26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 ŞUBAT 2022 PAZARTESİ HABER/YORUM 9 70 BİN KİŞİ COVİD-19’A YAKALANDI Kapitalizme alınmış toplum modelinde ‘esas oğlan’ şirketlerdir, ‘hane halkı’ ise yardımcı oyuncu 263 kişi daha yaşamını yitirdi ağlık Bakanlığı’nın paylaştığı günlük ko- Harikalar diyarında Sronavirüs verilerine göre, dün 440 bin 183 test yapılırken 70 bin 355 kişi Covid- 19’a yakalandı. 263 kişi ise yaşamını yitirdi. temelidir. Yoksa, maazallah model çalış- Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal med- maz. Ve dolar hacmi arttıkça “dünya ikti- ya hesabından yaptığı paylaşımda, “Salgı- darı pozisyonu” daha girift, incelikli ama nın Omicron döneminde asıl mücadeleyi karmaşık, çelişkili, maceralı, belalı ve ge- risk grubundakilerin hayatını riskten koruya- ri dönüşü zorlaşan bir hal alacaktır. Böy- rak vereceğiz. Bu mücadeleden, kendilerinin le görünüyor. Peki, borçlananlar sadece alacağı tedbirlerle, aşı ve tedavi desteğiy- “kondu”larından siteye terfi edenler mi- le, her birimizin bu gruptakilere göstereceği dir? (Bunlara, 1990’lardan itibaren kapi- dikkatle başarılı şekilde çıkmak zorundayız” talizm “emerging markets”, yani, “yeni dedi. l ANKARA/Cumhuriyet lis Harikalar Diyarında’yı hepimiz yetme piyasalar” dedi. Ülkeler artık kapi- okumuşuzdur. Kitabın ikinci bölü- talizm için birer piyasa idi. Esas kimlikle- Amünde küçük kız Alis “aynanın için- BİLİM İNSANLARINDAN BA.2 UYARISI: ri, “değerleri” bu olmuştu.) den öbür tarafa” geçer ve orada bambaşka Hayır. Zaten işin püf noktası da bura- bir dünya ile karşılaşır. Çeşitli karakterlerin dan başlıyor. “Ağa”nın egemenliğinde- ilginç bir mantıkla konuştuğu bir dünya. Omicron’dan ki bir sistemde “ağa” kreditördür. Öteki- İlk iki yazı ile (24 Ocak, 7 Şubat) ben leri borçlandırır ve böylece yönetir. Dün- de okuyucuyu “kapitalizmin aynası”ndan yada da 1990’lara kadar tablo sanki böy- geçmeye davet etmiştim. 2000’li yılla- daha tehlikeli le idi. Ancak, 1990’ların ortalarından ra girmiş, fakat 21. yüzyıla girememiş (ve oronavirüs salgınına dair yapılan ye- başlayarak iş değişti. İlginç şekilde, ön- “ayna”nın içinden geçtiğini pek fark ede- Kni bir araştırma, Omicron’un alt varyan- ce yavaş yavaş, sonra hızlanarak Ameri- memiş) ülkede nerede, hangi konum- tı “BA.2”nin daha tehlikeli olabileceğini gös- ka, dünyanın en büyük borçlusu makamı- da olduğumuzu kestirebilmek için. Böy- terdi. Tokyo Üniversitesi’nden bilim insanla- araştırmacının yabana atılmayacak de- rafa doğru açılmayalım. na oturdu! Devletler arasında, hacim iti- lece, önce insanlarımıza rastladık. “Ra- rı, Omicron’un BA.2 adlı alt varyantının da- ğerlendirmesiyle, burada “Türkiye eko- Kapitalizmin görkemli sitesindeki gök- barıyla bugün en büyük borçlu ABD fede- zı olanlar”ı, yepyeni bir kimliğe, tüketicili- ha ciddi hastalığa neden olabileceğini orta- nomisini yabancı yatırımcıların lunapar- delene dönersek, finansal yapı dünya ça- ral devletidir. Galiba, bugün 25 trilyon do- ğe sahip olabilmek için borçlananları gör- ya koydu. BA.2’nin Omicron’a göre daha hızlı kı yapmaktan başka bir amaca hizmet et- pındadır ve işi dünya çapında kaynak ak- lar borç stoku var. Bu yirmi yıl önce 3 tril- dük. Borçlanamayanları gördük. Dikkati- çoğaldığı ve daha bulaşıcı olduğu tespit edil- meyen” bir tablo var demektir. tarmaktır. Kime? Sermaye sınıfına. Onun yon dolar dolayında idi. Federal borç şim- mizi ilk çeken bu insan profili oldu. di. Araştırmacılar yeni varyantın Omicron’dan birikimini sürekli kılmaktır. Son tahlilde di ABD gayrisafi yurtiçi hasılasını aştı. Bu Kapitalizmin dünyasına alınmış insanları- bağımsız bir şekilde sınırlandırılması gerek- İnşaat (şimdi moda olan deyişle, “günün sonun- bir “züğürt ağa” tablosu mu? Hayır. “Fiat mıza bakarken, onlar hakkında birtakım yar- tiğini vurguladı. Çalışmanın yazarları, “Aşının da”) varlık nedeni budur. Eski alımlı, fa- Bir fantezi yapalım. Kapitalizmi bir bü- money”si ile doları o basıyor ve o dolarla gılar da kulağımıza gelir: “Bu millet cahil- neden olduğu bağışıklığın BA.1 gibi BA.2’ye kat yüksek olmayan finans yapısı, kapi- yük site gibi düşünelim. Hep yeni arazile- borçlanıyor. Kapitalizmin se- dir!” ve bunun zıttı, “Milletimiz öyle bir sağ- karşı çalışmadığını ve özellikle BA.2’nin cid- re yayılarak oraları kendi tapusuna geçi- talizmin 1980 sonrası senaryosu için naryosu bu yeni gelgitle işli- duyuya sahiptir ki!” en çok duyulanlardır. diyetinin BA.1’den farklı olduğunu gösteriyor. yetersiz kalmıştı. Gökdelen “yük- ren, inşaatını ha bire genişleten bir site. yor. Ve dünya borç stoku da Ancak böyle yargılar iktisatçı için anlam ta- BA.2’nin insan burun epitel hücrelerinde daha 1980’den sonra kapitalizm dünyayı kendi sekliği” gerekiyordu. Fazla mı 300 trilyon dolara erişmiş görünü- şımaz. Argo deyişle, iktisatçıyı kesmez (Baş- hızlı yayıldığını gösteriyor” açıklamasını yap- “ayna”sından geçirince şu görüldü: Öte- basit oldu? Değil. Yukarı- yor (Dünya hasılası ise toplam olarak ka alanlarda anlam taşır mı, bilemem.). tı. East Anglia Üniversitesi’nde tıp profesörü ki yapıların arasında bir gökdelen çıkı- da, TCMB’nin Finansal He- 100 trilyon dolar civarında). Kısacası, İlerleyelim. İktisatçılara rastladıkça, mes- Paul Hunter, çalışmanın BA.2’nin Omicron’un yor: Finans! Finansın sahibi kim? Ulusla- saplar Raporu, bunun Harikalar Diyarı’ndayız! lektaşlarımızın kendi aralarında başkasının orjinal versiyonuna göre daha ölümcül olabi- “Cahil” ya da rarası finans sermayesi. Finansın eskiden pek küçük ölçekte, kısa Bütün bunlara “iyi, kötü” pek sökemediği bir dille konuşarak kapita- leceğini gösterdiği sözlerine ekledi. DSÖ’den “sağduyulu” olarak de alımlı bir yapısı vardı. Ama gökdelen metrajlı (2012-2021) gibi değil, herhalde (eski- lizmin gösterdiği fotoğrafları yorumladıkla- Maria Van Kerkhove ise BA.2’nin artık her olunca işler çok değişti, büyüdü. Böylece, bir filmi olarak izle- kabul edilen “hane halkı” lerin deyişiyle) “eşyanın rını göreceğiz. Biraz onların izinden gidelim beş yeni Covid-19 vakasından birini oluştur- uzaktan bakınca dedik ki kapitalizm ön- nebilir. tabiatı”nı anlayabile- ve bilgi için emin bir yere yönelelim: Türki- “esas oğlan” değildir. duğunu vurguladı. l Haber Merkezi celikle finansal inşaattır. Bu gözlem son 1980’den itiba- cek şekilde bakmak ge- ye Cumhuriyet Merkez Bankası’na (TCMB). Yardımcı oyuncudur. kırk yılda yanlış çıkmış sayılmaz. ren ülkeyi yönetenler rekiyor. Uzun zaman- Bankanın araştırmacıları (nazar değmesin!) Asgari ücret dünyasını ÇOCUKLARA EĞİTİM Kapitalizmin sitesi ne ile ısınıyor, ye- “Türkiye’yi de kapita- dır içinde (fark ederek, hep yüksek nitelikli olmuştur. Bilginin ciddi yadırgamaz. Ve siyasette mekler ne ile pişiyor diye merak ediyor- lizmin bu büyük, gör- fark etmeden) yaşadı- merkezlerinden biri oradadır. “rıza sahibi” olmasında sanız, ana yakıt “dolar”dır (Başka yakıt- kemli sitesine taşıya- TCMB 2012 yılından başlayarak bir Fi- ğımız kapitalizmi öğren- da yadırganacak bir lar da vardır.). Dolar, o sitenin her yerin- lım” dediler. Dünya ser- me zorunluluğu büyüyor. İstismara karşı nansal Hesaplar Raporu yayınlar. Her de mülke sahip ve konumuyla dünyaya mayesinin komisyoncula- şey yoktur. Yoksa, “Bu millet cahil”, yıl, her çeyrekte ekonominin “finansal tepeden bakan yapının sahibi ABD”nin rı, IMF, Dünya Bankası, vs. “Milletimiz öyle bir sağduyu- değeri”nin -kabaca, varlıklar (tasarruflar, parasıdır. Onun parasıdır, ama kapita- bunu boyuna telkin ediyorlar- ya sahiptir ki” nakaratında kal- diyelim) ile yükümlülükler (borçlar, vs. di- farkındalık lizm için yaşamsal olan tarafı, dünyanın dı. “Kondu”da oturuyorsunuz, gelin bura- manın, kilitlenmenin dayanılmaz cazibe- yelim) – arasında nasıl değiştiğini (akımını) zmir Büyükşehir Belediyesi ilkokul döne- da parasıdır. Yani, bir paradan daha faz- ya taşının, diyorlardı. Türkiye’de de “kon- si bizleri bekliyor. ve toplamının fotoğrafını (stok halini) bu- İmi çocuklarına yönelik “Sınırlarım Onayım la “bir şey”dir. Daha 1970’te, Citibank’ın radan okuyabiliyoruz. Elbette ekonominin du” yakıştırmasını benimseyenler vardı. Farkındalık Eğitimi” projesini başlattı. İstis- (o tarihte, First National City Bank) baş- Seslerini yükselttiler. Ancak, görkemli si- Sahici dünya başka istatistikleri de var. Çeşitli veriler mara karşı farkındalığın amaçlandığı pro- kan yardımcısı Amerikan Kongresi’nin il- üzerinden düzenlenen çeşitli tablolar var. tede daireler pahalıydı. “Ziyanı yok, borç- 1970 Yılında Citibank başkan yardım- je kapsamında ebeveyn ve öğretmenlere de gili komitesinde söylüyordu: “Dolar soru- lanın, borçlandıkça ödersiniz, hep öder- Ancak, bu rapor Türkiye’de kapitalizmin cısının açık sözlülüğünden başlayıp, “ser- eğitim verildi. Projede çocukların bedenleri nu, likidite filan değil, doğruca hegemon- siniz” dediler. Ve öyle oldu. Ödeme sürü- ana ve yan damarlarını izleme şansı veri- best piyasa” peygamberleri üzerinden üstündeki söz hakları, bedenlerini nasıl ko- ya sorunudur!” İşte bu kadar. Kapitaliz- yor. “Finansal değer” kimden kime akıyor? yor. 2000”den sonra dünya finans piyasa- TCMB Finansal Hesaplar Raporu’na, ger- ruyacakları, mahremiyet ve onay gibi konu- min “ağa devleti” ABD için para mesele- larından borçlanmaya koyulan Türkiye, ol- Raporda ekonominin dokusu dört damar çek dünyamıza gelelim. İki gözlem yapa- lar ele alındı. 328 çocuğun konuyla ilgili ha- si “paradan daha fazla bir şeydir”i vurgu- üzerinden (iktisatçı diliyle, dört sektör) in- gun borçlu olarak borçlanıyor, lım ve bitirelim. zırladığı sanat etkinliklerini sahnelemesiyle luyordu. Bu, dünya iktidarı pozisyonudur ödüyor, borçlanıyor, ödü- celeniyor. Şunlar: Finansal olmayan ku- Kapitalizme alınmış toplum modelin- son buldu. l İZMİR / Cumhuriyet ve daha küçük çapta değildir. Ekono- ruluşlar (yani, üretim dünyasının şirketle- yor. Kim ödüyor, diye sorar- de “esas oğlan” şirketlerdir. Bankalar mi, finans, siyaset, jeopolitik o po- ri), finansal kuruluşlar (yani, bankalar, mali sanız, bunu ilk yazıda (24 üzerinden ya da doğruca finans piyasa- ÜZERİNDEN ALTI AY GEÇTİ zisyonda bütünleşiyor ve dai- Ocak) belirtmiştim. aracılar), genel yönetim ve hane halkı (ya- ları ile göbek bağı kurarlar. Mecburdur- ma aktif olmayı şart kılıyor. ni, halkımız, kâr amacı gütmeyen kuruluş- Ancak, dünya sermaye- lar. Ama onlara yetmeyebilir ya da tıkan- Şunu akılda tutmak la- sinden borçlanan sade- lar). Ana damar şirketlerdir. Öteki damarlar malar olur. O takdirde, siyasetin sorumlu Selde kaybolanlar zım: Dolar, son elli yıldır, ik- onu besliyor. Kaynaklar şirketlere akıyor. ce biz değildik. Kapitalizm “mevki”leri devreye girer. Borç gereksin- tisatçıların “fiat money” de- Yani, şirketler öteki damarlara hep borçlu- elbette borçla işliyordu. mesi Hazine üzerinden sağlanır. Bu halde diği bir paradır. Türkçeye bulunamadı durlar. Dördünün içinde, kendi aldığından Borçların yönetimi (ver, al, “kamu borçlanma maliyeti”nin ne oldu- tam çevirmek zordur. Şöyle daha çoğunu hep ötekilere veren ise “hane ver, al) finans sermayesi- ğunu ne olacağını bu maliyeti ödeyecek astamonu’da geçtiğimiz yaz meydana ge- diyebiliriz: “Buna para der- halkı”dır. Son on yıllık tabloda bu berraktır. nin işidir. Borçların olanlar, yani halk bilmez. Ödedikten, ya- Klen sel felaketinde kaybolan sekiz yurtta- ler, dedim ve herkes “pe- Dört damarın bir de beşincisi var: “Dış hacmi büyüdük- şa altı aydır yapılan çalışmalara karşın ulaşı- ni kaynak kendisinden aktarıldıktan son- ki” dedi” diye tanımlanabi- alem”. Yani, kapitalizmin dünyası. O olma- çe finans ser- ra, anlatanlar olursa belki öğrenir, belki lamadı. Yaşanan selde Kastamonu’nun Boz- lir. Bir hazır karşılığı yok- dan olmaz. Şu görülüyor: “Hane halkı”nın mayesi gökdele- kurt ve İnebolu ilçelerinde 65 kişi yaşamını öğrenemez. tur. Kabule dayanır. Eskiden yitirdi, sekiz kişi ise kayboldu. Ekipler tara- besleyici tasarrufları ötekilere yetmiyor. nine yeni kat- “Cahil” ya da “sağduyulu” olarak ka- vardı: Altın. Amerika o za- fından hem karada hem de suda gerçekleş- Başta şirketler olmak üzere, ekonomi sü- lar çıkar. Çün- bul edilen “hane halkı” ise “esas oğlan” manlar “Bana dolarımı ge- tirilen arama çalışmalarına altı ay geçmesi- rekli açık verdikçe “dış alem”den alıyor. kü, kapitaliz- değildir. Yardımcı oyuncudur. Bankadan tirene, karşılığı ne kadar al- ne karşın sekiz kişiye ait hiçbir ize rastlana- Aldıkça alıyor ve o da verdikçe veriyor. min görkemli borçlanacak ve tüketici olacaktır (Borç- tın ise verebilirim” diyor- madı. İhbara dayalı olarak sürdürülen arama “Dış alem”i dünya finans sermayesi diye sitesinde kay- lanamayanlar zaten Finansal Hesaplar’a du. 1971’de, “Artık vermi- çalışmalarının haricinde ekipler, sahil şeri- okursak, işi kolay kavrarız. nak aktarma işi girmez) Şirketlere tasarrufları aktarma yorum. Bu taahhüdüm bit- dinde de tarama yapıyor. l Haber Merkezi Biliyoruz, kapitalizm borçlandırarak iş- büyüdükçe bü- sürecinde “hane halkı”nın rolü kesintisiz- miştir!” dedi. O tarihten beri ler. Ancak, iktisatçı diliyle söyleyelim, yür. Görünüyor dir. Asgari ücret dünyasını yadırgamaz. herkes “Peki” diyerek du- sektörlerin net finansal değeri (varlıklar ki, bu dünya Ve siyasette “rıza sahibi” olmasında da rumu kabulleniyor. He- eksi yükümlülükler) hep negatifse ve ne- ekonomisi hep yadırganacak bir şey yoktur. “Ayna”nın gemonyaya buradan da gatiflik gitgide artıyorsa, büyüyen açık daha çok dolar arkasında görülecek çok şey var. Şimdilik bakabiliriz. Ancak, o ta- “Dış alem”ce karşılanıyorsa, değerli bir isteyecektir, is- bu kadar yeterlidir. “SERBEST PİYASA” MARMARA’DAKİ TEHLİKE apitalizm finansal gökdelenin ön- rincisi, sermayenin olağanüstü ser- rinde köktenci bir bayrak görülmüyor lizler ve tezlerden oluşan bir bütündür. Kderliğinde (teknolojik yenilikler- bestliği için kapitalizme yeni hukuk, (Türkiye’de bayrak hâlâ gönderde). Toplumların böyle bir bütünlüğü göre- Deniz salyası le de bezenerek) 1980’lerde yepyeni yeni mevzuat lazımdı. Kapitalizm ken- “Serbest piyasa” temellendirilebile- bilmeleri bir canlılık işaretidir. Dogma bir senaryoya geçti. Model de diyebi- di hukukunu kendi yapar. Devletlerin cek bir ekonomik analize değil, inanca, ve hurafe ise salt inanca dayanır. Kanıt mercanları öldürdü liriz. Bu dünyada tartışmasız “tek mo- yerleşmiş hukukuna bağlı kalmak iste- inançla takviyeli iktidar gücüne daya- ve analizle temellendirilemez. 1980’ler- del” olmalıydı. Sermayenin dünya ça- mez. Bunlar ona dar gelir. Anayasalar- lı bir slogandı. Ta eskiden, 19. yüzyılın den sonra “serbest piyasa”cılık ideolo- armara Denizi’nde geçen yıl görünme- pında engelsiz akabilmesi için (serma- dan başlayarak bunları sevmediğini za- kapitalizminde “rekabet” (önce, “tam”, ji zemininden hurafeye doğru ilerlemiş Mye başlayan, suyun yüzeyini ve derinleri- yenin sonsuz dünya gezisine “küre- ten gösterir. Ticaret, borçlar, icra if- sonra “aksak”) henüz mal piyasaların- görünüyor. Yoksa, bunun peygamber- ni saran ve “deniz salyası” olarak da bilinen selleşme” dediler) kapsanmayan yer las, hepsi öncelikle, gereğince (dola- da geçerliydi. Kapitalizm 20. yüzyılın leri ve elçileri “geliyorum!” diyen “Bü- müsilaj, mercan ve sünger nüfusunu olumsuz kalmamalıydı. rın serbest akışını sağlamak üzere) her başlarında artık “son aşaması”na geç- yük Çöküş”ü göremeyip, bunun “ebe- etkiledi. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fa- Finans sermayesi kendi alet, edeva- yerde, uluslararası piyasaların istekle- tikten sonra, rekabet de laboratuvara, di” olduğunu sonuna kadar savunur- kültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nur Eda Top- tını (enstrümanlarını) 1980’lerden baş- rine uyumla değişmelidir ve değişti. İş soyutlama düzeyine yerleşti. 1945’ten lar mıydı? çu, “Dibe inen müsilaj ne layarak yeniledi, çeşitlendirdi. Kendi- kanunları ise haydi haydi. (Türkiye’nin sonra kapitalizm ekonomide devlete Bir nokta daha var. Sermayenin bu yazık ki çok sayıda merca- ne yeni türler yarattı. Bunları çoğalt- siyaseti de karınca kararınca 2007 se- muhtaç olunca, bundan ürken çevre- yeni senaryo ile ortaya çıkan kuvvet- nı, süngerler de dahil bentik tıkça, çoğalttı. Çeşitli piyasalar vardı, çiminden sonra bazı uzmanlara bir ana- ler “serbestliği” tartışma ortamına sür- li tercihi, toplumu piyasalar üzerine in- canlıları öldürdü” dedi. ama aralarında da duvar ya da tel ör- yasa taslağı hazırlatıp New York’a, Co- düler. Tutmadı. 1970’lerden, kapitalizm şa edebilmekti. Büyük borçlanma, tü- İstanbul Üniversitesi Su güler vardı. Bunlar o yıllardan başlaya- lumbia üniversitesine görücüye çık- durakladıktan ve finans sermayesi ön- ketim ve bunun sarhoşluğu sermaye- Bilimleri Fakültesi’ndeki bi- rak yıkıldı. En büyük yıkım ve yeniliği maya göndermemiş miydi? Türkiye’de derlikle sahneye çıktıktan sonra “ser- yi bir başka hurafeyi keşfetmeye yön- lim insanlarının yürüttükleri kapitalizmin en azından 200 yıllık mer- hukuk çevreleri o taslağı henüz gör- bestliğin” zamanı gelmiş oldu. “Ser- lendirdi: Piyasa demek demokrasi de- kezi piyasası olan City of London yap- memişlerdi!) best piyasa” her şeyden önce finans mektir! Piyasalar serbest, pürüzsüz TÜBİTAK destekli araştırma- tı (1986). Buna “Big Bang” dediler. Ev- İkincisi, 1970’de durgunlaşan ve akımlarının engelsiz, tam serbestliği, tercihler demektir! O halde, demok- nın ilk verilerine göre müsi- renin başlangıcındaki “Büyük Patlama” bundan ürken kapitalizme kökten- bu serbestlikle ekonomilerin kapitaliz- rasinin yegâne alanı ve güvencesi pi- Nur Eda Topçu laj, Marmara‘daki mercanları gibi, finans sermayesi önderliğinde ka- ci bir “bakış” gerekli oldu. Bir ek ide- me göre şekillendirilmesi demek oldu. yasalardır! ve süngerleri olumsuz yön- pitalizm ekonomi evrenini yeni baştan oloji. Belki de ana ideolojinin tazelen- Finansın ana kumandasını tutan mer- Sermaye bu yoldan, kendi “mut- de etkiledi. Öte yandan, fırsatçı hidrozoa (Po- kurgulama harekâtına başlıyordu. Ba- mesi. Bunun peygamberleri uzun sü- kezlerin (City ve Wall Street) ağırlığı lak tercihi”nden yürüyerek, kapsadığı lip) türlerinde de artış kaydedildi. Prens Adala- rajın kapakları açıldı. Sermaye akımla- redir izinliydi. O zaman sahneye çık- arttı. Likidite pürüzsüz, sıkıntısız aka- alanlarda inşa edilmeye başlanan her, rı bölgesinde dokuz istasyonda dalış yaparak rı coşmaya başladı. Coşku elbette iki tılar ve 1980’den itibaren “serbest pi- bilmeliydi. Bu ana koşul. Ve sadece o ama her tür siyasal modele sahip çık- sünger, mercan ve hidrozoa gözlemleyen bi- büyük merkezi piyasanın (City of Lon- yasa” sloganı ile iktisat peygamberli- merkezlerin adı konulmayan denetimi tı. Kendi ekonomik ve siyasal mode- lim insanları, müsilajın vermiş olduğu hasara don ve New York’un Wall Street’i) gö- ği makamına oturdular. 2008’deki “Bü- altında “serbestlik”. Kısaca, sermaye linin bütünlüğünü topluma “piyasalar dikkat çekti. Bölgenin sünger türleri açısından zetimi ve güvencesi altında, finansın yük Çöküş”e kadar fetvaları benim- sınıfının 1980’in dönemecinde başlayan eşittir demokrasi” olarak sundu. Ve zenginliğinden bahseden Topçu, “Küçücük bir yeni türleriyle yepyeni piyasalar aça- sendi. Slogan bayraklaştı ve gönderde temelden ve kuvvetli tercihini gözden bundan kazandı. 2000’ler böyle baş- alanda renk skalasındaki her rengi görebilece- rak kanallarını yarattı. kaldı. 2008’den (büyük hayal kırıklığın- kaçırmamak gerekir ki “serbestlik”teki ladı ve devam etti. Eleştiriler olursa, ğiniz bir yerdi. Şu anda her şey kahverengi gö- Ayrıntıları ve gelişmeleri şimdilik bı- dan) sonra gönderden indirildi. Son yıl- gerçek boyut görülebilsin. onlara, “Efendim, ideolojik bakmaya- rünüyor. Süngerlerde de çok azalma var” ifa- rakalım. İki noktaya dikkat çekelim. Bi- larda artık kapitalizmin ideoloji gönde- İdeoloji, tartışmaya daima açık ana- lım!” denildi. delerini kullandı. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear