26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Üniversite öğrencileri; öykü, şiir ve EDİTÖR: ?????? TASARIM: ?????? denemelerini kansu@cumhuriyet.com.tr SEÇICI KURUL: GENÇ YAZIN Işık Kansu (Eşgüdüm), Özcan Karabulut (Öykü), adresine gönderebilirler. Ferruh Tunç (Şiir), Öner Yağcı (Deneme). 31 MAYIS 2022 Dünya Sosyal Forum dalgası başlamıştır. Bu hareket bölünmüş toplumsal hareketleri bir çatı altına getirmiştir. Bu çatı altında dağılan gökkuşağının YENİ GELECEK renkleri yeniden birleşmeye başlamış, neoliberalizme karşı yeni bir dünya düzeni tartışmaya açılmıştır. 2000’lerin sonuna ALİ KEREM KORKMAZ doğru bu hareketlerin başkenti Akdeniz havzası olmuştur. 2008-2012 yılları İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ arasında bölgede bir hareketlenme ortaya SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ SİYASET çıkmış ve Atina’da, Tunus’ta, Kahire’de sokak olayları yaşanmıştır. Gezi parkı ise BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER bunun geç bir örneğidir. Sistem ise buna 20. yüzyıl inceleneceği zaman akla reaksiyonu popülizmle vermiştir. doğrudan Soğuk Savaş gelmelidir. Soğuk Savaş’ı ise iyi anlamak için 1917’yi iyi Kemalistler yeni gelecekte ne bilmek gerekir. yapacak? 1917’ye kadar değişim idesi/değişimin Genç Kemalistler olarak önceki referansı denince akla 1789 gelirken nesillerden devraldığımız kavgayı onların 1917’den sonraki 20. yüzyıl devrimlerinde izlediği yolla geçtiğimiz ay içerisinde bu böyle değildir. 20. yüzyılın devrimlerine Ankara’da düzenleyip katıldığımız Büyük veyahut toplumsal hareketlerine bakarsak Kemalizm Kurultayı’nda gösterdik. O yola referans hep 1917 olmuştur (örn. Çin pek de paralel olmayan ama bazı noktalar Devrimi, Küba Devrimi). da pek tabii kesişen yeni bir yol yarattık. Yüzyıl, devrimci karakterin rol modelini Biz artık sorunlarda takılı kalmayıp değiştirirken toplumsal hareketlere de çözümleri ortaya koyacağız fakat burada sömürge karşıtlığı gibi yeni özellikler de mücadelemizde yalnız olmamalıyız. eklemiştir. Kurultayda birçok kez vurgulandığı üzere Bu hareketlerin en tepe noktasını biz ayağı bizim bastığımız toprağa basan 68 Hareketi’nde görürüz. 68 Hareketi, 1. sosyalistler ve yine ayağı bizim bastığımız dünyada, 2. dünyada ve 3. dünyada etkili topraklara basan milliyetçilerle beraber olmuş içerisinde işçi, köylü, öğrenci, ortak gayeye doğru hareket etmeliyiz. aydın gibi birçok bileşeni barındırmış Yani özetle toplumsal muhalefetin milli fakat başarılı olamamıştır. Başarısızlıktan kanatlarıyla milli gayeler çerçevesinde kasıt devrimdir yoksa kültürel hayat buluşmalıyız. Belli ki dünya yeni bir değişmiş, kapitalizm bunu piyasalaştırarak döneme giriş yapacak. Neoliberalizm sahiplenmiştir. yenildikten sonra toplumsal muhalefetin 1968, 1917’yi sahiplenmekle kalmamış birleşmesi tamamlanıp yeni bir sistem, ona eleştiriler de getirmiştir. Hareketin yeni bir dünya kurulacak. 70’lerin başında tamamen kesinleşen 1. dünya, Soğuk Savaş yılları boyunca 1968 yılında Paris’teki başarısızlığı ile birlikte süreçte bir araya gösterilerden bir kare. 2. dünyadan etkilenip kendi değiştirmek gelen toplumsal hareketler birçok parçaya zorunda kalmıştı. Bugün 1. ve 2. ayrılmıştır. Bu hareketleri bir gökkuşağına dünyadan bahsetmek mümkün değil fakat ayrıldığı ülkelerde askeri darbeler en büyük yükselişi kadın hareketi ve benzetirsek gökkuşağının renkleri Neoliberallere karşı mücadelede kol kola görülmeye başlamıştır. Neoliberalizm Yeşiller yapmıştır. Bu hareketler kendi birbirlerinden ayrılmıştır. 1970’lerde bu gireceğimiz kişiler neoliberalizm karşıtı kendine laboratuvar olarak Şili’yi seçmiş partilerini, STK’lerini oluşturarak ayrışma net bir şekilde görülmektedir. milliler olmalı ve neoliberal dünyayı orada da Pinochet ortaya çıkmıştır. “devrimci” niteliklerini kaybetmişler, Bu yıllara denk gelecek şekilde etkileyip değiştirecek bir toplumsal Ülkemizde ise bu darbe 1980’de Kenan mücadele yöntemlerini değiştirip 1923’ü eşzamanlı olarak Friedman’ın Keynes’i muhalefet oluşturmalı... Bunun ilk ayağı Evren ile ortaya çıkmıştır. unutmuşlardır... ve sonunda neoliberalizm mağlup ettiği görülür. Neoliberalizm pek tabii Türkiye Cumhuriyeti içerisinde 1970 ve 1980’lerin toplumsal hareketleri muzaffer olmuştur. galibiyetini kanıtlamaya başlamıştır. gerçekleşmeliyken diğer aşamalarında 1960’ların hareketlerine göre daha 1990’lar boyunca ciddi arayışlar yeniden Sermaye istediği toplumsal yapıları birer daha iyi bir dünya için insanlık olarak farklılıklar gözetir. Bu tarihlerde savaş oluşmuş ve karşı küreselleşme sürecinin birer oluşturmaya başlamış, toplumsal hareket etmeliyiz. ve nükleer karşıtı hareketler yükselirken eşlik ettiği merkezi Latin Amerika olan hareketlerin zayıfladığı ve birbirlerinden ŞIIR BEKLEYENLER ARALIK MURAT TÜRKARSLAN DENİZ YILDIZ ANADOLU ÜNİVERSİTESİ AÖF ADALET PROGRAMI ANTALYA ANADOLU LİSESİ Sığamamak varmış Onlar beni bekler... Kal desinler diye gidiyorum derken Güneş tam tepede, gölgeler en kısa; günün en alevli saatidir. Sizin klimalı Hatırlanmak isterken evlerinizde, ofislerinizde hatırınıza dahi Hiç merak edilmezken gelmeyen gölgelerin boyunu, onlar Hiç sığamamak varmış alet kullanmaksızın ölçer ve beklerler beni bu saatlerde; bir gözleri gölgelerin boyuna, diğeri kapıya bakar hep, çite Insan kocaman hissediyor sığamayınca bakar. Gölgeler iyice kısalınca hafiften Canavar hissediyor ejderha oluyor huysuzlanmaya, hareketlenmeye başlarlar. Ne kadar korktu acaba diyor Saklandıkları gölgelikten çıkıp güneşin altında gerinerek kas açma, kanat germe O zaman neden çiçeklerle süsledi hareketleri yapar, özlenen sevgiliyi benim çirkin boynuzlarımı? beklercesine sevgi dolu bir tevekkülle Neden parlattı kanatlarımı? uzanırlar yeniden yere, bir gözleri kapıda. 25 tavuk, üç horoz, iki tavşan, dört kedi, dört köpek, iki kuzu ve sayısını Sığamamak varmış bilemeyeceğim çokluktaki karga, saksağan, Yıldızlar varken, uçurumlar, denizler, atar, kediler insan sesi çıkarır. Piliçler, temiz tutanın yeri yoktur bu nebat ve serçe, köstebek, börtü böcek ve fındık uçamasınlar diye kesilmiş kanatlarına hayvanat krallığında. Bunu bilirim ve yağmurlar varken faresinden müteşekkil bekleyenler ordusu rağmen uçarlar, yaşlı ve şişman tavuklar otururum kimi zaman çimene, kimi zaman bekledikçe gerilir, gerginleşir, huysuzlaşır. Hiçbir yere sığamamak varmış uçma işini çelimsiz gençlere bırakıp popo toprak-saman karışımına, hatta kimi Mideleri guruldamaya başlar, gözleri sallayarak koşmayı yeğler. Tavşanlar zaman kurumuş çamura; neresi olduğu seyirmeye. Sıkıntı ve heyecandan bazen zıplar. Bahçenin kadrolu elemanı olmayan fark etmez, zira bilirim ki konduğum esas Sığamadıktan sonra sürüklenmek birbirlerine sararlar: bir ani ısırık, belki gündelikçiler, yani karga, saksağan, serçe, yer, beni bekleyenler ordusunun gönül gagalama, itme, çarpma. varmış köstebek, börtü böcek ve fındık faresinden köşküdür. O yüzden bu 3 dönümlük bahçe Sadece adını bildiğin hayaletler Onlar beni bekler... müteşekkil yancılar güvenli köşelere, içinde nereye yerleşsem güzel gelir bana. Tek tek sürüklemeye gelirmiş duvar diplerine, yüksek dallara taşırlar Her köşede yakalarım bana muhabbetle Güneşin en tepede olduğu bu saatlerde heyecanı. İnsan kendisini böyle coşkuyla bakan gözleri. Nereye yaslansam bekleme ayinine katılım tamdır. Sabırları Güneşten önce çekermiş uykudan bekleyenleri kırar mı hiç? Korna çalarım sırtımda bir küçük bedenin sıcaklığını azalır, hareket çoğalır ve tam o anda ben Bak, dermiş tam şuraya sığamadın yaklaşınca ve yüksek sesle bağırırım hissederim. Dünyada bundan daha rahat kocaman beyaz aracımla görünürüm Susmazmış, kalbin sızlarmış araçtan inince. Elimde yemek sepetiyle bir köşe yoktur sığınacak ve güneşe karşı yolun ucundan. Muhtemelen bilmezsiniz, açarım bahçenin kapısını ve seslenmeye horultularımız birbirine karışır bazen de. onlar renkleri tanır; aynı modelden de Sığamamak varmış devam ederim yukarıda adını saydığım tüm Beni sevenler ordusunun içindeyimdir ve olsa bundan başka renk bir araca tepki bekleyenlerime. başka hiçbir yerde kendimi bu kadar iyi, göstermezler. Hatta araç modellerini Suç varmış, acı varmış Yükselmiş gerilim, herkesin sırayla güvenli ve yararlı hissetmemişimdir. Belki de ayırt ederler, bu yeteneklerini de Özürler dinlenmiş hakkını almasının ardından hiç kısa ama son derece derin ve huzurlu bir bilmezsiniz. Velhasıl “renkleri de araç görülmemiş, duyulmamış bir huzura uykuya gözlerimi kapatırken tavşanın modellerini de bilirler” dedik ya, yolun Her yere acabalar dağılmış bırakır yerini. Küçük kafalar, sırtlar, ne zaman hamile kalacağını, kedinin ne ucundan görünen aracı ve sürücüsünü ta Acabaların üstü karalanmış, burunlar, enseler okşanır. Hal hatır sorulur, zaman doğuracağını, tavuk yumurtalarını, uzaktan anlık bir kontrol, onlar için kimlik nedenler kalır, yakarmış yoklama alınır, göbekler şişer ve düşen fındık farelerini, ektiğim soğanları, cevizi, tespitine yeterlidir. İşte o an zemberekten kan şekerleri güzel bir öğleden sonrası şeftaliyi ve dutu düşünürüm. “Gitsem” boşanmış bir yay gibi boşalır gerilmiş Sonra çok soğuk olurmuş uykusuna davetiye çıkarır. derim, “uzaklara dahi gitsem, onlar beni kasları. Koşarlar kapıya, çıldırmanın Üşümek varmış Pantolonunu eskitmeyenin, ayakkabısını bekler”... Onlar beni hep bekler... haddi hesabı yoktur artık. Köpekler takla ÖYKÜ: DENEME
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear