24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 29 HAZİRAN 2022 ÇARŞAMBA 2 olaylar ve görüşler Atatürk Havalimanı yaşamalı prof. dr. kaya Özgen şı bırakılarak! Her zamanki gibi ve Kent içinde yer kalmamış gibi millet bahçesi diye anıtsal büyük olasılıkla yap işlet devret mo- eski iTü öğReTiM üyesi konumdaki havalimanının ortadan kaldırılması kabul deliyle ve “kullanıcı garantisi” de ve- yüksek inŞAAT Mühendisi edilebilir gibi değil. rilerek yapılmasının tasarlandığı dü- şünülmektedir; nasılsa Hazine’den iman dünyada şehir içindeki en para çıkmayacağı da belirtilerek! büyük alana sahip, 8.5 milyon Lmetrekare. Kullanıldığı dönem- Kamu yararı lerde dünyanın en iyi 3. havalima- Ülkede alabildiğine sıkıntılı bir nı seçilmişti. Kent merkezindeki el- Snellman ekonomik durum varken böyle- verişli konumu, konforlu altyapısıy- si lüks yatırımlara gerek yok. Gü- la yoğun bir kullanıcı potansiyeline Türkiye 1800’lerin nümüzde halkımızın bir kesimin- sahipti. Tüm bunlar göz ardı edilerek de derin yoksulluk yaşanıyor; kar- her zamanki gibi büyük yolcu garan- Finlandiyası olmasın nı doymadan okula giden çocuk- tileri verilerek kentin dışında ve so- lardan söz ediliyor. Ülkenin eko- runlu bir bölgede yeni havalimanı prof. dr. Cengiz kuday nomik koşullarının elverişli oldu- devreye sokuldu ve yangından mal ğu dönemde ve zorlayarak alan ya- kaçırırcasına taşıma gerçekleştiril- rigori Petrov Beyaz Zambaklar Ül- ratılmadan, kentin uygun bir böl- di. Havalimanının ulaşım sorunları Gkesinde adlı kitabında 1800’le- gesinde yapılabilir. Bu bağlamda ve kent merkezine uzaklığı nedeniy- rin son döneminde Finlandiya halkı- kent için son derece önemli olan le halkımızın zorunlu olmadıkça bu- nın içinde bulunduğu durumu, ceha- projenin uzun uzun tartışılması, letten kurtulmak için başta Johan Vil- rayı kullanmadığı, Avrupa yakasında ulusal/uluslararası proje yarışma- helm Snellman olmak üzere ülkedeki yaşayanların bile çoğunlukla Sabiha Havalimanı’nın el altında tutulması ma dönüştü. Bunun sıkıntısının İs- larıyla belirlenmesi gerekmektedir. bir avuç Fin aydının verdiği olağanüs- Gökçen Havalimanı’nı tercih ettikle- zorunlu. Havalimanının kurucu ön- tanbul Havalimanı’na verilen aşı- Atatürk Havalimanı ülke açısından tü mücadeleyi anlatır. ri bir gerçek. Bu nedenlerle yolcu sa- rı yolcu garantisinden kaynaklandı- derimiz aziz Atamızın adını taşıma- önemli, büyük bir yatırım, değer; ko- Finlandiya uzun yıllar boyunca İs- yılarının, verilen garantilerin çok al- sı korunması gereğini daha da pekiş- ğı, seçenek bırakılmamak istendiği runmasında büyük bir kamu yara- veçlilerin yönetimi altında yaşamış- tında kaldığı biliniyor. tiriyor. Tüm bunlar göz ardı edilerek düşünülmektedir. Buna daha önce- rı var. Dahası bu yaşatma işlev ka- tır. İki ülke arasında o dönemde yapı- Son dönem yaşananlar İstanbul den başlanmıştı; şöyle ki koca alan- alanın millet bahçesine dönüştürüle- zandırılarak gerçekleştirilmeli, buna lan anlaşma gereği Finler, İsveç yöne- Havalimanı’nın durumunu çarpı- ceği açıklanıyor. da başka yer yokmuş gibi ana pist- timi altında yaşarlarken bile İsveçliler karşın yeni havalimanının yolcu sa- cı bir biçimde ortaya koydu. Son kar ile aynı siyasi haklara sahiptiler. Fakat lerden biri kırılıp amacı belirsiz bir yısının düşme endişesini gidermek yağışında liman devre dışı kaldı, yol- Millet bahçesi Finlerin cehaleti, görgüsüzlüğü, eği- hastane oturtulmuştu. için de sınırlı sayıda sefer konularak tim, ekonomik ve