaç kelime için Türkcedc tek kelime kullanmak zorun da kaldı^ınız zanıan bunalıyorsunuz, yeni itade araçları arıyorsunuz. Bu anlam1 SAYFA 5 CUMHURİYET KİTAP SAYI 284