24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

rinlerde kayda değer bir şey yoktur. Yaşananlar iz bırakmadan geçip gitmekte, sanki hayatın bir kopyası scrgilenmektedir. Bu yüzden Camus'nün yüreği çok az kıpır kıpır eder. Çoklukla donukluk ve sıkılganlık hakimdir davranışlarına. Günden güne nükseden tüberkülozu ise i&in tuzu biberidir sanki. Gerçi Camus sıradanlığa sırtını döncn bir yazar değildir, ama sıradanlığın boguculuğunundafarkındadır. Camus insan beynine a^ırı yük bindirilmesine de karşıdır. Onun aynası, aydının ezeli baş belasına da insafsızca ışık tutar. "I Ier çeşit fanatikliğin temelinde mesihçilik yatmaktadır." Bu yüzden kurtarıcı misyon, insan doğasına dışsaldır. Belki "tarihin sonu", "ideolojinin sonu" gibi büyük laflar etmez ama, atom silahlarını örnek vererek insanlığın karşı karşıya geldiği, düğrudan doğrtıya hayatta kalına temelindeki ortak tehlikelerin ideolojilere fiili bir etkinlik şansı bırakmadığını daha o günlerden söylemektedır Kendini her an paradokslar denizinin içinde bulduğundan, hayran olduğu zencilerde bile yüzleri kazındığında yoksunluğu sırıtan birer memur eskisi görür. İçi bir türlü ısınamadığı bu ülke den aynlış vakti yakJaştıkça yüreği karabasanlara gömülür: "Korkunç bir terkedilmişlik duygusu. Dünyanın bütün varlıklarını bağrıma bassam bile korunmasız kalırım." Umut yine denizdedir."Denizi daima sevece gün sürecek berbat bir yolculuktur başlayan. Ölü gibidir. Her fırsatta denizle başbaşa kalmanın yollarını arar ve denizin sakinliğinden yükselen melankoliye bırakır kendini. Tek sadık kaldığı, günlüğüdür. Varoluşun anahtarını aradığı denizin yüzüne bakarken, intiharın ayartıcı suretini yakalar. tntihar bilinçli bir seçimdir bilinçaltında. ("Olumsallığm yazgıya çevrilmesidir.") Suların pırıltılarına daldıkça denizde iki yüzlü Janus'un çehresine takılır: "yaşama çağrı, ölümedavetiye." Katlanamadığı o kadar çok şey vardır ki her karanlığa kavuşuşunda sonsuzluğa el atmış olur. Gökyüzüne ve sulara eşlik eden hüzne sarılır. "Ya çırılçıplak yalnızlık ya da aşk fırtınası dünyada beni ilgilendiren başka bir şey yok" diye düşünür. Onu kurtaran hep enginlik ve sonsuzluktur. Camus ile deniz arasında gizli bir dertleşme, mus'nün kendini bir anlık yakalayabddiği biricik yerdir. Kaderini orada zorlar sanki. Huzur sözcüğünün ağzından döküldüğü tek yer de denizdir.Öbür yandan karaya ayak basıp Brezilya tozlarını solumaya başladığında da, "zenginlikle yoksulluğun en küstah biçimde içiçe geçtiği bu ulke"nin ucsuz bucaksız mekânlarına vurulur. Oysa sürüklenıp duran, moda topluluklardan nefret eden, ama hiçbir şeye kendisi karar veremeyen bir program mahkumudıır burada. Uzun uzun kendi kaleminden çıkan tek egzotik metin olan bir Brezilya macumbasıru anlatır. Bu ayin ve ayrıntılı büyüyen taş öyküsü, daha ılerde aynı adla yazacağı başka bir hıkâyesinin de doğumyeriolacaktu. Bu gizemli toprakları arsınlarken, iki büyük güç arasında bir se<,im yapmayı reddettiği bu dünyada unuıdun belki yeni bir kültürden, belki Ctiıney Amerika'dan fışkıracağı vehmıne kapılır. Çünkü siyahların esrarengiz dış çehrelerinin altında bir kâtipler ordusunun pusuda beklediğinin de faıkındadır. Müthiş ve tenha uzaklıklan, ı^lenmemiş topraklarıyla aşık oldugu Brezilya'da da hep o lanet olası varoluş sorunuyla yüzyüze gelir ve gezinin sonlarına doğru iyice çöker. I FiiM.ılığı ağırla şınca nihayet geri dönme çabalarına dagirişir... Böylece Camus, ünlü olarak çıktığı ilkveson gezisini sıkıcı bir serüvenolarak noktalarken, biz de aslında onunla birlikte, onun tuttuğu aynada gündelik hayatımız ve ilişkilerimızın bugünkii yansısını scyretmiş olduğumuzun avıınıına va tırız. Zayıl anl.ım çırpınışları kırık bir k.mat gibi sonunda ı^arpmazolur ve (lamus, Yabancı ve Vebagibidah.ı sonraki '< ışv.ıpıtların n ılk ıpuçlaıni verdiği bu günlüğündeyüzyüımızındeğişmeyenyüzeyselliği tiksintiyle ozetler: "Dans ediyor, kart alip veriyor, tekrar bulu^acağımıza söz verip yemınler ediyoruz. Yarın herkesi unutacak." • Amerika Günlükleri / A/hırt Camus/Çev. Ostnan Aktnhuy / (>A kı Yayınevi/88s. SAYFA 1» ğim. İçimdeki her şeyi barışçı hale getirecek " Yüzyılına ısınamayan, sonunda dönüp dolaşıp içindeki ıssızlığa sığınan bu yalnız ruh, gezisinı gözlerini denizden ayırmadan tamamlayacaktır... Yeni kıtaya üç yıl sonra dönecektir ama. Bu defa geminin rotası Güney Amerika'ya çizilidir Yalnız. Yirmi C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI f | 7 scssiz bir diyalog ziyafetidir günlükleri. Her sıkıcı günün akşamında denizin huzurunda ona hesap veren mütevazı bir fani. Ve kırılmış duygularıyla bu insanoğlunun iiçlü sacayağı: Camus, deniz; deniz, hiizün; hüzün, Camus'dür. Kara ayak basıp insarılara ve medeniyete ulaşma fikri bile korkutur onu denizin ortasında. Işte orası, Ca
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear