Catalog

gorus@cumhuriyet.com.tr 16 TEMMUZ 2022 CUMARTESİ 2 olaylar ve görüşler Kaybeden İsveç, Finlandiya ve Türkiye SAİT BALCI Mesele sadece NATO üyeliği ile korunma değildir. Asıl mesele bu tarihinde İsveç ile Finlandiya’nın tonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slo- NATO’ya girmesine izin verilmeyece- ARAŞTIRMACI iki ülkenin Rusya’dan korunması değil, ileriki süreçte Ukrayna venya; 2009 yılında Arnavutluk ve Hırva- ğini açıkladıktan tam 48 gün sonra tistan; 2017’de Karadağ ve 2020’de de Ku- gibi Rusya’yı kışkırtma aracı olarak kullanılmak istenmesidir. umhurbaşkanı Erdoğan 13 Ma- Madrid’deki NATO zirvesinde önceki zey Makedonya üye oldu. Şimdi de İsveç yıs 2022’de cuma namazı çı- açıklamasından çark etti. Böylelikle olduğu bu açıklama hiç kuşkusuz doğ- adalarının silahlandırılmasından vaz- ile Finlandiya üye olacak. Böylelikle ABD Ckışı basın mensuplarına İsveç Cumhurbaşkanı Erdoğan Fransa ile ruydu. Geriye kalan ise bu tavrı so- geçilmesi istenebilecekti. Kuzey Kıb- Rusya’yı çevrelemeye devam etmiş olacak. ile Finlandiya’nın NATO üyeliği hak- Yunanistan’ın tekrar NATO üyesi ol- nuna kadar sürdürebilmekti. Çün- rıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınma- İsveç ile Finlandiya da NATO üyeliği- kında “Biz şu anda İsveç ve Finlan- maları konusunda yapılan hataları kü PKK terör örgütünün üyeleri NA- sı istenebilecekti. Ancak 29 Haziran ni kazanmış olmaları ile birlikte kaybe- diya ile ilgili gelişmeleri takip edi- bir kez daha tekrarlamış oldu. TO ülkesi olmaya hazırlanan bu iki ül- 2022’de Madrid’deki NATO zirvesinde denler kervanına katıldılar. Bugün bu ül- yoruz ama olumlu bir düşünce içe- İsveç ile Finlandiya’nın NATO üyesi kede ellerini kollarını sallaya salla- keler Rusya tehdidi altında bulunmuş ol- yapılan anlaşma ile bu fırsat kaçırıldı. risinde değiliz. Çünkü daha önce olmaları için vermiş olduğumuz onay ya geziyorlardı. Bu vesile ile bu iki ül- saydılar NATO’ya başvurmuş olmaları bir Yunanistan’la ilgili NATO konusunda Asıl kazanan ABD ile asıl kazanan ABD olmuştur. Çün- nebze de olsa anlaşılabilirdi. Ancak ortada kenin NATO ülkesi olmasını engelle- bir yanlış yaptılar bizden önceki yö- me fırsatı doğmuştu. Böylelikle hem Fransa ile Yunanistan bilindi- kü ABD, Sovyetler Birliği’nin dağıl- böyle bir durum yok. Bu sebeple mesele netimler ve Yunanistan’ın Türkiye’ye ği üzere daha evvel ülkemizin ona- masından sonra Rusya’nın kendisini sadece NATO üyeliği ile korunma değildir. NATO’nun genişlemesi önlenebilecek- karşı NATO’yu da arkasına alarak ta- ti hem de ülkemize karşı yaptırım ka- yı ile tekrar NATO’nun askeri kana- toparlamaya başlamasıyla birlikte bu Mesele korunmanın çok daha ötesindedir. kındığı tavrı biliyorsunuz. Bu konuda Asıl mesele bu iki ülkenin Rusya’dan ko- rarları alan ABD’ye bir ders verilebile- dına geri dönüş yapmışlardı. Cum- ülkeyi çevreleme politikası gütmeye ikinci bir yanlışı Türkiye olarak işle- hurbaşkanı Erdoğan da bu konunun başlamıştı. NATO’ya 1999 yılında Çek runması değil, ileriki süreçte Ukrayna gi- cekti. Hatta ABD’nin Irak ve Suriye’de bi Rusya’yı kışkırtma aracı olarak kulla- mek istemiyoruz...” dedi. PKK terör örgütlerini desteklemek- önemine işaret etmişti. Ancak Cum- Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya; nılmak istenmesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapmış ten vazgeçmesi istenebilecekti. Ege hurbaşkanı Erdoğan 13 Mayıs 2022 2004 yılında Bulgaristan, Estonya, Le- Cadı avı ECZ. GAMZE TAŞCIER kaba ve sekter yaklaşımlara karşı çıkarak CHP ANKARA MİLLETVEKİLİ PARTİ MECLİSİ ÜYESİ okuyacaksınız. Erdoğan Aydın adıların varlığına inanç binlerce yıl önce- Csine dayansa da avlanması/yok edilme- 12,5x19,5 - 96 sayfa - Öykü 13,5x20,5 - 384 sayfa - İnceleme si düşüncesi ortaçağ ile yeniçağ arasında bir döneme denk gelir. Aynı dönemde başka bir bahis ise yaklaşık 50 bin “cadının” öldürül- müş olduğudur. Elbette sadece tarihsel bir gerçeklik değil, mitolojik ve dini kökenli bir tanımlamadan da Sevgili çocuklar, dünyaya çocuklar kadar “Yurt dışında” yaşamak isteyenlerin sayısının bahsediyoruz. Özellikle Hıristiyan dünyasında temiz bir gözle bakanlar; gülümsemek, iki her geçen gün daha çok arttığı bu günlerde, cadı avı için meşru zemin hem kutsal kitaba insan arasındaki en kısa mesafedir. Mizah, uzunca bir süre "yurt dışında" yaşamış biri hem de Katolik kiliselerinin bölünmüş duru- en çok akılda kalan anlatım tarzıdır. olarak, Avrupa Birliği’nin başkenti Brüksel’in muna dayanarak yaratılmış oluyordu. Nasreddin Hoca yüzyıllardır hem sosyal ve siyasal renklerinden söz etmek Güya büyü(cü) ile mücadele amacıyla dini güldürüyor hem düşündürüyor. gerekiyordu diyor Çimen Turunç Baturalp. temelli meşruiyet sağlanarak cadı avı somut bir şekle bürünmüştü. Sözde cadı özde kadın Mustafa Balbay, Türkçemizin bütün “AB’nin kalbinde Biz(siz) Onlar’da, giderken avı hayata geçiyordu. Şiddet görenler, türlü zenginliklerini kullanarak Nasreddin kurduğu “Türkiye’de huzur yok!” cümlesinin işkencelerle vahşice öldürülenler. Üstelik top- Hoca’nın derslerini bugüne taşıyor. lumsal, geleneksel, dinsel gerekçelerle açık- “Türkiye’de huzuru sağlamayı beceremiyoruz lanan katliamlar. biz!” cümlesine evriliş sürecini bir gazeteci İyi okumalar. Günümüzde cadılık ilanı var mı? Varsa nasıl olarak radarına takılan birbirinden çok farklı oluyor? Genel olarak baktığımızda cadı doğul- örnek ve gözlemlerle aktarıyor… maz, cadı ilan edilir, cadılaştırılır, desek yanlış bir tespitte bulunmuş olmayız. 13,5x21 13,5x21 Peki, neye ve kime göre cadı? Belli çıkar İnceleme Öykü çevrelerinin hâkimiyetini sarsacak biçimde 224 sayfa 104 sayfa adalet ve eşitlik talebine karşı geliştirdiği eril zihniyet ve o zihniyetin dışavurumu olan ey- lemler net olarak dün de cadılaştırmaydı, bu- gün de öyle. Tarihten günümüze cadıların yaptıkları ve tasvir çizimleri değişse de cadı ilan eden zihniyetin karanlığının renk tonu ay- nı olmuştur. Karanlık çağ açısından belki ismine yaraşır Orhan VOrhan Veli’nin hieli’nin hikkââyeciliğinin zengin ve ileride yeciliğinin zenggin ve ileride "...Nesneler"...Nesnelere göstere gösterdiğimiz vefa, özediğimiz vefa, özellikle, bir tutarlılık söz konusu olabilir ama bilgi ça- verimli olabilecek tarverimli olabilecek tarafı afı çeşitli unsurlarla çeşitli unş nsurlarla hatırhatıra nesneler ya da yadigârlar söza nesneler ya da yadigârlar söz konusu ğında karanlığı nasıl ve neyle açıklayabiliriz? meydana gelmiş terkipmeydana gelmiş terkiptedir. Bir bütün olartedir. Bir br bütün olarak ak ise daha farklı bir anlam kise daha farklı bir anlam kazanıyor.azanıyor. Benim de hhikikââyelerini düşünecek olursak, geryelerini düşünecek olurrsak, ggerçeğin çeğin vefa göstervefa gösterdiğim yadigâr nesnelerimdiğim yadigâr nesnelerim var. Çağımızdaki karanlık başlıca unsurlarını buluruz:başlıca unsurlarını buluruz: BunlarBunlardan biri, babamın ölmeden ödan biri, babamın ölmeden önce bana “...” ‘oğlum, hiç değilse bazen k‘oğlum, hiç değilse bazen kendi aendi ayyaakkabılarını Bir kadın cinayetinde katilin savunması ola- Cemiyetin tezatlı görünüCemiyetin tezatlı görünüşü (fakirlik, zenginlik, şü (fakirrlik, zenginlik, tamir edersin’ diyertamir edersin’ diyerek armağan ettiği demir ek armağan etti rak bu boşluğa yazılacak şeyler sabit ve aşağı işişsizlik, açlık, zenginlik ümitleri, hasizlik, açlık, zenginlik ümitleri, hayyalleri valleri v.s.), .s.), bir örs. Ama ben, zamana tbir örs. Ama ben, zamana taştan da daaştan da yanıklı yukarı belli. Çünkü düşmanlık belli. Ortaçağ- doğa sevgisi, yaşama zevki, ölüm meselesi doğa sevgisi, yaşama zevki, ölüm, m meselesi o demir örsü aldım, kitaplığımın üstüne o demir örsü aldım, kitaplığımın üst dan bu yana değişmeyen gerekçelerle yaratı- vs. Fvs. Faakkaat bunlar bize üzerinde ısrt bunlar bize üzerinnde ısrrarla durulan arla durulan kkooydum, bir tek aydum, bir tek ayyakkakkabı bile tamir abı bile tamir etmeden. lan karanlık ve azalmayan nefret: kadın düş- bbirirer mesele gibi ve çevrer mesele gibi ve çevreesinden sossindenn soyutlanmışyutlanmış Nesneye vefa gösterNesneye vefa göstereyim derkeyim derken baen babama manlığı. oolarlaraak değil de, hak değil de, hayatın doğal akışı içinde yatın doğğal akışı içinde Pınar Gültekin davasını bir hatırlayalım. vefasızlık mı ettim yoksa?..vefasızlık mı ettim yoksa?..."." sakin ve ahenkli bir şekilde verilmiştir.sakin ve ahenkli bir şekilde verilmmiştir. Mahkeme, yukarıdaki boşluğu doldurarak Güzin DinoGüzin Dino vahşetine açıklama yapan bir caninin sesi- ne kulak verdi ve tüm Türkiye’nin suratına bir 112,5x19,52,5x19,5 13,5x2113,5x21 kova buz gibi su atıldı. ÖykÖyküü DDeenemeneme Pınar Gültekin’i boğan, henüz yaşarken va- 48 sa48 sayfayfa 296 sa296 sayfayfa rile koyup yakan bir caninin işlediği ve tüyle- ri diken diken eden canavarca cinayete hak- sız tahrik indirimi verildi. Karanlık çağdan tek fark celladın sanık koltuğunda oturmasıydı. Bu kararın ardında kaç bin yıllık bir zihniyetin olduğu malum. Düşündük taşındık, günümüzde bir Tahir Kadınların varlığını bile tahrik gerekçesi sa- Sabahattin Ali’nin bütün öykülerinde değil, fakat olsa, onların öyküsü, Tahir ile Zühre diye özellikle köy, köylü, yoksulluk ve yanı sıra da kadın yan anlayış, “öyle yapmasaydı, böyle giyinme- yeniden nasıl anlatılır, nasıl iletilir, dedik. seydi, şöyle demeseydi” kalıp cümleleri sa- konularını işlediği öykülerinde acıtan bir gerçekçiliği londa yankılanırken neredeyse her kadına yö- var. Bunlar okuru keşke öyle olmasa diye düşündü- nelik şiddet ve cinayet davasında benzer ka- Hemi dünden, hemi bugünden yeller estirip ren, fakat kaçınılmaz olarak da adım adım acıtıcı rarları veriyor. Öldüren katillerin değil, öldürü- güller alarak yaşayan Tahir'le, yaşayan sona hazırlayan öykülerdir. len kadınların yargılandığı davaları izliyoruz. Zühre'nin masalını Sevgi Elması'ndan Sabahattin Ali büyük yeteneğinin evrensel boyutlara anlatalım dedik. ulaştığı bir olgunluk çağında, 41 yaşında, hiç Aydınlık için mücadele kuşkusuz dönemin siyasi polisinin alçakça tuzağına Karanlık ne kadar tarihsel ise onunla müca- Elmanın yarısı dün, yarısı bugün, her ikisi düşürülerek katledildi. Toplumsal yaşamımızın en dele de öyledir. Karanlık var oldukça müca- birleşe, okuyanlar bağışlaya. kanlı, en karanlık bir sayfası olmasının yanı sıra dele de var olacaktır ve bu karanlığın mezar edebiyatımızın bu onulmaz acısının hesabı, kazıcısı kadınlar olacaktır. Ne kadar bahane Ceyhun Atuf Kansu üzerlerinde bu cinayetin laneti olanlardan her zaman üretilirse üretilsin örgütlü mücadele karanlığı sorulmaya devam edilecektir. aydınlığa çevirecektir. Ataol Behramoğlu Ortaçağdan kalan karanlığı reddi miras edi- yoruz. Bizden sonraki kuşaklara da böyle bir 12,5x19,5 13,5x21 karanlığın kalmaması için mücadele veriyo- Öykü Çocuk ruz. Aydınlık üstün gelinceye ve eşitlik sağla- 584 sayfa 80 sayfa nıncaya kadar da mücadelemiz devam ede- cek. Sanatta, sporda, siyasette ve yaşamın her alanında devam edecek mücadelemiz ise belgeleyecek karanlığı ve tarihe not düşecek. Tıpkı Brecht’in dediği gibi: “-Karanlık dönemlerde peki, Şarkı da söylenecek mi? -Elbette şarkılar da söylenecek Belgeleyen karanlık dönemleri.”