Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Adalet Ağaoğlu'dan mükemmel bir labirent Romantik Bir Viyana Yazı PROF. DR. GURSEL AYTAÇ Adalet Ağaoğlu'nun "Romantik Bir Viyana Yazı", kurgusu ve anlatım tekniğinin yanı sıra dili, üslubu bakımından da özellikle incelenmeye değer bir roman. Anlatıcı yazar figürün şu sözleri, Adalet Ağaoğlu'nun roman boyunca kanıtladığı kendi gerçeğini de dile getiriyor: "Yazdığım dile aşığım, onda her gün yeni yetenekler, tarif edilmemiş güzellikler buluyorum." SAYFA 12 dalet Ağaoğlu, yeni romanı "Romantik Bir Viyana Yazı"nı belli ki edebiyat mcraklıları arasında son derece sınırlı bir seçkinler grubu için kaleme almış: F.serın tadıııu varahilmek, aıılatı sanatınınınceliklerinetemrinliolmavı, bunun da ötesınde kiiltür tarihinin (Avrupa ve Türk) aşinası olmayı gerektiriyor. Elc aldığı konuları bellı bir ironi uzaklığından aktarması da okuyucudan işlenmiş bir cdebiyaL zevki, duy gunun doğrudanlığını aşmış, entelektüel birsanat anlayişı istiyor. Bilindiği gibi, gerçeğe çok yakın romanlar, genellikle, bu rumanııı gerçek kıjılerle ve olaylarla doğrudan ilişkisi olmadığını belirten bir açıklamayla başlar. Adalet Ağaoğlu tersini yapıyor ve "bütün kişi, ycr, kitap adlarının, tarihlerin, coğrafyaların 'gerçeklerle' her türlii ilişkisi 'olduğunu ama Mevcut' roman kategorilerinden hiçbiriyle hiçbir ilişkisi" olmadığını sriylüyor. Meveut roman çeşitleri için "okunmuş üflenmis," deyişini kullanması, bu sözleri ironik bir havaya soksa da, iddialı bir romancıyla karşı karşıy a olduğumuzu bize peşinen sezdiriyor. Umberto Eco'nun, çağımız için "Beyaz Ortaçağ" nitelemesı Adalet Ağaoğlu'nda Türkiye için bir Yeni Barok'tan söz etmenin daha isabetli olacağı düşüncesini uyandırmış,. Avrupa kültür tarihinde, Rönesans sonrası kendini gösteren, din (mezhep) savaş,lannın büyük ölçüde belirttiği, bir yandan ölüm gerçeğiyle burun buruna olmak, öte yandan hayatın tadını çıkarmaya bakmak şeklinde özetleyebileceğimiz bir yaşam felsefesi, bir sanat üslubudur Barok. İçinde bulıınduğumuz çağ içerisinde "Barok" özellikler yakalıyor Ağaoğlu: "Hoş zaten çağ da artık hanedanları, imparatorları falan takacak çağ değil. Hepsi bir bir yıkılmış, yıkılmakta... İşçi hareketleri bir yanda; anarşist eylemleri, suikastlar bir yanda [...] hâlâ ırk ve din kavgalan ortalığı kasıp kavıırmakta;" (b. 78) edebiyat tarihinin diyalektik ilerleyi^i içinde ibe, akılcı Rönesans Hiimanizm'den sonra duygucu çizginin başında yer alır Barok; Romantizm'in Barok'la aynı duygu eksenini paylaştığı, Barok'un birçok yönlerden mirasçiM say Jdığını hatırlayınca, Ada A let Ağaoğlu'nun "Barok" odaklı bir romanına "Romantik Bir ..." başlığını koyu^unu, roman boyunca çok kereler "Romantik "le hesaplaşma gereğini duyuşunu vadırgamıyoruz. "Romantik Bir Viyana Yazı"; her biri başlıklı yedi bölümden oluşuyor: I. Anahıar Deliği, II. Süpürge Çöpü, III Tarih Der!,leri, (I II), IV. Hayatın Kıımarı, V. (îeçmisin Kokusu, Kulaklarda Fısıltılar VI. Ruzgârın Ni^anlısı, VII. Öteyan. Üslup bakımından birbirinden farklılıkları se/inlenen bu yedi bölüm içinde 3. ve ">. böliimleri, birer alt bdlume yer vermesi ve uzunluğuyl.ı (45 ve 47 sayfa) otekileıden aynlıyor. Romanın gelencksel anlatımla akıarıl nıış, dolayısiyln kolay i/Ienen bolunuı 3. bölüııı Ukııyııcuya hesap verme, anlatılanlann biı çe^it manııksal açıklaması, 6. bolunıde söz konusıı: Lde biyat biliminde romantik ironi terimiyle anılan bir anlatım tekniği. Romancı, anlattıklarının kurmacalığını hatırlatmak, okuyucuyu içine soktuğu yanılsamadan uyandırmak cesaretini gösteriyor. Okuyucuya doğrudan ses leniyor, onun olası tepkisini dcğerlendiriyor. "Belki içinizde hâlâ, bütün bu makul açıklamaları yeterli bularak, "Ne oluyor böyle LondraHyde Park'lar baroklar ve hortlaklar, KastamonuKütahya'lar, Sultanlarla sazlar, VcnedikViyana'lar, imparatorlarla ıışaklar?" diye soranlarınız vardır. 'Hadi bunlar yine neyse ne, bir de Alma'larMilena'lar, Yunuslarla Clea'lar, yetmedi Antonia'lar, hele hele ikide bir ortaya çıkan su yeşili çamaşır ipi, fare zehiri, Tuna dalgaları, dalgalarla sürüklenen cesetder?), kanlarkemikler,kokmuşşeyler"(s. 151) Romantik ironiyle öriilü bu 6. bölüın, bence okuyucuya eserin bütününu kavramada, ligürleri, dü^ünceleıi, olayları anlamlı bir dizgi içine yerlej}tirmede anahtar niteliğinde. Bu bolunıii romanın başına değil sonlarına yeıleştirnıekle Adalet Ağaoğlu sabırlı okuyucuyu ödüllendiriyor âdetâ Romantik Bir Viyana Yazı", Loıulra'da I lydePark yakınında bir caddede başlıyor. Anlatıcı, öniinde hamburger almak için koşan yeğenlerinin peşinde, aklına ve ağzma takılan barok sözcüğünun çağrısımlarıyla Viyana'ya sıçrar: "Barok, arkasına Itrî'yi, o da gerisinde bu tumturaklı tannan tümceyi taktığı tarihi andan başlayarak, nerdeyse bir saplantıya yakalandım. özellikle dilindcn anlamadığım, sözciik dağarağı sessiz harflerden, T ile başlayanlardan yana yoksul bir ülkenin barok bir kentine rahat, geniş soluklu bir hikâye uydurma sapîantısı. öyle ki, yanırnda küçükler bulıınC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 9 7