Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Araba Sevdası nın yazarı Recaızade Ekrem ma Çünkü Parla, elindeki metinleri böyle okuyor. Kitap, dulaylı olarak, belki bilimsellik kadar değerli olaıı bir ş.ev daha yapıyor: Jjimdiye kadar u/manlar dişında pek kimsenin ilgisini ı,ekmeyen birtakım me tinleri canl.indırıp hayata dondürüyor; onları, roman okıımakıan hosjananlar it^in cazip halc getiriyor. Orneğin, Recaızade Fkrem'in Araba Sevdası adlı romanı 19. vu/.yıl diinva edebiyatının önemlı ve /.evkle okunacak bir urunudur. Roman. Paıla'nın elinde bu lanlılığına kavuşuyor. Çalı^ma, Namık Kemal'le başjatılan Türk romanının dünyayı. "Kııran'a ve Aristo mantığına ılayanan mutlakt,'! ve apıiorist bir epistemolojik çerçeveden" gören, "eski ve egemen epistemolojiyi yadsımadan Batı modellerini ornek alarak üreıilmis, ınetinler" olduğunu gösteriyor Romanların kurgusal o/.elliklerini olduğu gibı, anlatıcının otonter varlığını da bu çerçevede mceliyor ve bu nitelikleri, metinlerin kultürlerarası kavgan bir /eminde olus,ması ve siyası güç kaybi icjncleki Osnıanlı topluıııuıııın Baba arayış,ı içerısinde olmasıvla acjklıyor. KıışkıiMiz, bıınlar tarihsel doğrulardır ve İntibah'ı olduğu gibi ılk bakı^ta nndan çi)k farklı duran Fvangelinos Misailidh>'in Tcmaşai Dünya'sı tiirünıien bir 19. vu/.yıl Turk roınanını da a^ıklar. Babalar ve Oğullar'da ozel olarak 1 ürkiye ııin tarilıi ve şeıiaı epıstemolojİM bağlamında ele alınan roman niteliklerini, roman tiırünü üretnıiş her kültürde, nıutlak .sivasi ve toplunısal otoriteniıı vapısı ve degi^ıne sureciyle, epistemolojik ge(,işlerle ve ttım bu eımenlerin edebivaua beliılediği bi lınçji ya da bilınçdışı sansürle açıklamak mumküıı diir Çünkü roman böylc bir ılinamizmin iırııniı, bir vitişin ve diı ilnıt (,abasının arasındakı çatlakra serpili'n bir turdiir. Orneğin, Parla'nın, sıyaM otoritenin zaalıvla. roman kahramanlarmın babalannı yıtınp yoldan çıkmaları ve sonuçta hânenin/ailenin (,ökme si arasinda kurdıığu önemli hağlantı. Parla, babanın yiti^iylc hânenııı viti^i arabindaki ılişkıyi sımgesel bağlamda ele alıyor ve babanın/ sivasi otoritenin öliimuyle bircyscl ve sivasal düzeyde (Nabizade Nazım'ın deyişıyle) "bimekânlığa" geı,'i$ süreeini başlatıyor Parla'nın belirttiği gibi .geleneksel Türk halk bikâyelerinde de kahraman daima yeümdir. İspanyol, İtalyan, I'ransiz vs. edebiyatının picarosu dayetimdir. David Lynchin Mavi Kadife adlı filminde, gencin baştan <,ıkma ve iyi ve kötü kadınlar arasındakı farkı kavrama süreci de babanın ölünıüyle ba^lar. Bu, lürü ve medyası neolursa olsun, anlatının bir ozelliğidir: Baba ölecek ki kiss.. olsun. Oğlan yoldan (,'ikacak ki hisseolsun. Türkiyeli olmayan kahramanlar da kendi ellerinde oltnayan nedenlertlen denetımsı/ kalır ve bir tur insani deneyim laboratuvarı olaıı romanın serbesı mekânına giden vol boylece a(,ılır. Bî mekân kişı, piyasada serbest dola^an kişidir. Bu dola^ım olanağı olmazsa roman olmaz. Babası olsavdı, Stephen u(,suz bucaksız Dublin'dcbir Ulyssesgibi dola^amazdı. Ancak, yukarıda saydığımız orneklerde değil de, ba^ka biıiakım metinleıde serbest dolaşım ve hazzın keşli, 19. yü/.yıl Türk romanlarında olduğu gibi ölümle ve hâncnin (,'ökü^üyle son buluyor. Bir trajik altyapı olarak bîmekanlığa baktıgımı/da, bu yapının tüm kültürlertle merkezi siyasal düzenle ve bu dü/.enin aile yapısmdaki yansımasıyla çatışma halinde olduğunu görüyoruz. Çatışma, istisnasız olarak ironik bir vapıda olııp, merkezi otoıiteyi özlemekle, onıın baskısı altında viten genı,' lıayatın savunması arasinda gidip gelır. Rr.cine ın 17. yüzyıl tragedyası Phedre'de babanın/kralın ölum haberiyle ortalık kan^ır, kişisel ve sivasal hâne birlikte çöker, kadın erkek tüm libidinal ki^iler ölür. Lessıng'den Richardson ve Cîoethe ye, ornekleri (,'ogaltabiliri/. Hsasen cınsel uyamş, öyküleri olduğunu saptadığı 19. yüzyıl romanlarındaki bu kurgıısal gerilime Parla, kitabm "üğullar ve Süilî Le/zetler" bölümünde dikkat yor ve metinlerdeki ideolojik bölünmeyi, yazarın bilin<,altı ve bilinçüstü ama^ları arasındakı farklılık olarak ilade ediyor. Metinde, biliıi(,üsiü bo\uııa, anlatılanlardan dersler (,'ikarılıyorsa bu, merke/kaı, güçıe, libidinal bir örneği eğitici bir kıssaya dönüs,türmek i(,intlir ve bilinçaltı/bilinçüstü ikilisivle it.ıde edilebildiği gibi, roman türünün hassas loplumsal konumunun getirdiği, anlaıiLinın kıssayla lıısse arasındaki ironik durumuyla da kavranabilir. 19. yüzyıl Türk edebiyatı dı^ında, babaoğulev arasındaki ılişkiyi en tazla incelemiş. kültür 17. \wyıl l'ransası'dır. Oradn, babasını yıtirip de ,e vini lerk edip de ölmeyen, bö\lece tüm bir hâneyı telet etmeyen tek kahraman Descartes'ın Discours de la methodc'unun başkisjisi "Ben, Rene dir. Ya lelsele ya ölüm:' Birbakıma, evet. J.ıle Parla, Turk romanının 19 yüzyıldaki serüvenıni sıstematık dü^uncede noktalıyor, romanın epistemolo)ik açmazlarını .ınıpirizmin nıutlak olarak yeı aldığı bir metinde (,"özü vor. Fanzimat roman kahramanlarmın ölümüne cevabı Be^ir I'iıad da buluyor; hi<,' roman \a/mamı^, ama hayatı Tanzimat romanlarındaki lıa\aılara upatıp benzeyen, aynı zamanda bu romanları pozitivizm adına eleştiren bir tilo/otta. Üğul da olmayı, baba da olmayı reddeden Be^iı Fuad, "ölmeden önce acıya dayanıklılığını arttırsın da ölümünün sekreterliğini daha ıızıın süre yapabilsin diye morlin" içip, damarlarını kesip, "elinde kalem kâğıt vüeudunda hissettiği her duyguyu kaydeltmı^). Muılak bir düııya görü^ünün aktarılmı^ bilgi\e ve bastırılmış. duvumsamava dayanan romaııı, Par la'ya göre Turk edebiyatında bö\lesine keskin bir anda, tizyolojinin ampirık heıimlemesinde karşı savını ve ileri adımını bııluı Başka bir deyısje, alegorı ve retorik yenni lemsiliyet ve bilıme, I Iugo'nıın de ğerleri verini Voltairc inkilere bırakır. /.ma bu atlımı alkışjamadan onee bir noktayı eklememiz gerekır () muhteşem romanları yazan Hugo olmuijtur. Laclosun Teniıkelı llıskıler ınden. Njmık Kem.ıl ın IntıtMh ma roman .nl.it,cısı anlatma edımının yanı sıra anlatnıa hdkkını ıııesıulas tırnidk suıunıluluqunu da vuklendı Romann 117un sure de^ısmeven Oi^ılı^ı. sehvet ve qunah hıkaveleıını dıdaktık nhlakı ortu aljnda çunmasıdır (Ustre Laclos tan uyaı lanun Telılıkelı ılıskıleı de Colın Fırth ve Annette Bennıngı C U M H U R İ Y E T KİTAP S AY I 61 S A Y F A 7