Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
bu küçük kitabı. Onun başka bir yanı daha var ki, ancak büyük romancılarda bulunur. Ayşe Nil kendisine o denli kötülük eden kişilere kızmıyor. Onların hepsine sevecenlikle bakıyor, onlarla nihayet ince ince alay ediyor, gülümseyçrek. Kişilerini aklar, karalar diye ayitıp, aklara ballı badem, karalara zehir sunan yazarlarımızı göz önüne aldığımızda,bu iyi bir sanaçı davranışı. Ayşe Nil herhalde roman yazacak, iyi roman yazacak. Kaçıklık Diploması'nda üzerinde durulmaya değer başka özçllüder de var. Bunlardan biri yazarın kükür birikimi, gözlemleri. Ayşe Nil delirmeden ve deliliği geçtikten sonra okumuş bir aydın. Onun telsizleri çevresinin ve insanların bütün sorunlarına açık. tslamiyete merak sarınca Kur'an'ı okuyor, üç defa yeniden okuyup hatmediyor. Atatürk'ü anlamak isteyince işe Büyük Nutuk'tan başlıyor. Yani hazır kalıplarla yetinmiyor, kulaktan dolma bilgileri bize aktarmıyor. Bu nedenle gözlemleri ve yargıları kendine has. Kitabın şurasında, burasında onun müzikle, dinle, eğitimle, Atatürk devrimlerı ile ilgüi görüşlerini hiç olmazsa orijinal buluyorsunuz ve bu çabaya saygı duyuyorsunuz. Kitap bir yaratma sanciM içinde kısa zamanda doğum yapmış olmalı, ama önemli bir kültür birikimıninçocuğu. Kitabın ikinci katında delilik nöbetleri için kurulan hayaller, saçma sapan istekler, gerçekleştirilmek istenen işler yer alıyor. Uzmanlar belki bilir; ama ben bilmiyordum. Bunların hemen hepsi delinın fikir ve duygu dünyasına sıkı sıkı bağlı şeyler. Deli saçrrraları öyle havada sallanan şeyler değil. Ayşe Nil, Siyasal Bilgiler'i bitirmiş; 1960 yıllarının sancılı araştırma yıllarında, hocalar, öğrenciler oturup, devleti ve Atatürk devrimlcrini nasıl kurtaracaklarını tartışıyorlar. Ayşe Nil delirince tutuyor, kendi kafasında bir örgüt kuruyor; Atatürk devrimlerini koruyup kollayacak. Kendisine o günlerde normal gelen saçma yollarla herkesten mesaj alıyor; üyelere mesajlar veriyor. İsmet Paşa'nın evine telefon ediyor, telefonu bir kere çaldırıp kapatıyor. îsmet Paşa Ayşe Nil'in ne istediğini anlamıştır. Polis radyosunu dinleyince devrim taraftarlarından, yahut düşmanlarından mesajlar alıyor. Güzel bir ev görünce sahipleniyor değerli bir arsa görünce kendinin olduğuna inanıyor. Ama devletin parkını sahiplenmiyor. O devletin mah ve bütün Siyasal BilgiC U M H U R İ Y E T KlTAf SAYI 1 7 3 liler gibi Ayşe Nil de devleti sayar. Evinde kocasımn satın aldığı ne varsa kırıyor da, kendi mallarına dokunmuyor. Bu zırva düşünceler içinde çocuklukla ilgili baskılardan sıkıntılardan pek azı var. Hele cinsel fantezi hiç yok. Ayşe Nil'in delilik sıktntıları yetişkin olduğu ydların ve yaşadtğı günün sorunlarınalıağhlGerçi onun çok sıkıntıU, sorunlu bir çocukluğu olmuş; kavgab bir ana baba, kendisini sık sık döven bir ağabey filan. Ama bunların üstesinden gelmiş olmalı ki, Siyasal Bilgilerde başarılı bir öğrenci, voleybol takımının kaptanı, politik davranışlarda önder İçinde yaşanan devrenin sorunlarına dokunamayan, onları değiştiremeyen ruh doktoru, hastayı çocukluk yıllarının sıkıntıları üzerinde düşünmeye, onları suçlu saymaya açarak, iyileştirme yolu arıyordu. Ben Ayşe Nil'in deneyinden anlıyorum ki, eğer, hastanın içinde yaşadığı güncel sıkıntılar değiştirilmezse iyilik umudu az. Bugünün ruh doktoru da değişmeyi başaracak durumda değil. Eğer doktor, hastaya iş bulamıyor, yahut îşini, eşini ve çevresini daha sıcak ve daha az tehlikeli hale getiremiyorsa, hastanın işi Allah'a kalmış demektir. Böyle olmasa, Ayşe Nil bir gcnç kız uluyor. Ama onun delilik sayıklamalarına yansıyan sıkıntıları çocuğunun ölümü ve evlilik hayatının baskıları ile ilgili. Buna bakınca insan Freud'cü yorumdan iyıce kuşkulanıyor. Freud'cü yorum ve iyileştirme yöntemi, ortaya atıldığı yıllarda devrimci bir yöntemdi. O vakte kadar tabu sayılan, yasakların en büyüğü içine alınmış olan, seks hayatını konu ediniyor, insanları bu konuya eğilmeye zorluyor ve ruhsal sıkıntıların ve bunalımların temelinde çocukluktan beri baskı altında tutulan cinsel arzuları görüyordu. Bu yorum ve iyileştirme yöntemi sonradan tümden tutucu bir hal aldı. neden eşinden ayrıldıktan sonra, kendi deyişi ile insanları tımarhaneye götürecek olan evlilik çemberinden kurtulduktan sonra, iyileşsin. îşin içinde bir otoriteden bunalma, kendi kişiliğini baskıdan kurtarma sorunu var. Bunun için Freud'den sonra gelen antropoloji bilginlerinin görüşü haklı olmalı. Erkeğin kompleksi, anasını baba denen başka bir erkeğin yatağa götürmesinden kaynaklanan bir cinsel kıskançlık olmamalr, babaya düşmanlık kompleksi baba otoritesine, çocuğu baskıda tutan kişiye karşı duyulan bir düşmanlık. Eskilerin eşref saat dediği bir an var dı. Bu anda gökyüzünde iki yıldız birbiri ile kesişirmiş. Bu saatte doğan çocuklar büyük adam olur, bu zamanda başlayan sefer başardı bitermiş. Ayşe Nil'in kitabı böyle eşref bir saatte çıktı. Türk toplumu tarihinin ikinci büyük yapı değişmesini yaşıyor; sanayi toplumu olmaya geçiş bu. Bu sürede öz çevresinden kopan, köyünden, mahallesinden, ailesinden uzaklara savrularak yalnız kalan Lnsanlar daha çok delirecekler. Delilerimizin sayısı artacak. Bunu söylerken kendini akıllı sayan delilerimizin eksik olduğunu, yahut az olduğunu söylemek istemiyorum. Yalnız politika alanında yaptlanlara bakınca, elhak, onların kökü suda. Ben gerçekten sapıtacakları söylüyorum. Kaçıklık Diploması böyle bir zamanda bize delilere nasıl davranmamız gerektiğini söylüyor: "Bilir misiniz deliler de insandır? Üstelik onlar sıcacık, sevecen, zeki, duygulu, duyarlı insanlardır. Ünlar farklıdır başkalarından... Bilir misiniz deliler sıfırı tüketseler de, kendilerine yönelik her şeyi algılarlar. Hatta, belki de, normal insanlardan daha fazla." Karanlık kapılar ardından, şoklardan, yakınlarının incitici davranışlanndan, hatta tokatlarından geçerek kendini kurtaran bir delinin bize sunduğu bu duygulu uyarma etkili olacak. Geçmişin bütün hoyrat, eskimiş ve kötü kurumlarını tek tek elden geçirip, yerine daha yeni, insana daha çok değer veren, daha sıcak ilişkiler aradığımız bu günler de "deliler"e karşı tutumumuzu değiştirmemek yeni toplumumuza yakışmaz. Onları ancak müzikle, güzel sanatlarla, resimle, çimen çiçek içinde bahçelerde, onlara insanca yaklaşarak eğitebiliriz. Yoksa yazık olur bu duygulu insanlarımıza. Ayşe Nil denen akıllı söylüyor bunları. Haklıdır. Kitabın kısa zamanda ikinci baskısını yapması, Ayşe Nil'in radyo, televizyon programlarından aranması beni ümitli kılmaya yetiyor. Gerçi Türk toplumu onu benden sonra keşfediyor ama, olsun, biz kendi kültüründen uzakta yaşayanlar biraz fazla alıngan ve duyarlı oluyoruz; yani biraz deliyiz biz de. • Kaçıklık Diploması / Ay;e Nil 15armal Yaymevi/136 s. SAYFA 3