24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

"Gezi yazısı, edebiyatın içinde kalan bölümleri ile edebiyat dışına taşan yönleri, röportaj türüyle içiçe geçen alanlan bulunan bir ya7i türu" diyerek başladığı incelemesinde "Gezi yazısının hangi yönüyle, ya da özellikleriyle edebiyat kapsamina girdiği, nesnel bir değerlendirme ölçütü gerektirir" tezinı savunuyor; ve "Cumhuriyet döneminde gezi kitap ları yönünden, önemli bir gelişme olmadığı" satırlarıyla yazısını bitiriyor. Türklerin çok dolaşmasına karşın, edebiyatımızda niçin gezi kitaplarının az olduğu konusunu, Bukct Uzu ner, "Sırt Çantamda Coğrafyalar" (Bağlam D«mrörfu Yayınları, İstanbul, 1992) kitabıma yazdığı na'zik önsözünde, kendi üslubunda, hoş bir şekilde sorguluyor. Sayın Uzuner, "IIginç, renkli, bağımsız, aydın, serüvenci ve tekil yaşamayı öğrenebilmiş ve bunları edebiyat tadıyla, kalemiyle dile getirebilmiş Türkler'e rastlamayı düşlüyor.." Byron Farewwel, Richard Burton'un biyografisine "Kaşif uygar bir insandır. Keşif ise gelişmiş entellektüel bir kurumdur" sözleriyle başlar (Rana Kabbari, Avrupa'mn Doğu İmajı, Bağlam Yayınları, İstanbul, 1993'eatfen). Bu bağlamda, Türkçe'deki gezi edebiyat ı incelendiğinde verilen eserlerin çok sayıda olmadığı görülür. Çünkü "Keşif sözcüğünün kapsamına sadece bilinmeyen ülkelerin coğrafi açıdan tanıtüması girmez. Büinen coğrafyalarda, bilinmeyen insan öğesinin de "keşfi" keşiftir bence. Buket Uzuner'in ["Bir Siyah Saçlı Kadın'ın Gezi Notları", Gür Yayınları, 1989] adlı eseri, farklı coğrafyalarda insan öğesinin keşfetmeyi amaçlayan eserler içinde ilk aklıma gelen bir örnektir. "Gezi edebiyatı, bir edebiyat türü müdür" sorusuna benim yanıtım, gezi türünün bir edebiyat türü olduğudur. Niye olmasın ki? Duyguların, düz yazıyla, romanöykü şeklinde; şiirle, denemeyle, mektupla anlat Jması nasıl edebiyat kapsamına giriyorsa, herhangi bir coğrafi mekanın, tüm öğeleriyle yazarda uyandırdığı duygu titreşimlerinin yazıya dökülmesi de pekâlâ edebiyat kavramına girebilir. Yeter ki o duygu titreşimleri, edebiyat tadıyla C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 180 harmanlanabilsin. Çağdaş Türk edebiyatında, gezi türündeki eserleri birkaç başlık altında toplamak mümkündür. Bu bağlamda ilk akla gelen, görevi gereği sıklıkla gezme olanağı bulan gazeteciyazarlarımızın eserleri olmaktadır. Ancak bu başlık altındaki yapıtlar, yazarın belirli bir zaman süresinde ve gorevinin izin verdiği kadarıyla, gezip "görebilme" olanağı bulduğu orandaki gözlemlerini, izlenimlerini yansıtmakla sınırlıdır. Bu tür yapıtların ağırlık merkezini, yazarın sınırlı coğrafi mekandaki izlenimleri oluşturmaktadır. İşin, antropoloji, etnoğrarya, duygu ve insan unsuru doğal olarak biraz zayıf kalmaktadır. Bubaşlık altında, Hikmet Feridun Es'iıı öncü niteliğindeki kitaplarının yanısıra, Fikret ütyam'ın "Gide Gide"lerinin, Çetin Altan'ın "Orta Asya Yolları"nın ayrı bir yeri ve tadı olduğunu belirtmek isterim. Bir diğer grup ise, yazarlarımızın davet ya da kendi olanaklarıyla belirli bir süreyi aşmayan gezilerinden arta kalan izlenimlerinden oluşan yapıtlar dır. Benim gezi edebiyatından anladığım, gezilen ülkelerin gelenek, görenek, tarih gibi çeşitli kültür öğeleriyle birlikte; yazarın duygularını, çağrışımlarını harmanlayarak, üzerine edebiyat tadı eklemesi suretiyle pişirdiği eserlerdir!. Benim gezi edebiyatından anladığım eserler, okuyanı bilgilendiricidir; uzak dü^lere kırbaçlayıcıdır, haritala ra sevdalandırıcıdır, duygularını mahmıızlatıcıdır! Bu nedenle gerçek gezi edebiyatına, girebilecek bir eserin, yazarın sadece yüreğiyle gözlerini yanına alarak; kendini sokaklara, meydanlara, çarşılara, yerel taşıtlara, çayhanelere, meyhanelere, müzelere, tapınaklara vurması sonunda ortaya çıkabileceğine inanıyorum. Gezgin bir yazar gözlerini halk mürekkebine bandırmalı; ucunu duygularıyla yonttuğu kalemiyle sevda papiriisünc yüreğini yazabilmelidir. Çağdaş Türk edebiyatında örneklerine pek rastlanmayan bir tür de, yazarın yurtdışı coğrafyaları mekan olarak kullandığı öykii ve romanlardır. Joseph Condrad, Somerset Maugham, Jack L<^ndon, Ernest Hemingway, Graham Green ve Alberto Vazques (Tuareg, Can Yayınları, 1993) gibiyazarların, asıl ülkeleri dışında yaşadıklarından oluşturdukları öyküroman türlerinin benzerlerini, kendi edebiyatçılarımızda görebilmek hemen hemen olanaksızdır (Almanya'da yaşayan edebiyatçılarımız dışında. Hoş onların da 'vatanı' Almanya olduğuna göre, oradaki eserleri bence yukarıdaki örneklere tam oturmamaktadır.) Bu konuda benim bildiğim bir iki örnek arasında, Nazlı Eray'ın "Pasifik Günleri" (Can Yayınları) ve Necati Cumalı'nın "Revizyonist"ini (Tekin Yayınları), Buket Uzuner'in "Balık Seslerinin tzi"ni (Can Yayınları) sayabilirim. Dileğim, edebiyat tadına bulanmış. farklı coğrafyalarda geçen eserlerin, edebiyat dağarcığımızdaki ağırlığının artmasıdır. Unutulmaz Küçük Prens'in yazarı A. Saint Exupery'nin, tnsanların Dünyası adlı kitabındaki sözlerini tekrarlamama izin verin lütfen; "Başkalarına ulaşmaya çahşmah insan. Kırda uzun aralıklarla yanan bu ateşlerin bazılarıyla ilişki kurmaya çalışmalı." Son birkaç yıldaki Türk edebiyatında gezi kitaplarından bir demet Bir Demet Pasifik: Nadir Paksoy, İstanbul, 1989, Bağlam Yayınları Sırt Çantamda Coğrafyalar: Nadir Paksoy, tstanbul, 1992, Bağlam Yayınları Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notlar: Buket Uzuner, İstanbul, 1989, Gür Yayınları Seyir Defteri: Nedim Gürsel, İstanbul, 1990, Can Yayınları, Latin Amerika'nın Atar Damarlan: Osman Balcıgil, İstanbul, 1990, Belge Yayınları Turkuaz Günlüğü: Murat Özsoy, Ankara, 1990, Ekin Yayınları, Ne Mutlu Ulysses Gibi: Demir Özlü, îstanbul, 1991, Simavi Yayınları Adı Afganistan: Hasan Uysal, îstanbul, 1989, Boyut Yayınları • Pandispanya: Mine Saulnier, İs tanbul, 1990, CepKitapları Katmandu'dan Meksika'ya: Zeynep Oral, îstanbul, 19 , Milliyet Yayınları, Tel (1) • SAYFA 13
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear