24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

şik denklemi bizzat 'modern' bir şeydir ve insanlan belirsiz bir arayışın ortasına bırakır. Belirsizdir, çünkü 'otorie* somut bir şey olmaktan çok, bir süreç olarak anlamlandırılabilir. Sennett'in ifadesiyle "Otoritenin iktidar koşullartnı yorumlama, bir güç imgesi olarak tanımlamak suretiyle denetim vc nüfuz koşullarına bir anlam verme çabası oldıığu (...) " söylenebilir. "Aranılan bomut, güvenceli ve istirarlı birgüçtür, (...)" (s. 25) Ancak aranılan şey somut da olsa 'otorıte' gündelik hayatta somut bir şey değildir. İktidar ilişkilerinin her farklı yorumlanışı, zamanın kararlı markajı alundadır. Sennett'in bu noktada cesur, ancak temkinle ele alınması gereken iddası, otoriteyi reddetme eyleminin reddedilene bağlılığı pekiştirecek bir biçimde inşa edilebileceğidir. Sennett bu iddiasını kitabın ilk yarısında geliştirmeye çalışır: "Modern toplumda otorııelerle aramızda ret bağları oluşturınada ııstalaşmışızdır. (...) Bu bağlar otoritelerin de bizi kullanmalarınısağlar' (s. 34). Sennett bu varsayimdan yola çıkarak, modern toplumda bu şekilde reddedilen iki otorite imgesinin kuruluşunu sorgular. Sahte bir sevgi sunan otorite imgesi. Yazara göre, bu imgelerin ikisi de kötücüldür ve kendilerini yadsıyanları tuzağa düşürürler. Bu imgelerden "Paternalizm, geçen yüzytlda yeni iktidar gereçlerinden çalışma yaşamının aileden kopuşu, açık bir emek piyasası, genişleyen kentler yeni bir topluluk yaratmanın bir yöntemi olarak (...)" doğmuşken, "Özerklik, bu yeni iktidar gereçlerinin izleyebileceği, bir diğer yön olan bireyciliğin mirascısıdır." (s. 91)Sennett'e göre, otorite imgelerinin yadsınmamasının onlara bağlılığı pekiştiren bir biçimde kurulmasına neden olan, burada otoritenin yadsıyan taraiından dışsallaştırılması, bir 'öteki' olarak algılanmasıdır. "Otoriteyi, kendi yarattığımız bir güç ve zayıflık olarak tasavvur etmekte güçlükçekeriz." (s. 199) Sennett kitabın ikinci yarısında ' otorite'nin içsel bir süreç olarak yaşandığını ve kuruluş öyküsünde güçlü bir zayıfın fiili elbirliği olduğurrtj göstererek, kötücül biçimlerinin nasıl dönüştürülebileceğini ele alır.'Otorite'yi dönüştürmeye yönelik bilgi ve deneyimi özel yaşamımızda ediniriz. "Yadsıma kültürünün etkisi, özel yaşamımızdaki otorite oluşumu ve otorite parçalanışıyla kamu alanındaki otorite arasındaki ilişkiyi koparmak yönünde olmuştur." (s. 199) Sennet, bunun tersini, özel yaşamda otorite hakkında edindiğimiz bilgi ve deneyimin kamusal yasama taşınmasını önerir. Çünkü, ancak böylece yeni otorite biçimleri tasarlayabilir, yadsıdıktan sonra kurabiliriz. Sennett, Hegel'in köleefendi diyalektiğinden yola çıkarak otoritenin ancak zayıf olan tarafından dönüştürülebileceğini göstermek ister. "Hfendiyi kendi gücü körleştirmiştir; egemen olmanın zevki, bu egemenliğin sona ermek zorunda olduğunu kavramasına engel olur." (s. 173). Sennett, dönüştürmekten söz eder Çıinkıı ona göre, 'otorite'ye gerek duyulmayan, kimsenin kimseye karşı hiçbir yükümlülük taşımayacağı bir toplum tasarımı pek 'tckin' değil dir. Onun için, yapılması gereken, otoritenin dönüştürülmesi, gözle görülür, anlaşılır hale getirilmesidir.Fakat, özel yaşamımızdaki deneyimin kamusal yaşama nasıl taşınabileceği ucu açık bir soru olarak kalmaktadır burada. Gerçi, yazann komut zincirinin her aşamasında denetimin 'demokratik deformasyon'a uğratılması ve hayal gücünü kamusal alanda işlevsel kılmak gibı somut önerileri vardır, ama bunun bürünebüeceği kolektif biçimlerin gösterildiğini söylemek güçtür.Sennett'in konumu, 'modern' toplumun karanlık yörelerine yönelik ciddi bir eleştirellik arz eder. Onıı ayırdedici kılan, perspektifini postmodern zirzopluklarla sulandırmaması, liberal fantazilerin alacakaranhk kuşağını yırtarak, özgürlük ' talebinin, özel yaşamda kazanılan deneyimin kamusal yaşama taşınabildiği oranda anlam ka/.anabileceğine dair somut bir öneriyi dillendirmesidir. Çünkü, "Bilincimizin karmaşıklığını, kolektif deneyimin standardı haline dönüştürmeye çalışma/sak, yalnızca efendilerimizin çıkarlarına hizmet etmişoluruz." (s. 170) • Otorite / Richard Sennett I Çev.. Kamil DurandIAyrınlı Yuyınları 1203 s. Umut edebiyatının yedi canlı şairi İdris Atmaca Okul cocukları gibi masmavi HİİSEYİNftLEMDAR • d m Aımaca (d. 1954, Niğde) şiirI lerini sisli zaman aralıkları ve zam I anaşımlan dolambacında Türk B Dili, In Vivo, Etlatun, Ozanca, Yazıt, Varlık, Çağdaş Türk Dili ve İnsancıl gibi dergilerde yayımlayan, umut edebiyatının yedi canlı şairlerinden biri. Dahası umut edebiyatının "masmavi bakışlı" şiir çocuğu. (Boğazında en bon geçen lokmanın iosili ve Yâdigar Ejder kılığında bir sinenıa emekçisi Taksim Parkı'nda!.) Yayımladığı üç kitabı da sisli zaman aralıkları ve zamanaşımları dolambacının duruluğundasanki: Sancı (1974), ŞafakSökerken (1978), Ekmekarası Umut (1992)... "Ekmekarası Umut", İdris Atmaca' nın 19841991 yılları arasında yazılmış 49 şıırını ıçerıyor. Ekmekarası Umui, İdris Atmaca'nın 19841991 yılları arasında yazılmış 49 şiirini içeriyor Çoğu 19881991 zaman dilinıi içinde yazılmış ve yaşamın „, alnına kondunılmuş şiirler. Bir yerinden yakamıza iliştirilmiş "mektuplarınızı/ cumartesileri gönderin e mi/ pazartesileri/ okul çocukları gibiyım " diyen bir içtcnlik ve alçakgönüllülük, Kır yerinden ekmek arasına Ncrleştirilmiş "işssizlikle ta ı.ılı saçların/ işsi/.likle yu ıııulu gÖ7İerın/ midende ılcrin ayakizleri işsizliğin/ ıçmde ne korku, ne yalnızlık, ne huzün/ içinde müthiş bir keder/ buyür bir çığ gibi" diyen bir kavgavehüzün karışımı yaşama isteği. (Burada şiir çocuğu Atmaca'nın beş yıl sakladığı, 1980'de İstanbul Siyasal'ı bitirme diplomasının hüznii geldi aklıma. Uslu diploması ve kendi nerdedir aca ba! ? Atmaca'nın sesi şiir ve biraz da Mcak leblebi kokusu değil midir1) Bir yerinden de "ıslak bir hüziınle" vedalaşma, "gülümseyen türkü " tadında bir buluşmadır Atmaca'nın şiiri. Sen de Katıl söylemiyle şiire dönüşen bir umut: "şiir değil de ne ki/ kavgamı zın haklı inancını/ güçlü kılan." Ya da seslerin renginde gççmişle şimdi arasında kurıılan yaşamsal orantı: "hey garson/ temiz bir tepside/ gülüşünü getir mona lisa'nın/ ha/ rakıları kaldır dolaba/ leonardo/ gelmeyecek galiba". Evet, Leonardo gelmeyecek! İdris Atmaca da gelmeyebilir. Her geçen gün biraz daha "naneci tekerlemeleriy • le, sözcük oyunlarıyla" yaşamın gerisine düşen şiirimiz İdris Atmaca'sız ve Ekmekarası Umut'suz kalabilir!! "Hadi beni yaz/ terinim senin" diyen bir sese dokıınacak kadar içten ve alçakgönüllü olan İdris Atmaca için şu aşamada daha ne söylenebilir ki.• Her şeyden önce bir şair olarak kendıni ya zıyor. Kendi şiirini yazarken de bir başkalarmı. Özgün ve soylu bir şiiri var. Sesini daha geniş kitlelere duyurmak için dergilerde daha sıkça görulmesindeyarar var. Dergilerin toplumsal duyarlılık taşıyan şiiıleri epeydir gö zardı etmesi, şairin kendi şiirini zamana ertelemesi anlamına gelmez. Kararma ve karmaşıklıkları bir lilnı gibi birarada yaşayan günümüz şiiri içinde sabırlı, duru ve her dizesinde kendi sıcaklığını taşıyan bir kitapla ta nışmak istiyorsanız.. Ohalde Ekmekarası Umut içinondakikaara! • Ekmekarası Umut/ telris Atmaca/ Şiir/ tnsanal Yayınları/64s./2O.(XX). 7 1 . SAYFA 17 C U M H U R IY E T K İ T A P S A Y I 1 7 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear