Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
gorus@cumhuriyet.com.tr
28 MART 2022 PAZARTESİ
2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Türk-Yunan ilişkilerindeki ikilem
İki ülke ilişkilerinin istenilen düzeye getirilmesi çok güçtür.
TANER BAYTOK İki ülke ilişkilerinin istenilen dü-
Çünkü Yunanistan, askeri gücünün Türkiye’ninkinden bir üste zeye getirilmesi çok güçtür. Çünkü
EMEKLI BÜYÜKELÇI
Yunanistan, askeri gücünün Türki-
çıktığını gördüğü anda, sorunu askeri yoldan çözmeye girişir.
‘Biz onların
ATO’nun önemli organların- ye’ninkinden bir üste çıktığını gör-
den söz etmek tarihe nokta koymak yada, görüşmede hangi konuların ko-
dan Savunma Gözden Geçir- düğü anda, sorunu askeri yoldan
işçisi olduk...’
demek değildir. Türk düşmanlı- nuşulduğunu, ne gibi kararlar alındı-
Nme Komitesi’nde, 1969-1972
çözmeye girişir.
ğı Yunanistan’da bir tek anayasada ğını ararken en küçük bir işaret ala-
yıllarında, Soğuk Savaş’ın en ha- asap adı altında lokanta açıyorlar. Ver-
yer almaz. Okullarında, kiliselerin- madık. İki ülke basınında yer alanla- gi ödemiyorlar. Muhasebe diye bir şey
raretli döneminde, NATO’nun esas Yakınlaşma yaratır mı?
“Kyok. Elektrik parası, su parası vermi-
de eğitimin esasını oluşturur. Yuna- ra göre, görüşmenin sonucu mükem-
sorunu olan Sovyetler Birliği’nin
Yunanistan’ın kafasında yosun
yorlar, yardım alıyorlar...”
nistan, Osmanlı’dan bağımsızlığını
melmiş. Yeni bir devir açılmış. Bu gi-
konvansiyonel ve nükleer geniş-
tutmuş olumsuzlukların unutula- Bu sözler deneyimli muhabirimiz Musta-
kazanan ilk Balkan devletidir. O ba- bi sözlerle Türk-Yunan ilişkilerini de-
fa Çakır’ın, “İşte Hatay gerçeği” adlı yazı dizi-
lemesine engel olacak önlemle-
rak, tarafların sorunlarını birbir-
sinden alıntılandı. Çakır, iki gün boyunca Antak-
şarısı da askeri değildir, tamamen
ğerlendirmek yanlıştır, hayalciliktir.
rin saptanması ve alınması yanın-
leriyle görüşerek çözüme yönel-
ya’sından, Arsuz’una, Samandağı’ndan Reyhan-
siyasidir. Yunanistan’ın Türkiye’yle Konunun ciddiyetini bilenleri te-
da, Türkiye ve Yunanistan arasın-
meleri, olumlu veya olumsuz, her lı’sına yüzlerce kilometre yol tepti, halkın nabzı-
ilişkilerinde değil dostluk, müttefik-
bessüm ettiren, tarafların resmen
da Ege’de incir çekirdeğini doldur-
nı tuttu. Hatay’da yaşananları Cumhuriyet aracı-
iki tarafı da korkutacak veya red-
lik dahi bu olumsuz çizginin içinde bir araya gelmelerini yıllardır en- lığıyla kamuoyunun dikkatine sundu.
mayan, iki ülkeye hiç yakışmayan
dedilemeyecek kadar açık görü-
Yazı dizisinin her satırı, Türkiye’nin göçmen
kalmıştır. Rum toprakları olarak, İs- gelleyen bu ani değişikliğin sebebi
Ege sorunları da vardı. Sorunla-
nen olumlu bir gelişmenin ortaya
ve özellikle de Suriyeli politikasını yeniden göz-
tanbul ve İzmir’i de içine alan Ana- ne olabilir? Benzer örnekler geçmiş-
rın yapmacık ve Yunanistan’ın kö-
den geçirmesi gerektiğini ortaya koydu.
çıkmasıyla mümkündür. Ukrayna
dolu yarımadasını işgal ederek, el- te değişik iktidarlar zamanında da
tü niyetinden doğan bahaneler ol-
Çünkü Atatürk’ün “şahsi meselem” dediği
krizi, tarafları korkutan bir geliş-
Hatay, kabul edelim etmeyelim Suriyeli işgali al-
duğu, komite üyelerinin çoğun- lerinden geldiğince bu mücadele- görülmüştür. Ama bu sabit fikir Yu-
me olarak görülebilirse bir işbirli-
tında. Sırf bu yüzden, ülkeyi yöneten (ya da yö-
yi sürdürmeyi hedeflerler. Bu he- nan heyetlerinde bulunduğundan,
luğunca bilinirdi ve hoş karşılan-
nettiğini sanan) iktidar, konuya duygusal değil
ğinin başlangıcı sayılabilir. Fakat
mazdı. Oysa sorunlar, yapmacıklık defin gerçekleşme şansı olmadığını Türkiye de Yunanistan’ın bu oyun-
akılcı yaklaşmalı, Batı’nın, Amerika’nın ya da ge-
Ege’de petrol arama çalışmaların-
ve Yunanistan’ın kötü niyetinden artık Yunanistan’ın anlaması, buna larına gelmediğinden, sonuç verme-
lişmiş ülkelerin göçmen politikalarını Türkiye’nin
da işbirliği yapmak yerine, çeşitli
göçmen politikasıyla örtüştürüp insan haklarını
miştir. Medyada, yakınlaşma nedeni
kaynaklandığından, çözümü de o Türkiye’yi de inandırması gerekir.
zedelemeyecek bir çözüm bulmalı.
ve hepsi olumsuz olan bazı krizle-
denli zordu. Nitekim aradan 50 yıl olarak gösterilen Ukrayna krizi de
Eğer bulmazsa ne mi olur?
Hayalcilikten kaçınmalı rin ortaya çıktığı düşünülürse Uk-
geçti, sorunları çözmek bir yana, bunu sağlayacak güçte bir kriz de-
Ne olacağını bilemeyiz elbette! Ancak tarih
Kısa süre önce Yunanistan Baş- rayna krizinin bir yakınlaşmaya
Ege’ye sığamayan Yunanistan, Do- ğildir. Hükümeti müzakere taktikle- kitapları ya da Google denen buluş, bu tip du-
rumların hemen birkaç yıl sonrasında o coğraf-
zemin yaratma olasılığının az ol-
ğu Akdeniz’e kadar sarktı. bakanı Miçotakis, Cumhurbaşkanı ri ve tarzı da ikili görüşmeden ümitli
yanın başına ne gelmiş, gayet güzel özetliyor!
Erdoğan’ın konuğu oldu. Bizler, med-
Türk-Yunan ilişkilerinde kriz- olmaya olanak vermemektedir. duğunu düşünmek gerekir.
HHH
Cumhuriyet’in geçen haftaya damgasını vu-
ran bir başka manşeti yine Mustafa Çakır’ın
Hatay’a gider gelirken kaleme aldığı “Yokluk
otoyolu” haberiydi. 351 kilometre boyunca “Is-
sız bir çölde gider gibiydim” dediği Niğde pa-
ralı yolunun sahipsizliğinden dem vuran Ça-
‘Türk Rönesansını hemen dağıttılar’
kır, Sayıştay raporları ile yandaş şirketlere öde-
nen geçiş garantilerini haberleştirdi. “Yolunu
bulanlar” manşeti tam da ucuz ekmek için kuy-
küçük yan kapısından girilen barda, gece
DAVER DARENDE
Kimilerine göre ABD hâlâ “stratejik müttefikimiz” idi.
ruğa giren yurttaşlarla yan yana gelince “AKP
yarısından sonra, kimi Amerikan misafir-
EMEKLI DIPLOMAT-YAZAR Türkiyesi’nin fotoğrafı” ortaya çıkıverdi. Bir
Oysa “karşılıklı bağımlılık” aldatmacasına dayanan bu
ler ağırlanıyordu. Bar yükünü almış, kapı-
yanda, “Yap İşlet Zengin Ol” formülü ile ma-
sözde dostluk ve müttefiklikte Türkiye’nin değil, ABD’nin
lar kimseye açılmıyordu. Orhan Veli, Me- lı götürenlerin, öte tarafta maaşı eriyen asga-
bidin Dino’nun, eşi Nâzım Hikmet’in
ri ücretli ile emeklinin iki somun için saatlerce
lih Cevdet Anday, Oktay Rıfat, Abidin ve
çıkarları hep ön planda yer aldı.
Ayakın dostu, dil bilimci, çevirmen,
Halk Ekmek büfeleri önünde kuyrukta bekleyi-
birkaç dost kapıdan dönmek istemiyor-
akademisyen, yazar Güzin Dino ile
şi; gerçekten yazık!
du. Orhan Veli, eğilip, bar kapısının bir
Paris’te beraber olmak, onun tarihimi- pıtları, yazdıkları, her şey zararlı görülü- ğında Demokrat Parti ile Halk Partisi’nin
Kuyruk demişken, sadece ekmek için saat-
deliğinden içeri “Missouri”, “Missouri”,
ze ışık tutacak anılarını dinlemek benim yordu. Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yü- lerini tüketmiyor milyonlarca yurttaş! Ucuz yağ,
yarıştığı dönemde, 6 Nisan 1946 gü-
“Missouri” diye üç kez sesleniyor ve ka- ucuz bakliyat kuyrukları da var güzel ülkemiz-
için mutluluğun en büyüğü idi. Her bu-
cel alaşağı ediliyor, yerine tutucu kimli-
nü Amerika’nın ünlü “Missouri” zırhlı-
de artık! Hatta, eti, tavuğu sırf evdeki büyüme
pılar açılıveriyor! Buyur ediliyorlar! Ayak-
luşmamızda onun zengin bilgi birikimin- ğiyle tanınan, toprak ağasının oğlu Reşat
sı İstanbul’u ziyaret etti. Türkiye’yi yö-
yaşındaki çocuğundan kısmamak için 100-150
ta, barın önünde içkiler ısmarlanıyor!
den yararlanırdım. Şemsettin Sirer atanıyordu. Milli Eğitim’in
netenlerin Amerika’ya dört elle sarıldığı,
gram alanlara rastlıyoruz. Hele bakkaldan, “5
Hemen kim olduğumuz biliniyor ve tabii
Trocadero Meydanı’nda, onun çok sev-
gözdesi aydınlanma bilgesi Tonguç en bü-
“Missouri”ye bir “kurtarıcı” gözüyle ba- liralık da zeytin tart” diyen kardeşlerimiz var ya,
sivil polis orada...”
diği restorandaki buluşmamızı anımsıyo- yük suçlu idi ve o güzelim Köy Enstitüleri
bu iktidarı yıkarsa onların ahı yıkacak!
kıldığı dönem... O dönemin ünlü gazete-
HHH
rum. Nâzım’ın dizelerinde “sipsivri küçük “Komünistler sızdı” gerekçesiyle kapatılı-
cilerinden, koyu bir Amerikan yanlısı ola-
Ve İmamoğlu’na suikast iddiası! Yazarı-
ABD’ye bırakılamaz
kafalı çelik zürafaya” benzettiği Eyfel Ku-
yordu. Türkiye’nin geleceği için Köy Ens-
rak tanınan Ahmet Emin Yalman’ın “Çe-
mız Barış Terkoğlu köşesinden gündeme ge-
lesi tüm görkemiyle karşımızdaydı. titüleri bir umut, bir ışık idi; kapatılmasıy- 1946 yılından günümüze kadar tam
likten Bir Barış Elçisi” başlıklı yazısında
tirdi bu hassas konuyu. Cumhuriyet de yaza-
Güzin Dino, anılarını anlatırken heye-
la bu ışık, bu umut da söndürüldü. Türki- 76 yıl geçti. Bu uzun süre içinde Türki-
rının, “ihbar” niteliğindeki yazısını manşete ta-
Amerika’ya övgüler yağdırması dikkat çe-
canlanır, geçmişi yaşar gibi olurdu. Po- ye ABD’nin “uyumlu” ve “sadık” müttefi-
ye Rönesans yaşıyordu, hemen dağıttılar.
şıdı. Adı Cumhuriyet gazetesinin bombalan-
kiyordu. O günlerin yazarlarına göre “Mis-
lisin, öğrenci derneklerini basıp, her şe- ki oldu. Kimilerine göre ABD hâlâ “strate- masından, Danıştay cinayetine kadar onlar-
İnsan ve vatan sevgisiyle dolu aydınlar bi-
souri” insanlığa güven veriyordu, dünya-
ca karanlık eyleme karışan suç makinesi Os-
yi tuzla buz edip suçlu aradıkları karanlık
rer birer Türkiye’yi terk etmeye zorlandı.” jik müttefikimiz” idi. Oysa “karşılıklı ba-
daki asayişin koruyucusuydu.
man Yıldırım, tutuklu olduğu Edirne F Ti-
günleri anlatmaya başladı. ğımlılık” aldatmacasına dayanan bu söz-
Lozan ve Montrö Boğazlar Sözleşme-
pi Cezaevi’nin yönetimine bir mektup yaza-
de dostluk ve müttefiklikte Türkiye’nin
si’nin Türkiye için yaşamsal önemde ol-
rak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ek-
Missouri, Missouri,
Lozan ve Montrö
duğunu vurgulayan Güzin Dino, “Missou- değil, ABD’nin çıkarları hep ön planda yer
rem İmamoğlu’na suikast düzenleneceğini öne
Missouri!
“Her şairin, yazarın, peşine polisin ta- ri” zırhlısının İstanbul’u ziyaret ettiği gün- aldı. Atatürk’ün dış politikada bize bıraktı- sürüyordu Terkoğlu’nun yazısına göre. Hatta,
İmamoğlu’nun karlı bir İstanbul akşamı MOBE-
Güzin Dino, “Missouri” ile ilgili anısını ğı miras hep göz ardı edildi. Türkiye, ulu-
kıldığı, ressamların gözetim altına alın- lere döndü:
SE tarafından izlenip görüntülerin yandaş med-
dığı, sorgulandığı zorlu günler yaşıyor- “İkinci Dünya Savaşı sona erdik- da şöyle anlattı: sal güvenliğini ABD’nin insafına ve hima-
yaya sızdırılması da karanlık sokakların jargo-
duk. Akıl almaz bir cadı kazanı kaynatılı- ten sonra Türkiye’nin dış politikası “Missouri” Türkiye’ye geldiğinde dev- yesine bırakamaz.
nuna göre suikasta giden yolun işaret fişeğiydi.
letçe içine düşülen telaş ve kamuoyun- Güzin Dino’yu saygı ve artan bir özlem-
yordu. Ankara’da sol eğilimli tüm aydın- Amerika’nın yörüngesine giriyor, Soğuk
İmamoğlu’nun Sarıyer’deki balıkçıda yediği ye-
lar çil yavrusu gibi dağıtıldı. Onların ya- Savaş başlıyordu. Komünizm düşmanlı- daki yankılar şaşırtıcıydı. Ankara Palas’ın le anıyorum.
meğin fiyatına kadar bilgisi olan İçişleri Bakanı
Süleyman Soylu, bu konu hakkında bir adım
attı mı bilemiyoruz! Ancak atsa, İmamoğlu’nun
konuyla ilgili bilgisi olur, kamuoyuna açıklama
yapmaktan da kaçınmazdı. O sadece, “İBB’ye
70-80 müfettiş gönderenler bu konuyla da ilgi-
leniyordur” serzenişinde bulundu. Ama bir ger-
Ukrayna savaşı ve uluslararası hukuk
çek var ki İmamoğlu’nun ayağına taş değse
sorumlusu bellidir, o da konunun üzerine git-
meyen AKP-MHP iktidarıdır!
ğunda BMGK, terörizmi kınayıp, terörizme
DOÇ. DR. BURAK COP
NATO’nun genişlemesi tek taraflı iradeyle gerçekleşmemek-
HHH
karşı meşru müdafaa hakkını vurgulaya-
Bu haftaki yazıyı bir spor yorumu ile noktala-
tedir. Eski Varşova Paktı ve Sovyetler Birliği ülkelerinin, ABD
BAHÇEŞEHIR ÜNIVERSITESI
rak ABD’nin Afganistan harekâtına dolay- mak istiyorum. Galatasaray’ın mali genel kuru-
hizmetkârı siyasetçiler tarafından yönetildiğini söyleyerek lu vardı geçen hafta. Başkan Burak Elmas ve
lı yoldan onay vermişti. 2003’te ise ABD
M Sözleşmesi’nin 2. maddesi, devletle-
ekibi, mali açıdan onaylandığı halde, idari yön-
Irak’a saldırmak için BMGK’den onay çı-
işin içinden çıkmak olanaksızdır.
Brin başka bir devletin toprak bütünlü-
den ibra olmadı. 26 saat süren (cumartesi baş-
karamamıştı.
ladı, pazar bitti) genel kurulda üyeler, başka-
ğüne, siyasal bağımsızlığına karşı veya BM
leri desteklediği için ABD’yi mahkûm et- Saldırıya uğrayan devletler, meşru mü-
ABD’nin 2003’teki Irak işgaliyle
na, “Yönetemedin” dediler. Elmas da çoğun-
amaçlarıyla uyumsuz şekilde güç kullan-
mekle birlikte, ABD’nin bu ülkeye yöne- dafaa hakkını bireysel veya kolektif olarak
Rusya’nın 2022’deki Ukrayna işgali, ay-
luğa uyup seçim kararı aldı. Burada dikkat çe-
masını, güç tehdidinde bulunmasını yasak-
lik ekonomik yaptırımlarının, “başka dev- kullanabilirler. Ukrayna ordusu, işgalci gü-
nı oranda hukuka aykırıdır. Rusya’nın, ken nokta, ödentisini yatıran her üyenin çıkıp
lar. Ancak bu açık maddenin bile gri alan-
letlerin içişlerine müdahale etmeme” te- ce karşı bu hakkı kullanmakta, Batı ülkele-
başkanı özgürce eleştirmesiydi. Özellikle Zey-
Ukrayna’nın NATO’ya girmesi halinde gü-
ları vardır. Hukukçu Christine Gray, mad- amül kuralının kapsamı dışında kaldığına rinden aldığı silah yardımı da savunmanın nep Özkalay ve Enes Olgun etkili konuştular,
venliğinin tehdit altına gireceği gerekçesi,
başkanı ibrasızlığa ve kulübü de seçime götür-
dedeki uluslararası sözcüğünün kapsamı- hükmetmiştir. kolektif boyutunu oluşturmaktadır. Hukuk-
ABD’nin 2003’teki “kitle imha silahları”
düler. Demek ki demokratik toplumlarda, “Yö-
na dair yorum farklarına işaret etmektedir. çuların çoğu meşru müdafaa hakkının kul-
gerekçesinden bile çürüktür. Irak’ın kit-
netemiyorsunuz” dendiğinde birileri hâlâ ge-
Örneğin, Batı ülkeleri Kore ve Vietnam sa- Azınlık görüşü lanılabilmesi için silahlı bir saldırının ger-
le imha silahları olsaydı, bunları ABD’ye
reğini yapıyor! Zamkla yapışmış gibi koltukla-
vaşlarını devletler (uluslar) arasındaki ça- çekleşmesini zorunlu görmektedir. Saldırı
Rusya’nın Ukrayna’yı istilası, uluslara-
ra oturmuyorlar! Keşke, şu anki Cumhurbaş-
karşı kullanması teorik bir ihtimal olabilir-
tışmalar olarak görürken sosyalist ülkeler beklentisine dayalı güç kullanımını meşru kanlığı Kabinesi’nin yarısı ile Erdoğan da Ga-
rası hukukun salt güç kullanımına dair ya-
di. Baltık ülkeleri ve Polonya yıllardır hem
latasaray’daki bu demokrasiyi örnek alsa, so-
müdafaa kapsamında görenler azınlıktadır.
üniter devletlerin sömürgeci güçlere karşı zılı kurallarının değil, başka ülkelerin içiş-
Rusya’nın komşusu hem NATO üyesidir.
kağa kulak verip “Yurttaş bizi istemiyorsa er-
mücadelesi olarak görmüştür. lerine müdahale etmeme teamülünün de
Bu ülkelerden Rusya’ya askeri tehdit gel-
ken seçime gideriz” dese! Şimdi Galatasaray
ABD’nin Irak’ı işgali
Güç kullanımının anlamına ilişkin farklı ihlalidir. Sonuçta bir devletin NATO’ya
mesi söz konusu değildir. NATO üyesi bir
ile Türkiye’nin yönetimi bir mi diyenler olacaktır
üye olmak istemesi, onun egemenlik hak- ABD’nin 2003’te Irak’ı işgal etmesi de
yaklaşımlar mevcuttur. Gray, gelişmiş ül- Ukrayna’dan da Rusya’ya saldırı gelmez.
ama unutulmasın ki, kulüpler sokağın aynası-
kı kapsamına girer. BM Sözleşmesi 51. güya Irak’ın elinde bulunan kitle imha si- dır. Üstelik köhne Osmanlı’yı önce Tanzimat’a,
kelerin güç kavramını salt silahlı güç ola- NATO’nun genişlemesi tek taraflı ira-
sonra da modern Türkiye Cumhuriyeti’ne taşı-
rak yorumladığına, gelişmekte olan ülke- maddede bahsedilen meşru müdafaa lahlarından kaynaklıydı. İddianın yalan ol-
deyle gerçekleşmemektedir. Eski Varşo-
yan felsefe yurtsever Mekteb-i Sultani öğrenci-
lerin ise ekonomik baskıları da güç kul- ile 7. bölümde düzenlenen, uluslarara- ması bir yana, ABD’nin o dönem “önle- va Paktı ve Sovyetler Birliği ülkelerinin,
leri ve Tevfik Fikret ruhu ile renklenmiştir. Ata-
sı barış ve güvenliğin tehdit altında oldu- yici taarruz” olarak adlandırdığı, saldırı
lanımı olarak tanımladığına işaret eder. ABD hizmetkârı siyasetçiler tarafından
türk de Galatasaray Lisesi’nden gelenlerin ço-
Ne var ki Uluslararası Adalet Divanı’nın ğu durumlarda BM Güvenlik Konseyi’nin beklentisine dayalı meşru müdafaa eyle- yönetildiğini söyleyerek işin içinden çık-
ğunlukta olduğu devrimci (Örneğin Yunus Na-
Nikaragua kararı (1986), Nikaragua’daki (BMGK) uygulayacağı zora dayalı tedbirler mi olarak sunduğu işgal, uluslararası hu- mak olanaksızdır. Çünkü bu ülke halkları, di) bir grupla Türkiye’yi yeniden kurmuştur!
sosyalist rejime isyan eden sağcı milis- güç kullanma yasağının istisnalarıdır. kuka aykırıydı. 11 Eylül saldırıları oldu- Rusya’yı değil Batı’yı istemektedir.
İster klasik,
ister modern.
Braas’tan çatınız
için farklı renk, doku
ve modellerde çarpıcı
tasarımlar.