Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
7 ŞUBAT 2022 PAZARTESİ
HABER/YORUM 9
YILMAZ’DAN ZAM TEPKİSİ:
1980 rejimi, ‘büyük kapitalizm’in ‘büyük çağrısı’nı bekliyordu, ‘has kapitalizm’ ile tanıştırmayı üstlenmişti
Cem Yılmaz
Anayasa, insan, toplum
Yakınmayan ya
Geçen aylarda 21. Yüzyıl İçin Planlama Grubu, mun ekonomik gelişmesi arasında bağdaşmazlık başladı ve tanınmış bilim insanlarının, hukuk-
hırsızdır ya deli
Cumartesi Konferansları’nın arka arkaya dört değil, bütünlük olacağını saptayan bir görüşün çuların katkıları ile zenginleşti. Sonra merak et-
haftasını 1961 Anayasası’nın değerlendirmesi- eseriydi. Planlama bunun içindi. Merkezinde in- tik: Hukuk fakülteleri, barolar, hukuk dernekle-
ürkiye’de yaşanan ekonomik kri-
ne ayırdı. “1961”, toplumun gelişme, kendini aş- san vardı: Yurttaş. Geleceğin insanı da diyebili- ri içinde hangileri 60. yılında 1961 Anayasası’nı Tze yönelik değerlendirmelerde
bulunan Cem Yılmaz, “Bence hayat
ma iradesini 20. yüzyıldan 21. yüzyıla açılan bir riz... Onu öncelikle sahip olduğu temel haklarla değerlendirmişlerdi? Sonuç hüzün vericiydi: Hiç-
pahalılığından yakınmayan biri, ya
sistematik üzerine yerleştiriyordu. “Çağın ileri- tanıyacaktık. Toplum bu olgunluğu hak ediyor- biri! (Hukukçu olarak sadece Cumhuriyet’teki
hırsızdır ya deli” dedi.
sinde bir anlayışı yansıtıyordu.” (Prof. Fazıl Sağ- du. Konferanslar, anayasa alanının büyük ustala- yazısı ile Alev Coşkun bunu yapmıştı.) Bugün bu
Komedyen ve oyuncu Cem Yıl-
lam). İnsanın haklarını geliştirme ufku ile toplu- rı Rona Aybay ve Fazıl Sağlam’ın konuşmaları ile noktadayız. Buradan ilerleyeceğiz...
maz, Türkiye’deki ekonomik durum
ve art arda gelen zamlarla ilgili sos-
iliyoruz, dram 1980’de başla- lerle temas ettirmişti. Bir sınıf atlama ğil) yüzde 40’ına çıkmıştır. İki, asga-
yal medyadan hayat pahalılığına tep-
dı. Rejim, temel hakları askıya illüzyonu yaratmıştı. Bu özellikle vak- ri ücret toplam ücretlerin yine yüzde
ki gösterdi. Yılmaz, “Eskiden şey var-
Baldı. Sonra anayasayı değiştir- tiyle büyük kentlere taşradan gelerek, 40’ını oluşturuyor ve tüm ücret yapı-
dı, ödediğiniz vergiler size yol, su,
di (1982). Böylece kapitalizmin önü- gecekondusunu yapmış, yerleşmiş sını aşağı çekiyor. (Bu sermaye sınıfı-
elektrik olarak geri dönüyor! Birçok
nü açtığını görenler şimdi artıyor. Ka- olanların çocukları, yeni kuşaklar ara- nın şikâyetçi değil, hoşnut olduğu, bel-
giden memnun ki yerinden, çok se-
pitalizmi öğrenmek sadece kitap- sında kartopu gibi büyüdü. Bir “yapay ki de yetersiz bulduğu “ucuz emek”
neler geçti dönen yok seferinden.
tan okuyarak olmuyor, yaşayarak öğ- servet etkisi”ne dönüştü. tablosudur.) Özeti, “haneler”in gelirle-
Bence hayat pahalılığından yakınma-
reniliyor. Son kırk yıl, bununla ağır- Kapitalizm her çevreden ve yayın- ri ya belli belirsiz şekilde artıyor ya da yan biri, ya hırsızdır ya deli. Otomo-
laşan dönemdir. Dünya kapitalizmi ma gücüne inanmalıdır. Kendi emeği- lardan şunu işliyordu: “Tüketim kade- sabittir. Borçlulukları ise sürekli ar- bil Avrupa’da bu kadarken bizde niye
bu kadar diyosun, ‘E var ki alıyon’ di-
“son aşaması”na vardıktan sonra bü- nin yaratacağı sınırlı gelire ve haklara melerinde tırmanabilirsin. Daha çok tıyor. Gelirle borçluluk
yor... Her şey bu kadar pahalı olma-
yük kavgalar (dünya savaşları) yara- değil. Kapitalizmin yarattığı dönüşüm borçlanırsan üst kademelere çı- arasındaki makas gitgide
sa sen de alıcan. Her şeyi simit üze-
tıp 1945’e eriştiğinde kıyıma uğrattı- burada, insanı adeta finansallaştırarak karsın!” Ama hep aynı tek açılıyor. Büyük kitle bu ma-
rinden konuşmaktan zaten şüphe-
ğı milyonlarca insana bakarak, kalan- dönüştürebilmekte yatıyor. sesle. (Sosyal medyada, kasın içindedir.
lenmek lazım. ‘Bari simit pahalı ol-
lardan bir “meşruiyet” arama noktası- sokaktaki röportaj- Yukarıda eğitim dedik. Merak eder-
masın’ diye ideal mi olur. Peh! İşi-
Bombardıman ve alıştırma
na gelmişti. 1950-80 dönemi, bunun da, münasip şekil- sek, orada da özel bir makas görürüz:
ne bak Ceeam! Bakıyorum zaten ku-
2000’lerde en dikkat çekici olan,
getirdiği bir “güler yüzlü kapitalizm” de giyinmiş bir Yükselen okul ücretleri, masrafları ve
rumlar vergimi geçen hesapladık da
sanki bir hücum borusu çalmış gibi
zamanı oldu. Kapitalizmin şeceresin- kadın elindeki bunun yarattığı aile borçluluğu
o yüzden konuşuyorum... yoksa biz
Türkiye’de
dünya finans sermayesinin kuvvetli
de müstesna bir dönem! İşçi sınıfına son model te- ile aile geliri arasında açılan
de mi ‘Simit çok pahalı ya’ diyip sıra-
insanlar dolarla ilk kez
itişiyle Amerika’dan volkanik patlama-
ve reformcu orta sınıfa bizim de 1961 lefonu göste- makas. Ama eğitimde bü- mızı savalım mı ? Memleket diyorum
larla doğan büyük likidite (dolar) bom- 1990’larda temas etmişlerdi. ...zengin ...zengin! Yalnızca bizim ha-
Anayasası ile tanıştığımız temel hakla- rerek “Bun- yük, yapısallaşan başka
berimiz yok! Misal hava 32 derece
bardımanı oldu. Dünya kısa sürede do-
rı kazandırdı. Sermaye sınıfı “lahavle ların hiçbi- bir makas var: Geliri ye-
Birbirlerine (altınla yaptıkları
hissedilen 18 gibi düşün” ifadelerini
lara boğuldu. Kapitalistleşen ülkele-
çekerek” vergi ödedi, sendikalaşmaya ri daha ön- tersiz ailelerin çocuk-
gibi) dolarla borç alıp vermeye
kullandı. Ekonomik krizi reddedenle-
re bu “rahmet” yağdı. Dünyanın “bü-
fazla direnmedi, toplumsal refah için ce yoktu. larını okuttuğu devlet
başladılar. Döviz büfeleri çıktı ve
re de ironik ifadelerle tepki gösteren
yük borçlanma çağı” açılıyordu. Fakat
çekilen “kırmızı çizgiler”e katlandı. Şimdi hep- okulları (imam hatip
küçük spekülasyonlara kolaylık
Yılmaz, deve fotoğrafı paylaşarak,
herkes için iyi oldu denilemez. İzlan-
Ancak, 1960’ların sonu, 1970’lerin si var” de- dahil) ile özel okullar-
sağladı. Kaybedenler (maaşını TL ile “Abi her şey düzgün, sen abartıyor-
da Devleti az kalsın iflas ediyordu. Za-
başlarında krize girdi ve “Artık tamam!” diği za- da yüksek ücretlerle
sun” dedi. l Haber Merkezi
alanlar) Karaköy’de “Yaktın beni
ten 2008’de her şeyin sonu geldi, kapi-
dedi. “Güler yüzlü” dönemi açmamak man, vurgu- okuyabilen çocukların
dolar!” diye bağırdılar. Sonra
talizmin büyük çöküşü yaşandı.
üzere kapattı. “Artık devlete vergi de- ladığı budur. düzeyleri, topluma ve
IŞİD LİDERİNE OPERASYON
kredi kartları icat edildi.
Türkiye’de insanlar dolarla ilk kez
ğil borç veririm!” diyerek yeni dönemi- “Yaktın beni dünyaya bakışları ara-
İlk, küçük alıştırma
1990’larda temas etmişlerdi. Birbiri-
ni topluma tebliğ etti. Eskisi gibi vergi dolar”dan “Şim- sında oluşan makas. Ül-
‘Türkiye’ye ikaz
lerine (altınla yaptıkları gibi) dolar-
yok, toplumsal refah da yok. Temel hak- di hepsi var”a ge- adımları atıldı. kenin sürüklendiği ağır ka-
la borç alıp vermeye başladılar. Döviz
ları sendikalaşmadan başlayarak “icabı- linmiş oluyor.) Ve lite sorununu yansıtan, gitgi-
olarak okunabilir’
büfeleri çıktı ve küçük spekülasyonla-
na bakılacaklar” listesine aldı. görüldü ki kapitalizmin de açılan, 21. yüzyılda topluma
HÜSEYIN HAYATSEVER
ra kolaylık sağladı. Kaybedenler (ma-
Türkiye’de 1980 rejimi adeta “büyük borçlandırarak verdiklerini ciddi sorunlar yaratacak görünen ma-
aşını TL ile alanlar) Karaköy’de “Yak-
kapitalizm”in bu “büyük çağrısı”nı dört siyaset kendi armağanı gibi sunabili- kas. Ayrıca konuşulmalı...
ŞİD lideri Ebu İbrahim el Haşimi el
tın beni dolar!” diye bağırdılar. Son-
gözle bekliyordu. Türkiye’yi geleceğin yorsa başarı elde etmektedir. O halde, Sağlık dünyasına bakarsak, orada da
IKureyşi’nin Türkiye sınırına yakın
ra kredi kartları icat edildi. İlk, küçük
“has kapitalizmi” ile tanıştırma misyo- ana çizgi budur. makaslar var. Ancak günde ortalama
mesafede, Türk askerinin de bulun-
alıştırma adımları atıldı.
nunu üstlendi. Takdim yirmi yıl kadar Borçlanarak her şeye erişilebilir iki yüz kişilik can kaybının olağanlaş-
duğu İdlib’de öldü-
Büyük adım 2000’lerin işte o ilk on
sürdü. 1980’den sonra sahneye çıkan- (“en yüce değer” artık budur) alışkan- tığı salgın ortamında oradaki dramla-
rülmesinin Türkiye
yılında geldi. Dolar bombardımanı ile
lar kadrolaştılar. Yeni kadroların zengin lığı yaygınlaştıkça, 2000’lerde eğitim ra hiç girmeyelim. açısından sonuçları
beslenen dış borçlanmanın tarihi des-
çeşitlilik içindeki koalisyonlarını seyret- ve sağlık banka-ticaret-müteahhit iş- tartışılıyor. Eski Ge-
Yardım organizasyonları nelkurmay İstihba-
teği ve bundan feyz alan banka-müte-
tik ve bunlarla 2000’den başlayarak ka- birliği alanına alındı. Üçü de bundan
rat Başkanı emek-
ahhit-ticaret kesimlerinin yepyeni iş- Bir önceki yazıda (24 Ocak) son
pitalizmin “reel rejimi”ne girdik. Her şe- kazandılar. Çocuğunuzu “eğitim kre-
li Korgeneral İsma-
birliği ile yeni piyasalar doğdu. Do- 40 yıllık ekonomi modelinin “pili
yi açıklamaya girişmeyelim. disi” çekerek ve bir yılı için ortala-
il Hakkı Pekin, “Es-
ğumdan kısa süre sonra patlama ya- bitmiş”liğini vurgulamıştım. Gelir ya-
ma 50 bin TL ödeyerek bir özel okul-
ki IŞİD lideri Ebube-
Pekin
Hak nedir?
