Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İki Fransız felsefeciden ilgi çekici bir kitap: Diyaloglar Duyarlı ve gerçekçi bir Gürcü romanı Sonsuzluk Yasak / Nodar Dumbadze / Türkçesi: Ali Altun / Yılmaz Yayınları A.Ş. / 260 s. / 13.000 TL. / CKK Kod No: 055.000 Klinik ile kritiki karıştırmayın Diyaloglar / Gilles Deleuze Claire Parnet / Çeviren: Ali Akay / Bağlam Yayınları/ 198 s. / 800 TL. / CKK KodNo: 154.029 ARSLAN KAYNARDAÛ mak tiilinden gelen "dır" ckı telscte t.ınhını kımıldanılmaz hale getiriyor. Bu nedenle dır eki \erine daha çok "ve" bağlacı kullanılmalıdır. Çokluk ve lı.ııvkeı sayılarda değil bu "ve"lcrdedir." 1981 yılındaCan Yayınları'ndan, Mehcure Karaören'in çevirisiyle çıkan Güneşi Görüyorum'undan sonra dilimize kazandınlan ikinci roman... 1928 yılında Tiflis'te doğan Nodar Dumbadze, çağdaş Gürcü ve Sovyet edebiyatının önde gelen yazarlarından biri. Yazarlığa 1957 yılında baslayan Dumbadze, Tiflis Devlet Üniversitesi'nde ekonomi okudu. Gürcistan Yazarlar Birliği Başkanlığı, Sovyet Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu üyeliği, birkaç dönem milletvekilliği ve Gürcistan Komünist Partisi MerkezKomitesi üyeliği yaptı. Akılcı ve yalın diliyle yaşadığj Sovyet Gürcistan toplumunun güncel sorunlarını, yürekli ve gerçekçi bir biçitnde yansıtan Nodar Dumbadzc'nin kıtaplarında 'doğa', insanların hayranlıkla seyrettikleri bir 'manzara' olarak değil, kahramanların duygularına, eylemlerine katılan bir öğe olarak belirir. Kahramanlar ise, doğanın bağrında büyüven, doğayla iç içe yaşayan ve doğa gibi saf, temiz insanlardır... Güneşi Görüyorum; Ben, Ninem iliko ve llarion; Günejli Gece; Beyaz Bayraklar; Korkma Anne ve Sonsuzluk Yasak adlı romanlanyla dünya çapında üne kavuşan Dumbadze, edebiyat alanına katıldığı ifk günden başlayarak kendine özgü mizahi dili ve güçlü kalemiyle "açıklık politikası"nın da savunucusu olmuştur... 1984 yılında ölen Nodar Dumbadze'nin son yapıtlarından biri olan Sonsuzluk Yasak, Sovyet Gürcistanı'nın yakın geçmişini edebi olarak yansıtır. Romanın baş kahramanı Baçana'nın annesi ve babası, birçok Sovyet vatandaşı gibi, Sovyetler Birliği'nde 1937 yılında başlatılan ve toplumun değijik sınıflarından insanları (özellikle aydınları) "burjuva kalıntıları, vatan hainleri" gibi değişik suçlarla suçlayıp çoğu kez sahte kanıt ve tanıklarla, yargılamaya gerek görmeyen "Temizlik Kampanyası" adlı dikta rejimerine özgü "devlet terorü"nün kurbanlarıdır. Romanın baş kahramanı Baçana Ramişvili, aslında yazarın ta kendisidir. Sonsuzluk Yasak, Oumbadze'nin Bilindiği gibi felsefede çeşitli diyaloglar yazılmıştır. En başarılı örneklerini Platon'da gördüğümüz bu diyaloglar soru ve yanıtlardan oluşur ve felsefe yapmanın güzel bir yolu, iyi bir tekniği olarak karşımıza çıkar. Diyalog aynı zamanda bir kavramdır. Bu kavramdan yola çıkılarak yeni diyalog türleri üretildiğini gorüyoruz. İki Fransız felsefeci Gilles üeleuze ile Claire Parnet'nin Diyaloglar adını taşıyan kitabı böyle bir türdür ve daha önceki felsefe diyaloglarından hiçbirine benzememektedir. Soru sorularak, yanıtını bekleyerek oluşan bir diyalog bu kitapta gözükmüyor. Adını andığım kitap lürkçeye çevrilip de yayımlanınca merakla okumaya başladım. Diyaîoglar(l) dört bölümü içeriyor vc bölüm başlıkları şunlar: 1) Diyalog nedir, neye yarar? 2) IngilizAmerikan edebiyatının üstünlüğü, 3) Olü psikanaliz, hadi çözümleyıniz, 4) Politikalar. Birinci bölüm de ikiye ayrılmış, biri Deleuze'ün, öteki Parnet'nin imzasını taşıyor. Başka bölümlerde imza yok. Böylece iki felsefecinin kalemleri tek kalem olmuş ve bu yapıt meydana çıkmış. Kıtaptakı düşüncelerı ıkisı geliştiriyor. Diyaloglar adı da herhalde bu durumdan geliyor. Oyle ki kitabın arka kapağında "sahte bir diyalog"dan söz edildiğini bile görüyoruz. Şöyle de söylenebilir: Bir diyalog varsa, iki kişi arasında olmaktan çok, yazarların dediği gibi çizgiler arasında ya da bölümler ve konular arasında yer alıyor. Okuduğumuz tümcelerin felsefecilerden hangisine ait olduğunu pek az yerde anlayabilıyoruz. Ne var ki ikili oluşu kabul ettıkten sonra pek sorun kalmıyor. G. Deleuze'ün bu tür ikili çalışmaları sevdiği anlaşılmaktadır. Kapitalizm ve Şizofreni adındaki kitabını yine bir başka felsefeci ile Felix Guattari ile hazırlamıştı. Bu yapıt da dilimize çevrilmiştir(2). G. Deleuze ile Felix Guattari şizoanaliz'in kurucularındandır. Bu analizi psikanalizi eleştirerek yaparlar. Psikanalize olduğu kadar, yapısalcılığa, hatta dilbilime karşıdırlar. Yorum ve değerlendirmelere bunların zarar verdiğini söylerler. Psikanaliz eleştirisi kitabın en uzun bölümü; tam 54 sayfa tutuyor. Yazarlar "klinik" ile "kritik"in, başka deyişle hastalıkla düşüncenin birbirine karıştırılmamasını istiyorlar. Bilinç dışını yadsımaya kadar gidiyorlar. Freud'ün anladığı biçimde bir bilinç dışı yoktur onlara göre. Bilinç dışına tiksinerek bakmak yanlış bir şeydır. "Peşin yargı haline gelen bu kavramı yok sayarak yeni bir bilinç dışı anlayışı meydana getirmek gerekir" diyorlar. Deleuze ateşli bir feslefe tarihi eleştirıcisidir. F. Guattarı'nin de öyle olduğunu düşünebilirız. Bu iki düşünür, felsefe tarihinin düşünceye engel olduğunu öne sürüyorlar. Çünkü "Felsefe tarihi devletın ideolojisi ile özdeşleşmiştir. Var'«k sorununda takılmış kalmıştır. Ol Siz ne dersiniz bilmem anu ben lelscte tarıhine bu tür k.ırşı çıkmaları doğru bulnıuyorum. Çünkü bu tarih telsetcnın ta kendisidir. Felsete tarihini telsetecilerin yazdığı unutulnıanıalıdır. Felsefe tarihinin sorunları ele alınmahdır, ,ınu böyle değil. Diyaloglar'da Spınoza, Leibnitz, Niet/sehe, I lume dışındaki bütün felsdecilerle telsefc okulları elt^tiııliyor. Ancak bu eleştırıler yazarl.ırın kendı ınantıgı içinde tut.ırlı olsa bile bizim için doyurucu olmaktan u/.ık k.ılıyor. Çtık değişik bir biçemi var kit.ıbın. Alışılm.imış bir telsete dıiı bizı hiç beklemediğımiz hatta \\idirga\abileceğimiz sürpriz çağrışımlara götürüyor. Özgün olnıada epeyce yol alnıış bu iki felseteciye göre geçmiş ve gelecek yokıur. Yalnız çizgilerin hareketi vardır. Her şey bu çizgilerin ördüğü luritada gö/ükür. Tarihi ve lelsefeyi çizgilerin hareketi yaratır. larih yoktur, coğrafya vardır. Buna biz toplumsal coğratya da diyebilıriz. Bu nedenle olsa gerek, okuduğunnı/ merinlerde felsefe daha çok coğrafya terimleriyle yapıhyor. Kitapta yersizyurtsuzlaşma, yeriniyurdunubulma gibi terimler büyük önenı taşınıaktadır. İlkesizdir bu felsefe. Ilkelerden hareket etmekten çok felsefenin somut zenginliğini dile getirmeyi önerir. Böyle bir tutum yukarda sözü edilen telsefe t.ırihiııe kaı>ı çıkışı bir kez daha açıklar. Yazarlar edebiyat ve edebıyatçıjarla ilgili değerlendirmelere de epeyce yer vermışler. İkinci bölümün bajlığında görüldüğü gibi birçok safya İngiliz ve Amerikan edebiyatına ayrılmış. Bu edebiyatlar Fransız edebiyatındyı üstün tııtuluyor. İngilızlerin emprizm felsetesi bu övgüden önemli bir pay almış. Çünkü "Emprizm tıpkı bir İngiliz romanı gibidır. Önemli olan roman yazar gibi teslefe yapmaktır." Bugün Fransa'da felsefenin psikanaliz, yapısalcıjık ve dilbifimle hesaplaştığı, tarih ve toplumbilimi yeniden sorguladığı, çevre sorunlarına yöneldiği göriilüyor. Belkı de yeni bir Rousseauculuk karşısındayı/. Delılık k.ıvraını üzerinde her zamankinden daha çok dıırıılııvor, çok ilgi çekici yorumlar yapıhyor. Michel Foucault, Jacques Lacan, Gilles Deleu/e, Claire Parnet, Felix Guattari gibi felsefecılerın dıle getırdıği, tartıştığı düşünceler bu bağlamda birçok yenilıklerı içermektedir. Felix Guattari'nin Üç Ekoloji adındaki kitabı dilimi/e kısa bir süre önce çevrıldi. Kitapta bu felselecmin çı'k önemli yazılarına baglı olarak bir de şi/nanali/ mcelemesı bulunuyor. Diyaloglar'ın çevrılmesini yararlı bir girişim olarak nitelendiriyorum. Çahşkan çevirmen Ali Ak.ıy'dan yenı çeviriler b e k l i y o r u z . D Mehcure Karaören tarafından yayına hazırlanan Sonsuzluk Yasak'ın önsöz yazısı da akıcı ve kıvrak bir dille bize kazandıran Ali Altuna'a ait bilgilendirici ve gerekli bir yazıdır... Sonsuzluk Yasak ta, değişen toplumsal yapının yarattığı, insanlıklarını kaybetmiş "irisancık"ların gerçek yüzlerini göreceksiniz; hiç şaşırmayacağınızdan eminiz... 1) Gilles Oclcu/c Clairı; P.ırııcı, Diyaloglar, \')7 \. lt.igl.nn Y.ı yınları Ucncınc Dı/isi, 1WO, Çcv.: Ali Ak.ıv (lr.ıııs.<ıl.ı ılk Kısımı: 1V77) 2) Gıllos L>eluuzeFTİix Gu.ut.ııı, Kapitali/ııı ve Şi/ol'rcni iul s. B.ıjjljııı Yayınları Ara^tırma D İ / İ M , 1990, (,*•%.: Ali Ak.ıv. CUMHUHİYET KİTAP: SAV/ 28 SAYFA 1 5