ahlaki yönlerden ge- cular büyük sorunlarla karşılaştılar. Kent içinde yer kalmamış gibi Sözü edilen millet bahçesi projesi- çözüm üretilebilir/üretilmelidir. ri kalmışlıkları öyle bir boyuttaydı ki Yollar da kapandığından ilgili bakan- millet bahçesi diye anıtsal konum- nin de ne olduğu belirsiz. Bakan, ba- Millet bahçesi diye böyle büyük Finlandiya’da görev yapacak hâkimler, lar ancak Atatürk Havalimanı’na ine- daki havalimanının ortadan kaldı- sit bir krokiyle haber veriyor, bilgi bir yatırıma da en azından bu dö- askerler, rahipler ve öğretmenler bile bildiler; ilahi adalet bu olsa gerek... rılması kabul edilebilir gibi değil. yok. Anlaşıldığı kadarıyla bir taslak nemde gerek yok; ülkenin daha İsveçliler arasından seçilirdi. Tüm bu yaşananlardan ders alın- Öncelikle, liman yıllar boyu ekleme hazırlanıyor ve ihaleye çıkıyor. Yi- öncelikli bunca büyük sorunları Snellman bir Finlandiya kahrama- madığı anlaşılıyor. Oysa Atatürk ve düzenlemelerle büyük bir yatırı- ne kentin belediye başkanı devre dı- varken... nı aydındır. “Ne zaman bizim küçük milletimiz büyük komşularından da- ha yüksek uygarlığa sahip olursa o za- man başka ülkeler (İsveç, Rusya) tara- fından işgal edilme ve yönetilme teh- likesi savuşturulmuş olur” demiştir ve Finlerin ulusal kültürlerinin gelişmesi Halkın ekmeği ile oynamayın! için çalışmalar yapmıştır. Snellman’ın başlattığı ülke çapında- ki eğitim hareketi, Fin halkını içinde Tarımsal üretime uygun arazilerin korunması ve mektedir. Akılcı ve gerçekçi olan, ta- MehMet Şakir ÖrS bulunduğu cehalet ortamından kurtar- hılda / tarımsal ürünlerde, ithalata mış ve bugün Finlandiya’yı dünyanın yeniden ekilir biçilir hale getirilmesi temel hedef ARAŞTIRMACI ve dışarıdaki maceralara harcanacak en uygar ve en gönenç içinde yaşayan olmalıdır. Üretici korunmalı, desteklenmeli ve tarımsal ülkelerinden birisi yapmıştır. ıda krizi ile ilgili endişeler art- bütçenin, kendi üreticimizin ve ülke- gıda üretimi özendirilmelidir. Finlandiya’nın 1800’lü yıllardaki du- mizdeki tarımsal üretimin desteklen- Gtıkça, buğday ve tahıl üretimi rumuna benzer bir durum bugün ül- daha da önem kazanıyor. Hem sal- mesinde kullanılmasıdır. zorlanıyorlar. Dar gelirli insanlar, in- de arazi kiralanıp buğday üretileceği kemizde de yaşanıyor. Genel kültür, gının etkileri ve hem de önemli ta- İthalat ve başta mazot, gübre zam- görgü, eğitim ve iş ahlakı konularında dirimli ekmeğe ulaşmak için ekmek açıklanıyor. Bu ülkelerden biri de 15 hıl üreticisi ülkeler arasında yer ları olmak üzere üretim maliyetle- maalesef çok geri kalmış durumdayız. büfelerinin önünde uzun kuyruklar saatlik uçak yolculuğuyla gidilebi- alan Rusya ile Ukrayna arasındaki rindeki olağanüstü artışlar üretimi oluşturuyorlar. len, kendi gereksinimi buğdayı ithal ve üreticiyi bitirmiştir. TÜİK’in açık- savaş, tedarik sürecini olumsuz et- Ailelerin görevi Tahıl üreticilerinin durumu da tü- eden, ayrıca coğrafi koşulları buğday kiliyor. Gıda sorunu, giderek doğ- ladığı verilere göre Tarım Ürünle- Türkiye’de bugün okulöncesi ve aile keticilerin durumundan farklı değil. üretimi için uygun olup olmadığı bi- rudan buğday ve ekmek krizine ri Üretici Fiyat Endeksi, yıllık yüz- eğitimi son derece yetersiz durumda. Belki de onların durumu daha da zor. le tartışmalı Venezüella... Gelin de dönüşüyor. Ekmeğin maliyeti ve fi- de 154.97 olmuştur. Bu oran elbet- Bu yüzden cehalet ve görgüsüzlük kay- Çünkü onlar, üretim maliyetlerini bi- şimdi “Venezüella nere Türkiye ne- yatı yükseliyor. Halkın, özellikle te önümüzdeki süreçte tüketiciye de naklı sorunları sıklıkla yaşıyoruz. Hat- le karşılayamadıkları için üretimden re?” diye düşünmeyin! yansıyacak ve gıda enflasyonunu da- de yoksul insanların, ekmek ve gı- ta bu yaşananları artık hepimiz kanık- çekilmek durumunda kalıyorlar. Böy- Oysa Sudan’da yaşanan “arazi ki- da ile ilgili kaygıları artıyor. ha da yükseltecektir. Yaşanan olum- samış durumdayız. Ülkemiz yozlaşma lece ekmek teknelerini tümden yiti- ralayarak tahıl üretme” skandalının suzluklar, bir anlamda üreticinin ve açısından bugün neredeyse 1800’lerin Üretici ve tüketici mağdur riyorlar. Ülkemizde üretici zarar etti- / fiyaskosunun, neredeyse daha du- tüketicinin, kısacası halkın ekmeği Finlandiyası’na dönmüş durumda. Bu ği için ekip biçemez hale geliyor. Çok Başlıca gıdamız olan ve mutfaklar- manı tütüyor! Anlaşılan, ilgililer ve gidişle de “Yok artık, bu kadarı da ol- ile oynanması anlamına gelmektedir. geniş verimli araziler üretim dışında yetkililer, yaşanan olumsuzluklar- maz” derecesinde birçok olumsuz şe- da, sofralarda önemli bir yer tutan Tarımsal üretime uygun arazile- ye günlük yaşamımızda tanık olabiliriz. kalıyor. Üretim azalıyor. Bu sorunla- ekmek ile onun başlıca hammadde- dan ders de çıkarmıyorlar. rin korunması ve yeniden ekilir biçi- Okulda verilen eğitim çok önemlidir. ra çözüm üretmesi gereken siyasal ik- sini oluşturan buğday, yaşamın ade- lir hale getirilmesi temel hedef olma- Ama asıl eğitim anaokulunda hatta da- Üretim seferberliği tidar üretimi ve üreticiyi destekleye- ta olmazsa olmazlarıdır. Birçok yön- lıdır. Üretici korunmalı, desteklen- ha da öncesinde ailede başlamalıdır. Aslında bizim öyle çok uzaklar- den herkes için büyük önem taşır... ceğine, ithalata yöneliyor. Üreticimize meli ve tarımsal gıda üretimi özendi- Önümüzde bir Finlandiya başarı örne- vermediği desteği ve fiyatı, ithal ürü- da toprak aramamıza, sonucu belir- Günümüzde, vatandaşın, özellikle de rilmelidir. Olası gıda krizine ve gıda- ği varken bizim de kurtarıcı bir Snellman ne veriyor. Adeta üreticimizi ve üret- siz maceralara atılmamıza hiç ge- kalabalık nüfuslu ailelerin temel gı- daki fiyat artışlarına karşı, ülkemi- çıkmasını beklememize gerek yok. Halkı dasını oluşturan ekmeğin fiyat artı- meyi cezalandırıyor!.. rek yok. Bu sorunun çözümü, kendi zin tüm tarımsal dinamikleri hareke- uyandırmak, eğitmek, görgü kurallarını şı, tüketicileri mağdur ediyor. Yoksul İthalatın ardından şimdi de bazı üreticimizin ve ülkemizdeki tarım- te geçirilmeli ve “üretim seferberliği” öğretmek ve uygar kuşaklar yetiştirmek kitleler, ekmeğe ve gıdaya erişimde Latin Amerika ve Afrika ülkelerin- sal üretimin desteklenmesinden geç- yapılmalıdır. ailelerin görevidir. Geride kalış ve sermaye sorunsalı Müslüman olmayan hem Asya’da şınmıştır... Uzun ve kısa vade- yatırımlarda üretken kaynaklar- hüSeyin gündüz ÖkleM hem de Amerika kıtasında ve li borçlar olarak, çeşitli dış borç- da kullanılsaydı 580 milyar do- lkemiz ne yazık ki gelişmiş- Afrika’da pek çok Hıristiyan ül- lar adı altında yüksek faizli kre- lar sermaye ile neler yapılabile- Ülik göstergelerine bakıldığın- ke vardır ve pek çok Müslüman diler olarak, yabancı sermaye- ceğini saymak, listelemek kitap- da geride kalmış olarak görün- ülkeden daha da geride kalmış- nin ülke pazarına satış yapaca- lara sığmaz. mektedir. Gerileyişimizin neden- lardır hatta bazıları perişan hal- ğı ara malları üretmek için doğru- İnsan sermayesi leri olarak “ülkede yeterince do- dedir. Eğer Hıristiyanlık veya Bu- dan yatırım olarak gelmiştir. An- ğal kaynak olmadığı” şeklinde dizm kalkınma için temel fak- cak bu gelen dövizler hesapsız Kalkınmanın temel öğesi olarak doğal kaynaklar, dinsel inançlar, öne sürülen sav doğru değildir. tör olsaydı bugün Peru, Bolivya, yatırımlarda kullanılmış, fizibilite- Çünkü kalkınmanın ve ilerleme- Myanmar, Güney Sudan ve daha si yapılmadan harcanmış, çoğu parasal sermaye gösterilemez. Asıl olan ülkelerin insan serma- nin ana unsuru doğal kaynak ola- en az 50 ülke perişanlık içinde ol- amacı dışında kullanılmış, kısaca maz. Eğer bu sav doğru olsa idi mazlardı. Bu noktada önemli olan “çarçur” edilmiştir... Bu şekilde yesidir. Disiplinli, iyi eğitilmiş in- sanlar ile büyük organizasyonlar bugün pek çok Arap ülkesi mu- bir ülkede yaşayan büyük kesi- 500 milyar dolar gibi ödenmesi azzam doğal kaynaklara (petrol min dini inançlar ile bilim arasın- hemen hemen olanaksız bir dış kurulabilir ve ülkeler her bakım- dan gelişip zenginleşebilir. Biz, ve doğalgaz) sahip ülkeler olarak daki farkı algılayabilecek eğitime borç sarmalı oluşmuştur... Özel- bilim ve teknolojide ilerlerler ve sahip olmasıdır. Nakledilmiş bil- leştirmeden elde edilen yakla- insan kaynağımızı iyi eğitemedi- ğimizden, disiplinli yetiştiremedi- hem zengin hem de sanayileşmiş giler ile akla dayalı bilgiler arasın- şık 80 milyar dolar ise dış borçla- ülkeler arasına girerlerdi. daki algılama farkı insanların ya- rın faiz ödemelerinde ve yandaş ğimizden, elimizdeki en en önem- li kaynağımızı heba ettiğimizden Bir diğer sav da “Müslüman ül- şadıkları ülkenin gelişmişliğinde siyasilerin ceplerini doldurmada ke” olmak ile ilintilidir. Bu da yan- en önemli etkendir. Sermaye ül- kullanılmıştır. bir türlü kalkınamıyor ve sağa so- la yalpalayıp duruyoruz... lış bir değerlendirmedir. Bugün kemize yıllarca yurtdışından ta- Sermaye doğru ve ekonomik "... Elnzdek ktap ytrdğmz değerlern Türkye'de sendkal hakların gelşm Af yoktur bzm hayatımıza, af çıkarılmaz dökümünü yapıyor ve tüketm çağında açısından 1961 Anayasası, tam anlamıyla hçbr zaman bz hayatsız kadınlara. kendmze br ayna tutuyor. br 'mlat ' olmuştur. Sz, hç szn olmayan beden taşıdınız mı? Gezegenmz br soru ve br sorun 12 Eylül sonrası her alanda yaşanan Blr msnz, aşksız, sevgsz başka bedenlern karşısındadır; çoğu kşnn blncne tam toplu yıkımdan sendkal hareket ve altında ezlen onuru taşımanın yükünü, anlamda erşemedğ bu konu, uygar şç-emekç hakları payına düşen almış, dayakla mza attırılan satış kâğıtlarını, dünya nsanı çn hızla güncelleşt. kazanımlar yern pyasanın nsafına yaptırılan sahte evllkler? Türkye de, Atatürk Cumhuryetnn bırakmıştır.. Şükran Soner ve Önder Kitap okuduğunuzu biliyoruz. Loş ışıkların altında çökmüş somyalar, krl değerlern kemren bu sürecn eğk Alker'n brlkte kaleme aldıkları ve lkez yataklar, kanlı çarşaflar, rnl geceler, lthaplı düzeynde kayıyor.. Erdal Atabek bu eğk 1989 yılında yayımlanan bu ktapta,Türk- hastalıklar, kanamalar hayatınızın br parçası düzeyn dış dünya le örtüşen yazgı ye'de şç haklarının günden güne nasıl oldu mu szlern hç?' ded, ger çeklerek brlğn gözler önüne sernkanlı ve budandığının öyküsünü,yazarların brnc ttreyen sesn yuttu..." dengel bçmde seryor... -İlhan Selçuk- elden tanıklarıyla okuyacaksınız. 12,5x19,5 13x25 13,5x21 İnceleme K ş sel Gel ş m İnceleme 216 sayfa 232 sayfa 272 sayfa
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear