Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Birinci Dünya Savaşı’nda silah teknolojisi Silah teknolojisinin gelişiminde karşılaşılan teknik problemlerin çözümünde, koordinasyon içinde çalışan çeşitli bilim dallarının etkisi dikkat çekicidir. Osman Bahadır sonucunda düşman toplarının atış sırasında çıkardıkları seslerden, yerlerinin saptanabilmesi de imkân dahiline girmişti. 18 . yüzyılın son çeyreğinde ve 19. yüzyılın ilk yarısında gerçekleşen sanayi devriminin, yaşamın bütün alanlarında olduğu gibi, askeri teknoloji üzerinde de büyük etkileri oldu. Bu etkilerinin yarattığı sürecin temel özelliği, silah üretiminin makineleşmesi ve silah fabrikalarının kurulması oldu. Silahlar artık başka herhangi bir tüketim nesnesi gibi kitlesel olarak üretilmeye başlamıştı.20. yüzyılın başlarında, düşmanın savunma hatlarının yarılmasında en etkili yol olarak ağır topçu ateşine hâlâ merkezi bir yer veriliyordu. Bu nedenle ağır topların üretimi ve teknik kapasitesinin ve tahrip gücünün geliştirilmesi çabaları devam ediyordu. Savaştan önce 38 cm. kalibreliklere kadar top üretilmişti. Ancak hareket kabiliyeti yüksek sahra topu savaş öncesine kadar hâlâ topçuluğun belkemiğini oluşturuyordu. Fransızlar 1897'de 7.5 cm.lik ünlü sahra toplarını üretmişlerdi. 20. yüzyıla kadar topçular daima direkt atış yön tip ağır tank ürettiler. Almanlar da üretiyordu, fakat onların tank üretimi sınırlı kaldı, çünkü savaşın son dönemlerinde artık hammadde sıkıntısı çekmeye başlamışlardı. Tanka karşı tank savaşı ilk kez 26 Nisan 1918'de Villers Bretonneux'da üç İngiliz tankı ile üç Alman tankı arasında oldu. Birlik ülkelerinin Birinci Dünya Savaşı'nı zaferle kapamalarında tankların önemli bir payı olmuştur. EL BOMBASI VE MAKİNELİ Siper savaşlarının varlığı, yeni bir silahı ortaya çıkarmıştı: El bombası. Başlangıçta ateşleme sistemleri çok güvenli olmayan el bombaları 1915'ten itibaren İngiltere'de daha güvenli olarak ve kitlesel ölçeklerde üretilmeye başlandı. Amerikalı albay Lewis bir hafif makineli tüfek geliştirmişti. 1914'ün sonunda İngilizler hemen bunu kendi üretimlerine uyarladılar. Lewis makineli tüfekleri sadece 12.7 kg. oldukları için büyük bir kullanım kolaylığı sağlıyordu. Daha öncekilerin en hafifi 31 kg.dı. Yine Amerikalıların ürettiği Browning otomatik tüfekleri İkinci Dünya Savaşı'nda da kullanımlarını sürdürdüler. Savaş sırasında kullanılan silahların en korkuncu şüphesiz zehirli gazlardı. Japonlar, 19045 yıllarında Rusya'ya karşı arsenik emdirilmiş yakıcı paçavralar kullanmışlardı. Savaşlarda zehirli gaz kullanımı gerçekte 1899 ve 1907 tarihli Hague (Hollanda) Antlaşması ile yasaklanmıştı. Fakat bu antlaşmalar Almanların 1914 sonlarında zehirli gaz kullanmalarını engelleyemedi. Almanlar 1915 Nisan'ında da Fransız sömürgelerinden getirtilmiş askerlerin üzerine, öncelikle akciğerleri tahrip eden klor gazı püskürttüler ve böylece bu kuvvetleri dağıtmayı başardılar. Daha sonra İngiliz ve Kanadalı askerler kendilerini gazın zararlı etkilerinden korumak için yüzlerini örten ıslak elbiseler giymeye başladılar. Korunma amacıyla idrar da kullanılıyordu. Çünkü onun içindeki amonyak zehirli gaz üzerinde nötralize edici etki yapıyordu. Daha sonra hızla gaz maskeleri üretimine başlandı. 1915 Eylül'ünde bu kez İngilizler zehirli gaz kullandılar, fakat hiçbir yönde yeterince güçlü rüzgâr bulunmadığından gaz Alman hatlarına ulaşamadı. Savaş sırasında zehirli gazların türleri de çoğalmıştı. 1917'de Almanlar tarafından öncelikle gözlere ve akciğerlere tesir eden ünlü hardal gazı (diklorodietilsülfit) geliştirildi. SAVAŞTA YENİ BİR BOYUT: UÇAKLAR Uçaklar, Birinci Dünya Savaşı'na yeni bir boyut getirmişlerdi. Birinci Dünya Başlangıçta uçakların rolü, keşif Savaşı, sadece yapmak ve bomba atmakla sınırlı olarak görülmüştü. Daha sonra askerler arasında uçaklara makineli tüfekler yerleştideğil, savaşan tarildi. Fakat o zaman teknik bir rafların bilimsel problemle karşılaşıldı. İleriye doğru ve teknolojik biriateş eden bir makineli tüfeğin pervaneleri tahrip etmesi nasıl önlenekimleri, becerilecekti? Pervane kanatlarına mermi ri, perspektifleri, saptırıcı çelik levhalar yerleştirmek yaratıcılıkları, ilk çözüm olarak görüldü. Fakat asıl çözüm, makineli tüfeğin atışlarıyla ekonomik güçleri pervane kanatlarının pozisyonlarıvb. arasında da nın senkronize edilmesiyle geldi. süren çok yönlü Uçakların yarattığı tehdit, hava savunma silahlarının geliştirilmesi bir savaş ihtiyacını doğurdu. Bu amaçla, bir olmuştur. platform üzerinde 360 derece dönebilen ve 80 veya 90 derecelik açılarla atış yapabilen sahra topları geliştirildi. Burada da temel sorun, hedef alınan uçağın hızının ve yüksekliğinin tam bir doğrulukla tespit edilememesindeydi. Fransız mucit Brocq, takimetre aygıtını geliştirerek bu soruna çözüm getirdi. Takimetre aygıtının iki teleskopu vardı. Bunlardan biri uçağın yüksekliğini, diğeri ise yönünü ve hızını gözlüyordu. Gözlemci bu teleskopları, izleme hızıyla orantılı bir akım veren bir jeneratöre bağlı manivela yardımıyla döndürüyor, bu sırada uçağın yüksekliği ve hızı kadrana yansıyor ve buradan belirli bir metotla uçağın atış anındaki kesin pozisyonu hesaplanabiliyordu. Uçakların yaklaşmalarını izlemek ve uyarıda bulunmak amacıyla bir ses dedektörü de geliştirilmişti. Bir uçağın yaklaşmakta olduğu, 1918 yılında 8 km. öteden belirlenebiliyordu. Birinci Dünya Savaşı'nda deniz savaşlarında etkili olan en önemli iki silah mayın ve torpil olmuştur. Mayınların bir ağırlık aracılığıyla deniz tabanına bağlı olarak yerleştirilenler ve serbest olarak yüzenler biçiminde iki tipi vardı. Torpiller ise Birinci Dünya Savaşı'nda etkin bir araç olarak kullanılan denizaltıların en önemli ve sonuç alıcı silahıydı. Yönlerini kontrol etmek amacıyla jiroskopun uyarlanmasıyla torpiller daha etkili hale getirildi. Ayrıca yakıt olarak alkol ya da parafinin kullanılmasıyla torpillerin menzilleri de arttırılmıştı. Birinci Dünya Savaşı, sadece askerler arasında değil, savaşan tarafların bilimsel ve teknolojik birikimleri, becerileri, perspektifleri, yaratıcılıkları, ekonomik güçleri vb. arasında da süren çok yönlü bir savaş olmuştur. Düzeltme: Geçen haftaki “İletişim Teknolojisindeki Gelişmeler” başlıklı yazıda, transistörün icat tarihi olarak 1948 yerine 1848 yazılmıştır. Bu hata için özür dileriz. temini kullanıyorlardı. Yani top görünen hedefe doğrudan yöneltilerek ateşleniyordu. Ancak daha sonra, hedefi göremeyen topların başka bir gözlemci tarafından yönlendirilerek ateşlenmesi imkânı doğdu. Bu imkân elbette sahra telefonunun ve telgrafın kullanılmaya başlanmasıyla sağlanabildi. 1915 yılının başlarında ilkel telsiz donanımlı bir uçak aracıyla hedefin yerini tam belirleme ve mermileri gereken yere düşürtme becerisi kazanıldı. Savaşın ikinci yarısına kadar topçular artık büyük bir saldırıyı desteklemeye girişmeden önce hedeflerini büyük ölçüde belirlemiş oluyorlardı. Atışların kesinlik derecesini arttırmak amacıyla başka destekleyici çalışmalar da yapıldı. Bütün Batı Cephesi'nin ayrıntılı bir topografik haritası çıkarıldı. Ayrıca her bir topun balistik performansı ayrıntılı olarak analiz edildi ve menzilin ayarlanmasında hesaba katılmak üzere, hava sıcaklığı, hava basıncı ve rüzgâr gibi meteorolojik faktörler araştırıldı. 1918'e gelindiğinde öngörülen atışların yüksek kesinlik dereceleri artık sağlanabiliyordu. Bu çerçevede, silah teknolojisinin gelişiminde koordinasyon içinde çalışan çeşitli bilim dallarının etkisi dikkat çekicidir. Elektronik aygıtların savaş yıllarındaki gelişmesi İÇTEN YANMALI MOTOR İçten yanmalı motorların kullanımı, Birinci Dünya Savaşı'nda gittikçe gelişen büyük bir rol oynamıştır. Orduların her geçen gün daha fazla motorlu taşıt kullanmaya başlamalarına karşın, savaşın sonunda bile ata dayalı ulaşım hâlâ ağırlıktaydı. 20. yüzyılın başında birçok Avrupa ülkesi, silahlı ve zırhlı birçok prototip motorlu taşıt üretti ve savaşta kullandı. İtalyanlar 1911'de Trablusgarp Savaşı'nda Türklere karşı zırhlı Fiat kamyonlarını kullandılar. Ama bu tür araçların çoğalması Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla oldu. Siper savaşlarının tekerlekli zırhlı araçların kullanımını doğal olarak sınırlıyor olması, bir İngiliz icadı olarak tankın doğmasına yol açtı. İtalyanlar iki CBT1086/15 11 Ocak 2008 TEKNOLOJİ TARİHİ