parak büyüdü. Piyasalar insanları ilk ratma kapasitesi düşük, bu düşüklü-
da okutabilirsiniz. Sağlık alanında da
kir el Bağdadi’den
Dünya kapitalizminin 1990’larını ve kez kapitalizmin ana damarları ile ta- ğü artan borçlulukla takviyeye çalı-
farklı hizmet veren, donanımlı özel
sonra Kureyşi’nin de İdlib’deki Atme
2008’e varan büyük dalgalarını akıl- nıştırdı. Piyasalar onlara daha önce şan model. Takviye zorlaştıkça eko-
hastaneler artık çoğalıyor.
Kampı’ndan çıkması, bölgede çok sa-
da tutalım. Şunu görmek kolaylaşacak- sahip olmayı düşünemedikleri şeyleri nomide krizler sıklaşıyor. Bunları da
Kısa sürede alışılan tablo kendi in-
yıda asker bulunduran Türkiye’nin, bu
tır: Kapitalizm, artık elini kolunu bağ- sunuyordu: Konut, otomobil, ev eşya- şimdilik bırakalım. İnsan ve temel
san profillerini yarattı. İlk profil, tü-
kişilerin buradaki varlığına göz yum-
layan “toplumsal refah”tan kurtuluyor. ları, televizyon, bilgisayar, cep telefo- haklardan ayrılmayalım.
ketici kimliğine (geri dönüşsüz şekil- duğu şeklinde bir hava oluşturdu. Do-
Böylece her yere, her şeye adım atıyor. nu, vs. sahibi olmak. Bambaşka bir ya- İkinci profile bakalım: Borçlanama- layısıyla bu operasyon Türkiye’ye yö-
de) yerleşen yeni insanınkidir. Onun
nelik bir ikaz olarak okunabilir” dedi.
Ülkelerde demokrasi aramak gibi bir şam... Ve tümü krediyle... Yani, borç- yan ve pes edenler yardıma muhtaç
dünyası, 1961 Anayasası’ndaki (sağ-
Ebubekir el Bağdadi’nin 2019’da
tasası da yoktur. Siyasal etik kitaplar- lanarak. Olsun! Bunu “borçlanma hak- olanlar. Yaşayarak görülüyor, borç-
lık, eğitim, konut, çalışma hakları-
İdlib’de ABD’nin hava operasyonun-
dadır. Orada kalsın. Her rejim ile bağ- kı” olarak kabul ettiler. lanabilenler piyasa insanları olmuş-
nın temel toplumsallığına göre tanım-
da öldürülmesinin ardından, Kureyşi
daşılır. Meşrep genişlemiştir. Böylece kitleselleşerek kapitalizmin lardır. Piyasalardaki fiyatların, faiz-
lanan) “yurttaş”ınkine artık tümüy-
de geçen hafta İdlib’de Türkiye sınırı-
1990’larda şunu görmeye başlarız: tüketiciliğine terfi ettiler. Kapitalizm lerin, döviz kurlarının hareketlerine
le yabancıdır. Kapitalizm “Refah kişi-
na üç kilometre mesafedeki Atme ka-
Sağlığı, eğitimi kapsayarak verdiği top- insanlara borcu sevdirmeyi başarmış- öncelikle duyarlıdırlar. Bunların ne-
seldir, toplumsal değildir”i son 15-20
sabasındaki eve düzenlenen operas-
lumsal refah haklarını geri alma zama- tı. Tüketici kimliği vererek onları daha denleri hakkında fazla şey bilmese-
yılda yeni insana belletmiştir. Borç-
yonla öldürüldü. O dönemki ABD Baş-
nı gelmiştir. Bunları alıp metalaştıra- önce dünyaları- ler de yaşamlarının piyasalara bağ-
lanmaya gücü yeten, toplumsal-sınıf-
kanı Trump’ın, verdiği destekten do-
caktır. Piyasa ürünü yapacaktır. “Ge- nın ötesin- lı olduğunu öğrenmişlerdir. Duyarlı-
sal düşüncenin temel haklar zeminin-
layı teşekkür ettiği ülkeler arasında
lin, satın alın” diyecektir. Krediyle ça- de bulu- lıkları piyasalarla kontrol edilir, sı- Türkiye de yer almıştı, ancak Kurey-
den dışarı çıkmıştır. Artık ilgisi yok-
lışmakta olan şirketler kesimine şimdi nan nırlanabilir. Borçlanamayanların pi- şi operasyonunun ardından ABD kay-
tur. Kapitalizmin kodlarına uyum-
nakları Türkiye’nin katkısı olduğuna
insanı (“hane halkı”nı) ekleyip piyasa- nes- yasalara duyarlılığı yoktur ya da an-
la siyasallaşır. Kapitalizmden
dair bir bilgi aktarmadı.
lara sürebilmesi lazımdır. Yeni senar- ne- lamsızdır. Onların kontrolü için “yar-
borçla sağladığı kişisel refahı-
yo yeni insan ister. Bunu şekillendire- dım organizasyonları” icat edilmiştir.
nı bir siyasal kişiliğe borçluluk
Türk askeri bölgede
bildiğimiz ölçüde kâr potansiyelinin Muhtaç insan çoğaldıkça bu organi-
olarak algılar, öyle simgeleşti-
Kureyşi operasyonunun bölgede
nasıl arttığını göreceğiz. zasyonlar çoğalır, çeşitlenir. Siyaset
rir. “O’na borçluyum!” der.
yaratacağı sonuçları Cumhuriyet’e
2000’den sonra, hiçbir kalın, ka- dünyası bununla yakından ilgilenir.
değerlendiren emekli korgeneral Pe-
Makaslar
ra kaplı, ciltli kitapta “hak” ola- Orada karmaşık ilişkiler ve sorun-
kin, “IŞİD liderine yönelik operasyon,
rak yazılmasa da artık bir te- İkinci profil, lar vardır. Bir önemli bilgi şurada:
ABD’nin yanı sıra hem Suriye hem de
mel hak yaratılmaktadır: borca gücü yet- “Yardım”cıların çoğalması toplumsal
Rusya’nın işine geliyor. Çünkü ora-
Borçlanma hakkı! Bunu meyen ve pes hak anlayışını beslemez, zedeler hat-
daki terör örgütlerini temizlemek is-
keşfeden, ateşi keşfet- eden insanın- ta oluşmadan yok eder. tiyorlar. Bu operasyondan Rusya’nın
da haberinin olması muhtemeldir.
miş atasından şimdi ka- kidir. Kar- İki insan profilinin, borçlanabilen-
Bölgede çok sayıda Türk askeri var.
pitalizm için daha önemli- şımıza ki- ler ile borçlanamayanların siyasete
HTŞ başta terör örgütlerinin militan-
dir (Şaka değil!). Çünkü bor- şinin ge- bakışları kesişse de toplum katında
ları da bu bölgede. Bunların varlığına
cu keşfeden insan lir soru- bunlar “razı olan insan”ın farklılaşan
Türkiye’nin göz yumduğu görüntüsü
ekonomide kapita- nu çıkıyor; iki kategorisidir. Aralarında bir ma-
ortaya çıkıyor” dedi. Pekin, “Bağdadi
lizmin muhtaç oldu- yani zor sorun. kas açılıyor. Gözle görülüyor. Farklı
de Türkiye sınırına çok yakın bir böl-
ğu motoru, öncelik- İki gerçek var: karakterde iki topluluk oluşuyor. An-
gede öldürülmüştü, dolayısıyla ‘Türk
le tüketimi (talebi), Bir, resmi veri- cak, dikkat edelim, borca muhtaç in-
istihbaratının haberi olmadan bu ki-
sonra da spekülas- lerle Türkiye’de sanla yardıma muhtaç insan, ikisi de
şiler buralara gelmiş olamazlar’ şek-
yonu çalıştıracak- “hane borçlulu- refahın toplumsal hak olduğunu algı- linde bir mesaj veriliyor” değerlendir-
tır. O insan borç- ğu” “‘kullanı- lamaktan gitgide uzaklaşıyor. Biri pi- mesinde bulundu.
Pekin, “Haseke Cezaevi’nin basıl-
lanmanın getire- labilir gelir”in yasalar dünyasına, öteki “yardımlar”
ması, oradaki IŞİD unsurlarının kaçı-
ceği büyük satın al- (“milli gelir”in de- dünyasına kilitlenerek uzaklaşıyorlar.
şı ve liderlerinin öldürülmesi gibi ge-
lişmelerden, IŞİD’le mücadele vasıta-
sıyla YPG’nin ön plana çıkartılmasının
amaçlandığı sonucunu çıkartabiliriz.
21. YÜZYILDA ORTAÇAĞ DILIYLE KONUŞMAK
Suriye’nin kuzeyinde YPG kontrolün-
de özerk bir yapı kurulması için ABD
ve Rusya arasında bir mutabakat da
apitalizm Türkiye’de son 20 yılda eski ve Ama son 20 yılda şunu göre- düşük ücretten daha düşük bir yardım dü- mıyorum. Bu yüzyıllık bir bakış ufkuna sa-
Kyeni katmanlarıyla büyüdü, irileşti. Has biliriz: “Yurttaş” kavramı, te- zeyidir. Geçmiş yüzyıllara gider. Ama siya- hip hitaptır. Sanki daha kısa bir bakış uf- sağlanabilir. Bu, YPG’ye yeni görev-
kimliğini elde etti. Temel hakları kontrol altı- mel haklarını bilen, vazgeç- set dünyamıza yardımcı olacak kodlar, 1. kunun Cumhuriyet için yetersiz kalacağı- ler verilmesi ve Türkiye’nin sıkıştırıl-
na aldı. Ve son yıllarda siyaset topluluğunun meye “razı olmayan” insan ti- Elizabeth’in “Poor Act”indedir (1601). Bu nı hissettirir. 21. yüzyıla pencere açabil-
ması için önemli bir konu. Suriye ve
özellikle muhalefet kanadında yeni bir söy- pi kapitalizme fazla geldi. Pe- “kul hakkı yedirmemek” isteyenler için de- mek için hangi tarihten hareket etmek gere- Rusya’yla anlaşmak Türkiye için daha
lem moda oldu: “Kul hakkı”. Siyaset kapitaliz- ki, “Kul hakkı” diye bir şey nere- ğerli bir kılavuzdur. Önerilir. Önce çoğalan kiyor? Siyaset bunu söyleyebilmelidir. Top-
uygundu, şimdi daha farklı bir metot-
min yaşattığı rejime iyice ayak uyduruyorsa, den geliyor? Eğer dinler tarihine yoksulları, sonra işçi sınıfını kontrol altın- lum konuşmuyor, ama bunu bekliyor. 1961
la Türkiye’yi bu bölgeden çıkartma-
bu söylem bir parola demek olur. Toplumsal ve ortaçağa çekilmeyip iktisat Mümtaz Soysal da tutmak üzere hep yenilendi. “Poor” (bu- Anayasası’nı bu ufka yerleştirmeye çalışan
ya çalışacaklar. ABD’nin destekledi-
bilinçlenme olasılığını kesecek, “tevekkül”ü âleminden ipucu ararsak, dün- nu kapitalizm içinde “kul” diye düşünmek sevgili Mümtaz Soysal, müstesna gerçekçi-
ği Suudi Arabistan, BAE, Mısır gibi ül-
özendirecek, sermayenin ucuz emek tutkusu ya kapitalizminin dedesi İngiltere’ye başvur- lazım) sözcüğü 1867’den sonra bir daha kulla- liğiyle, 1980’deki çöküşü görerek ileri bak-
keler Suriye’de Esad yönetiminin de-
ile uyumlu bir işaret. mak lazım. Yani, gerçekçi olmak lazım. Ora- nılmadı. Uzatmayalım. maya çalışanları o zaman uyarmıştı: Elimiz-
vamı ve Türkiye’nin buradan çıkma-
Bilemeyiz, “yurttaş”tan uzaklaşarak “kul”a da “Kul hakkı yasaları” diyebileceğimiz “Poor Onuncu Yıl Nutku (1933) “Yurttaşlarım!” deki malzeme ne ise yeni yapılar ancak bu-
sı için uzlaşma sağlamış durumdalar.
yaklaşmak siyasette bir getiri mi sağlıyor? Laws”da aradığımız bilgi vardır: Piyasadaki en diye başlar. Hamaset olsun diye vurgula- nunla yapılabilir. Unutmayalım...
Dolayısıyla Türkiye burada sıkışmış
durumda” dedi. l ANKARA