25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Dinçer Sezgin 'Geçmişe Bakan Kadın 'ı anlattı 'Askın doğasında acı var 10.000 TL. / CKK Kod No: 152. 564 r Geçmişe Bakan Kadın / Dinçer Sezgin Bilgi Yayınevi, Ank. 1991 / 168 s. «ECİHİ TİMUROĞIU "Geçmişe Bakan Kadın" Dinçer Sezgin'in ilk öykü kitabı. Dinçer, ilk kitabını yayımladığı halde, yeni bir öykücü değildir. Öykü sanatında dencyimlidir. Daha geçen yıl, Cumhuriyet'in Yunus Nadi ödülleri, öykü dalında birincilik aldı. Cıeçmişc Bakan Kadın'ın yazanna şu soruları sorduk: Sevgili Dinçer, yeni kitabını kutlarım. İlk kitabın, insana verdiği heyecanı vc coşkuyu bilirim. Bu coşkuyla, yeni yapıtlara hazır mıun? Yeni bir kitabın coşkıısu gerçekten çok gü/.el. Onu sergenlerde, vitrinlerde görünce, insanın içinin hoplayışını anlatınak biraz zor. Bu duygulanım ilk kitap için mi geçerli, yoksa bütün yeni çıkan, çıkacak olan kitaplarda da yaşanacatf olan bir duygu mu bilemiyorum. Bu coşku her yazarda oluyor mu acaba?kişiyi yeni yapıtlara çağırıyor. Hatta yeni yapıtları zorunlu kılıyor. Benim bekleyen jki öykü kitabım var. Birisi Devlet Tiyatrosu'na verdiğim, birisi de yazE O E B İ V A T G A Z E T E S İ YAYI NLARI Şiir ağıplıklı Fcvzi Günenç, Leyla Şahin vc Necla Işık yönetiminde kgrulan Edebiyat GazeteM Yayınları, 1WO yılının mart ayından beri 40a yakın kitap yayımladı. Yayımlanan ilk kitaplardan ba/ıları Faik Baysal ııı Tota (öykü), Fevzi Günenç in Gül Dokurdu Gözlerin (öykü), Leyla Şahin'in AcıToplayan tpckli Çardak Kuşu (şiir), Nedü Işık'ın Güz Göndermişsin Aldım (şiır), Tevfık Akılağ'ın Eski İnsan Sözleri. Ayrıca iki ayda bir çıkacak olan şiir ağırlıklı I^debiyat Gamesi adında bir edebıyat dcrgisi bu ay okuyucularlu birlikte olacak. Bu yılın progranıında 100V yakın çocuk edebiyatı ağırlıklı masal, öykü, oyun ve şiır kıtapl>rı basılıyor. Edebiyat yayınlarından Kırlangıç Sjiir ıli/isi, içinde çeviriler de olan yalnı/ şiir kitaplarını hasacak makta olduğum iki oyunum var. Ayrıca bir kitap dolduracak kadar şiirlerim var. Bu coşkuyla onlar yenidne ele alındı, yayına hazırlanıyor. Şentepe Fofoğrafları'nda, bir gecekondunun duvarlarında asılı aile totoğraflarından yola çıkarak, bir aile dramını, yanlış bir eğitimin yol açtığı insanlık dramını yansıtıyorsun. Muzaffer Hacıhasanoğlu, kaldınmda buldıığu bir fotnğraftan, birçok insanın yaşamını tasarlamıştı. Seninki, bir aile dramını bir güzel a^kın yürtklerden çıkmayan acısını yansıtıyor. Aşkta, acıyı zorunlu bir öğe ya da örge mi sayıyorsun? Sanmıyorum, galiba aşkın kendi duğasında acı var. Ya da benim yaşadığım aşkların tümü acıyla dolu oldukları için acı benim aşklarımın belirleyici öğesi olduğu için acısız bir aşk diişünemiyorum. Türk ve dünya edebiyatlarına geçen ünlü aşkları düşünün; bana içlerinden birinin tünıüyle mutlulukla dolu olduğunu söyleyebilir misiniz? Madanı Küri ve Mösyö Küri'nin aşklarından tııtun, Leyla ve Mecnun'a değin acısız hangi sevda var? Sanırım acı, aşkın 'doping'i gibi bir şey. Acı çektikçe, acı çekmemenin yollarını arıyor ve aşkınıza daha bir dört elle sarılıyorsunuz. Daha bir özengösteriyorsunuz. Aşkınızao doyumsuz duygusal denetimi getiriyorsıınuz. Benim bu konuda genel do^rıım olan aşk yolculıığunu, Şentepe Fotoğrarları'nın kahramanları da yapıyorlar. Obüyiik aşkın getirdiği, yaşaıtığı büyük acılarolmasaydı, galiba öykü de o biçimde bitrnezdi. Çocuk ve çocukluk, seni çok ilgilendiren temalar. Doğrusu, bu temaları, evrensel boyııtlarıyla da yakalıyorsun. Neden bu teıualarseni ilgilendiriyor? Bu doğru saptamam/ın getirdiği b>t)iuyu çok zaman ben de kendi kendime sordıım. Soruyorunı da. !jurası kesin; mııtlıı bir çocukluk geçirmedim. Varsıl bir ailenin çocuğıı olmaılığım için varsıl aile çocuklarını hep kıskanarak izledim, gözlemledim. Yıllarca, kâğıttan topların peşinden, yalınayak koşturdum. ^'ıımruk kadar bir lastik topun sahibi olduğum günü biç unuıamıyorum. Topıı o gece, kucuğima alıp yatnııştım. Krtesi günü lastik top sahibi oluşum, yoksul mahallemizde büyük bir olay olmuştu Bir br.şka neden; mııtlu bir ailenin çocuğu değildim. Hır gürsüz, kavgasız günümüz geçmezdi. Babamın annemi çok sevmesine karşın, annem babamı hiç sevınezdi. İkisi nin de ölümlerine değin ben çocukluğıımda hep tek yanlı bir sevdanm tanığı oldum. Yıllar geçince babamın çektiği acıyı anladım. Belki bir başka neden, ilk mesleğimin öğretmenlik oluşudur. Sekiz dokuz yıllık öğretmenliğimde çocuk dıinvasını, çok yakmdan tanıniii olanağı bulılum Ve insanın ŞİMDİ'sini kuran etkenlerin başında ilk sırayı çocukluğurı aldığını gördiim. Bilinçaltı dediğimiz dünyayı büyüdükten M>nra değil, o çocukluk güıılerinizde kuruyorsıınııy, ıloldıırııyorsunuz, oluştıırııvorsunu/.. Bugününüzü gerçekten o bilinçalrı belirlivor, bıınıı buvüviıııce göruvoısunıı/, saptırıyorsunu/ Dinçer, öyküleme tekniğinde, çok belirgin bir dıırumu saptadıın. ülayları anlatırken, okurun diişünmesini ve ilgisini kamçılamak için bilincn yöntemleri, örneğin engelleme, perdeleme, düğümleme gibi yüntcmlcri kullanmıyorsun. Bu yöntemleri, çağdaşöykülemeyeaykırı mı buluyorsun? Dıncer Sezgin "Yasamak bir surprızler toplamı Ben bunu anlatmak istedim Cuzelliklerl ve yanhslıklarıyla ." Böyle bir düşüncem, göıüşüm, inancım yok. Okurun ilgisini kamçılamak, düşünmesini sağlamak, merak öğesini sürekli diri tutmak için kurrnaca izlenimlerini fazla veren yöntemleri seçmekten özellikle de kaçınmıyorum. Anlattığım öyküleme içinde bunların zaten var olduğuna inanıyorum. Ükur, merak öğesini diri tutmak için yapılan bir kurguyıı zaten hemen anlar. Bunıın, öyküden alınan tadı kaçıracağını düşünüyorum. Ben elimden geldiğince, bana özgü bir öykü dili oluşturmaya çalışıvorurr. Başarabilir miyim? Bilmiyorum. Ama soyut aıılatımdan yana olmadığınıı kesin biliyorum. Toplumcıı gerçekçi düşüncenin gereğinin de bu olduğuna inanıyorum. So yutlamaların, imgelerin, inıgesel özelliklerin tümünün en anlaşılır, ama en olgun ve güzel biçimde vapılması gerektiğine inanıyorum. Bütün öykülerin çarpıcı bir sonla bitiyor. Flbette, Bekir Yıldız gibi çarpıcılığı, bir öykü biçemi olarak almıyorsun. Sadcce, çarpıcı sonu seviyorsun. Örneğin, İki Kısmet Yolcusu'nda, kadının kucağındaki çocuğun ölü olması, bu durumun arabadan indirildikten sonra açıklanması gibi. Çarpıcı sonlaı, Iklgar AllenPoe'nundasevdiğibiryoldu.Sen.hcröykünde çarpıd bir son yaratıyorsun. Bunu öğrenmek istiyorum. Bu benim için özel bir tııtkıı, diyemeyeceğim. Yaşadığımız olaylar da öyle değil mi zaten? Yaşamak bir sürprizler toplamı değil mi'r1 Bir de şu var, ben ya şamımda hep çarpıcı sonlar vaşadım. Hangisini söv leyeyimı' Çeyrek yüzyıl süren evliliğim, çarpıcı bir biçimde bitiverdi. Sonradan çok iyi anlaştığımı/ b;ibam, yanlış bir tedavi sonucunda, çarpıcı bir biçimde olüverdi. Berlin Film Feslivali'nıle birincı olan, prodüktörlüğünü yaptığım bir lilmıleıı ödiil beklei ken, içine exan sahnesi koydurıııadığım için çaıpnı bir sonla, sürgüne gönderiliverdim. Ve daha bir süı ii örnek. Ben yaşamımda, bu çarpıcı sonlarhı nasıl sıirsı lıyorsam, okurun ıla oykünün sonlarııula övle çarpılmasını isliyorum. Belki de çarpıcılıklarm geiirdiğı gıi/.ellikleri ve yanlışlıkkıı ı vurgulaıııak isıiycıuın, kimbilir.D S A Y F A 5 C U M H U R I Y E T KİTAP S AY I 67
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear