24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 AĞUSTOS 2022 ÇARŞAMBA KÜLTÜR 13 Adana Altın Koza Film Festivali’nde ‘Orhan Tiyatro Kemal Emek Ödülü’ne değer Adnan Çoker: Lale görülen, usta gibi bir ney sesi oyuncu Zihni Göktay ile 989 yılında TRT-Televizyonunda uzun soluklu birçok sanat dalının erbabıyla söy- özgür 1leşiler yapıyordum. Geçen haf- bir sohbet ta yitirdiğimiz büyük ressamımız Ad- ettik. nan Çoker (1928-2022) de konuğum olmuştu. Konuşma tonu sanki bir tuva- lin üstünde hızla birbirini kovalayan fır- ça darbeleri gibiydi. Konumuz resim ve müzik sanatlarını karşılaştırmak; tarihi ve çağdaş deyişi irdelemekti. Müzik sanatı sizin resminizi nasıl olmalı... etkiledi? Müzikten etkilenmekte ekleme ola- maz. Doğuştan varsa vardır. Yetini- ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK aynı, sağa sola zart zurt ediyor, karı- lir. Benim de doğuştan müziğe bir il- gim vardı. Bilimsel değil ama seviyo- sıyla da geçinememiş. Üst katta bir ‘kemaller Hayatımda Önemli’ rum müziği. İlk görüntüler bir heves azı sanat insanları vardır, her daire var orada kendi kahvesini ken- na narenciye, pamuk yetiştiren bir şe- olarak kabul edilebilir. Örneğin müzik- kelimesi önemli bir ders gibi- n 29. Adana Altın Koza Film di yapıp içiyor. Karımı da Nevra Se- hir ama kültür de üretti. Muhsin Er- le ilgili başlıklar verdim çalışmalarıma: Bdir. Söylediklerini can kulağıyla Festivali’nde Türk edebiyatının en rezli oynuyor. tuğrul Anadolu’daki ilk şehir tiyatrosu- “Op.19” (1954) veya “Boşlukta tekrarla- önemli yazarlarından Orhan Kemal’in dinlemek gerekir. Yaşı kemale ermiş n “Lüküs Hayat” 28 sene. Bu nu Adana’da 60’lı yıllarda açtı. Sonra da nan Tema” gibi. Paris yıllarımdan son- adını taşıyan, “Orhan Kemal Emek ama ununu eleyip eleğini daha asma- oyun neden bu kadar uzun sürdü. Kayseri’de kardeş tiyatrosunu açtı. İki- ra (1960), ikinci dönemimde Cezanne Ödülleri”ne değer görüldünüz. mış çünkü; daha çok ihtiyacımız var Seyirci bu oyunu neden çok sevdi? sinde de oynadım. Adana’da çok sanat- tipinde kontrpuan tekniğinden yarar- Çok sevindim. 12 Eylül’de tören... Mani- böyle sanatçılara. Yolları uzun, evet çı yetişti. Adana Kemallerle ünlüdür. Ke- 1932 yılında yazılıp, 33’de sahne- landım. Üçüncü dönemimde caz etkin dar! Orhan Kemal gibi cuntaya karşı olan maller, benim hayatımda da çok önemli- engebeli ülkemizde. Yine de yılmak, oldu. Daha emprovize bir şeydi, o an- lenmiş bir operet. O senelerin espri- birinin ödülünü o tarihte almam bir tesa- dirler. Mustafa Kemal, Behçet Kemal, Na- da oluşum. Resimde soyut-ekspresyo- yorulmak bilmezler. Türkiye’nin ka- si, dünya değişti, cumhurbaşkanla- düf mü? Göndermemi yaptım :) Konuş- mık Kemal, Yahya Kemal, Yaşar Kemal nizmin getirdiği. O anda yapacaksınız. ranlık dönemlerinde dim dik dur- rı değişti, rejimler değişti, tiyatro an- mamda da yapacağım. şimdi torunum Ali Kemal var. Orhan Ke- Resmin tümünü baştan, düzeltme şan- muşlar. Daha çok uzun yolları var. layışı değişti, şu oldu bu oldu. Fa- Bu ödül beni çok onurlandırdı. Ada- mal ve Yaşar Kemal zirvedeler. sınız yok artık. Aynen cazda sahnede Yakın zamanda böyle kat ana kanava, iskelet, filika oldu- oluşan bir olguyu biz tuvalimizde uygu- değerli sanatçılardan Zih- ğu yerde duruyordu. Ben onun etra- luyoruz. Önce hiçbir düşünceniz yok- da mı koşuyorsunuz, havuç ni Göktay ile Fenerbah- fındaki birtakım lüzumsuz şeyleri tur; fırçayı gezdirirken duygular gelişir. mu yiyorsunuz, nedir bu çe Parkı’nda buluştuk. De- Bir caz müzisyeni “Bugün iyi çalama- ayıkladım, güncelleyerek zülfü yâre yaştaki enerji, performansın nize karşı kahvesini yu- dım” diyebilir. Bizde de aynen, aksa- dokunmadan fincancı katırlarını in- sırrı?’ diye. ‘Yok diyor; pu- madan baştan sona yürütmek önem- dumluyordu. “Kahveye eş- citmeden bir şeyler koydum. Onlar- ro mu içiyorum, viskim de lidir. Tıpkı Zen Budizm’deki gibi. O an lik edebilir miyim” dedim. da hoşa gitti. Kabul gördü. Kimse de bir daha geri gelmez. O anı bir daha var, koşmuyorum, havuç fa- “Acı olsun kahvemiz”! aman bunu yapma etme demedi. yaşayamayacaksınız. Eğer bir bozul- lan da yemiyorum.’ Nedir di- “Nasılsınız” diye sor- n Tiyatroda kemilkleşmiş ve bir ma olursa, resmin tümünü baştan yap- yorlar bize bir tüyo verir mi- dum: Göktay, “Tiyatroda- türlü çözülemeyen bir kadro mese- malısınız. siniz? ‘Yazıhanemde bir kü- yım bir gün. Aziz Nesin’in lesi var. Sizin de hassas olduğunuz Burada resim ve müzik sanatları tüphanem, köşem var, oraya bir oyunu sahneye konu- arasında bir soyut-somut karşılaştır- bir konu olduğunu biliyorum. Her bir yazı yapıştırdım. ‘Mösyö ması yapabilir miyiz? yor. Ben de yönetmen yar- fırsatta dile getiriyorsunuz. Marie bu dünyada değiştire- patılıyor, tüneller kapatılıyor. Bun- En soyut ressamlar bile 1930’da “so- dımcısıyım. Aziz Nesin ‘Ben prömiye- Ben bu tiyatroya girdiğim zaman- meyeceğin şeyler için üzülme.” lar çok daha sessiz, entim uygula- mut resim” diye girdiler. Emprovize re gelemeyeceğim, genel provaya ge- da bir kadro meselesi vardı. Çünkü müzik, soyut ekspresyonist resim gi- n “Lüküs Hayat”ı dört, “Cibali nacak şeyler... Biz de gittik askere leyim’ dedi. Üsküdar Musahipzade biz çok kalabalık bir topluluk deği- bi tekrarlanamaz. Doğrudan doğaçtan- Karakolu”nu üç, “Hisse-i Şayia”yı Haydarpaşa’dan bindik trene Sivas’ta Celal Tiyatrosu’ndayız. Burası Darül- liz Türkiye’de. 85 milyonda hepimizi dır. Bir daha tekrarlanmayacak. Düşün- üç kez seyrettim. Sizin oyunları- indik. Evden bile uğrayan olmadı, bedayi yani her tiyatroda olduğu gibi toplasan meyhanede klarnet, keman sel pay çok gerilere itilmiş. Onun yeri- nızın sezonu uzun sürüyor ve her gözyaşı olmasın diye. Nereden nere- birtakım genel provada eksikler ola- çalan müzisyen- kadarız. Bunlara bi- ne duygular ön plandadır. Ancak bu- seyrettiğimde sizin replikler gün- ye, nasıl girdik işin içine, lafı dağıt- biliyor, aksesuar eksiklikleri filan, o nun bir dili vardır. Böyle bir şey yaptı- rer kadro verilmesini istiyordum ben celleniyor. tım Öznurcum. İyi olmaya çalışıyo- gün de bir şeyler eksik ve benim da- ğın zaman: hâlâ da istiyorum. Özel tiyatrolarda “Cibali Karakolu”, Darülbedayi- rum ülkem gibi...” 1) Ressamca rastlantılar gelir. Bu ha asabi ve titiz yıllarım, her zaman vergiden muafiyet olsun. nin 100. yılı münasebetiyle kurul- “Anlatacak çok anı, yaşanacak çok rastlantıları sanatçı iyi görürse bırakır. titizim de o zaman yönetmen yardım- Çocukların hepsi çok zor durumda- (Örneğin boya akmışsa.) Yoksa değiş- du. Sonra Hisse-i Şayia. Dolu gitti. hikâye var hocam” diyorum. Gün cılığının verdiği sorumluluk da var. lar. Nişanlılıklarını, evliliklerini er- tirir. 2) Doğaçtan müzikte olduğu gibi, Bir aylık bileti yarım saate bitiyor- uzun, bu röportaj akşamı bulur, kah- Bal fıçıları mı ne eksik gelmiş. Arıla- teleyenler var. Ev bulamayanlar var, amacınızı gizleme olayı vardır. Bütün fi- du. Ayıptır söylemesi, benim, beni veler birden üçe çıkar, dört saate ya- rın kanatlarından bazıları gelmemiş, ana-babasının yanında otur- kirlerinizi, bütün kompozisyon fikirleri- seven seyircilerim var. kın sürer sohbet. kızlar ‘benim kanadım nerde, o nere- mak zorunda olan var. nizi, amaçlarınızı gizlemeniz lazımdır. Şimdiye kadar hep tabldot yedim de, bu nerede’ diyor. Sinirlendim. Ba- Çünkü doğaçlamanın tekniğini bozar. Çocuk isteyip, ço- ‘Seyircimi özledim’ Türk Tiyatrosu’nda, hiç alakart seç- ğırdım çağırdım. Aziz Bey bana ‘Bura- Sonuna kadar sürebilmeniz için amaç- cuk sahibi ola- Yüzümüzde bir gülümseme, kahka- me imkânım olmadı, bana ne verdi- lar belirgin olmamalıdır. Müzikten etki- ya gel’ dedi, ‘Buyrun hocam’ dedim. mayan lerse oynadım. Dramaturglar bana lenen yön, doğaçtan müziğin özelliğidir. halar ve duygulu anlar. Geçmiş gele- ‘DEMOKRASİ ‘Sen bu ülkede benim başıma ge- var. Son dönemime gelince mimari ile sı- ceği aratıyor. Ustaların gözleri, sah- bir oyun arıyorlar. Fazla kalabalık ol- lenleri biliyor musun?’ dedi. ‘Bilmez SORUNU...’ kı bir ilişki içindeyim. Şu veya bu mü- masın, tadımla oynayalım. Seyircimi neyi paylaştıkları yakın dostlarını olur muyum, ben on bir yaşından be- ziği dinlemem söz konusu değil. Seyir- arıyor. Ülkede ekonomi kötü, bir de özledim. ri sizi takip ediyorum’ dedim. ‘Senin n Benim herkese sorduğum ci yine müzikal tadlar bulabilir. Üçüncü n Yeni bir sinema filmi var “Ore- seyircisini çok özlemiş Göktay. “Se- meşhur soruma geldi sıra hocam. evde odan var mı’ diye sordu. ‘Yok, dönemimde çalışmalarıma kişiyi yön- yirci de sizi özledi. Hadi bu sezon çı- gon”, çekimler ne zaman? Aman zor olmasın :) bir masam var’ dedim. Aziz Nesin, lendirmeden yaklaşıyorum. Seyirci ra- n Türkiye’nin en büyük derdi sizce nedir? Senaryosu Ümit Ünal’a ait, kın sahneye de uzun alkışlar yankı- hat bir şekilde müzikal değerlerin var ‘Onun karşısına şu yazıyı yapıştır, An itibarıyla ekonomi, tencere. İkincisi lansın karatahta sahnede” diyorum. yönetmen ise Kerem Ayan. olup olmadığını araştırabilir. Belki bir her sabah ona bak ‘duvarı nem, insa- demokrasi sorunu var. Herkes her ne kadar Yarın başlıyorum. Bir yere yapı-ritim-minimalizm ilişkisi bulacaktır. Sigara yakıyor. Doktoru günde bir si- nı gam yıkar’ dedi. demokrasi var diyorsa da, o sorun var. Gizli, 1954’de John Cage sessizliği dillendir- garaya izin vermiş. Sağlık önemli di- teslim edilmek üzere arka- Şimdi bakıyorum Türkiye’de... yaşayan bilir. Hava bulutlu diyorsun bana ördek di. (4’33” adlı eser). Sonra bantları kes- daşlarının sevdiği bir ka- yorum. Cevap: “Seneler sonra ün- Kapıkule’den ötesini de bilmiyorum dedin diyorlar. Hava bulutlu, hatta yağmurlu ti ve araştırdı. Buna bir nevi kolaj dedi. lü Fransız aktör Jean-Marie Winling seti getiriyorlar, Şişli’de diye bilmeli, haykırabilmeli. Özgürlük! Bu ölçülü zaten. Turneler hariç birkaç yerden, Rauschenberg kombine resim yapmış, bir apartmana. O arka- vaziyeti yaşanması lazım. Bazı sosyal çarpıklıkları Komedi Fransez (Comdie Françai- Almanya’dan başka bir yer görme- Cage’den etkilenmişti. ve politikadaki yanlışlıkları söyleyebilmeli. 3-4 ihtilal se) de 86 yaşındayken bir oyun oy- daşları da evde yok. dim çünkü oyunla gittik. Türkiye’de Resminizde özellikle etkilendiğiniz görmüş birisiyim. Bunların getirdiği sıkıntıları biliyorum. Bir kapıcı Durmuş var nuyor. Öyle bir oyunki hareketli, tı- değiştiremeyeceğim şeyler için üzül- çalgı tınıları var mıdır? Türkiye’nin sıkıntılarını üstü kapalı olarak bahsetmeye rabzandan kayıyor, ikinci kattan aşa- apartman görevlisi, bir Çalgıda olanakları geniş olanı arıyo- müyorum artık! Neden? Sokak dü- çalıştım. Bunlar benim sıkıntılarım. Bir yerde sanat de emekli albay var. Üs- rum. Müziğin tarihi sadece müzisyenle- ğı iniyor, takla atıyor falan filan böy- ğünlerinde silah atılıyor, 15 yaralı, yasaklanmasın, heykeller alaşağı edilmesin. Kültür, rin tarihi değildir, aynı zamanda çalgı- le... Gazeteciler soruyorlar ‘Orman- tünü çıkarmış ama huy Misakı Milli sınırları içinde homojen olmalı. üç ölü! Asker uğurlamada, otoyol ka- ların tarihidir. Ben gelişmiş çalgıları ter- cih ederim. Rönesans resmi ile Röne- sans müziği çok farklıdır. 1969’da İlhan Mimaroğlu benim bir sergim için kolaj Metin Akpınar’la 79. Venedik Film FestiVali bu akşam açılıyor yapmıştı: Resimlerin asılış alanına göre, ENKA Sanat’ta sohbet “sükutlar”, “gürültüler” şeklinde. Ben de Xenakis’in “Metamorfoz”u üstü- NKA Sanat, 2 ne Niyazi Sayın’ın neyini ekledim. Ara- Sinemanın ağırlıklı merkezleri... EEylül’de Türk ti- da, lale gibi bir ney taksimi, 20. yüzyı- yatrosunun ve sine- lın garip boşluğunda süzülüyordu. Bu- Ne mutlu ki Alejandro İnarritu ülkesi White Noise masının usta oyun- nu uyguladım. Ney güzel bir çalgı, ken- Meksika’ya dönmüş. Neyse ki maruz kal- cularından Me- di başına yeterli bir alet gibi görüyo- dıkları tüm baskılara karşın, İranlı yönetmen- tin Akpınar’ı seyir- rum. Geçmişten seslenen mistik bir yö- ler pes etmiyorlar : Geçen ay hükümeti eleş- cisiyle buluşturu- nü var. Ama Xenakis eklenince daha bir tirdiği için tutuklanan ve ertelenen altı yıllık yor. Metin Akpınar derinleşiyor. hapis cezasının infazına karar verilen Jafar ile Muhabbet, ti- Doğu-Batı, eski-yeni birlikte bir Panahi ile, daha az tanınan meslektaşı Va- n açılışı 30 Ağustos gecesi, Henry yatroseverlere us- şeyler söylüyor sizin için. ÖKing’in 1925 ABD yapımı “Stella Dal- hid Jalilvand da Altın Aslan adayları arasın- ta oyuncu ile sohbet deneyimi yaşata- Temel olarak Leonardo’yu severim. da yer almaktalar. Uzak Doğu’nun tek sesi las” adlı klasiğinin gösterimiyle yapılan cak. Yapımcılığını BKM’nin üstlendiği, Sinan, Türk mimarisinin özetidir. Yakın 79. Venedik Film Festivali, aslında tam 90 Kôji Fukada ise Japonya /Fransa ortak ya- Zeynep Miraç’ın moderatörlüğünü yap- ilgim var ona. Bir de Maleviç: Zaman- pımı filmiyle yarışacak... yaşını dolduruyor bu yıl... tığı gecede mizahtan siyasete, müzik- mekân ve yerçekiminin olmadığı bir dü- İlk kez 1932’de, o günlerden bu yana Bu bağlamda, Altın Aslan yarışı, bizdeki ten yemeğe, umuttan aşka kadar pek şünce; belki zamanımızın Einstein’ı, pazarcı diliyle, tam mostralık bir vitrin! ... dış görünümü pek de değişmemiş olan çok konu sanatçının keyifli anlatımıyla yirminci yüzyılın en büyüğü. Ritim ve sayfiye merkezi Lido Adası’nda yapılan Ancak içeriye girince, ikinci bir merkez- leceğimiz bir yapıt. Öncelikle, Venedik’te gündeme gelecek. Etkinlik ENKA Açık- belki de minimalize edilmiş bir görüntü le burun buruna geliyorsunuz: Ayrı bir jü- dünyanın ilk uluslararası sinema etkinliği ilk kez görücüye çıkan bu film, sinema sa- hava Tiyatrosu’nda yapılacak. konusunda müziğin etkisini bulursunuz La Mostra, 2. Dünya Savaşı boyunca du- rinin verdiği farklı ödülleri olan “Orizzon- lonları yerine, sadece cep telefonu, bilgi- onun resminde. ti” (Ufuklar) seçkisi, etkinliğin ikinci ağırlık raksayıp, 1970’li yıllarda da bir süre so- sayar ya da televizyon ekranlarında izle- luksuz kalınca, kâğıt üzerinde biraz daha noktası olarak “sanat sinemasının vitrini” yebileceğiniz bir Netflix yapımı. Üstelik Açık hava gazinosunda işlevini kararlılıkla devam ettiriyor. genç gözükmekte... bir Amerikan filmi!... Neden üstelik? Çün- Emel Sayın ve Doğulu Bu akşam yapılacak açılış töreni sonra- İsabelle Huppert ve Penelope Cruz dı- kü, ana seçkideki 23 film içinde, üçü ortak Bir konsere daha iptal şında ünlü oyuncuların göze çarpmadı- sında, ana akım Amerikan filmleri yelpaze- yapım olmak üzere tam 10 ABD yapımı ep Yeni Kal Sunar: sinin “bağımsız yaratıcı sineması örnekle- ğı, geniş kitlelerin kendi ülkelerinde bi- var! Noah Baumbach yanında, Darren Aro- HP’li Adana Ceyhan Belediyesi’nin 30 HYeni Bi’ Fest, 14 le adlarını pek duymadıkları 18 yönetme- ri” olarak tanımlanan ucunda yer alan No- nofsky, Andrew Dominik, Todd Field, Fre- CAğustos Zafer Bayramı’ndaki İlkay Ak- Eylül’de Maçka Kü- ah Baumbach’ın, bu kış Oscar’larda ba- nin yarışacağı “Ufuklar” bölümünün coğ- derick Wiseman gibi isimler de yer almak- kaya konseri, Ceyhan Kaymakamlığı ta- çükÇiftlik Park’ta ya- rafi yelpazesi de daha geniş: Arjantin’den şa güreşeceği söylenen “White Noise” ad- talar. Bu arada, yarışma dışı sunulan film- rafından iptal edildi. İlkay Akkaya konseri pılacak. Pandemi ne- lı uzunca (110 dakika) aile tablosu izlene- Endonezya’ya, İzlanda’dan Şili’ye, İran’dan ler seçkisinde, aralarında Oliver Stone ve son günlerde yandaş medya tarafından he- deniyle yaşanan iki İspanya’ya kadar uzanıyor. Aslında, bu cek. Adam Driver’ı da Venedik’e getiren Paul Shrader gibi isimlerin de bulunduğu def gösteriliyordu. İptal kararı üzerine CHP yıllık aradan sonra, bu film, günlük sorunlarla boğuşan bir ai- seçkinin adını “Sinefil Ufuklar” olarak de- altı Amerikalı yönetmenin daha davet edil- Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, sos- Yeni Bi’ Fest’in 7. yı- ğiştirmek belli de daha anlamlı olacak... lenin, her bireyinin farklı varoluşcu dürtü diğini vurgulamak gerekir. yal medya hesabından şu açıklamayı yap- lında Türk sanat müzi- ve sorgulamalarıyla beslenen ortak yaşam Son yıllarda, konulu uzun filmlerin yanı Dünya sinemasının çoksesliliğini yadsı- tı: “Yolsuzluk, rüşvet ayyuka çıktı, hâlâ kon- ğinin dev ismi Emel Sayın ile pop müzi- sıra, kısa filmlerden oluşan ve ayrı bir jüri- öyküsü olarak özetleniyor... mayan La Mostra’da, Altın Aslan adayları- ser yasaklamakla uğraşıyorlar. Festivaller- ğin önde gelen temsilcilerinden Kenan “White Noise” açılış filmi ama Altın As- nin değerlendireceği yeni bir program daha nın toplandığı ana seçkinin den, sanattan, sanatçıdan, türkülerden kor- Doğulu sahneye çıkacak. Detaylar için sunan “Orizzonti”nin, bu yıl seçtiği 12 kısa lan yarışına katılan 23 filmin dışında de- İkinci sırasında, üç ortak yapım dahil top- kan iktidar, Ceyhan’da İlkay Akkaya konse- Hep Yeni Kal’ın Instagram hesabını ğil. Bu nedenle de ana seçkinin temel ni- film arasında yer alan, Turan Haste imzalı lam yedi filmle Fransız sineması geliyor. İtal- rini yasakladı. Yasaklarınızla; sanat, sanatçı (@hepyenikalcom) takip edilebilir. “Rutubet”, Türkiye’den gelen tek ses olacak. teliklerinin ideal simgesi olarak niteleyebi- yanlar, dört filmle üçüncü sırada kalmışlar... düşmanlığınızla ilk seçimde gideceksiniz.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear