Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Zeynep Ankara "Kanatsız Düşüşler"i anlattı Yalnızlığın binbir yüzü Kanatsız Düşüşler / Zeynep Ankara / Bilgi Yayınevi 192 s. / 17.000.TL. MUR BULUM Çırılçıplak gel bana / ben sana tüm nesne oluşumu soyunup gelmedim mi? Zeynep Ankara'nın bu ilk kitabını şöyle bir incelerken Orsa Alabanda öyküsünün başında bu dizeleri gördüm ve kitaba dört elle sarıldım. Yazarların ilk kitaplanna hep sempati duyuyorum. (Kendiminki hariç) Kanatsız Düşüşler bu ilk'lik sempatisinin epey önüne geçerek, on sekiz ayrı öyküyle düşüşlerin sonundaki yalnızlıkla başbaşa bırakıyor okuru. Abartısız ve derinliği olan öykülerde okura ufak mesajlar var. Sunulan yeni kapılardan geçerken bir silkeleniş, bir gücü de beraberinizde taşıyorsunuz. Tabularına tutkun bir toplumun tutsaklarına karışmamıştık. Ki biz o tutsakların Tanrılarıydık. Aynr şeyleri savunuyorduk sizlerle, sevgili dostlarım. Ama siz, en uzağınızı severken, omuz başınızdakinc acı verdiniz.' (S. 163). Venüs, Hitler veDemokrasi, Üç tntihar, Yangı, Uykunun Ayak Sesleri, Saklı Gezegen, Yeni Bir Sürgün, Yağmursuz Bir Gecede Laf olsun Diye Bir Ölüm... Bütünbuöykülersonundagidip Zeynep Ankara'yıbuldum. Kedisinin mırıl mırü kucağıma çıkttğı sıcak söyleşiyle Kanatsız Düşüşler'e açıldık. "Kanatsız Düşüşler"tn otobiyografik ögeler taşıdığını söyleyebilir miyiz? Genelde ilk kitap için böyle bir kanı vardır nedense. öykülcr nasıl oluştu? Bu kitabın baştan aşağı otobiyografik olduğunu söyleyemem. Olmuş'u kâğıda geçirdiğimde dahi, başka bir görünüme bürünüyor. Kimi kez, yaşadığım küçük yaşam kesitlerindeki duygu yiikünü yansıttığım da oluyor. Çözümsüzlüğe düştüğüm anlarda, kafamdan bazı sözcükler geçer, onların peşine düşerim. Böyle bir tümceyi kullanmak için bir öykü yazdıgım olmuştur. Yazarlık, ipte şeytan oynatmacadır, düş ülkelerinde yapılan gezintilerdir. Zaten olanı olduğu gibi kâgıda geçir mekle yaratıcılığa hareketlilik kazandırmanın sınırlı olacağına inanıyorurn. Kitap materyalini yayınevine verdiğimde, iç indekiler sayfasında ilk öykünün yanına " 1980", son öykünün yanına da "1991" notunu düşmüştüm. Bu, baskıda çıkmamış. Yani, öyküler, bu yılların arasındaki zaman diliminde yazılmıştır. Daha önceleri de yazıyordum, ancak, yazdıklarımı elimdc tutmadım. Sonra yavaş yava$ daktiloya çekmeye, dosyalamaya ve arşivlemeye başladım. Yine de bunları ıızun yıllar gün ışığına çıkarmayı pek düşünmedim. Bunu bir iş olarak görmedim, kimliğimi de yazarlıkla belirleme gibi bir kaygım yoktu. Bu arada, toplumca daha kabul gören bir mesleğin öğrenimini yapıyordum. Ancak, psikolog olarak çalışmak da kendimi gerçekleştirmemin bir yolu olmasına karşın, yazarlık daha güçlü bir tutku olarak belirdi. Kişilik olarak bu iki zor işi bir arada yürütemeyecektim. Yıiksek lisanstan sonra öğrenciliğime son verdim, tayin olduğum yere git S A Y F A 4 küçük satırlara kıyamıyorum, ya bir öykünün başına ya sonuna, ya satır aralarına serpiştiriyorum. Bu yasak sevgiliye yasallık kazandırmaya çalışıyorum. Şu sıralar roman yazdığınızıöğrendim. Nasıl gidiyor? Doğrusu bu sevgiliyle olmadık bir zamanda tanışıp, ilişkimizi çok hızlı geliştirdik. Ancak önceki çalışmalar gibi ondan bir an önce kurtulmak istiyorsam da bunu başaramıyorum. Roman, bu ilk kez çıktığım maratonda, yolun yarısına gelmiş olduğumu dü Zeynep Ankaraı "Bu şündükçe, orta yerin benden uzaklaştığnıı görüyorum. Birbirimizle inatlaşıp duruyoruz şimdilerde. Onsekiz öyküde de 'yalnız insan'ın vurgulanışına tanık uldum. Dokunun içinde doğallığıyla karışmış bir yalnızyasak aşkım. yöneldim. Hızı lık var vc abartıyla vcrilmemiş. Hatta m l Toplumca artırmak için insanı elinden tutup bir yerlere çıkari yarışmalara gir maya çalışıyor. Aslında zaten hcrkes yalnız. Dokunun oldukça zoroluştuğuy onaylanmayan dJ Gucüm nu söyleyebilir miyiz? sevgİİİm. yettiğince, ço Çocukluğumdan bu yana hep ölüm Ayrıcaşiir £u™ katddım ve haksızlıklar üzerine düşündüm. Bu benım yaz Ölüm, bir de yalnızlık, bazen en büyük pıramıtın ucu, m a e v r e n imi di haksızlık olabiliyor. Yalnız insanlar, beni hep derinden etkilemiştir. Belki okupatlayan ve sipline etmeme mayı yazmayı bilmediğim dönemlerde kanatanucu. r^İ °AT bir kadın hatırlarım. Yaşlı, esrik ve çok .. landıkça daha yalnız biriydi. Bir çiçek tarlasına dönüşmüş ahşap terasında onunla karşılıldı Bazan elıme i yıs i n j yapabile Türk kahvesi içerdik. Kulakları, elleri, kalemi allp ceğime güve boynu hep değerli taşlarla bezeliydi. Cîüldükçe altın dişleri parlardı. Benimle olmak, o yalnız kadını mııtlu ederdi. deniyorum. olarak sonunda, Onu mutlu etmek için, her fırsatta yanıyayınevimden na giderdim. Ben deonunla mutlu oluröneri geldiğinde dosyalan gözden geçi dıım. Sonra sonra, yaşamımın her dörip götürdüm ve kısa bir zaman içinde neminde yalnız insanlar beni çekmiştir. de basıldı. Nerede olursa olsun, onlarla kontak öykülerinizde şiirscl tadlar var. Ay kurmak için bir yol bulurum. Onlar da nca öykiilerinizin başında şiirleriniz istiyorsa, bazı yaşamsal boyutları paylayer alıyor. örneğin ilk öykünüz "Do şırım. Yazma eylemim de böyle bir şey. ğuş kız"a şu iki dizeyle giriyorsunuz: Bir bakıyorum, yine yalnız bir insan "Yalnız sokak köpekleri özgürdUr / ve karşıma dikiliveriyor. Onların bazılan onlarvurulurlar". Şiirle ilişkiniz nasıl? da bana benziyor. Şiir benim yasak aşkım, toplumca 1957 doğumlusunuz. Dil ve Tarih onaylanmayan sevgilim. Ayrıca şiir pi Coğrafya Fakültesi'nde psikoloji öğreramidin tepe köşesi, parlayan ve kana niminizi tamlayıp Hacettepe Üniversitan ucu. Yaşamın çetin yüzlerinde, şiirsel anlatımlar uç veriyor. Bazen elime kalemi alıp şiirimsiler deniyorum. Bu öykülerln her blrı bırer kanat ı ı ı tesi'nde master yaptığınızı okudum. Bu insan analizlerini yazarken akademik bilginizin katkısı oluyor mu diye sorsam. Kişiliğimin akademik bilgiyle gelişmiş yanının yazarlığınıa bir katkısı olup olmadığını gerçekten bilmiyorum. tlk zamanlar, gördüğüm eğitimin etkisiyle dünyaya katı bir çerçeveden bakmaktan korkuyordum. Sonra dencyerek gördüm ki, yaratıcı hiçbir sinıra gelemez, kalıplara dökülemez. Sonra, yaşama renk katan, kimi ke7 de geliştirip değiştiren, ileriye götürenler, çoklukla ayrıksı insanlardır. Doğrusıınu isterseniz, şöyle esaslı bir zırdeli olmak isterdim. Belki de öyleyimdir. Bazen de sadece tıkınıp kafa çeken biri olmak istiyorum. Toplumun koyduğu bir yığın aptalca kuraJı silerek, nasıl istiyorsam öyle yaşamak isterdim. Tabi böyle bir toplumun içinde öylesi zor.'Yapabilenlere gıpta ediyorum. Kişilerarası farklılıklara saygı gösterilen birtoplumda yaşamak isterdim. Masamın başına hıç gördüğüm öğrenimin kaygısı ya da baskısıyla geçmedim. Aklımda bile olmaz. Bunun dışında hemen her zaman çektiğim zorluk, duyduğum sıkıntı, her şeyin kafamda olup da bir türlü kâğıda geçirme gücünü toplayamamam. Yazarken içimden iki ses çıkıyor; biri sağa, biri sola. Hangi tarafa gideceğime karar vermek bazen zor oluyor. O zaman, okuru düşünüyorum. Bu isc kafamda canlandırdığım bir tip. Tanıştığım insanlar için değil, "o" insana yazıyorum. O insan, yani ol tjirimsiler ^ « fc CUMHURİYETKİTAPSAV/120