01 Temmuz 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Pale [NSAN VE ALET İLİŞKİLERİ Yirminci yiizyılın başlarında, insanı soydaşı diğer Primat'lardan ayıran en önemli ö'zelliğin çevresine 'uyum' yeteneği, 1930larda "zekâ"(düşünce), 1950'li yıllarda 'alet yapımı', 1960'larda 'başarılı avcr olması ve kısa bir süre sonra da lisanlarının' bulunması, insanı "insan yapan" insancıl nitelikteki özelliklerin başında sayılıyordu. Güven Arsebük* i. lk başta kulağa çok basitmişçesine gelen I "insan" kelimesi, tanımlanması gerçekte J.zor bir sözcüktür. "İnsan nedir?" veya "kime insan derler?" türü soruları bilimsel içerikli olarak yanıtlama aşamasında, tüm canlılar ve bu arada tabii biz insanlar ile doğrudan ilgili olan "evrını nedir?" sorusu da zorunlu olarak gündeme gelir. Evrim biyolojik bir gerçektir ve geniş anlamı ile organizmaların zaman süreci boyunca değişen ortama gösterdikleri tepki, başka bir deyişle, canlıiarın bedensel yapılarında zaman içinde yer alan başkalaşımlar olarak tanımlanabilir. Bilimsel bir gerçeği belirten Omne vivum ex vivo (her canlı bir canlıdan gelir) ifadesi ise, evrimin temel olgusunu özetler. Evrimin zaman ve mekân olmak üzere iki boyutu vardır. Mekân boyutu dünyamızı, zaman boyutu ise dünya üzerinde canlı yaşamının başlamasından itibaren geçen milyonlarca yıllık süreci içerir. İnsanı diğer canlılardan ayırar Ancak insanı ayıran en temel özellik, onun teknoloji geliştirme becerisi, yani alet yapma yeteneğidir. Neden bu böyle? Çünkü salt bedensel açıdan bakıldığında, aynı ortamda birlikte yaşadığı diğer hayvanlara kıyasla insanın zayıf, yeteneksiz ve hatta âciz bir canlı olduğu günkü aşaması olduğu ileri sürülüp, kimliği bilimsel olarak soruşturulmaya başlanınca, özel çevrelerce bu yaklaşıma karşıt görüş niteliğinde bazı yapay sorunlar geliştirilmiş ve çeşitli saptırmalar gündeme getirilmeye başlanmıştır. Bilimsel görüşlere karşı geliştirilen bu tepkisel nitelikteki saptırmaların biri de, insanın doğrudan maymundan türemiş olduğu, başka bir deyişle bu iki canlı türü arasında bir "ata torun" ilişkisinin bulunduğu, yani maymunun biz insanların doğrudan atası olduğu sapürmasıdır. Önceleri AngloSakson Kilisesi'nce geliştirilip, desteklenen bu ve benzeri saptırmalar, üzülerek belirtmek gerekir ki günümüzde dahi aynı temel içerik ve amaçlı olarak belirli çevrelerce sürdürülegelmektedir. dır. Bu da, sözü geçen iki canlı türünün ortak bir kökten türedikleri, ancak bunların her birinin zaman içinde değişmek suretiyle bugünkü hallerini almış olmaları anlamını taşır. Başka bir deyişle, ayrı ayrı olmak suretiyle bunlardan her biri (bir yandan maymunlar, diğer yandan ise insanlar) kendi yönlerinde evrimleşmişler, sonuç olarak da zaman içinde insanlar daha 'insanlaşmış', buna karşılık maymunlar daha da 'maymunlaşmıştır'. Genel evrim ilkeleri gereği, gelecekte aynı eğilimin devam edeceği, insan ile maymun arasındaki bugünkü mevcut makasın daha da açılacağı söylenebilir. KİME İNSAN DERLER? Artık bu aşamada 'kime insan derlerinsanı insan yapan, onu zoolojik anlamda yakın soydaşları olan maymunlardan ayıran özellik veya özellikler nelerdir' sorusu sorulabilir. Bu tür soruların yanıt(lar)mı insanın "insanlığında", başka bir deyişle "kültüründe" aramak doğru olsa gerektir. Çünkü, son 100 150 yıldır insanın "neliği" ile "kimliği" ve bunların tanımı ile ilgili sorulara verilen yanıtların zaman içinde değiştiği dikkati çeker. Yirminci yüzyılın başlarında, insanı soydaşı diğer Primat'lardan ayıran en önemli özelliğin çevresine 'uyum' yeteneği, 1930'larda "zekâ" (düşünce), 1950'li yıllarda 'alet yapımı', 1960'larda 'başarılı avcı' olması ve kısa bir süre sonra da 'lisanlarının' bulunması, insanı "insan yapan" insancıl nitelikteki özelliklerin başında sayılıyordu. EVRİMSEL İLİŞKİ VAR Belirli amaçlara yönelik böylesine ("atatorun" ilişkisi türünden) bilinçli saptırmalar bir kenara bırakılır ve olay bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilecek olursa, insan ile maymunlar arasında evrimsel bir ilişkinin olduğu zaten kabul edilir. Çünkü, bilindiği üzre, evrimsel anlamda geriye gidildikçe tüm canlıiarın filogenez adı verilen, gövde ve kökü zaman içinde geriye giden ortak bir evrim ağacının çeşitli dalları oldukları ve bu nedenle de bütün canlılar arasında (uzak veya yakın) bir ilişkinin bulunduğu tartışılmaz. Ancak bu, hiç bir zaman 'maymun ile insan arasında doğrudan bir atatorun ilişkisi vardır, yani insanlar zaman içinde maymundan türemiştir' anlamına da tabii gelmez. Bilimsel anlamda insanlar maymunlarla birlikte zoolojik bir takım (Primat) oluşturur, bu nedenle aralarında yakın bir evrimsel ilişki olması da doğal İNSAN, YOLUNMUŞ TAVUK MU? Özetlenen bu temel ilkeler doğrultusunda, yukarıda değinildiği gibi "insan nedir kime insan derler?" türü soruları sıradan birkaç sözcükle açıklamak sanıldığı kadar kolay değildir. Sokrates'e ait olduğu söylenen bir hikâyeye göre, günün birinde ünlü düşünür Atina agorasındaki gönüllü öğrencilerine "insan nedir" sorusunu sormuş. Onlar da bu soruyu küçümseyerek "bunu da bilmeyecek ne var sanki; insan iki ayaklı ve tüysüz bir canlıdır" demişler. Hiç sesini çıkarmayan Sokrates ertesi gün agoraya elinde tüyleri yolunmuş bir tavukla gelmiş ve öğrencilerine dönerek "yani böyle bir şey mi 'insan' dediğiniz" demiş. İnsan o değil tabii de ne? İnsanın "neliği" konusunu yanıtlamaya çalışmadan önce, sorunun yakın tarihsel geçmişini kısaca irdelemenin yararlı olacağı kanısındayım. Yaklaşık 150 yıl öncelerinden başlayarak, insanın da doğaüstü güçler tarafından yaratılmadığı ve tüm diger canlılar gibi zamansal anlamda evrimsel bir değişimin bu Homo habilis (beeerili insan): En eski in ilk aletler. bağlı olarak ön plana çıkartılmasının ten nedeni, sanırım, bireyler için yaşadıkları ı nemin ağır basan değer yargılarının genel ulaştıkları sonuçlarda bir tür mihenk taşı j revi görmesidir. Günümüzde ise, yani XXI. Yüzyı başlarında, insanın "insanlaşmasında" böy sine ayrı veya tek tek özelliklerin olmadı aksine, insanın "insan olmasında" birbirij etkitepki ilişkisi içinde olan çeşitli ögeler birlikte görev gördüğü kabul edilir. aulı koşmak saretifte dişmaalanataa kaçaailir veya avlanaı raaatiıtia jaftrtrrrtf/ifJer. Diğer aanlanam ise yiyeeeUeriai aarçatamaya ayşaa peaçe ve dişleri vanlır. Insan bu özelliUenlen yoksendur ve caahlartönyastiHİavar olaailmek için alet yapma aecerisiae saaîa olmak Böylesine farklı zonadaydı. yargıların zamana 957/1223 Temmuz 2005 ALET YAPIMI VE İNSAN Temelde günumüzün bu bütüncül g rüşüne katılan prehistoryacılar, aynı zama da "alet yapımının" insanın "insan olması da" ayrı ve çok önemli bir yeri olduğu yar; sını da içtenlikle desteklemekte, üstelik z man içinde insanın alet oluşturmak sureti le bir Homo habilis (yapan insan / becer
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear