22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

'50 yıl sonra yeniden öyküye başladım' Gülmece yazınımızın dünya çapındaki büyük ustası Aziz Nesin bir dönem takma isimle şiirler yazmış. Bunu fark eden Nâzım Hikmet kendisini 'böyle şiirler yazma' diye uyarmış. 'Gülmece yazarı olmasam ortalama bir gazeteci olurdum' diyen Nesin son çıkan üç öykü kitabını, eski öykülerine bir geri dönüş olarak niteliyor ORAL ÇAUŞLAR Gülmece yazınımızın dünya çapındaki büyük ustası Aziz Nesin'le yeni çıkan öykü kitapları ve yazarlığı üzerine konuştuk. Nesin, geçmişiyle ve bugünüyle'ilgili ilginç öyküler anlattı. Son kitabı Rüyalarım Ziyan Olmasın geçen günlerde satışa çıktı. Öykü alanındakı üçüncü kitabı bu. Son kitabından yola çıkarak, 50 yıl sonra döndüğü öykü yazarhğını, ilk çıkan şiir kitabını nasıl yaktığını, rahatlık ve içtenlikle dile getirdi. 'Neden bunca yıl sonra öykü?' sorumuzu şöyle yanıtladı: Öykü benim ilk gözağrım. İlk öykülerim Ankara'da Remzi Oğuz Arık'ın Millet dergisinde (Nesin, Millet dergisinin sağcı olduğunu vurgulamayı ihmal etmiyor), İsmail Hakkı Baltacıoğlu'nun Yeni Adam Sedat Simavi'nin Yedigün, daha sonra da Zekeriya Sertel'in Tan gazetesınde yayımlandı. Öykücülüğe son yazdığım öyküler biçiminde başlamıştım. O öykülerimi yazın pazarı tutmadı. Gülmece yazarlığına nasıl başladımz? Tan gazetesinde bir süre sonra günlük yazmaya başladım. Türkiye'de o yıllarda gençlerin köşe yazarı olması kolay değildi. Her köşeyi ünlü ve yıllanmış yazarlar tutmuştu. Türkiye'nin o yıllardaki ilk genç köşe yazarıydım. Pazarları da haftalık bir köşe hazırlıyordum. Haftalıktaki gülmece yazılarım çok ilgi gördü. Benim gülmece yazarlığım Tan gazetesindeki yazılarımla başladı. Yazarın ne yapacağını pazar belirliyor. Okuyucu benim gülmece yazılarımı tutunca ben de bu alana yöneldim. Profesyonel yazarın türünü yazın pazarı çiziyor. Bütün profesyoneller için bu kaçınılmaz bir kuraldır. Ben de yaşamımı sürdürebilmek amacıyla gülmece yazarlığında karar kıldım. Ancak Sait Faik gibi, arkasında annesinin mali desteği olan ve mirasla yaşayanlar istedikleri alanda rahatça yazdılar. Sait Faik, gazetecilik alanında zaten başanlı olamadı. Yazarın türünü pazar belirler, ama içerik yazara aittir. Yazar, pazara boyun eğerek dünya görüşünden de ödünler verebilir, bu alanda da pazar baskı yapar. Bu baskıya direnip direnmemek, yazarın tutumuna bağlıdır. Direneni de vardır, direnmeyeni de. Ben yaşamım boyunca dünya görüşümden ödün vermedim. S A Y F A 0 A ziz Nesin 'le öykü kitaplart ve yazarlığı üstüne Midilli dönüşü bir söyleşi f Aziz Nesin. "Yatılı okullarda buyudüm Nesin Vakfı'nı da onun ıçın kurdum " (Fotoflraf Ûmer Orhunı 50 yıl önce, 30 yıl önce yazdıklarıma bugün imzamı atabilirim. Öykücülüğünüz çeşitli aşamalardan geçmiş, yazarken ne gibi değişimler yaşadınız? Öykücülük yaşamımda üç aşama var. Son üç öykü kitabım, 70 Yaşım Merhaba, Maçinli Kız tçin Ev, Rüyalarım Ziyan Olmasın eski öykülerime bir geri dönüştür. Doğal ki aynen yinelemedim. Aradan 50 yıla yakın bir süre geçti. Bu yılların birikimiyle yeniden öyküler yazıyorum. Ama biçem ve yazış yöntemim aynı. vucunun kitabı aldıktan sonra gülmece olmadığını aniayıp kızmaması için böyle bir yol seçtim. Buna rağmen o kitap yüzünden eleştiri mektupları aldım. Bir kısmı artık gülmece yazamadıeımı söylüyor, bir kısmı ise yazdıklarımı beğenmiyordu. Başlangıçta pazar beni belirliyordu. Şimdi belirleyemiyor. Çünkü bütün yazdıklarımı alacak önemli bir okuyucu kitlesi var. Böyle bir eüce sahip olmak, özgürlüğü sağlıyor. İstediğim türde rahatça yazabiliyorum. Yaşamım boyunca pazara içerik olarak hiç ödün vermedim. Çok sayıdaki eseriniz içinde ne kadarı öykü ne kadarı roman? 8 roman yazdım, 96 kitabım var. Yani yazdıklarımın yüzde 8 kadarı roman. Pazar benden roman istemedi. Ben aslında yazına şiirle başladım. Yazarlar yaşamları boyunca iki tür yol izliyorlar. Birinci yol Kafka, Beckett gibilerinin yolu. Geçimlerini başlangıçtan kibaren yazarak kazanıyorlar. Türlerini de kendileri belirliyor. İkinci yol ise kendilerini önce pazara kabul ettirip sonra aşama yapanların yolu. Gençler kısa bir yazım yaşamından sonra hemen değiştiklerini sövlüyorlar. 25 yaşında değişmeye kalkıyorlar. Halbuki bir yazarın değişimi, aşama yapabilmesi öyle zordur ki. Ben bunu insanın saçlarından tutup kendini kaldırmasına benzetirim. Değişim ve aşama için önce önemli bir birikim gerekiyor. Iki satır yazdıktan sonra değişme iddiası fantazi olarak kabul edilebilir, bunun adı değişim değildir. Öykücülük alanında nasıl değiştiğime gelince. 36 öykü kitabım var. Bunların önemli bir ağırlığını gülmece öyküleri oluşturuyor. Ben bu öykülerimde çocukC U M H U R İ Y E T K İ T A P : SAVI 28 Gülmeceyi ben seçmedim Şimdi kitapları satan bir yazar olarak eski öykücülüğüme geri döndüm. 19401946 yılları arasında yazdıklarımı da kıtaplaştırmayı düşünüyorum. 50 yıl sonra öykü yazma olanağını, ancak bunca çabadan sonra elde edebiliyorum. Gülmeceye yönelmeseydim, sanırım ortalama bir gazeteci olacaktım. Başta gülmeceyi kendim seçmedim. Ama gülmeceyi bir yazın türü olarak tercih ediyorum. Çünkü gülmece, etkin ve yaygın bir yazın biçimi. Anlatmak istediklerimi, çok sayıda insana bu yolla anlatabildim. Ayrıca gülmece yoluyla istediğim mesajları daha kolay ve etkili iletebiliyorum. Öykülerimin ve romanlarımın esas ağırlığını hep gülmece oluşturdu. Okuyucu benim gülmece yazmama öylesine alışmıştı ki Biraz Gelir misiniz? adlı kitabım gülmece değildi ve bu kitap için gülmece değildir diye ilan verdim. Oku
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear