05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

'AhmedArifA nlatıyor: Kalbim Dinamit Kuyusu' G E Ç M İ Ş İ N G E L E C E Ö I Eski Yunan kültürü için anahtar bir kitap: Dönüşme çağının temelleri MELİH CEVDET ANOAV Montaigne şöyle der: "Ben her şeyden öıuc kendimi araştırıyorum." Roııesans'ta İnsancılık akımının ünlü oncülerinden olan bu düsünür, "kondini araştırdığını" söylemekle ms.ına dönük bir felsefeye yol açıyordu. Bilındiği gibi bu felsefe, eski Yunan'da Sofistlerle başlar, Sokrates, Platon ve Aristoteles'le süregelir. Rönesans hümaniznıası ise geçmişteki bu yaklaşımın canlandmlması'ndan başka bir şey değildir. Ama Anadolu kaynaklı olan ilk felsefc, bir bütün olarak evrcnin doğası ve kökenleriyle uğraşmıştır. "tlkçag Felsefe Tarihi" adlı kitapta (W.K.C. Cuthrie. Çev: Ahmet Cevizci) bu konu jöyle açıklamr: "Sokrates. öncesi filozofların belirleyicı özelliklcrı, cvren hakkında duyulan .ueşli bir mcraktı. Sokrates'ın ya^adıgı çağ fiziksel kurguya karşı bir tepkiye ve lelsefi ılgınin msansal işlere dönüşünc tanık oldu." Demek biraz üstünkörü bir bölümleme ile felsefe ise fizikle başlamış ve deyim ycrinde ise etikaya dönmüşıür. İştc elimızdekı kitap (Sokrates ve tnsan Sevgîsi) bu dönüşme çağının tenicllerini elden gelebilecck en seçik bir yaklaşım içinde dile getırnıckıedir. Konuyu merak edenler için anahtar niteliğınde bir yapıttır. Yazar, asıl konusu olan Sokrates'e gelmeden önce Sohstlıği ve ünlü Sofistler Protagoras ile Gorgias'ı ele almakl.ı konusunun sınırlannı çizmekte çok yerinde bir mantıksal bir yapı oluşturmuştur. Çünkü Sofistler bilinmeden Sokraıes anlaşılamaz: "İnsana dönüşleri, fiziksel doğa ve tanrı yerıne insansal sorunlar üzerinde durmalarıyla ve insanın ıslah edilmesiyle ve eğitimine duydukları ilgiyle Solıstler, Sokrates'in felsefi etkinliği için gerekli temelleri ha/ırladılar." Burada Sofistlerle Sokrates arasındaki ayrımları tek tek ele almanın olanaksızlığını belırttikten sonra bunlar ıçinde en önemlilerinden biri üzerinde durmakla yetinmek doğnı olacaktır sanınm. Bu da Sofistlerin onca düşkün olduklan görelilik yaklaşımıdır. Sıcaksoğuk, acıtatlı ve iyi, kötü, güzel, doğm gibi değer yargıları, onlar içın göreli kavramlardı. Bu yüzden onlar genel tanımlara gitmekten hep kaçınmışjardır. Kitabın "Sokratik Hunıanı/nı" bölümünden şu parçayı birlikte okuyalım: "Sofistler cğıtmck istiyorlardı, ancak görelilik üzerinde ısrar ettikleri ve tümel özsel tanımlann elde edilemez olduklarını kabul ettikleri için genel tanımlar ortaya koymakta hiç istekli değildirler. Bu durum onların eğitimsel hedeflerini tam bir beliısizlik içinde, çabalarınt bölük pörçük ve etkinliklerini de temelsiz ve sığ bıraktı. Sokrates onların görelilik anlayışlarını bir ölçüde paylaşmakla birlikte genel kavramların her tür ussal konujma için bir önkoşul ve gerçek eğitimin temeli olduklarını gördü ve tüniel olarak uygulanabilir biçimsel (formel) tanımlar bulmaya çalışmanın kaçmılrnazlığını vurguladı." Konuya yeni başlayacak olanlara bu tür ayrımlar ve tartışmalar karşıstnda çabukça yan tutmaktan kaçınmalarını ve çağımız bilimleri ve felsefelerini de gözden geçırerek ancak dyle (olabilirse) bir karara varmaları yerinde olur. Sokrates diyaloglarını okumak insan aklına bir tür çevıklik ve uyanıklık kazandınr, onun söyledikk'rıni beninıscnıek bir kazanç değildir. Elimizdeki kkap, tarih boyunca düşüncenin geçirdiği evreleri ve değişimleri görmek ve onlar üzerinde uslamlamalar yürütmek için güzel bir fırsat sağlamaktadır. D Fflnyesi dilinde Ahmed Arif Anlatıyor: Kalbim Dinamit Kuyusu / Cem Yayınevi / 96 s. / 5000 TL / CKK Kod N a 022.478 BOLTEKİN EMRE BERLİN Zeynep Oral'la yaptığı görüşmede şiire ilişkin düşüncelerini şöyle dile getiriyor. Ahmed Arif: "Şiir sevdadır, kavgadır, savaştır, barıştır, bolluk, berekettir, zulümdür, özgürlüktür". Ahmed Arif sözünü şöyle sürdürüyor: "Bana şiir, kesinlikle büyük sevinç, büyük mutluluk vermiyor. İçinde boğulacağım acılar seriyor... Ama eğer şiirlerim, düşünceler ve yürekler arasında bir ilişki, bir bağ kuruyorsa, o zaman mutlu oluyordum." Ahmed Arif'in şiirlerinin tümü şevda şiiri. "...Hasret mi? Hasret elbette bir yangın... Bir türlü sarılamamak... Ama her an ha sarıldım, ha sarılacağımı, şimdi kavuşacağımı yanıbaşında duymak... İnanmak." Zeynep Oral, ekteki görüşmeyi Sözden Söze kitabına da alır. Sonra Ahmet Oktay Karanfil ve Pranga'yla Ahmed Arif'in şiirini genişçe çözümlemeye, irdelemeye çalışır. Yazınımızda pek sık rastlamadığımız yararlı bir çalışma sergiler Ahmet Oktay "Ahmed Arif'in Şiiri Üzerine Elejtirel Bir Çalışma"yla. Refik Durbaş, sanıyorum, Ahmed Arif'le en uzun görüşmeyi başardı. Yaşamının pek çok ayrıntısına girdi, şairi konuşturdu, kimi gizlerin üstündeki örtüyü kaldırdı. Ahmed Arif'in şiirini sevenler, yaşamını merak edenler Ahmed Arif Anlatıyor'dan çok yararlanacaklardır. Refik Durbaş, iki gün boyunca "...yıllardır ne kendi, ne şiiri üzerine konuş"mayan, "Sabah erkenden kalkmış, bir aşiret reisi gibi giyinmiş, kırk düğmeli mavi yeleği üzerinde" Ahmed Arif'le konuşur. Konuştuklarının tümünü, kimi şiirleriyle birlikte 96 sayfalık Ahmed Arif Anlatıyor'da yayınlıyor Refik Durbaş. Kitaptaki soruları ve yanıtlarını tek tek değerlendirme, buraya yazma olanağı yok. 33 Kurşun'un öyküsünü, Ahmed Arif'in hapisliğini, aşiretleri değerlendirişini, feodaliteye bakışını, yetiştiği dönemin sanatçılarına ilişkin görüşlerini, şiirimiz için düşündüklerini merak edenleri fazlasıyla aydınlatacak bir kitap Ahmed Arif Anlatıyor. D Ahmed Arif adını duymayan, şiirlerini ezberlemeyen, sevdiklerine mektup yerine Sevdan Bcni'yi yazmayan var mı hâlâ? Hasretinden Prangalar Eskittim, baskı üstüne baskı yapıyor. Ahmed Arif'in şiiri yazıldığı günden beri gündemde. Okunuyor, çoğaltılıyor, besteleniyor... Ahmed Arif, bir dönem, hakkında fazla bir şeyler bilinmeyen, neredeyse bir efsaneydi. Şiirini sevenler çocukluğunu, yetişmesini, kendini etkileyen şairleri, yetistiği'döneme bakışını merak eder dururlardı. Hakkında, kitabına ilişkin yazıların dışında, fazla bilgi edinmek mümkün değildi. Sanıyorum en geniş biçimde Zeynep Oral kendisiyle görüştü ve Milliyet Sanat Dergisi'nin ek olarak verdiği Edebiyatımızda On tnsan Bin Yaşam başlıklı eklerin 2'ncisinde ağzından laf almayı başardı. Fotoğraflı hazırlanan 8 sayfalık eklere Cemal Süreya da On Üç, On Bej Yaşında başliğıyla hoş şeyler yazdı. Ahmed Arif i de şöyle ele alıyor: "Ağıtlar çocuğu. O kadar alıştı ki acıya, bir başka parıltı, denebilirse bir sevinç de bulmaya başladı ağıtîarda. Hayat bilgisi, yurt bilgisi derslerine de o bağlamda bakar oldu. Tarihtir de ağıt." Cemal Süreya'nın o güzel kalemi şunları da yazıyor: "Şiirine çekilmiş bir kumandan; kalesinde sabırsız adımlarla gidip gelen bir şair gibi." Anlatıyor Ahmed Arif Sokrates ve tnsan Sevgisi / I aszlo Verscnyı / Çcviren: Ahmct Cevizci / Gündojçan Yaymları / 234 s. / 8.000 TL / CKK Kod No: 158.002 Durbaş, Ahmed Arifle en uzun görüşmeyi başardı. Yaşamının pek çok aynntsına girdi, kimi gizlerin üstündeki örtüyü kaJdırdı. (Fotouraf: Yıldız Ûçok) CUMHURİYET KİTAP SAYI 34 S A Y 1= A 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear