16 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

TartışmaEditöre Mektup çenek kalmıyor Lutfen hesaplayın, kaç hastada çok lyı sonuç elde edılmış? IIkoğretım 2 sınıf bılgılerı bıle, bu sonuçlara ulaşılamayacağını, 20 hastada yuzde venlecekse, bunun 5 veya 0 ıle bıten sayılar dışında olamayacağını soylemektedır Bu değerlerı ancak hesap yapmadan, masa başında yazarsanız elde edebılırsınız Bu grupta, başka ılgınç noktalar da var; orneğın verılerı butunuyle aynı olan son ıkı yayın karşılaştınldıgında, son yayında yaş gruplarındakı dagınıklı1 ğın da duzeltıldığı goruluyor Ayrıca, son yayında, bunun prospektıf randomıze bır çalışma olduğu soylenıyor kı, artık soylenecek bır soz kalmıyor Ozetle bu yayın grubunda da, masa başı uretım ve tez yağması soz konusu Bu yayınlarda A B yıne yazar olarak yer alıyor * Yıne A E danışmanlığında hazırlanan bır tez, olgu sayısında yuzde 25 artışla ıkı kez bıldırı halıne gelıyor ve sayısal verıler bu kez vırgulden sonra ıkın1 cı basamağa kadar değışmeden kalıyor (Masa başı uretım) (M 0 ve A B yıne yazarlar arasında) larında daha dıkkatlı olmalan" konusunda uyardı Daha sonrakı, yenı belgelerle başvurularda ıse "konu TTB ve adlı makamlara ıntıkal ettığı ıçın bır ışlem yapmayacağını bıldırdı TTB Ilk 16 belgeyı ınceleyen Yuksek Onur Kurulu ılgılı kışılere 'ya yın etığıne aykırı davranmaktan, 15'er gun sureyle meslekten men cezası" verdı Idare mahkemesı, TTB'nın ceza vermeye yetkısı olmadığı gerekçesıyle kararı ıptal ettı, konu Danıştay'da Yargı Organları Yolsuzlukları ortaya çıkartan kışı hakkında çok sayıda hakaret ve tazmınat davası açıldı, sonuçlanan tek davada "ıddıa edılen eylemlerı başka turlu ıfade edecek sozcuklenn bulunmadığı" gerekçesıyle "sanığın beraatıne' karar verıldı Taha Akyol'a yanıt M ıllıyet gazetesı yazarı Taha Akyol, 18 temmuz 2005 tarıhlı Mıllıyet'tekı "Cumhurıyet ve Bılım" başlıkh yazısında, Turkıye Bılımler Akademısı (TUBA)'nın Gunce adlı yayın organının Temmuz sayısında yayınlanmış olan "Cumhurıyet'ın Ilk Yıllarında Bılım" adlı yazımı eleştırmektedır Yazımda "bazı bılımsel eksıklıkler ve yanhşlıklar" bulunduğunu soyleyen Sayın Taha Akyol'un eleştırılerı ve bunlara yanıüarım şoyledır, 1 "Yazar, Cumhuriyef in ilk on yılında "Bilimin gelişmesine verilen önem Ataturk ve İnönü ile sınırlı değildir diyerek şu ısimleri zikredıyor; "Mustafa Şekip Tunç, Emin Erişirgil, Falih Rıfkı, Kılıçzade Hakkı, Celal Nuri, Abdullah Cevdet, Yakup Kadri, Yunus Nadi ve daha başkalan..." Bu listede Mustafa Şekip ve Emin Erişirgil hariç, hiçbirinin akademik kariyeri ve sıfab yoktur! Gazeteci, yazar ve politikacıdırlar. Bilim tarihinde bunlar da yer alacaksa, neden mesela eser ve kürsü sahibi Ahmed Ağaoğlu, Fuat Köprülü, Sadri Maksudi, Fatin Gökmen gibi devler, Hüseyin Cahit gıbi üstat kalemler yoktur?" galıba bılımı savunmakla pozıtıvıst olunduğunu sanıyor Ayrıca Abdullah Cevdet Bey'ın Cumhurıyet modernleşmesınde hıçbır rolunun olmadığı da doğru değildir Abdullah Cevdet Bey'ın, Cumhurıyet'ın yonetıcılerı ve dığer entelektuellerı uzermde, dergısının tırajıyla orantılı olmayan bır etkısı olmuştur Tavsıye ettıklerı, gerçekten değerlı bır çalışma olan Hanioğlu'nun ese' rıne daha dıkkatlı bakmış olsalardı, onun da bu fikırde olduğunu gorebıleceklerdı 3 "Bilim tarihçisi, Cumhuriyet'in ilk yıllarında bUime hizmet eden Darülfünun bilginlerinin ne zaman yen'şn'ğini de düşünerek, Cumhuriyet'in bır bilim mirası devraldığını ve bunu ileriye götürdüğunü, 1933 tasfiyesinin ise vahim bir hata olduğunu belirtmeliydi." Konusu 1933 Unıversıte Reformu olmayan bır yazıda, reform konusuna gırılmemış olmasını bır bılımsel eksıklık olarak gormek gerçekten anlaşılır olmaktan uzaktır* Ama burada çok anlaşılır olan başka bır şey vardır, Sayın Akyol, Cumhurıyet bılımını, Osmanlı bılımının basit bir devamı olarak gormektedır Cumhuriyet'in bılımı ılerı goturduğunu kabul ettığı yerde bıle, vurguyu Osmanlı bılım mırasına yapmaktan gerı kalmamaktadır Gerçek olan nedır? Yazımda ıkı konuya daha değınmıştım, bırıncısı, 192333 donemının, bılımde uzmanlaşmanın hemen hemen olmadığı bır donemden, hemen hemen gerçekle^tığı bır doneme geçış evresı olduğunu, ıkıncısı de, yıne bu donemın Turk bılım ınsanlarının sayıca çok olmamakla bırlıkte, nıtelık olarak gerçekten bılımsel çalışmalar yapabılecek bır duzeye ulaşmış oldukları, bılımsel keşıfler ve yayınlarla uluslararası bılıme katkıda bulunacak aşamaya geldıklerı bır evre olduğunu belırtmıştım Işte Cumhurıyet bılımını Osmanlı bılımınden ayıran temel ve koklu farklılıklar bunlardır Ve bu duzey ve başarı elbette Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Turk modernleşmesındekı > temel rolu bılıme vermış olmalarından ve ulkede gerçek bır bılım ortamını yaratmaya çalışmalarından kaynaklanmaktadır Sayın Taha Akyol'un haklı bır temele dayanmaksızın yazımı ve yazımı vesıle ederek de TUBA'yı eleştırmesının ardında yatan asıl neden, sanıyorum Cumhurıyet bılımının Osmanlı'ya ovgu ıçermeyen bu orıjınal nıtelığının gösterılmesı olmuştur *Sayın Akyol'un yazısında adlarını geçırdığı bılım ınsanlarından, 1933 Unıversıte Reformu sırasında unıversıteden uzaklaştırılanlar, belırttıklerı gıbı 5 değıl 7 kışıdır Doktor Kemal Cenab Bey ıle zoolog Alı Vehbı Bey de gorevlerınden uzaklaştınlanlar arasındadır Ancak Dr Kemal Cenab Bey bır sure sonra yenıden gorevıne atanmıştır Osman Bahadır SİSTEM ETİKSİZLİĞİ DESTEKLİYOR Gorulduğu gıbı Turkıye'de akademık yolsuzlukları ele alıp sonuçlandırabılecek bır mekanızma tam olarak kurulabılmış değıl Dunyadakı or neklere bakıldığında bunun TUBA veya ılgılı en yuksek sıvıl meslek orgutu (tıp orneğınde TTB) olması gerektığı soylenebılır Bu bağlamda, konunun yargıya taşınmasını olumlu olarak değerlendırmek gerektığı kanısındayım, çunku buralardan çıkacak kararlar, akademık yolsuzluklann ele ahnmasında net bır yolun ortaya çıkmasına araç olabılır. Ama kesın olarak şunu söyleyebılırım kı, mevcut duzen etık dışı davranışları "teşvık edıcı" bır ışlev gormektedır Son bır ornek Geçtığımız ay ıçerısınde yıne A E danışmanlığında hazırlanan bır tezde verılerın tumunun gerçeğı yansıtmadığı saptandı, bunun uzerıne tez gerçek verılerle yenıden yazıldı Şu anda aynı tezın, verılerı bırbırınden butunuyle farklı, ıkı ayrı versıyonu mevcut' Bır anlamda, bu gelışmelerın doğal olduğu da soylenebılır, Turkıye gıbı bılımsel yayın sayısında cıddı artış lar gerçekleştıren, artık yayınların nıcelığının yerıne nıtelığının değerlendırılmesı gerektığı tartışılan, Çın veya Kore gıbı ulkeler de bu aşamalardan geçtı ya da geçıyor Sanırım nıtelıkten nıcelığe doğrudan geçış degıl de, nıcelıketıknıtelık dızgesının ızlenmesı gerekıyor Bılım yapabılmek ıçın once bılımı savunmak gerek Prof. Dr. İzge Günal Dokuz Eylul Unıversıtesı Tıp Fakultesı ızge gunal@deu edu tr (*) yargıtay 4 Hukuk Daıresı 19 10 2004 tarıh ve 2004/987 sayı, 2004/11908 nolukaran 1) Kantarlı K Bılımsel etıgı kım denet ieyecek' Cumhunyet Bılım Teknık 945 11 2005 2) Bekaroglu O Dunydda ve Turkıye de bılımsel sahtekarlık Cunce 22 12 2002 3) Bekkelund Sl Htgstad AC Forde OH Scıentıfic dıshonesty ın medıcal research ın Nor way Tıdsskr Nor Laegeforen 115 3148 1995 4) Nylenna M Andersen ü Dahlquıst D Sarvas M Aakvaag A Handlıng of scıentıfıc dıs honesty m thı Nordıc countnes Lancet 354 57 1999 KURUMLARIN YAKLAŞIMI Omekler elbette arttırılabılır ama sanırım buraya kadar aktardıklanm yolsuzluğun boyutları konusunda fikır vermıştır Hanı bır tane ıkı tane olsa, belkı "yanlışlıkla yapıldı' denılebılır Ama 26 yayında bunu soylemek çok kolay değıldır. Kaldı kı, tum saptırmalar mesajı guçlendıncı ve/veya ılgılı kışılerın ısımlerının eklenmesı ıle sonuçlanmıştır Tek bır ornek yoktur kı 'yanlışlıkla" mesaj zayıflasın veya adı geçen kışılerın ısımlerı yayından çıksın Pekı, bu sure ıçerısınde ne oldu? Oncelıkle şunu belırtmelıyım kı, olaya ısmı karışan herkesın cıddı bır sorunla karşılaşmadan akademık yukselmelerı suruyor' Kurumların yaklaşımı ıse şoyle Unıversıte Yonetımı Kendılerıne sureç ıçerısınde farkına vanldıkça ıletı len belgelerı tum ısrarlara karşın bırleştırmeden, sadece bazıları hakkında soruşturma açıp, soruşturmacı olarak yıne tum ısrarlara karşın konuyla ılgılı veya konuya yakın bır uzman atamayıp, aıle hekımı veya ışletme uzmanı gıbı kışılerı atayıp, suç unsuru bulamadı1 Soruşturmacılar ya yonetıcı konumunda ıdı, ya da daha sonra yonetıcı olarak atandı Sankı esprı gıbı ama ılgılı kısılerı "daha duzenlı, dıkkatlı ve kusursuz çalışmalar yapmaları" konusunda uyardı Ayrıca yolsuzlukları ortaya çıkartan kısı hakkında ' ustune vazıfe olmayan ışlerle uğraşarak, uygunsuz davranış goster mek' ten soruşturma ac.tı YOK Unıversıte yonetımınden bılgı ıstedı UAK A B' nın dosyası Etık Kurul' da bır buçuk yıla yakın bekledıkten son ra, UAK kararıyla sınava gırdı Uzmanlık Dernegı Ilk 14 belgeyı ınceleyen Etık Kurul ılgılı kışılerı suçlu bulmasına karşın, yonetım kurulu "bıle rek ve ısteyerek yolsuzluk yapmadıklan1 kanısına varıp,' bundan sonrakı çalışma Ülkemizde bilimin gerçek temelleri Cumhuriyet'le atılmıştır. Yazımda bu ısımlere bılım tanhınde yer veren hıçbır ıbare bulunmamaktadır Bu entelektuellenn bılım tarıhınde yer aldıklarını Akyol soylemekte ve sonra da bunu bana atfederek eleştırmektedır Dergıde şunlar soylenmektedır, " Yakup Kadrı, Yunus Nadı ve daha başkalarından oluşan ve yonetıcıler uzerınde etkılı olan seçkın bır entelektuel topluluk tumuyle bılımsel formasyonun toplumda oluşması ve yaygınlaşması ıçın çaba sarfetmışlerdır Ayrıca bılım formasyonuna sahıp bılım ınsanları vardır " Gorulduğu gıbı burada soylenmek ıstenen şey, bılımın herhangı bır dalında uzmanlık egıtımı almamış olmalarına karşın bu entelektuellenn bılımın nıtelıgını ve onemını dogru kavradıkları ve bılımsel duşunceyı ulkede yaygınlaştırnıaya (..alışmış olduklarıdır Yazıda bılım ınsanla rından ayrıca soz edılmektedır Gunce Dergısı ınternette yer aldıgı ıçın, gunce sozcuguyle gırılerek bu durum kolayca kontrol edılebılır 2 "Sayın Bahadır, 192333 dönemindeki Abdullah Cevdet konusunda da yanılıyor. Evet, Abdullah Cevdet tam bir pozıtivıstfa ama mütareke dönemındekı olumsuz tavırlan sebebiyle Cumhuriyet ona hiçbir görev vermedı; hiçbir rolü olmadı. Tek yapbğı şey arbk 200300 tane satan eski İctihad dergısıni devam ettirmektir. Bu konuda değerlı tarihçi Şukru Hanioğlu'nun "Doktor Abdullah Cevdet ve Dönemi" adlı eserinde genış bılgi vardır." Oncelıkle, Abdullah Cevdet Bey, 'tam bır po^ıtıvıst" degıldır Hatta pozıtıvıst olduğu bıle soylenemez Sayın Akyol, 958/1930 Temmuz 2005
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear