Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İtalyan yazar Cesare Pavese 26 Ağustos 1950'de intihar etmişti Ölümün diğer adı: Yazmamak Cesare Pavese çok önceleri, çocukluğunu yeni terk ettiği dönemde kafasına koymuştu intiharı. İlk aşk denemesinin, cinselliğin hiç varmadığı doyumunu aramaya başladığı ilk günde kafasına takılmıştı intihar ünlü ozanın. Sevgisizliğin getirmiş olduğu bir ölümdür Pavese'ninki. A.MOMTUML er, İtalya'nın Torino kenti... Tarih, 18 Ağustos 1950, Cesare Pavese, yaşamının son günlerini geçirdiği küçük bir otelin odasında son güncesini şöyle yazacaktır. "Gizlice en çok korkulan şey hep gerçekleşir sonunda. Yazıyorum: Ey, Sen, acı. Peki sonra? Bütün gerekli olan biraz cesaret. Acı ne kadar ortaya çıkar ve keskinleşirse, ya}am içgüdüsü o kadar ağır basıyor ve intihar düşüncesi zayıflıyor. Kolay sanmıştım ilk düşündüğümde. Zayıf kadınlar yapmıştı bu işi. Alçak gönüllülük istiyor, kendini beğenmişlik değil. Tiksiniyorum bütün bunlardan. Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım." (*) Y Pavese: Karamsardı. Kadınlardan nefret etti, avuntuyu sanatında buldu. Çağda^ İtalyan cdebiyatının önde gelen ısimlerinden olan Cesare Pavese, o günden sonra bir daha yazmadı. "Gizlice en çok korkulan şey sonunda gerçekleşti" ve Cesare Pavese 26 Ağustos 1950'de kaldığı otel odasında uyku hapı alarak intihar etti. "Bir hikâyenin ilk satırı bir kere yazıldı mı, bütünü tasarlanmış demektir. (...) Hikâyenin gerisi bu ilk satırdan sonra tamamlanmalıdır." Pavese'nin ilk satırını 10 Nisan 1936 tarihinde güncesine yazdığı bu "hikâyenin" bütünü de o zamanlardan tasarlanmış olmalı: "Ne zaman bir güçlükle ya da acıyla karşılaşsam, hep intiharı düşünmeye yargılı olduğumu biliyorum. Beni korkutan da bu; temel ilkem intihar, gerçekleştiremediğim, hiç bir zaman gerçekleştiremeyeceğim, ama düşüncesi duyarhğımı okşayan intihar." Yazanık, Shakespeare'in sonu uçurumda biten mağrası gibiyse eğer ve mutlaka sonunda ya acı çekmek ya da öîüme yenilmek varsa, neden yazar olur bir insan. Tutkunun böylesine kendi kendini yemesinin ve sonuçta baskın olan gücün insanın kendisini bile yok etmeye karar verecek noktaya gelmesinin cazip olan yanı ne? Zweig gibi Almanya'nın yayılması politikasından şovenist bir zevk almayıp, tam tersi dünyanın sonu geldiğine inanarak bir otel odasında kafasına bir kurşun dayayıp ölmekse yazarlık, tüm bu acılara katlanmanın gereği ve anlamı ne? Bütün bu soruları bir sebze hali sorumlusuna ya da kendini bir pavyon dilberinin reddedilmez aşkına adamış bir fedaiye sormanın fazlaca bir anlamı yok. Onların yanıtı bu dünya üzerine bir daha gelmeyecekmiş gibi yaşamanın felsefesi üzerine dayalı olacaktır kuşkusuz. Ama bu da bir tutku. Ne olursa olsun, ne koşulda olursa olsun "yaşamdan azami zevk almak" düşüncesi de tutkunun başka bir yönü. Ne var ki, iki tutkunun insanı etkileyiş biçimi çok farklı. İnsan, doğal S A YF A 1 8 eğilimi gereği, yaşama salı canlı kalabilmek tutkusuyla bağlı iken, adamın biri çıkıp bu tutkunun dinsel boyutlarını da düşünmeden, bu dünyanın yaşanmayacak bir dünya olduğu varsayımından yola çıkıp "verene" hiç aldırmadan kendi canını ortadan kaldırabiliyor. Çocukluğun korkunç ama yaptırımcı tutkusu intihar, tutup da insanı kocaman bir "çocuk" olduğunda yakalarsa, ne yapılabilir ki? Pavese için çıkış yolunun tıkandığı bir dünyada, milyonlarca insan için, "böyle bir şey için değer miydi?" sorusu yankılanacaktır. Ama Pavese çok önceleri, çocukluğun yeni terkedildiği dönemlerde kafasına koymuştur intiharı. İlk ask denemesinin, cinselliğin hiç varmadığı doyumunu aramaya başladığı ilk günde kafasına bir izdüşüm olarak takılmıştır ünlü ozanın. İntihar kesindir de, nerede ve ne zaman olacağı yüreklilik ve umutsuzluğun çakıstığı nokta ile gerçekleşebilecektir. Jack London'ün asıl adı asla ortaya çıkmayan, hep "Martin Eden" romanındaki Ruth ile çağrıştırılan ulaşılmaz sevgilisi uğruna kendini yok etmesinden çok farklıdır Pavese'ninki. Pavese, Jack London, Zweig ya da Hemingway gibi somut bir nedene dayandırmaz intiharını. Güncesinin sonunda "artık yazmayacağım" dediğinde karar verilmiştir ve yerine getirilir. Sevgisizliğin getirdiği bir ölümdür Pavese'ninki, belki de sevgililerinin dediği gibi "iktidarsızlığın". Pavese gibi bir yazar olmak... Kaç kişi böyle bir yaşam seçer? Ölüm; ardı ve önü olmayan o karanlığın, ne pahasına olursa olsun kişiye kazandıracağı, ayık bir bilincin kabul edemeyeceği bir olgu olarak karşımızda duruyor. Yani Van Gogh'un tabloları ölümünün yüzüncü yılında dünyanın en pahalı tabloları olarak satılsa da, kimse ressamın yoslulluk ve acı içinde öldüğünü unutamıyor. Öylesi bir acı mı böylesine bir şöhreti gerektiriyor? "Öyleyse kalsın", diyecektir bir yığın insan. Burada şöyle bir soru geliyor insanın aklına: Acaba intihar tutkusu ile yaşamak, bir başka bir yaşam biçimi mi? Yani sonuçta kişi şu veya bu şekilde kendi ya P A V E S E ' N İ N Y A P I T L A RI Cesare Pavese'nin Yaşama Uğraşı adlı günlüğünde kendine göre sınıflandırdığı eserleri: Lavorare stanca (Çalışmak Yorar) 193033363840 Kelimeler ve duyumlar Carcere (Hapis), Paesi tuoi (Bizim Oralar) 193839 Bella Estate (Güzel Yaz) ^ Spiaggia (Plaj) 194041 Doğalcılık Feria d'agosto (Ağustos Tatili) 1941424344 Düzyazı şiirler ve efsaneleri anlama dönemi. La terra e la morte (Toprak ve Ölüm) 1945 Dialoghi con Leuco (Leuco'yla Konuşmalar) 1945 Compagno (Yoldaş) 1946 Aşırı uçlar: Doğalcılık ve bağımsız simgecilik La casa in collina (Tepedeki Ev) 194748 ll diavolo sulle colline (Tepelerdeki Şeytan) 1948 Tra donne sole (Yalnız Kadınlar Arasında) 1949 La luna e i falö (Ay ve Şenlik Ateşi) 1949 Simgesel gerçekçilik şamına son vermeyi kafasına koyduktan sonra yaşamanın getirdiği bir başka gizemi mi? Sıradan bir kafanın kavrayamayacağı böylesi bir soruyu, yine "deli" diye tımarhanelere kapatılan insanlar yanıtlayabilir belki, yine sıradan olan ama çizgi dışı insanlar. Dünyanın en kolay cümlelerinden biridir "intihar etmek budalahktır", ama dünyanın en zor eylemlerinden biridir aynı zamanda intihar edebilmek. O zaman Pavese'ye hak vermek gerekmez mi: "Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım." D (•) Cesare Pavese / "Ya*ama Uğrajı" (günlük) / Çe ıviren: Cevat Çapan / e yayınları / 1. baskı Şubat 1973 CUMHURİYET KİTAP: SAYI 29