Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
dan şiir dili" (s. 43256) başlıklı bölüıııde geniş olarak işlenmiştir. Bu bölüm bir anlamda "Şiiri şiir yapan nedir" sorıısıına verilen geniş soluklu bir yanıt değerindedir: Şiir dilinde doğal, rahat ve içlen bir söyleyişe nasıl varılabilirr1 Yanıtı ortada: konuşulan dilden yola çıkılarak. T.S. Eliot bu konuda şunları söylüyor: "Şiir dili, konuşma dilinin ve oııdaki musikinin cn kusıırsuz şeklini sunmak zorundadır. Gerçektc şiir diliyle konuşma dili birbirine öyle yakın olmalıdır ki, bir kimse o şiiri dinlerkcn 'Eğer şiir dili kullanmasaydım böylc konuşurduın,' diyebilsin." (s. 49) Şiirin etkileyiciliğini vekalıcılığını sağlayan öğelerden biri de, kısaveeksiltilianlatımdır. Bu konııda en büyiik lanık atasözlcri ve deyimlerdir. Rıınlarda anlanısal yoğıınluk, çarpıcı dilse I dii/.f nlemele rle yani kısa ve eksiltiliuıılaiımlaılasağlanınıştır. Yaygın bir görüş yardır: Şiir düşüncelerle değil, sözcüklcrlc yazılır. (Bu görüşe kaıılmayanların bıılunduğunu da beliıımeliyiz.) Sözcükler de çağrışıınlann odağı olan göstcrgeleri verir. Göstergelerin hem scsscl, hem de anlamsal gücü bıılunmaktadır. tştc şair gerçek başarısını göstergelerin oluşturulnıası, biıleştirilmesi ve seçimindeki ustalıkta gösterir. Diğer deyişle şair, göstergeustasıdır. Hcmenherhirgöstergenin doğal dilde bir temel anlamı (I). Aksan, temel anlam teriminin gelenekseldilbilimdeyeraldığını.çağdaş dilbilimde buna göndergesel anlam dendiğini belirtiyor. s.78) ve çeşitli yananlamlarıyla duygu değerleri vardır. (Yananlam, sözcüğün temel anlamı dışında çeşitli kullanım bağlamlarında kazandığı anlamdır. Duygu değcri isc güslergelerin bizde uyandırdığı duygunuıı (oluınlu ve olumsuz) değerini gösterir. Göstergenin duygu değeri bir anlamda duygusal anlamın'nı da belirler. Bu durunı şiir söz konıısu olduğunda kimi tarklılıklar göstermektedir. Şöyle ki şair, okuyucu/ dinleyicinin zihninde zengin birçağrışım, tasarım ortamı oluşturabilmek için sözcüklcri, doğal dildeki anlaınlarmın yanı sıra özel anlamlar verecek, duygu değerleri yaratacak biçimde de kullaııabilir. Buna kişisel kullanım adı verilnıekiedir. Sözgelîmi şiir kitaplarının adlarını şöyle bir anımsayıverelim: Hasrctindcn Prangalar Eskittim (A. Aıil), Gri Divan (E. Batıır), Galata (İ. Berk), Kirli Ağustos (E. Cansever), Çocıık ve Allah (F. H. Dağlarca)... Bu adların her birinin, tarklı duygu değerleri olduğunu/oluşturduğunu biliyoruz. Dilsel göstergeler, kendi içeriklerini çağrıştırmaktan haşka, kimi ses yakınlıkları ncdeniyle başka göstergeleri de çağrıştırabilmektedir. Bu, fazla olnıaC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1TS makla birlikte kimi şairlerin başvurdukları bir şiirsel anlatım yoludur. Sözgelimi C. Süreya'nın bir şiir kitabının adı olan Üvercinka, "güvercin"i çağrıştırınaktadır. D. Aksan, (ka) ckinin İslav kadın adlarına gelirilen hir küçültmeekiolduğunu belirterek "Cjerek güvcrcin tasarımı, gerek İs lav kadınları imgesi şiirde anlatılan kadınla birleştirilmekte, böylece okuyan/ dinleyenin zihninde değişik ve zengin bir tasarımlar yumağı oluştuıulıııakta dır.'Ms. 105) demektedir. öğeleri şiirde de arar: bağdaşıkUk (metni kuran sözceler arasında birtakıın dilbilgisel öğeleıle bağlanıı sağlanması), tutarlılık (bir metni olııştıırurkcn sözceler arasıntla kurulan anlam ve mantık bağlanlısı). Bu bağlamda D. Aksan, Şeyh Galip'in bir gazelini, Y. K. Beyatlı (Ses), (',. S. Tarancı (Otıız Beş Yaş), Hm rah, I*. H. Dağlarca (Değirmilcr) ve llilıni Yavnz'un (Fcyyaz) şiirlerini inccler ve bunların tam bir metin özelliği gösterdiğini dilbilimscl açıdan kanıı lar. (Anlamın beyitte tamanılandığının ıleri sürıildüğii I)ıvan Şiirinın bu açıdan yeni bir değeıiendııınesinin yapılması nın yerindeolacağını vurgular.) Gerçekten de şiirin gereğince anlaşılabilmesinde mctindilbiii minkatkısıbiiyüktür. Şiirin kalıcılığını sağlayan öğeler/ö/.ellikler nelerdir? Sanıyorum, şiiri şiir yapan öğekr (D. Aksan'ınkitabındanözetle meyeçalıştığımöğeler), aynı zamanda şiirin kalıcılığını da sağlamaktadır: Doğallık, içtenlik, dilin müzikalitesini oluşturan öğcler, özgüıı anlaiım ve içeriğin evrenselliği. D. Aksan bu konuda Posner'den şu alıntıyı veriyor: "Bir metnin şiirsel açıdan 'canlı' olarak nitelenebilmesi için.onun yalnız bir tarihsel dönemde değil, birçok döncmlcrdc estetik işlevini koruması gerekir. Yani değişcn toplumsal kültürel koşullara karşın, alıcıyı (metinçözüciiyü) hâlâetkiliyorsa canlıdır ( • . Çağdaşlarının ve gele•• ) cek kuşakların benimscycbileecği bir estetik kod yaratabilen 'büyiik sanatçı'dır."(s. 272273) D. Aksan, Şiir Dili vc Türk Şiir Dili adlı bu kitabında, şiirin bir anlam ve ses hütünlüğü olduğu, iyi bir şiirin ancakyeteneklibirşairindileegemenliği, dilin gücünü ve gizlerini iyi bilip kul lanmasıyla oluşturulabileceği gerçeği ni, biryandan yabancı veyerli dilbilimci ve şairlerin araştırma ve yazılarından yararlanarak, öbür yandan Türk şiirinin değişik tarihsel kesitlerinden seçti ği ilginç ve başarılı örneklerle pekişti rerek gözlerimizin önüne seriyor. Değerli 1 Iocamızı bize böylc giizel bir kitap hediye ettiği için en içten dilekleri mizle kutlarız. Hocamız» bu çalışma sı, dilbilimin çeşitli dallarında uzmanlaşmış olan genç dilbilimcilerimizi bu alana (şiiri ve şiir dilini dilbilim açısından inceleme) yönlendiren başarılı bir kılavuzdcğeridetaşımaktadır. • Şiir Dili ve Türk Şiir Dili IVrof. Dr.Doğan Aksan /BcTa Basım Yav/m I 290 s. SAYFA 17 Doğan Aksan Şiirde anlam ve çağıışım zenginliği oluşturnıa yollarından biri de eşadlı (ya/.ılışları aynı, anlamları laıklı sözciikler) ve çokanlamlı ogelerden (burada tevriye sanatını anımsatalım) yararlanınudır. Yine bu bağlamda karşıt kavramların (tezat sanatı) kullaıunundan da söz etmeliyiz. özellikle benzelmelerin, eğretilemelerin, mecazların... dilbilimdeki terimleriyle deyim ve ad aktarmalarının, dinlcyici/okuyucııda bambaşka atmoslerleryaraıtığı bilinen gerçeklerdendir. Ru deyim ve ad aktarıııalatının büyiik bir bölümü alışılmamtş bağdaştırmalar biçimindedir. Kitaptaki örneklendirmelerden alıntılayalını: zerakı derıın "gönül kayığı" (Şeyh Galip), akıl scfincsi "akıl kayığı" (Pir Sulutan Abılal), earşamba çatladı (A. İlhan), gözü bağlı bir leylak kokusu (C. Süreya), ölümün anayurdu (H. Yavuz)... Şairlerin zaman zanıaıı bilinçli olaıak başvurdukları yollardan liir başkası da sözcüksel sapmalardır: Şair, şiirini kurarken bir ses, anlam ya da başka bir şiirsel öğe olarak kimi yeni sözcükler yaratabilmekte (meyillenmek Y. K. Beyatlt; giinciil, uykııca, uykucek, ölürkeıılik F. II. Oağ'arca; üzümcül, bıkıntısız M. Eloğlu), kimi eskil biçimler kullanmakta (aldatmıyorum ü . Asaf) ya da kimi anlambilimsel sapmalara (bunlar yukarıda sözünü ettiğimiz alışılmamış bağdaştırmalardır) başvurmaktadır. Ancak şunıı özellikle belirtmeliyiz: Bunlar şiir dilinin sözvarlığı içinde büyiik bir toplaın oluşturmamaktadır. Şairler dilin ses diizcninden de olabildiğince yararlanmaktadırlar. Çünkü dilin ses düzeni beliıii bir müzikali teyi yansıtınaktadır. Buııu da sözcük lerin, sözcelerin vurgu.su, ezgisi, tonu, yeğinliği, seslemlerin (becelerin) uzunluğukısalığı... beliılemektedir. Şiirin uyak örgiisü beliıii seslemlerin yinelenmesi, kimi sözcük yinelenıeleri, öl^ii (vezin: aruz ve hece) ve ritm hep dilin müzikalitesini oluşturan ögelerdir. (Sözce: (birsöylenıde)konuşucu nıın belirli bir bağlamda ürettiği söz [sözcük, bir ya da daha çok tümce].) Her ne kadar günüınüz şiirinde eski öneminiyitirdiyse de şiirin biçimi (nazım biçimi: gazel, kaside, koşma, mani, sone...), şiirsel söylemin oluşturulmasında belirli bir rol oynamaktadır. Bugün hemen her şair, içeriği en başarılı biçimde yansıtabilecek bir biçimin peşindedir. O denli özgürdür ki, her şiirinde larklı bir biçimi denemekten kaçınmaz: dize sayılannın değişkenli ği.dizelerin: (a) uzunluk vekısalıkları, (b) belirli sayılarda kümelendirilişi, (c) beliıii görsel imgeleri (sözgelimi B. Necaligil'in bir şiirinde terazi kefeleri biçiminde, s. 253254) yansıtacak biçimde düzenlenişi... Şiirin, yazının başında iletişime dönük bir metin olduğunu söylemiştik. Işle metindilbilim de, belirli bir bildiri yi dinleyici/okuyucuya aktaran şiirin, "özel biitünlüğü olan bir metin" olduğunu belirtir ve bir metni oluşturan